Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə57/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   53   54   55   56   57   58   59   60   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

Feministler, 
genel olarak erkek ve kadınların ortak bir insan doğasını paylaştıklarını, cinsiyet farklılıklarının ise 
kültürel veya sosyal olarak dayatıldığını savunurlar. Ancak ayrılıkçı feministler, erkeklerin genetik olarak tahakküm 
ve gaddarlığa, kadınların ise doğaları gereği sevimlilik, yaratıcılık ve sakinliğe eğilimli olduklarını iddia ederler.
Ekolojistler, 
özellikle de derin çevreciler, insan doğasını, daha geniş olan ekosistemin, hatta doğanın bir parça­
sı olarak görürler. Bundan dolayı materyalizm, tamahkârlık ve bencillik, insanın, hayatın birliğinden ve dolayısıyla 
da kendi gerçek doğasından ne derece yabancılaştığını yansıtır. İnsanî potansiyel doğaya dönüşü gerektirir.
__________________ ________________ ___
J
yüzden suç, sosyalist ve modern liberallerin belirtme eğiliminde oldukları gibi eşitsizlik veya sos­
yal dezavantajın ürünü değildir; daha ziyade insanın temel içgüdüleri ve şehvetinin bir sonucudur.
İnsanlar sadece şiddet ve anti-sosyal itkilerini ifade etmekten vazgeçirildiğinde medenî bir tarzda 
davranmaya ikna edilebilirler. Buradaki en önemli caydırıcı unsur da, katı bir şekilde uygulanacağı 
bilgisiyle desteklenmiş hukuktur. Bu durum, muhafazakârların neden güçlü yönetim, “sert” ceza 
hukuku, uzun süreli hapis cezaları ve bedensel ceza, hatta ölüm cezasını desteklediklerini açıklar. 
Muhafazakârlar için hukukun rolü özgürlüğün desteklenmesi değil, düzenin korunmasıdır. “Hu­
kuk” ve “düzen” kavramları, muhafazakâr zihniyette öylesine iç içe girmiştir ki, neredeyse kaynaş­
mış ve bir kavrama dönüşmüşlerdir.
İnsanoğlunun zihinsel becerilerinin de sınırlı olduğu düşünülür. Birinci Bölüm ’de tartışıldığı 
gibi, muhafazakârlar geleneksel olarak dünyanın, insan akimın tam anlamıyla kavrayamayacağı ka­
dar karmaşık olduğunu düşünürler. İngiliz siyaset felsefecisi M ichael Oakeshott’un (1 9 0 1 -1 9 9 0 )


belirttiği gibi siyaset dünyası, “sınırsız ve dipsiz”dir. Bundan dolayı muhafazakârlar, soyut fikirler ve 
olan biteni anlama iddiasındaki düşünce sistemlerine karşı şüphe beslerler. Onlara göre, olan biten 
basitçe anlaşılamaz niteliktedir. Muhafazakârlar, fikirlerini gelenek, tecrübe ve tarihe dayandırmayı 
tercih ederler; dünyaya yönelik olarak ihtiyatlı, mütevazı ve her şeyden öte pragmatik bir tutum 
benimserler ve mümkün oldukça da doktriner yani dogmatik fikirlerden sakınırlar. “İnsan haklan”, 
“eşitlik” ve “sosyal adâlet” gibi kulağa hoş gelen siyasî ilkeler tehlikelerle doludur. Çünkü bu ilke­
ler, dünyanın yeniden şekillendirilmesinin tasarımlarını tedarik ederler. Muhafazakârlar, reform 
ve devrimin çoğunlukla daha fazla ızdıraba yol açtığı uyarısını yaparlar. Bir muhafazakâra göre, 
hiçbir şey yapmamak, belki de bir şeyler yapmaya tercih edilebilir niteliktedir. Oakeshott’un da 
ifade ettiği gibi, bir muhafazakâr her zaman “tedavinin, hastalıktan daha kötü olm adıği’ndan emin 
olmak ister. Ancak Yeni Sağ’ın yükselişinin bir sonucu olarak muhafazakârlığın, gelenekçilik ve 
pragmatizme (bkz. s. 27) verdiği destek zayıflamıştır. Öncelikle Yeni Sağ, refahçı ve müdahaleci 
yapıları yıkarak serbest piyasa reformlarını yürütme amacı çerçevesinde radikaldir. İkinci olarak da 
Yeni Sağ’ın radikalizmi, rasyonalizme (bkz. s. 4 8 ) yani özellikle İktisadî liberalizminkiler başta 
olmak üzere soyut teori ve ilkelere dayanır.

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   53   54   55   56   57   58   59   60   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin