Felsefe Dünyası
42
Cürcânî (ö.816/1413) gibi alimler, ayrıca
el-Lubab adıyla
el-Muhassal’ın bir öze-
tini çıkaran İbn Haldun (808/1406) Râzî ekolünün önde gelen takipçileri olmuş-
lardır.
14
Gazâlî ile beraber kelam yeni bir yapı kazanarak bir yandan başlangıçta-
ki felsefe okulu karşıtlığını korurken, diğer taraftan mantık metodunu, akli de-
lilleri ve bazı felsefî görüşleri bu misyon için kullanmaya başlamıştır. Bu yeni
tavır ve metod daha sonraki kelamcıların “felsefî kelam”
anlayışının temellerini
oluşturmuştur. Bu yeni felsefî kelam okulunun üstadı sayılan Fahreddin Râzi, bir
çok konuda Gazâlî’yi aşmayı başarmıştır. Râzi ile birlikte bu okul, gücünün ve
mükemmelliğinin zirvesine ulaşmıştır. Bu nedenle onun eserleri daha sonraki ke-
lamcıların gerek İcî ve Taftazanî gibi Sünni, gerekse Nasıruddin Tûsî gibi Şii ol-
sun, düşünceleri üzerinde etkili olmuştur.
15
Başlangıçta görüşlerinde filozoflardan
ayırt edilemeyen, hatta Gazâlî’ye karşı bazı felsefî görüşlerin bir savunucusu olan
Râzi, zamanla Eş’arî akidesine sarılarak onun esaslarını savunmaya başlamıştır.
İlgili bütün felsefî disiplinler bu yeni sistematik kelam tarafından ele alınıp iyice
işlenmiş; Grek mantığı, özellikle bu mantığın bilgi teorisi dikkatli bir çaba sonu-
cu geliştirilmiştir.
16
Râzi’den önceki kelamcılar, geniş ölçüde kendi selefleri olan kelamcıları
izledikleri ve onların eserlerinden faydalandıkları halde Râzi ve izleyicileri, daha
çok Fârâbî ve İbn Sînâ gibi filozofların eserlerinden faydalanmışlardır. Bu bakım-
dan kelam ilmini öğrenmek için felsefe ve mantığı öğrenmeye ihtiyaç duyulmuş-
tur. Kelamın bu özelliği, sonraki kelamcıları Râzi öncesi kelamcılardan ayırıp
felsefeye yöneltmiştir. Böylece sonraki kelamcıların kaynağı, eski kelamcılardan
çok filozoflar olmuştur. Bunun sonucu olarak filozofların ilahiyat konusunda ileri
sürdükleri görüşlerin dışında fizik, mantık, geometri, aritmetik ve astronomiye ait
bazı görüşleri de kelam kitaplarında tartışılmıştır.
Fahreddin Râzi, mantıkta çok önemli bir sistemcidir. O, çalışmalarını Grek
mantık eserlerine ve tercümelerine değil, çoğunlukla, temelde Grek mantığına
dayanan Müslüman filozofların eserlerine özellikle İbn Sînâ’nın eserlerine dayan-
14
İbn Hallikan,
Vefeyât, Daru’l-Masadır, Beyrut trz. IV., s. 249 ; Subkî,
Tabakât, Mısır
trs. V. s. 33. Bkz. Hidayet Işık, “Fahreddin Râzi’nin Çeşitli Dinler ile İlgili Bilgi ve
Görüşleri”,
Dini Araştırmalar, Mayıs-Ağustos 2000, C.3, sy. 7, s. 162-165. Shalahudin
Kafrawi, “Fahreddin Râzî’nin Felsefi Kelamında Zorunlu Varlık Kavramı” (Çev. Yrd.
Doç. Dr. Mustafa Bozkurt)
Kelam Araştırmaları, 9:2 (2011), s. 243. Tahir Harimi
Balcıoğlu, “Büyük İslam Mütefekkiri Fahrüddin-i Râzi”,
Diyanet İşleri Başkanlığı
Dostları ilə paylaş: