Sekizinci gelişi Mirze Elekber Sabir’in anadan olmasının 100 yıllığına hasrolunmuş tedbirlere iştirak için 1962 yılının
Mayıs ayında olmuştur.
Dokuzuncu ve son defa gelişi ise yine 1962’ci yılın Kasım ayında olmuştur. Bu son gelişindede M. F.
Ahundzade’nin 150 yıllık jubilesine katılmış ve burada konuşmuştur. Azerbaycan’a bir defa daha ziyaret yapma imkanını
bulamadan 1963 yılının 3 Haziran’ında Moskova’da evinde kalp krizinden kurtulamayarak vefat etmiştir. (Zekeriya Sertel.
Mavi Gözlü Dev, İstanbul, Belge, 1996, s. 332)
Nazım Hikmet bütün varlığı ile doğma vatanı Türkiyeye bağlı olduğu kadar Can Azerbaycan’a da derinden bağlıydı.
Vatanından ayrı kalmanın hasretini Azerbaycan’a gelerek gidermeye çalışırdı. Azerbaycan’a her gelişi büyük hadiseye
çevrilir, kaleme aldığı mevzular yüksek poetik numuneler gibi kabul görürdü.
Nazım Hikmet hususen Azerbaycanlı şair ve yazıcılara şiirler hasr etmiş, şiirlerinde onları böyük muhabbetle vasf
etmiştir. O, 1957 yılındaikinci defa Bakü’ye gelirken Azerbaycan’ın dahi şairi Samed Vurğun’un ölümünden pek keder-
lenmiş ve “Samed Vurgun’a” adlı şiirini(Nazım Hikmet, “Seçilmiş eserleri”. 1972-ci il, “Genclik” neşriyyatı, seh. 38)
yazmıştır.
O gün bir Osmanlı şehri olan Selanik’te bir paşa torunu olarak gözlerini dünyaya açan Nazım Hikmet, ömrünün altmış
birinci yaşında iken de Samed Vurgun’un başına gelen gelmiş; düşlerinin ve düşüncelerinin peşinden gittiği Moskova’da
1963 yılının 3 Haziran sabahında, kapısının önünde gazetesini almak için eğildiği yerde, kalp krizi geçirerek ölmüştür.
(Anabritanika, 16. Cilt, İstanbul, Ana Yayıncılık. 1989 )
Dostları ilə paylaş: |