ÖKSÜZ, —> Makaslarda lokomotif ve vagonların düşmesini önlemek için göbeğin karşısındaki raya paralel olarak yerleştirilen özel imal edilmiş kısa ray.
ÖLÇMECİ, —> Topoğraf.
ÖLÇME LATASI, 1) Budaksız çam ağacından 5-6 cm çapında yuvarlak veya kenarları 5-6 cm kare şeklinde dörtköşe, 3-5 cm boyunda iki ucu bıçak gibi inceltilmiş ve çelik başlık geçirilmiş yerüstünde kullanılan hassas uzunluk ölçme aleti. 2) Mesaha latası.
ÖLÇME ZİNCİRİ, 1) Genellikle yeraltı ölçmelerinde pusula ile birlikte kullanılan manyetik olmayan bir madenden (pirinç ya da fosforlu bronz) yapılmış, birbirine mafsallarla bağlı muayyen uzunlukta çubuk, tel veya ince madeni halatlardan yapılmış, üzerine metre işaretleri bulunan uzunluk ölçme aleti. 2) Mesaha zinciri.
ÖNDEKAPAJ, Açık işletme yapılacak sahada maden yatağına ulaşmak için ilk yapılan kazı (ilk çukur). İlk çukurdan çıkan malzeme işletme dışına, maden çıkarmaya başladıktan sonra yapılan ana ve aradekapajda elde edilen kazılmış malzeme de uygun olan şartlarda madeni alınmış kısma dökülür. Madenin tümü çıkarıldığı zaman açık işletmenin son durumu bir çukur görünümündedir (son çukur).
ÖN EMDİRME, —> Su enjeksiyonu.
ÖN İŞLETME FAALİYET RAPORU, Ön işletme ruhsatı alınmış maden sahası için her yıl ilgili daireye verilmek üzere fenni nezaretçi tarafından hazırlanan takdim metni.
ÖN İŞLETME PROJESİ, Ön işletme ruhsatı alabilmek için araması olumlu sonuç vermiş sahada bulunan madenin üzerinde kurulacak tesis için muayyen bir detayda hazırlanmış proje.
ÖN İŞLETME RUHSATI, Arama ruhsatı sahibinin arama ve rezerv saptama çalışmalarının olumlu bir gelişme gösterdiğini, arama ve öbür etkinliklere bir süre devam edilmesiyle daha büyük işletme ve tesisi kurma olanaklarının doğabileceğini bildirerek çalışmalarının genişletilmesi için aldığı ek izin. Arama ya da ön işletme ruhsat süresi içinde işletmeye elverişli maden bulunması durumunda ruhsat sahibinin —>İşletme ruhsatı hakkı doğar.
ÖN PROJE, İhaleye çıkılmasını sağlamak veya yatırım projesini uygulamaya koymak amacı ile bir tesis ya da inşaatın hangi tesis gereçleri ile ve nasıl yapılacağını gösteren açıklama, şema, plan ve resimlerle bunların düzenlenmesine dayanak olan hesap, keşif ve şartnamelerden oluşan proje.
ÖRDEK AYAĞI, Demiryolu taşımacılığında raydan çıkan (düşen) arabanın; lokomotifi çekmek veya itmek suretiyle tekrar ray üzerine oturmasını sağlamak üzere kullanılan özel parça. Bunlar ya demiryoluna sabit olarak monte edilecek veya seyyar olarak kullanılabilecek şekillerde imal edilir.
ÖRDEK GAGASI, 1) Ön kısmı ördek gagası biçiminde genişleyen ve üzerinde ok başı biçimli çıkıntılar olan yükleyici mekanik kürek. 2) Dakbil.
ÖRTÜKAZI, —> Dekapaj.
ÖRTÜKAZI HACİM, Örtü tabakasında yapılan kazıda dekapaj malzemesinin yerinde, kazıdan sonra kabarmış ve döküm sahasında sıkışmış hacmi. Yerinde hacim (m3) x Kabarma faktörü (kayacın cinsine göre 1,25 - 1,45 - 1,65) = Kabarmış hacim (m3). Kabarmış hacim (m3) x Sıkışma faktörü (0,72-0,80-0,74 Kabarma faktörüne göre). = Sıkışmış hacim (m3). (Burada faktörler normal toprak, marn ve sert malzeme için verilmiştir.) —> Kabarma katsayısı.
ÖRTÜKAZI ORANI, —> Dekapaj oranı.
ÖRTÜKAZI YÖNTEMLERİ, Bir açık işletmenin faaliyete geçmesi için, örtü tabakasının kaldırılma yöntemleri. Örtü tabakasının özelliklerine, maden yatağının durumuna, öngörülen üretim miktarına, sahanın çalışılma ömrüne, diğer teknik ve ekonomik koşullara göre yapılan iş makinaları tercihlerine paralel olarak örtükazı tertibi seçilir.
1) Döner kepçeli kazıcı+bant+dökücü,
2) Draglayn örtükazı yöntemi,
3) Aktarıcı shovel ve ripper+skreyper,
4) Kazıcı+kamyon,
5) Yükleyici+kamyon,
6) Kazıcı+kırıcı+bant; en önemli örtükazı yöntemleridir.
ÖRTÜKAZIDA DELİK BOYUNUN TESPİTİ, Ekskavatörle verimli örtükazı yapılabilmesi için kademe tabanının düzgün olması amacıyla patlatma delikleri boylarının; kademe tabanından aşağı inecek şekilde delinerek patlatmadan sonra çukur üst kenarlarının çıkıntı ve tırnak yapmasını önleyecek şekilde belirlenmesi.
ÖRTÜ TABAKASI, 1) Maden içeren formasyonlar üzerinde olan kayaç katmanları. 2) İstihsal edilmesi istenen maden yatağının üzerindeki steril formasyonların tümü. 3) Örtü 4) Petrol ve doğalgaz yataklarının üzerini örten ve bunların kaçıp yokolmasını engelleyen geçirimsiz tabaka. Cap-rock.
ÖTEKTİK KARIŞIM, Birbirleri içinde çözünebilen bir grup maddenin, en düşük sıcaklıkta sıvılaşacak biçimde düzenlenmiş karışımı. Bu tür maddelerden rasgele seçilmiş sıvı bir karışım soğultulduğunda, bileşenlerden birinin katılaşarak sıvı karışımdan ayrılacağı bir sıcaklığa ulaşılır. Sıcaklık daha da düşürüldüğünde, aynı bileşen katılaşmayı sürdürerek karışımdan ayrılacağı için geride kalan sıvı öbür bileşen açısından zenginleşir ve sonunda sıvının bileşimi, her iki maddenin katı bir karışım halinde ve aynı anda ayrılmaya başladığı bir değere ulaşır. Sıvının o andaki bileşimine “Birerim bileşimi” katılaşmaya başladığı sıcaklığa da “Birerim sıcaklığı veya Birerim (Ötetik= Eutektik) noktası” denir. Soğutulan sıvı başlangıçta birerim bileşiminde ise, birerim sıcaklığına ulaşıncaya kadar herhangi bir katılaşma ve ayrılma olmaz; bu sıcaklık derecesine ulaşıldığında, katılaşan her iki bileşen, sıvıdaki bileşim oranını koruyacak biçimde ayrılmaya başlar. Katılaşma süresince gerek biriken katının, gerek arta kalan sıvının bileşimi ve sıcaklığı değişmez. —> Şekil: denge (durum) diyagramının meydana gelişi; Şekil: Kurşun- antimon sistemi, Şekil: Demir-karbon diyagramı.
ÖTEKTİK NOKTASI, —> Ötektik karışım.
ÖZGÜL ISI, Bir cismin birim kütlesinin (gr kütle) ısısını 1½C yükseltmek için verilmesi gereken ısı miktarı.
ÖZÜTLEME, (Çıkarma işlemi) Metalurjide, metallerin cevherlerinden ayrılarak elde edilmesi. Bu amaçla uygulanan fiziksel ve kimyasal işlemlere, metalurjik süreçler denir.
Değerli minerallerin ham cevherden mekanik yolla ayrılmasında bu minerallerin özgül ağırlık, sertlik, geçirgenlik, elektriksel iletkenlik, gibi fiziksel özelliklerinden yararlanılır. Bu işlemlere,—> Cevher hazırlamadenir.
Metalurjik özütleme —> Pirometalurji ve —> Hidrometalurji olarak iki gruba ayrılabilir. Her iki durumda da amaç, cevherin iki ya da üç fazda ayrılmasıdır. Başlıca pirometalurji işlemleri —> Ergitme, Kavurma ve Damıtma; başlıca hidrometalurji işlemleri ise, suda çözündürme —> Liçing, çökelterek elde etme ve yoğun-laştırmadır.
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - P
|
PABUÇ, —> Cebire.
P.C.E., —> Seger piramitleri.
PAÇAL, Öngörülmüş nitelikte cevher oluşturmak için değişik tenörlü cevherlerin karıştırılmasıyla elde edilen karışım.
PAFTA, 1) Bir ülke ya da bölgede büyük alanı kapsayan ve aynı ölçekli birden fazla parçadan oluşan haritanın her bir parçası. 2) Standart boyut ve nitelikteki malzeme üzerine harita tekniklerine uygun olarak çizilmiş ve gerekli ek bilgilerle donatılmış döküman. 3) Borulara diş açma düzeneği.
PAFTA BÖLÜMÜ, Ekvator enlemiyle Greenwich’den geçen boylam başlangıç alınarak 1/250.000 ölçek için esas olan, kuzey doğrultusundaki 1 derece aralıklı enlemler ile doğu doğrultusundaki 1,5 derece aralıklı boylamların kesişmeleri ile oluşan bölüme dayalı olarak ve daha büyük ölçeklere sınır oluşturmak üzere bölünmüş ağ. Pafta bölümü 3174 sayılı TSE uyarınca yapılır ve numaralandırılır. Pafta boyutu 60x80 cm ‘dir.
1/250.000 ölçekli pafta: Türkiye için, orta boylam 27° olan birinci dilimin doğusunda ve batısında 1° 30’lık, her tam dereceli enlemler arasında olup, 1° liktir.
1/100.000 ölçekli pafta: 1/250.000 ölçekli paftanın 1° 30’lık kenarı üç eşit kısma, 1° lik kenarı iki eşit kısma bölünmüştür.
1/50.000 ölçekli pafta:1:100000 ölçekli pafta dört eşit parçaya bölünmüştür.
1/25.000 ölçekli pafta: 1/50.000 ölçekli pafta dört eşit parçaya bölünmüştür.
PALANGA, Bir halat ve makaralardan oluşturulan basit vinç donanımı.
PALEOBİYOLOJİ, Jeolojik zamanda yaşamış bitki ve hayvan türlerinin yaşam şekillerini ve müşterek yaşantılarını inceleyen bilim dalı.
PALEOCOĞRAFYA, Kara ve denizlerin, dağ sıralarının ve vadilerin, yer tarihinin her dönemindeki dağılışlarını inceleyen bilim dalı.
PALEOKLİMATALOJİ, Yer tarihinin her dönemindeki iklim koşullarını inceleyen bilim dalı.
PALEONTOLOJİ, —> Jeoloji.
PALP (PULP), 1) İnce taneli bir katı maddenin su içine dağılmasıyla ortaya çıkan karışım.Her palpta bir kısım katı ve bir kısım su bulunur. Toplam palp ağırlığı ve hacmi su ve katı maddenin ağırlık ve hacimleri toplamlarına eşittir. 2)Bulamaç. 3) —> Şlam. Flotasyonda palp yoğunluğa, hücre —> (Selül) hacmini ve adedini etkiler. Laboratuvarlarda elde edilen verilere dayanarak flotasyon devreleri tanzim edilir —> Şekil. Laboratuvar sonuçları içinde, tane serbesleşmesi, reaktif cinsi , miktarı, ilave yeri karıştırma zamanı ve palp yoğunluğu hücre hacmini ve adedini etkiler.
Genel olarak selüller mekanik ve pnömatik veya pnömatik düzenle çalışacak şekilde imal edilir. —> Şekil. 1985 yılından sonra Newcastle üniversitesinde (Avustralya) profesör Greame Jamesontarafından tasarlanıp ve 1989 yılında “Jameson Flotasyon Hücresi” adı altında bir patent alınmıştır. —> Şekil. Jameson teknolojisinin konvansiyonel uygulamalara göre önemli farkı, hava ile palpın düşey bir silindirik boru içerisinden karıştırılarak flotasyon hücresine verilmesidir.
PALYE, —> Basamak.
PAMUK BARUTU, Nitroselüloz (kolodyum pamuğu) —> Barut. Dumansız barut.
PAMUK TAŞLARI, —> Mermer cinsleri, —> Kalker tüfü.
PANDANTİF, İnce bir zincirle boyuna takılan süs, ziynet. Değerli takı.
PANDERMİT (Ca4B10 O19. 7 H2O), Kireç taşına benzeyen, beyaz renkte ve yekpare olarak teşekkül eden bir bor minerali. B2O3 içeriği % 49,8’dir. Türkiye’de Sultançayırı ve Bigadiç yörelerinde bulunur.Minerolojik adı “Priseit” olup, Sultançayırında çıkarılan priseit, Bandırma limanından ihraç edildiği için; bu minerale “Pandermit” denilmiştir.
PANGA, Dekapaj malzemesinin dökülmesi suretiyle; suni olarak teşkil edilen ve planlı bir şekilde oluşturulan yer.
PANO, 1) Yeraltı işletmesi uygulanan bir damarda mostra ve muayyen bir kat veya iki kat arasında kalan işletmeye alınmış damar kısmı. 2) Açık kömür işletmesinde maden kitlesinin alınmak üzere, genişlik, yükseklik ve uzunluk olarak yerinde boyutlandırılması sonucunda belirlenen kısım. Çarklı bagerler kullanılan linyit işletmesinin blok yüksekliği 45 m, çalışma kotunun altındaki derinliği ise 20 m’ye kadar olabilir.
PANO BOYU, Kömürü alınacak olan kısmın alt ve üst sınırını belirleyen ve damar meyli boyunca ölçülen mesafe. Özel durumlarda pano boyu ile ayak boyu ayrı olabilir. Alt ve üst taban yollarının ayağın gerisinden takip etmesi halinde (özellikle dik damarlarda uygulanan dilimli işletme metodu) ayak boyu ile pano boyu birbirine eşittir. —> Ayak boyu.
PANO TERTİBİ, 1) Panonun, pozisyon, ilerleme, maden yatağında ve ocak yapısı içindeki ilişkilerinin organizasyonal imkanlara bağlı olarak tertibi. Tertip çeşitleri arasında İlerletimli, Dönüşümlü- Z- Tertibi, T- Tertibi; Sualtı işletmesi, Suüstü işletmesi zikredilebilir. 2) Açık işletmelerde paralel, diyagonal ve karışık (kombine) şekiller zikredilebilir.
PANZEHİR TAŞI, Minerolojide opal olarak tanımlanan mineral.
PANZER, —> Zincirli konveyör.
PARAFUDR, Yeraltındaki tesis ve aygıtları aşırı gerilim yükselmelerine karşı korumak amacı ile yerüstünde gerekli yerlere konulan koruyucu cihaz.
PARAJENEZ, 1) Yanında, birlikte teşekkül etme. 2) Bir kayaçta veya maden yatağında minerallerin, beraberce zuhur etmeleri esasına dayanan, oluşumları (karşılıklı bağımlılık). Bu birlik ve bağımlılık, fiziko-kimyasal şartları, meselâ maden damarlarının oluşum sıcaklığı hususunda ipuçları vermektedir.
PARALEL BAĞLAMA, —> Elektrikli kapsül.
PARALEL VE DÜŞEY KAZI, Döner kepçeli kazıcı (Bager) uygulamasında kullanılan paralel veya düşey kazı yöntemi. Paralel ve kademeli kazıda döner kepçe alın üzerinde H dilimini aldıktan sonra, ikinci dilime geçer. Düşey kazıda ise döner kepçe alının şev üstünden başlayıp aşağı doğru harket ederek H- dilimini alır. İkinci dikey dilime, kademenin tekrar şev üstünden başlar.
PARALEL HAVALANDIRMA, Ocak hava-sını paralel devre oluşturacak biçimde kollara ayırarak iş yerlerini havalandırma.
PARALEL SARIMLI HALAT, Kordonu teşkil eden tellerin sarım yönü, halatı meydana getiren kordonların sarım yönü ile aynı olan çelik halat. Bu tip halatta teller, çelik halatın uzun ekseniyle dike yakın bir açı teşkil ederler. —> Çelik halat, Halat dokumu.
PARAMIKNATISLI MİNERAL,—> Minerallerin mıknatısiyet özellikleri.
PARAŞÜT TERTİBATI, Kuyu ve desandiri-lerde kafes veya araba halatının kopması halinde kafesin kuyu kayıtlarına, arabanın raylara tutunmasını sağlayan tertibat. Halatın kopması durumunda bu mekanizma, tırnakları vasıtasıyla kafesin kayıtlara artan bir basınçla tutunmasını sağlar. —> Kayıt.
PARATONER , Yapıları ve özellikle patlayıcı madde depolarını; yıldırım etkisinden korumak amacıyla kullanılan, çoğunlukla bakırdan yapılan havaya doğru olan ucu sivri çubuk.Radyoaktif özelliği olan paratonerler de yapılmaktadır.
Yıldırım çevresindeki en yüksek cisim üzerine düşme eğilimi gösterdiğinden paratonerin sivri ucu ; yıldırımı çekerek çok düşük dirençli ve topraklanmış kablolarla (gemilerde ise suya topraklanmış kablolarla) ; yıldırımı yani havadaki elektriği çekerek toprağa iletir. Paratonerin çevresine sağladığı koruma konisinin tabandaki yarıçapı yaklaşık olarak paratonerin yerden yüksekliği kadardır.
PARÇA BAŞINA İŞÇİLİK, —> Akort işçilik.
PARÇA KÖMÜR, —> Satılabilir.
PARÇA NUMUNE, Prospeksiyon, sondaj ve kazı çalışmalarında yalnız ilginç görülen formasyonlardan alınan numune. —> Tam numune.
PARILTI, Bir mineralin yüzeyinin ışığı yutmasına, yansıtmasına veya kırmasına bağlı olarak verdiği görünüm. Parıltıyı ifade etmek için mat, parlak, camsı, metalik (madensi) gibi ifadeler kullanılır. Eğer parıltılar pek bariz değilse, bu kelimelerin başına yarı kelimesi eklenir. Parıltıyı ifade etmek için donuk, topraksı, ipek gibi, yağlı, ince gibi, sakızımsı vb. tabirler de kullanılır.
PARİS BRONZU, İçinde yüzde 10 çinko bulunan bir bakır alaşımı. Bronz terimi yalnız bakır ve kalay alaşımlarını tarif etmekle beraber; çinko katkısı durumunda paris bronzu, alüminyum ve berilyum katkılarıyla oluşan alaşımlara da alüminyum bronzu ve berilyum bronzu denilmiştir.
PARLAK KÜKÜRT, İçinde azami % 0,08 oranında karbon bulunan kükürt. —> Püskürtme-, Pelet-, Koyu kükürt.
PARMLİ ANAHTAR, Sondaj takımı hazırlanırken kronları söküp takmaya yarayan özel boru anahtarı.
PASA, 1) Açık işletmelerde cevher veya kömürün üzerinden alınan dekapaj malzemesinin döküm sahasındaki adı. 2) Üretim tekniği gereği çıkarılan ve mevcut ekonomik ve teknik şartlara göre değerlendirilmesi mümkün olmayan —> Artık.
PASLANMAZ ÇELİK DÖKÜM, Çeşitli kimyevi etkilere karşı dayanaklı olan ve bileşiminde en az % 12 krom bulunan çelik döküm.
PASİF PERLİT, —> Perlit.
PAŞA VARDİYASI, —> Vardiya.
PATAR, —> Batarlama.
PATENT, Dünyada yeni olan tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilen buluşlara verilen sınai mülkiyet belgesi. Diğer bir ifade ile bir buluş hakkından yararlanmak için o buluşu yapana devletçe verilen belge. Bu belgeye berat ya da ihtira beratı da denir. Patentlerde koruma 20 yıldır.
Dünyada yeni olan ve sanayiye uygulanabilen yeni tekniğin bilinen durumunu aşma kriterine haiz olma şartı aranmayan “ küçük buluşlar “ , “faydalı model “ belgesi verilerek korunur. Faydalı modeller için koruma süresi 10 yıldır.
Sanayide ve tarımda üretilen veya pazara çıkarılan malların üzerine konan her türlü işaret “ Ticaret Markaları “ olarak, aynı şekilde hizmet sektöründe faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların kendilerini tanıtmak ve diğerinden ayırt edilmeyi sağlamak üzere kullanılan işaretler ise “ Hizmet Markaları “ olarak tanımlanır.
Tescilli markalar 10 yıllık koruma hakkına sahiptir. Yenilenmek suretiyle bu süre sonsuza kadar uzatılabilir.
Bir ürünün tümü ya da bir parçası üzerindeki süslemenin çizgi, renk, şekil, biçim, doku, ses gibi görsel olarak iki boyutta ya da üç boyuttaki özelliklerin oluşturduğu bir bütün “Endüstriyel Tasarım” olarak ifade edilir. Örneğin; reklamlarda görülen bütün telefonların tümü aynı teknoloji ile üretilmiş ve çalışıyor olsa dahi (görsel olarak) bunların her birinin biçimi bir endüstriyel tasarımdır.
Coğrafi sınırları belirlenmiş herhangi bir bölge, yöre veya alan içersindeki doğal özelliklerden ve/veya oradaki beşeri unsurlardan kaynaklanan bazı özellikler bir ürün üzerine yansıyorsa ve bu ürünler coğrafi bölge ile bütünleşik olarak anılıyorsa bu tür ürünlerin korunma yöntemine verilen adlar “ Coğrafi İşaretler “ olarak tanımlanır. Örnek olarak halılar, peynirler, bazı yemeklerin adları sayılabilir. “ Menşe adı “ ve “ Mahreç İşareti “ biçiminde iki tür tanımlamayla ortaya konulan kavramlar da coğrafi işaretleri ifade eder.
Böylece patent kavramı adı altında belirlenen “ Sınai Mülkiyet Hakları “ 1- Patentler ve faydalı modeller, 2- Ticaret ve hizmet markaları, 3- Endüstriyel tasarımlar, 4- Coğrafi işaretler ve , 5- Entegre devre topografyaları olmak üzere 5 ana kavramdan oluşur. Bunlar —> Türk Patent Enstitüsünün yürütmekle yükümlü olduğu konulardır.
PATENT BORU, Özel bağlantı tertibatı ile teçhiz edilmiş, sızdırmaz bir şekilde birbirlerine çabuk bağlanabilen boru.
PATENTLİ TELLER, —> Uzun hadde ürünleri.
PATLAMA, Lağım deliğindeki patlayıcı maddeyi oluşturan kimyasal maddelerin, ani olarak yüksek basınçlı gaz durumuna geçişi.
PATLAMA GÜCÜ, Genel olarak kaya kütlesini uygun bir şekilde kırma ve yerinden oynatma kabiliyeti olup; —> Patlama hızı ile patlamada ortaya çıkan gaz hacminin kombinasyonu sonucudur.
PATLATMA HIZI, Patlayıcı kolonunu kateden infilak dalgasının hareket hızı. Patlatma hızı arttıkça, aynı zaman periyodunda daha fazla enerji çıkar. Oluşan enerji ise kayacı çatlatan infilak dalgası ve çatlakları genişleterek kaya parçalarını hareket ettiren yüksek basınçlı gazlar şeklinde ve sıcaklık ile açığa çıkar. Bir patlayıcının randımanı, patlayıcının yoğunluğu ile patlatma hızının çarpımı olan belirlenmiş —> İmpedans değeri ve kaya kütlelerinin yoğunluğu ile sismik iletim hızlarının çarpımı olan impedansı arasındaki yaklaşım ile belirlenir. Aynı karakteristikli patlayıcıların patlatma hızları; kartuş çapına, sıkıştırılma derecesine ve başlatmada alınan enerjiye bağlıdır.
PATLAMAYAN LAĞIM, Delikler delinip doldurulup atış yapıldıktan sonra herhangi bir nedenle patlamadan sıkılanmış vaziyette kalan lağım deliği.
PATLATMA VERİMİ , En uygun patlatma maddesi cinsi ve bunun miktarı ile, patlatma sonucu en çok malzemeyi açığa çıkarmayı sağlamak için kullanılan kontrol kavramı. Patlama verimini etkileyen parametreleri, kontrol edilebilir değişkenler ve konrol edilemez değişkenler olarak iki gruba ayırmak mümkündür. Patlayıcı cinsi, patlayıcı yoğunluğu, ateşleme düzeni, delik çapı, delik boyu, sıkılama boyu, sıkılama malzemesi, delikler arası mesafe, delik sayısı, kayaç hareket yönü kontrol edilebilen parametrelerdir. Ortam jeolojisi, kayaç karakteristikleri, nizamnameler ve özel uygulama konumları ise ikinci gruba girerler.
PATLAYICI ALTIN, Bir altın oksitinin (Au2 O3) patlayıcı özellikleri olan amonyaklı türevi. Patlayıcı altın kurşunî bir tozdur ve sarsıntıyla patlayabilir.
PATLAYICI GAZ GRUPLARI, Patlayıcı gaz ortamlarının ihtiva ettikleri gaz cinslerine göre gruplandırılmaları. Bu gruplandırmalar:
GRUP I- (METAN) maden ocakları
GRUP II- Metan haricindeki bütün gazlar
II- A
III- B
II- C Hidrojen, Asetilen.
PATLAYICI-BOŞLUK DUYARLIĞI,—> Boşluk duyarlığı.
PATLAYICI-DUYARLIK, —> Duyarlık.
PATLAYICI-ENERJİ FAKTÖRÜ,—> Enerji faktörü.
PATLAYICI GAZ ORTAMI, Belirli oranda hava ile karıştığında patlama özelliği gösteren toz, buhar ve gazların bulunduğu işyeri ortamı.
Alüminyum, hububat, kömür vb. gibi tozlar hava ile karıştığında patlama özelliği gösterir. Patlayıcı gaz ortamları gazın bulunabilme ihtimaline göre saha 0, saha 1 ve saha 2 diye zonlara ayrılmaktadır.
PATLAYICI MADDE, 1)Çeşitli kimyevi bileşimlerde olup ısınma, basınç, darbe ve elektrik akımı etkisiyle, saniyenin kesirleriyle ifade edilen zaman aralıklarında, kimyasal bir reaksiyon (tepkime) sonunda meydana gelen yüksek sıcaklıktaki gazın yarattığı basınç ve titreşimle temasta bulunduğu ortamı tahrip eden madde. 2) Eksplosif. Çeşitli detonasyon hızları ile belirlenen patlayıcı maddeler —> Karaba-ruttan başlayarak —> Dinamit, amonyumnitratlı, kalsiyumnitratlı, kloratlı patlayıcı maddeler, trinitrotuluol (TNT), trinitrofenol, nitropenta, şeklinde sıralanırlar. Sıvılaştırılmış hava da patlayıcı özelliğindedir. Patlayıcı maddeler genel olarak a) Yüksek patlayıcılar, b) Yakıtlar ve c) Pirotektik malzemeler olarak gruplandırılırlar. PATLAYICI MADDELERİN İMHASI, Bozulmuş olması sebebiyle veya nitelikleri güvenilir bir şekilde tesbit edilemediği için; kullanılması sakıncalı olan patlayıcı maddelere uygulanan işlem. —> (19.8.1989 tarih ve 20287 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik).
PATLAYICI-MUTLAK HACİM GÜCÜ, —> Mutlak hacim gücü.
PATLAYICI-NİSBİ HACİM GÜCÜ, —> Nisbi hacim gücü.
PATLAYICI ORTAM STANDARTLARI, Patlayıcı ortamlarda çalıştırılacak cihazların dizayn ve test esaslarının, alınması gereken tedbirlerin belirlendiği ve uyulması mecburi olan standartlar.
Patlayıcı ortamlarda çalışabilir cihazların genel tanıtımı için kullanılan sembol, “Explosio- Proof“ kelimesinin kısaltılması olan (Ex) dir. Bu tanıtım sarı zemin üzerine siyah harflerle yazılabildiği gibi kare ve daire içine alınarak çerçevelenmektedir. Cihazların detaylı tanıtımı harf ve rakamlardan oluşan kodlarla yapılmaktadır.
Ex Patlayıcı ortam cihazını tanıtma
d Koruma tipini tanıtma
I ve II Gaz grubunu tanıtma
T1-T6 Sıcaklık sınıfını tanıtma
Gaz ve buharlar (I ve II) iki ana patlama grubuna ayrılmaktadır.
Bunlardan
Grup I Metan gazı (Maden Ocakları)
Grup II Diğer bütün gazlar
Muhtelif tehlike bölgelerinde kullanılan elektrik cihazlarında emniyeti sağlamak için çeşitli koruma tipleri geliştirilmiştir. Bu koruma tipleri aşağıda belirtilen harflerle sembolleştirilir.
Dostları ilə paylaş: |