43
Felsefe Dünyası
dırmıştır. Ayrıca o, İslâm kelamında mantıki yoğunluğu artıran ilk örnektir. Onun
kelam ile ilgili eseri olan el-Muhassal, mantıkla ilgili uzun bir giriş içermektedir.
Bu eser, hem İslam mantık geleneğinin hem de İslam felsefesi mirasının eşine
az rastlanır biçimde sistematik ve meseleleri ayrıntılı inceleyen bir çalışmadır.
17
Fahreddin Râzi, sadece bir eleştirmen değil, aynı zamanda bir tercüman ve İbn
Sînâ’nın eserlerinin devam ettiricisidir.
18
Rescher’e göre Râzi’nin
orijinalliği,
materyalleri organize etmesinde ve tartışmalarında İbn Sînâ karşıtlarını
teşvik
etmesinde yatmaktadır.
19
İbn Haldun da, Râzi’nin mantık konusundaki önemine
dikkat çekerek onun, mantığa yeni bir şekil verdiğini ve talebesi el-Huneci’nin (ö.
1256) bu konuda kendisini takip ettiğini ifade etmektedir.
20
İbn-i Haldun’a göre
“
Mantık, başlangıçta diğer ilimlere bir vasıta olarak biliniyordu. Bunu derinleş-
tirmek, başlı başına bir fen haline getirmek ve kelâmda uygulamaya çalışmak,
Râzî’nin çabalarıyla olmuştur. Ondan sonra Kadî Efdalüddîn Hûnecî
(649/1251)
teşebbüslere girişmiş; çok önemli eserler yazmıştır. İlk kelâmcılar, mantığa kar-
şıydılar. Daha sonra Gazâlî, Râzî ve bunlardan sonra gelen kelâmcılar, mantığa
büyük önem vermişlerdir.”
21
İbn Haldun’a göre kelam âlimleri içinde mantığı
bir alet olmaktan çok bağımsız bir ilim dalı olarak kabul eden ilk alim Fahred-
din Râzi’dir.
22
Gerçekten de Râzi, Gazâlî’den sonra mantıkla en çok ilgilenen
kelamcıdır. Aşağıda yer vereceğimiz gibi Râzi,
el-Mantıku’l-kebir, el-Muhtasar
fi’l-mantık, (el-Âyâtu’l-beyyinât), Risale mine’l-mantık, el-Mulahhas fi’l-hikme
ve’l-mantık gibi eserlerde mantık konusunu, tertip itibariyle yeni bir biçimde ele
almış, daha sonra medrese müderrisleri bu şekli takip etmişlerdir. Ayrıca Râzi,
cedel ilmine dair
et-Tarîkatü’l-alâiyye fi’l-hilaf ve’l-cedel gibi eserler yazmayı da
ihmal etmemiştir.
23
Râzi, Gazâlî’nin “mantık bilmeyenin ilmine güvenilmez” anlayışını en ile-
ri noktaya taşımıştır. O, mantığa sadece alet ilmi olarak bakmamış, onu bağımsız
bir ilim olarak ele almıştır. İbn Haldun, sonraki kelamcıların mantıktaki metodu-
nu ele alırken şöyle demektedir: “Mantığın ıstılahlarını değiştiren kimseler, - yani
unsurlarının sıralanışını düzenleyip, bazılarını kaldırıp, bazılarına öncelik veren-
17
İsmail Hanoğlu, “
Kitâbu’l-Mulahhas fî’l-Mantık ve’l-Hikme Bağlamında Fahruddîn
er-Râzî ve İslam Felsefesi”,
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2011/2, s.
173
18
Nicholas Rescher,
The Development of Arabic Logic, London 1964, s. 183.
19
Nicholas Rescher,
age., s. 185.
20 İbn Haldun,
Mukaddime, Mısır 1957, III, s. 1141, 1146.
21
Tahir Harimi Balcıoğlu, “Büyük İslam Mütefekkiri Fahrüddin-i Râzi”,
Diyanet İşleri
Başkanlığı Dergisi, 1963, c. 2., sayı 5., s. 9.
22
Y.
Şevki Yavuz, a.g.md., s. 90.
23
Süleyman Uludağ,
age., s. 74.
Felsefe Dünyası
44
ler – ortaya koydukları şeyden konuşmuşlardır. Onlar, mantığa
bir alet olarak
değil bağımsız bir ilim olarak baktılar. Bu konuda uzun tartışmalar yaptılar. Bunu
ilk yapan Fahreddin Râzi, ondan sonra da Efdalüddin el-Huneci’dir.”
24
Câbirî’ye
göre Râzi’nin
el-Mebahisü’l-meşrikiyye isimli eserini metafizik ve tabii ilimlere
tahsis edip, mantığı bu kitaba dâhil etmeyişinin sebebi onun mantığı bağımsız bir
ilim olarak kabul etmesindendir.
25
Ancak söz konusu esere bakıldığında mantıkla
ilgili konulara rastlamak mümkündür. Örneğin bu eserin özellikle ikinci bölü-
münde “mümkünlerin kısımları” başlığı altında klasik mantıkta işlenen önemli
konulardan biri olan kategoriler ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır.
26
Râzi’nin
mantık ile ilgili bağımsız eserler yazdığını ileri sürerek onun mantığı bir alet ola-
rak değil, bağımsız bir ilim olarak kabul ettiğini; Gazâlî’nin ise mantığı sadece
bir alet olarak kabul ettiğini ileri sürmek de doğru değildir. Çünkü Gazâlî’nin de
mantıkla ilgili
Mi’yaru’l-ilm,
Kıstasu’l-mustakim,
Mihakkun’n-nazar gibi bağım-
sız eserler yazdığı bilinmektedir. Sonra yukarıda ifade edildiği gibi Gazâlî “man-
tık bilmeyenin ilmine güvenilmez”
27
demekle mantığın evrensel bir ilim olduğu-
nu zaten ifade etmektedir. Dolayısıyla mantığın ilk defa Râzi tarafından bağımsız
bir ilim olarak
kabul edildiğini ileri sürmek, kanaatimizce isabetli değildir.
Yukarıda da zikredildiği gibi felsefe ile kelamı birbirine mezceden Râzi’nin,
çeşitli konularla ilgili 200’e yakın eser yazdığı rivayet edilmektedir. Felsefe ve
mantıkla ilgili çoğu henüz el yazması olan eserleri şunlardır:
el-Mebâhisu’l-meşrikiyye, el-Mülahhas fi’l-hikme ve’l-mantık, Şerhu’l-
işârât ve’t tenbihat, Lübâbü’l-işârât, Ta’cîzü’l-felasife, el-Âyatü’l-beyyinat fi’l-
mantık, en-Nefs ve’r-ruh ve şerhu kuvâhumâ, el-Mantıku’l-kebîr, Şerh el-necât,
Şerh ‘uyûn el-hikme, İbtalu’l-kıyas, Mebâhisu’l-hudûd, Mebâhisu’l-cedel, er-
Reddul-cedel, Şerhu eş-şifa, et-Tabsire fi’l-mantık, Ahkâm el-kıyâs el-şer’î, el-
Muhassal fi ilm el-usûl, er-Risaletü’l-kemâliyye.
28
24
Muhammed Abid el-Câbirî,
Arap-İslam Kültürünün Akıl Yapısı, (Çev.
Burhan
Köroğlu, Hasan Hacak, Ekrem Demirli) İstanbul 2000, s. 625;
İbn Haldun,
Mukaddime
III, s. 1106-1107.
25
el-Câbirî,
age., s., 625.
26
el-Câbirî,
age., s., 622
27 Gazâlî,
el-Mustasfa min ilmi’l-usul, Mısır h. 1322, C. I. s. 10; İslam Hukukunda Deliller ve
Yorum Metodolojisi (
el-Mustasfa), (Çev. Yunus Apaydın), Kayseri 1994. C. I. s. 11.
28 Râzi’nin eserleri için bkz. Fahreddin Râzi,
Kelam’a Giriş (el-Muhassal), (Çev. Hüseyin Atay),
Ankara 2002, s. XXXIX-XL (Çevirenin Önsözü); Süleyman Uludağ,
age., s. 46-65; Y. Şevki
Yavuz, a.g.md., s. 93-94; Bkz. Nicholas Rescher,
age., s. 183;
Bekir Topaloğlu,
Kelam İlmi,
İstanbul 1991, s. 33; Mohd Farid Mohd Shahran, agm., s. 263-270. Râzi üzerine önemli bir
çalışma yapan Salih ez-Zerkan, Râzi’nin 23’ü felsefe ile ilgili olmak üzere toplam 194 eserine
yer vermektedir. Bkz. Salih ez-Zerkan,
Fahreddin er-Râzi, Kahire, 1963, s. 62-153. Hidayet
Işık,
Dinler Tarihi Açısından Fahreddin Râzi ve Eserleri, (S.Ü.SB.E. Yayınlanmamış Doktora