YORUMDA KULLANILAN VASITALAR Yorum yapılırken bir takım vasıtalara başvurulur ve bazı esaslar nazara alınır. Medeni Kanunumuzun 1.maddesine uygun olarak, yorum vasıtalarını iki kısımda mütalaa etmek mümkündür: Kanunun lafzi yapısı-Kanunun ruhi yapısı.
1. Kanunun lafzi yapısı Yorumlanması gereken hukuki normlar, esas itibarıyla, ifadesini kanunun metninde, sözünde bulur. Bir norm (hukuki kural, kaide, kaziye)’nin anlam ve kapsamını tayin ve tespit için her şeyden önce yer aldığı metne, söze başvurulur; yazılı ifadelerden, kelimelerden hareket edilir. Kanunun lafzı, metni kapsam ve manasını tayin için en önemli vasıtadır47. Kelime ve cümleler düşünceleri anlatmaya yarayan vasıtalardır. Çeşitli kanunları birbirinden ayıran, onları ayırmaya yarayan “başlık” (unvan), “numara” ve “kabul tarihi”dir. Öte yandan bazı kanunlarda ve özellikle Medeni ve Borçlar Kanunu gibi büyük kanunlarda, kanun kitaplara, kitaplar baplara, baplar fasıllara ayrılmış, her bölüme -kitap, bap, fasıl- başlıklar konulmuş, ayrıca her maddenin kenarına muhtevasını yansıtan numaralı ve sistematik matlaplar dercedilmiştir. Burada üzerinde durulması gereken nokta, belirtilmesi lazım gelen husus, kanun metninin kapsamına kanundaki başlıklarla matlapların kanuna dahil olup olmadığıdır. Bu mesele hakkında genel bir hüküm, genel bir çözüm tarzının bulunmaması, ortaya farklı görüşlerin çıkmasına sebep olmuştur.
2. Kanunun Ruhi Yapısı “XIX. asrın sonu ve XX. asrın başı nazari konstrüksiyonlara ve kanun metinlerinin mutlak hegemonyasına karşı vaki ayaklanmalarla temayüz eder. Mahkemeleri bu esaretten kurtarmak kararlarına biraz daha fazla yumuşaklık getirmek, hayat ile mahkeme içtihatları arasında devamlı bir irtibat tesis etmek” bu yaygın aksülâmelin gayeleri arasında idi. Kanunu yorumlarken kanunun lafzına bağlı kalmamak, ruhu ile de kanuna mana vermek, kanunun daima değişen ve ilerleyen hayata intibakını sağlamak amacını güden ve bu imkânı veren Medeni Kanunumuzun 1. maddesi yorum metodunda bir tekâmülü, bir yeniliği ifade eder. Hiçbir şey kanunun yorumu metodunda meydana gelen bu tekâmül kadar karakteristik olmamıştır. Kanun şeklen her ne kadar sözcüklerle temayüz eder (belirir) ise de, sözcüklerin bizahiti, başlıbaşına bir anlamı yoktur. Bir hukuki kaziyenin anlamını tayin ve muhtevasını tesbit için o’nu yalnız başına ve ifade edildiği kelimelerle nazara almak yanlış neticelere, tutarsız anlamlara sebebiyet verebilir. Tek hukuk hükmünün anlamı yalnız başına nazara alınarak değil, ancak onun diğer hükümlerle olan bağlılık ve ilişiğinden çıkarılır ki, hükümler arasındaki bu bağlılık ve ilişiği gözönünde bulundurmak demek, kanunun genel ruh ve temayülünü hesaba katmak demektir. Kanunun ruhu, “kanunun bütününde baskın olan esaslara ve maddelerin hukuk sisteminin ve kanunun tümü içindeki yerlerine ve birbirleriyle olan bağlantılarına göre taşıdıkları anlam demektir.