Felsefe Dünyası
46
Râzî’ye göre mantık bir alet ise; mantık kitapların başında ele alınması
gerekir. Eğer mantık bir ilim ise, mantık ile mutlak ilim arasındaki farklılığın daha
özellik ve daha genellik farklılığı olduğu ortaya çıkar Bu durumda da mantığın
daha önce ele alınması gerekir.
35
Râzî’ye göre ilim dış dünyadaki varlıkların
durumlarına uygun sûreti olarak tanımlanırsa mantık ilimlerden biri sayılamaz.
Çünkü mantığın konusu dış dünyada var olmayıp sadece zihinde var olan ve ma-
hiyetlere eklenen arazlar olarak ikinci makûllerdir. Eğer ilimden maksat ister dış
dünyada, ister zihinde var olsun, nefsin idrak edebildiği her durumun bilgisi ise
bu durumda mantık bir ilimdir.
36
Râzi’ye göre insanlar, mantığın ilim olup olmadığı konusunda ihtilafa düş-
müşlerdir. Ona göre bu tartışma lâfzî bir tartışmadır. Eğer bilginin tanımı dış
dünyaya mutabık olan şey ise mantık ilim değildir. Mantığın konusu olan ikin-
ci makuller sadece zihinde meydana gelmektedir. Bilinenlerden bilinmeyenlere
ulaştırmada etkili olan ama sadece zihinde olan şeylerdir. Dış dünyada karşılığı
yoktur. Eğer ilimle idrak edilen her şey kastediliyorsa ve bununla da nefiste bir
şuur meydana geldiği kabul ediliyorsa ister dış dünyada mevcut olsun ister ol-
masın mantık bir ilimdir. Eğer biz mantığı bir ilim olarak değil de bir alet olarak
kabul edersek alet olanın da önce gelmesi gerekir. Eğer onu ilim olarak kabul
edersek mutlak ilim için alet olmaması gerekir. Buna göre mantık, ilim de olsa
alet de olsa diğer ilimlerden önce öğrenilmelidir.
37
İbn Sînâ’nın izinden giderek mantığın konusunun ikinci ma’kûller olduğu-
nu belirten Râzî’ye göre ikinci ma’küllerin var olup olmadıkları, varlığı araştıran
ilmin konusu, var iseler nefste mi yoksa dış dünyada mı olduklarını araştırmak
ilm-i nefsin konusudur. O halde mantık ikinci ma’külleri mutlak olarak değil,
bilinmeyenleri öğretmesi bakımından terkibe uygunlukları ve nasıl
terkip edi-
lecekleri bakımından inceler.
38
Buna göre insan eşyanın
hakikatlerini tasavvur
ettikten sonra bir kısmı diğerine yüklenir. Örneğin; gök, yeryüzü, taş ve üçgeni
aklettiğimiz zaman, bunların mahiyetlerine zait olarak bir kısmını diğer bir kıs-
mına konu, yüklem, özsel, cinsler, fasıllar ve türler olarak hükmederiz. İşte mahi-
yetlerin bilinmesinden sonraki bu ikinci dereceden olan şeyler ikinci ma’kûlleri
oluşturmaktadır. Buna göre mantık,
tasavvur ve tasdiklerden, bilinmeyenlerin
çıkarılmasını mümkün kılan kanunların bilgisini konu edinmektedir.
39
35
Râzî,
age., s. 6-7.
36
Râzî,
age., s. 5; Şerhu
‘Uyûni’l-hikme,
1/48. Bkz. Bkz. Eşref Altaş
, age., s. 100.
37
Râzi, Şerhu’l
-işarat ve’t-tenbihat, Mantık C.I, Tahran 1382, s. 5.
38
Râzî,
Şerhu ‘uyûni’l-hikme, 1/s. 47, 48.
39
Râzî,
age., s. 47, 48;
Mantıku’l-Mulahhas, s.9-10. Bkz. Eşref Altaş,
age., s. 104-
105.