MUTLAK HACİM GÜCÜ (MHG), Patlayıcı emülsiyonların güçlerini değerlendirebilmek için gerekli parametrelerden biri olup; her bir birim hacmindeki mevcut termokimyasal ısı enerjisinin mutlak miktarı. Bu değer, patlayıcının enerji randımanın en temsili göstergesidir; çünkü onun yoğunluğuna bağlıdır ve kal/cm3 olarak ifade edilir.
MUVAKKAT TAHKİMAT, 1) Galeri ve kuyu açılması sırasında daimi tahkimatı yapmaya imkan sağlamak üzere yerleştirilen geçici tahkimat şekli. 2) Üretim yerinde çalışanların iş güvenliğini sağlamak için şeytan bağı adı verilen tek çatal ve kısa sarma kullanılarak yapılan tahkimat. 3) Alına dik sarma ile çalışan ayaklarda ikinci çatal yeri açılıncaya kadar sarmanın tutulmasını sağlamak üzere vurulan çatal. —> Şekil.
MUVAZ, Kuyu içinde, kılavuzun tesbit edildiği yatay kiriş.
MUVAZ KASASI, Kuyu içinde gidaj raylarını (kayıtlarını) sabit bağlamak için kuyu içine yerleştirilen kirişleri, kuyu cidarına yerleştirmek için bırakılan boşluklar. Muaz kasası (boşluğu) bırakılmayan kuyularda kuyu cidarına saplama ile —> Konsol yerleştirilerek aynı iş görülür.
MUYLU, —> Mil.
MUYLU EKSENİ, Takeometre ve teodolitin dürbün eksenine dik olan, dürbünün dönme hareketini ve âlete bağlantısını sağlayan eksen. Âlet yüksekliği, muylu ekseninin zeminden yüksekliğidir.
MUZAYYİK HAVA, Sıkıştırılmış (tazyikli) hava. —> Basınçlı hava.
MÜESSESE, 1) Sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet teşekkülüne veya kamu iktisadi kuruluşuna ait olup, ona bağlı işletme veya işletmeler topluluğu. 2) Teşekküllere bağlı tüzel kişiliği haiz ve faaliyetlerinde belirli ölçüde (sınırlı sorumlu) özerk olan işletme veya işletmeler grubu. 3) Bir coğrafi bölgede kurulmuş birbirleri ile bağlantılı üretim faaliyetlerinde bulunan (son ürün veya birtakım prosesleritibariyle) bir tek yönetimle yönetilen fabrika veya fabrikalar grubu.
MÜHENDİS YEMİNİ, Ben bir mühendisim. Mesleğimle iftihar ediyorum. Mesleğime karşı yerine getirmeye kararlı olduğum sorumlulukla-rın bilincindeyim. Mühendis olarak sadece dürüst bildiğim işlerde çalışacağım. Beni bir işin başına getiren ve benden görev bekleyen kişiye ve kuruluşa karşı üstün sadakatla ve bütün gücümle çalışacağım. Gerektiği anda bilgi ve becerimi kamu yararına esirgemedenharcıyacağım. Mesleğimin yüksek şerefini kıskançlıkla muhafaza ederken, bu meslekte hizmet veren ve aynı amaca yönelik gayret sarfeden meslektaşımı koruyacağım. Ancak gerekirse mesleğe lâyık olmadığını gösteren bir kişiyi uyarmaktan çekinmeyeceğim.
Ülkemin gelişmesinde meslektaşlarımın verdiği hizmetlerin payı büyüktür. Onlar sayesinde doğanın madde ve enerji kaynakları yararlı kılınmıştır. Yine onlar sayesinde bilimsel prensiplerin ve deneyimlerin verdiği bilgi, uygulama sahaları bulmuş ve canlı birer anıt olarak dikilmiştir. Bunlar yanında ben ne kadar çalışsam azdır. Bu bakımdan bütün gayretimi mühendislik bilgilerinin yararlı kılınmasına adayacağım. Bu arada özellikle genç arkadaşlarıma karşı, mesleğimin bütün gelenek ve bilgilerini öğretmeye çalışacağım. Bitaraflık, sevgi, hürmet ve mesleğimin şerefine bağlılık duygularından asla ayrılmayacağım. Söz veriyorum.
MÜHENDİSİN SÖZÜ, —> Mühendis yemini.
MÜHRE, Tezhip (yaldızlama) san’atında aharlı (nişasta ve yumurta karışımından oluşan cilâ), kâğıdın üzerindeki pürüzleri gidermek için kullanılan ve zeberced veya akikten yapılan, ahşap saplı küçük el âleti.
MÜHRESENK, 1) Balgamtaşı. 2) Güzel sanatlarda bezemeleri ve yaldızları mühre-lemekte (parlatmak, düzeltmek, cilâlamak) kullanılan bir sapın ucuna takılmış akik türünden bir taş.
MÜMKÜN İŞ ORANI, Ağır iş makinelerinin fiili iş saati ve vardiye esnasındaki mecburi duruş saatleri toplamının; çalışılması mümkün iş saatine bölünmesiyle elde edilen oran.
MÜMKÜN REZERV, Boyutları hiçbir şekilde belirlenmemiş olan ve varlığı ancak ümit edilen maden kütlesini ifade eden kavram olup, prospeksiyon çalışmaları, jeolojik ve jeofizik etüdleri kısmen tamamlanmış olup, genel jeolojik yapıya ve varlığı belirlenmiş olan diğer rezerv sınıflarına dayanak bulunacağı ümit edilen, fakat arama işlemlerinin yapılmamış veya yok denecek kadar yetersiz olması nedeni ilelokasyonu ve uzantıları hiçbir şekilde tarif edilemeyen, dolayısı ile işletme ve planlama çalışmalarında rezerve katılmayan rezerv sınıfı.
Mümkün rezerv, işletilebilirlik açısından yapılan ekonomik hesaplara dahil edilmez. Mümkün rezerv; belirli mümkün rezerv ve tahmini mümkün rezerv olmak üzere ikiye ayrılır.
Pratikte mümkün rezervin hata sınırı genellikle ± % 50’nin üzerinde kabul edilir.
MÜNFESİH, Hakların hiçbir bildirime gerek kalmaksızın otomatik olarak fesh olunması.
MÜRDESENK, Kurşun karbonat veya serüz.
MÜŞTEREK İŞLETME METODU, Maden yatağının derinlere doğru uzanması halinde; açık işletmenin ve kapalı işletmenin müştereken yürütülmesi. Genellikle açık işletmenin ekonomik sınırlara erişmesi, aynı yatağın farklı özellikleri haiz kesimlerinin alınması zorunluğu, açık iletmenin drenaj veya taşıma problemleri, müşterek işletme metodunun uygulanmasını gerektirir.
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - N
|
NABİT, Tabiatta saf olarak bulunan metalleri nitelendirmek için kullanılan sıfat (nabit altın, nabit bakır gibi.)
NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ, Atom numarası 57 olan lantan ile atom numarası 71 olan lutesyuma kadar 15 elementten oluşan lantanitler grubu ile bu grupla kimyasal benzeşimleri olan, 21 atom numaralı standiyum ve 39 atom numaralı yitriyumla birlikte toplam 17 adet element grubu. Bunlar 1) Hafif nadir toprak elementleri veya seryum grubu (lantan, seryum, praseodinyum, neodinyum, prometyum, samaryum, europyum); 2) Ağır nadir toprak elementleri veya yitriyum grubu (gadolinyum, terbiyum, disprosyum, holmiyum, erbiyum, thulyum, yitterbiyum, lutesyum, yitriyum, skandiyum); olarak iki gruba ayrılırlar. Nadir toprak elementleri doğada serbest halde bulunmazlar. Nadir toprak oksitlerin % 95’i; bastnazit, monazit ve ksenatimde bulunur.
Nadir toprak elementleri; oksit, klorür, florür, karbonat, nitrat, hidrat, silikat ve fosfat gibi tuzları karışık oksit, ayrı ayrı metaller, yitriyum dışındaki elementlerden oluşan mischmetal (karışık metal), yüksek saflıkta metal ve alaşımlar halinde üretilmekte ve tüketilmektedir. Nadir toprak elementlerin % 36’sı katalizör olarak, % 31’i metalurjide, % 30’u cam ve seramik sanayiinde, % 3'ü ise diğer alanlarda kullanılır.
NAKLİYAT, 1) Genel anlamda eşyayı, insanı, malı, her çeşit taşınan değerleri bir yerden başka bir yere götürme. 2) Maden yatağında bulunan cevher veya kömürün açık işletme veya yeraltı işletmesi yöntemleriyle kazıldığı damar veya filondan yerüstünde zenginleştirme ve hazırlama tesislerine ve kullanma yerlerine kadar taşınması. Yeraltı ve yerüstü maden ocaklarında taş malzeme ve insan taşıma işleri de nakliyat kapsamına girer. Yeraltı işletmelerinde, panolarda (graviteden yararlanarak oluksuz veya —> Sabit olukla; —> Sallantılı oluk, Zincirli konveyör, Bant, Skraper açık işletmelerde (ekskavatör-kamyon, ekskavatör-demiryolu ve ekskavatör-bant, draglayn), kullanarak, yeraltı ve açık işletmelerde hidrolik kazı yapılan yerlerde (kazıda kullanılan suyun yardımı ile) hidrolik nakliyattan yararlanılarak, kuyularda (—> İhraç vinci, Desansör, Hidrolik vinç, Hidrolik nakliyat), yeraltı işletmelerinde demiryolu ile nakliyat yapılan meyilli yollarda (varagel, vinç), düz yollarda (troley lokomotifi, akülü lokomotif veya dizelli lokomotif (dizelli ocak motoru yani küçük lokomotif) kullanılarak katarların çekilmesi suretiyle nakliyat sistemi düzenlenir. Ayrıca düz ve meyilli yollarda hem yeraltı ve hem de açık işletmelerde bant döşemek suretiyle bantla; hidrolik nakliyat sistemi, bilhasa ramble yapılan panolarda pnömatik (basınçlı hava ile taşıma) nakliyat yöntemlerinden yararlanılır. Yeraltında bacalarda ve taban yollarında yerine göre arabaların itilmesi insan gücü kullanılarak veya 4-5 tonluk arabalı küçük katar halinde katırlara çektirilerek pano içinde cevher, kömür ve taş nakliyatı yapılır. Bunların yanında, yeraltı maden işletmelerinde taban ve tavan yollarının özellikle dar kesiti haiz olduğu durumlarda, tavana asılı raylar yardımı ile (monoray sistemi) malzeme taşınır.—> Monoray.
NAKLİYAT SİSTEMİ, Taşıma işinin tarzı ve uygulamasını belirleyen sistem. Esas olarak devamlı ve gidiş-gelişli olmak üzere iki gruba ayrılır.
Bant, hidrolik vb. taşıma devamlı; kamyon, vagon vb. taşıma da gidiş-gelişli nakliyat sistemine örnek gösterilebilir.
NAKLİYAT YOLU, Yeraltında ve yerüstünde maden malzeme ve personel naklinde yararlanılan galeri ve yollardan herbiri.
NAKLİYAT RESMİ, Devlet kuruluşları ile tüzel veya gerçek kişiler tarafından belirli tarifeye göre gidiş-gelişlerde tren, otobüs ile deniz ve hava nakliyatında seyahat eden yolcuların ve malların bilet ve taşıma paralarından mevkilere göre farklı oranda alınan ve nakliye firması ve idareleri tarafından hazineye yatırılan vergi.
NAKLİYE SENEDİ, Mal gönderenle nakleden arasında malın ne şekilde nakledileceğine, teslim ve tesellümüne mahsus kararlaştırılan esasları kapsayan senet.
NALPARA, Mermer ocaklarında kullanılan —> Akis çivisinin altına ve üstüne konarak çivinin rahat bir şekilde girmesini sağlayan, kasnak lamalarından yapılmış 0,5 x 12 x 10; 0,5 x 12 x 15; 05 x 12 x 20 cmebatlarında sac parçaları.
NARTAŞI,—> Grena.
NASIRTAŞI,—> Pomza taşı.
NAVİGATÖR, 1) Hareket halindeki geminin önceden saptanmış bir hat üzerinde gitmesini temin eden yardımcı teknik eleman. 2) Uçak seyrüsefer aletleriyle veya bu aletler olmadığı takdirde mevsimin müsaade ettiği her zaman çıplak gözle, haritayı takip ederek, uçağı belirli hatlar üzerinde bir noktadan diğer bir noktaya sevkeden, travers, münhani, kontrol hatlarının istenildiği gibi uçurulmasını temin eden ve her an uçağın mevkiini belirtebilen görevli. 3) Navigasyon yapan. 4) Uçak cihaz operatörü.
NAVLUN, Deniz ve nehir yolu ile taşınan eşya için ödenen nakil ücreti. Navlun bedeli resmi bir tarifeye veya sözleşmeye göre tahakkuk eder. Bazan kara yoluyla taşınan yük için verilen ücrete veya taşınan yüke de navlun denir.
NAZARİ TAHKİMAT YOĞUNLUĞU, Müstakilen vurulan madeni veya ağaç direklerle, uzun ayak içinde ve makine yerinde, beher m2 serbest tavana isabet etmesi gereken direk sayısı. Bu yoğunluk tahkimat düzenine bağlıdır.
NECEFTAŞI, Kuarsın saydam, berrak ve kusursuzluğu nedeniyle süsleme atında yaygın olarak kullanılan türü. Eskiden pırlanta kesimli neceftaşından mücevher yapımında yararla-nılırdı, ama günümüzde neceftaşı yerini cama ve plastiğe bırakmıştır. Neceftaşı optik özelliği mercek ve prizma yapımında, piezoelektrik etkiye sahip olması nedeniyle de elektrik devrelerindeki salınımın denetlenmesinde kullanılmaktadır. Fiziksel özellikleri kuarsınki-lerin aynıdır. Neceftaşı dağ billuru veya kayaç kristali olarak da anılır (bilinir). —> Kuarsın kıymetli taşları, Kuars (SiO2), Kristalin kuars (SiO2), Saydam kıymetli taşlar.
NEFELİN, Sodyum ve aluminyum bakımından zengin, silis bakımından fakir bir —> Feldispat türü (Na Al Si O4) (Eleolit KAl SiO4). Nefelin alkali siyenitlerde nefelinbazaltlarda yaygın olarak bulunur.Nefelinsiyenitler cam sanayiinde, seramik, boya, plastik, kauçuk, soda ve çimento sanayiinde kullanılır. Eleolitle birlikte kimyasal formülü [ (Na, K)8 Al8 Si9 O 34 ]’dır.
NEFESLİK, Bir kapalı işletmede ocak içindeki havanın ocaktan çıkışını veya aspiratörle emilmesini sağlayan kuyu, galeri, vb. ile hava çıkış veya dönüş yolu. —> Kaçak yolu.
NEM, Havada bulunan su buharı miktarı. Bir kg havada bulunan su buharı miktarına “Mutlak nem”, belli sıcaklıkta, birim hacim havada bulunan su buharı miktarının, o sıcaklıktaki doymuş havada bulunması gereken su buharı miktarına oranına da “Bağıl (nisbi) nem” denir.
NEMÖLÇER, —> Higrometre.
NENİLİT, Gri veya çikolata renkli bir —> Sileks.
NEZARET, Maden işletmelerinin, tekniğine ve emniyet nizamnamelerine uygun olarak yürütülmesinin kontrolu.
NEZARETÇİ, 1) Bir maden işletmesinde işlerin yürütümü, makine, tesis veya teçhizatın işletilmesini sağlamak için, fenni nezaretçi tarafından görevlendirilen ve bu işleri yürütme hususunda gerekli yetkiye sahip teknik eleman veya ehliyetli ve sorumlu kişi. 2) İşletmelerin teknik ve emniyet yönünden nezaretini yapan sorumlu ve yetkili maden mühendisi. —> Fenni nezaretçi. Daimi nezaretçi.
NEZARET PERSONELİ ÜNVANLARI, Çavuş, başçavuş, kıdemli başçavuş, asmadenci, madenci, üsmadenci, başmadenci (başefendi).
NİKEL ÇELİĞİ, Elastik limiti yüksek olması için bünyesine Siemens Martin veya elektrik fırınında Ni ilave edilen çelik (% 3,25 Ni; % 0,2-0,5 C).
Bünyesinde % 22-25 Ni ilave edilen çeliğin genleşme katsayısı çok düşük olur. Bu özellik bilhassa demiryollarında çok önemlidir.
NİRENGİ, 1) Harita yapımında, arazide sabit olarak belirlenen nokta (nirengi noktası). Sabit noktalar için beton kazıklar, demir borular, kesme taşlar, özel imal edilmiş havadan da görülebilecek şekilde ağaç kuleler kullanılır veya minare gibi sabit yapıtların uç noktalarından yararlanılır. —> Nirengi kanavası.
NİRENGİ AĞI, 1) Nirengi noktalarının birbirleri ile birleştirilmesi suretiyle meydana gelen üçgenler sistemi. 2) Nirengi şebekesi.
NİRENGİ KANAVASI, Nirengi noktalarının derecesi, adedi, numarası, hesap sırası ve gözlem doğrultularını belirtmek için düzenlenmiş, özel işaretlerine uygun ve ölçekli çizim (TS 1662). Nirengi kanavası üçgen ya da köşegenli dörtgenlerden oluşur ve nirengi noktaları bütün alanı bir yüzey ağı gibi boşluksuz kaplar. Büyük ölçekli haritaların yapımında kullanılan kanavalarda; birinci, ikinci ya da dengelenmiş üçüncü derece nirengi noktaları bulunur.
NİRENGİ NOKTASI, —> Nirengi.
NİRENGİ ŞEBEKESİ, —> Nirengi ağı.
NİSBİ HACİM GÜCÜ (NHG), Patlayıcı emülsiyonlarının güçlerini değerlendirebilmek için gerekli parametrelerden biri olup, emülsiyonun her birim hacmindeki mevcut enerjisinin 0,81 g/cm3 yoğunluğundaki dökme ANFO’nun aynı hacmine mukayesesinin bir ölçüsüdür. NHG, patlayıcı emülsiyonunun MHG (Mutlak hacim gücü)’sinin, ANFO’nun MHG’sine bölünmesi ile elde edilen soucun 100 ile çarpılmasıyla hesaplanır.
NİŞ, 1) Varagel ve vinçlerin dip ve başları ile ara katlarında (ızgaralarda) görevli işçilerin korunmaları için serbestçe sığınılabilecek boyutlarda yapılan sığınak (yuva). 2) Lağım ve tünellerde korunma cebi.
NİŞADIR, Tuzlu, yakıcı ve beyaz renkli amonyak tuzu. Amonyum klorhidratın ya da amonyum sülfatın ticaretteki adı. —> Amonyum klorür.
NİTRİK ASİT (H NO3), Nitratasidi ve kezzap diye de anılır. Yüksek derecede aşındırıcı, renksiz ve dumanlı sıvı. Laboratuvarlarda çok kullanılan bir ayıraç olmasının yanı sıra sanayide gübre ve patlayıcı madde üretiminde yararlanılan önemli bir hammadde.
Nitrik asit üretiminde yararlanılan başlıca yöntemlerden biri amonyağın bir katalizör eşliğinde yükseltgenmesine dayanır.
Nitrik asit ısıtıldığında su, azotdioksit ve oksijene ayrılır. Kuvvetli bir asittir; -42°C da donar, 83°C da kaynar. Nitrik asit amonyakla tepkimeye girerek gübrelerin temel bileşeni olan amonyum nitrati, gliserin ve toluenle tepkimeye girerek patlayıcı madde olarak yararlanılan nitrogliserin ve trinitrotolueni oluşturur. Ayrıca metallerin oksit ya da nitratlarının ve nitroselülozun hazırlanmasında da önemli rol oynar. —> Amonyak.
NİTROGLİSERİN [ C3 H5 (ONO2)3], Gliserin tri nitrat. Dinamitin en önemli bileşenlerinden biri olan çok güçlü bir patlayıcı madde.
Nitrogliserin katışıksız haldeyken tatlı ve yakıcı lezzetli, renksiz, yağlı görünümlü ve zehirli bir sıvı olup, darbelere ve hızlı ısıtmaya karşı aşırı derecede duyarlıdır. 50°-60°C arasında ayrışmaya başlar,218°C da patlar.
Nitrogliserin nitroselüloza katıldığında, jelatin kıvamında çok güçlü bir patlayıcı madde oluşturur.
Nitrogliserinin donma noktasının çok yüksek olması 13°C ve darbelere karşı katı haldeyken sıvı halindekine göre çok daha duyarlı olması, kullanımında pekçok sorun yaratır. —> Dinamit.
NİTROS GAZLARI, —> Azot oksitleri.
NİTROGLİSERİN, —> Dinamit.
NİTROSELÜLOZ, Pamuk lifi ile nitrik asitin kimyasal bileşiminden oluşan patlayıcı madde.
NİVELMAN ALETİ, —> Nivo.
NİVELMAN LATASI, Nivelman aleti kullanmadan, tesviye ruhu (su terazisi) ve bir uzunluk ölçme aleti yardımı ile nivelman yapmak için kullanılan esnek olmayan —> Lata.
NİVO, 1) Hassas bir şekilde yatay hale getirilebilen üç ayaklı sehpa üzerine oturtulmuş, dürbünle teçhiz edilmiş topografik ölçme aleti. 2) Nivelman aleti. Nivo, iki nokta arasındaki yükseklik farkını ölçmeye veya araziden kesit çıkarmaya, düz arazide yüzey nivelmanı yapılarak harita almaya da yarar.
NOEL AĞACI, —> Blow-out-preventer (BOP).
NOKTA NİVELMANI, İki nokta arasındaki yükseklik farkının, nivelman aleti kullanarak ölçülmesi. Noktalar arasındaki kot farkı; iki nokta arasına kurulan nivelman aletiyle her iki noktaya konulan miraya gözleme yapılarak tesbit edilen iki okuma değeri arasındaki farktır.
NOMİNAL EN, Mermer işletmeciliğinde imalâtta sıralanmış taşlarda taşın bir yüzeyi ile ondan sonra gelen taşın bu yüzeye paralel yüzü arasındaki (harç payı ve derz dahil) boy.
NOMİNAL KALINLIK, Mermer işletmeciliğinde, imalâtta alt sıra taşın üst yüzü ile, üst sıra taşın üst yüzü arasındaki (harç payı veya derz dahil) kalınlık.
NORANDA YÖNTEMİ, Sürekli üretim sağlamak üzere Kanada’da geliştirilmiş silindirik yapıda bir fırının kullanıldığı, pirometalurjik prensiplere dayanan blister bakır üretim yöntemi. Burada fırın, uzunluğu arttırılmış Pierce-Smith konverterine benzer, krom-manyezit astarlıdır ve dönme mekanizmasına sahiptir. Fırın —> Worcra fırını gibi bölgelere ayrılmamıştır. Ergitme sırasında peletlenmiş nemli konsantre (% 10 H2O içeren) ve silisli flaks havalı, “ Garr” tabancası ile cüruf yüzeyine şarj edilir. Hava veya oksijence zenginleştirilmiş hava ise silindirik gövdenin bir tarafına yerleştirilmiş ve sayıları 50-60 arasında olan tüyerlerden mat içine üflenir. Cüruf ve blister bakır aynı yönde hareket ederken, cüruf, şarj deliğinin karşısındaki bir tap deliğinden; blister bakır (% 1-2 kükürtlü) ise ara ara silindirin dibindeki bir delikten tap edilir (alınır). Isı açığını kapatmak için fırının iki ucuna yerleştirilmiş doğal gaz veya fuel oil yakıcıları kullanılır. Tüyerler, duruş veya arıza dışında, devamlı olarak mat içinde kalır. —> Şekil, Bakır üretimi.
NORMALİZE TAVI, —> Isıl işlem.
NORM M3 HAVA (Nm3), 760 mm’lik cıva sütunu basıncı ile 0½C hava sıcaklığındaki bir m3 hava. Basınçlı hava elde eden veya kullanan makinelerle ilgili hesaplarda kullanılan 736 mm cıva sütunu basıncı ve 20½C’ta emilen 1 m3 serbest hava = 1,109 Nm3 havadır.
NORWALD AYIRICISI, Sığ, ağır ortam (ağır mayi) ayırıcısı. —> Statik ağır ortam (ağır mayi) ayırıcıları, Kömür yıkama yöntemleri.
NORYA, —> Kovalı elevatör.
NÖTR KAYAÇ, Silis miktarı % 55 olan asit ve bazik kayaçlar arasında geçiş teşkil eden kayaç türü. Bileşimlerinde bazan kuars bulunur. Bileşimlerinde feldispat bulunan nötr kayaç alkalidir (Diyorit % 55-N,1) silis). —> Asit-, Bazik kayaç.
NUGET, Plaser tipi altın yataklarında bulunan iri taneli altın parçaları.
NUMUNE, 1) Zenginleştirme metodu tespit etmeğe yardımcı çalışmalar, proses kontrolü veya satış için, kitle hâlindeki kömür veya cevherin özelliğini, tane büyüklüğünü ve bunların dağılımlarını, kimyasal yapılarını tespit etmek için kitleyi fiziki ve kimyevi özellikleri ile temsil edebilecek bir şekilde örnek olarak alınan kısım. Numuneler alış şekline veya amaca göre, tek (parça) numune, ortalama (temsili) numune, laboratuvar numunesi veya analiz numunesi, sondajlarda karot, sediman (—> Catings), toz numune diye isimlendirilir. Bu işleme numune alma, numune alma işini yapan kişiye de numuneci denir. 2) Maden ocağı havasındaki gazların tahlili için gereken yerlerde hava numunesi almak için, alt ve üstü huni biçiminde daraltılmış silindir şeklinde saçtan veya camdan yapılmış çoğunlukla 2-8 litrehacminde kaplar su ile doldurulduktan sonra alt ve üst ağızları lastik tıkaçla kapatılarak numune alınacak yere gidilip, kabın alt ve üst kapakları açılarak içindeki su akmaya başlar. Boşalan suyun yerine üst kapaktan numune olacak hava girer. Su akımı bitince alt ve üst kapak sıkı bir şekilde kapatılmak suretiyle hava numunesi alınmış olur. Herhangi bir gaz borusundan alınacak numune —> Şekilde görülen bir düzenle alınır. Bu düzende bulunan B kabı alt tarafından bir lâstik hortumla D kabına üstten de üç yollu bir musluğa bağlanır. C kabına su veya daha iyisi cıva konur. D kabı yukarı kaldırılarak ve musluk da havaya açılacak olursa B kabı tamamiyle sıvı ile dolar. Musluk gaz tarafına çevrilip D kabı da aşağı indirilmek suretiyle gaz numunesi B kabına dolar. Böylece gaz numunesi alınmış olur.
NUMUNE ALMA, —> Numune.
NUMUNE HAZIRLAMA, Taşıma araçlarından, kömür hazırlama ve cevher zenginleştirme tesislerinden ya da maden yatağından veya kömür damarından alınan numuneleri, 1) Tane büyüklüklerine göre tasnif edilir. 2) Tane büyüklüğü kategorilerine göre tasnif edilmiş malzemenin yoğunluk dağılımının tesbiti yapılır. 3) Genel analizi yapılmak suretiyle ; çeşitli işlemlere tabi tutulur. Bunlardan birinci ve ikinci işlem numunenin mevcut durumuna göre yapılır. Numunenin genel analiz için hazırlanması ise ; a- Kırma, öğütme ve eleme yoluyla boyut küçültme, b- Homojen bir karıştırma yapma, c-Bölme suretiyle numune miktarının azaltılması işlemlerine tabi tutma şeklinde olur.
Numune hazırlamada bölme işlemleri elle ya da mekanik aygıtlarla yapılabilir. İnce numunenin azaltılmasında kullanılan bir örnek —> Şekilde gösterilmiştir. Numune hazırlamanın amacı alınan tüm numuneyi temsil edecek miktarda bir örneğin analiz yapılmak üzere laboratuara gönderilmesi, bir kısmının alıcı için ve diğer bir kısmının satıcı için hakem numuneler olarak muhafaza edilmesidir. Akışkanlardan numune alma hatasını en az düzeye indirmek için mekanik aygıtlar kullanılması yararlı olur.
NUMUNECİ, —> Numune.
NÜKLEER BOMBA (ATOM BOM-BASI), Gücünü atom çekirdeğinin bölünmesi ya da kaynaşmasından alan (füzyon) bombalar. Bunlardan birincisine “atom” ikincisine de “hidrojen” bombası denir. Bölünme bomba-larında yakıt olarak uranyum ya da plutonyum kullanılır. Çekirdek kaynaşmasında ise; en hafif element olan hidrojen çekirdekleri sıkıştırılarak kaynaştırılır. —> Yerinde (in-situ) Liç.
Dostları ilə paylaş: |