c. Tarihi Yorumu Metodu Yorumlanacak normun konulmasında etkili olmuş sebeplerin araştırılması, kanun koyucunun düşüncesinin meydana çıkarılması onun hangi gaye ile hareket ettiğinin tesbit edilmesi ve normu koyarken hangi amaçlara hizmet edeceğinin ortaya çıkarılması tarihi yorum metodu yardımıyla yapılır. Tarihi yorum metodu kanun yapıcının normu koyduğu sıradaki düşüncesini ve bunları koyarken hangi amaca yöneldiğini, kanunun projelerinden, meclis tutanaklarından ve kanunun gerekçelerinden faydalanarak meydana çıkarmaya çalışır.
d. Sistematik Yorum Metodu Kanundaki hükümlerin, hukukun genel prensiplerine göre anlamlandırılmasına sistematik veya prensiplere göre yorum denilir. Hukukun esasını teşkil eden prensipler eski deyimiyle tabii hukukun isterlerini karşılarlar ki, yorumcu veya uygulayıcı bunları ihmal edemez.
2. Objektif Görüş (Modern Yorum Teorisi)Bu düşünüşe göre ise, kanun bir kere ısdar edildikten sonra bağımsız bir kimliğe bürünür. “Kanun, hakikatte zamanın vazıı kanununun, bir tek şahsın veyahut yasama ile iştigal etmiş bir çok şahısların reel, aktüel iradesi değildir. Bilâkis kanunda objektif bir mana yapısı vardır. Kanunun neşir ve ilânı ile riayeti mecburi olan şey, ancak metninden çıkarılabilen fikirlerdir. Kanundaki irade muhtevası ancak bizzat kendisi için mevcuttur. Kanun, kanunun izharında amil olmuş olan şahısların iradelerinden ayrılmış objektifleşmiştir38. Kanunun, kendisini meydana getiren kanun yapıcının iradesinden ayrı ve ondan bağımsız bulunan bir varlığı mevcuttur . Bu itibarla, yorumda, kanunun uygulandığı sıradaki objektif manası nazara alınmak gerekecektir. Kanunun müstakil varlığının halin ihtiyaçları ve adaletin isterleri yönünden göz önüne alınacağını kabul eden bu görüş modern devlet ve hukuk anlayışı ile ahenk halindedir.
3. Telifçi Görüş (Bağdaştırıcı Görüş) Doktrinde, gerek kanun koyucunun iradesini esas alan subjektif teorinin gerekse kanunun normatif manasının araştırılması gerektiğini savunan objektif teorinin yalnız başlarına yorumun hedefini tayinde yeterli olduğunu benimseyen ve savunanlar olduğu gibi, bu iki görüşün telifi suretiyle yorumunun hedefinin tayin edilmesinin isabetli olacağına kani bulunanlar da vardır