Barnabas İncili 181
Ben sana karşı günah işlediğimi itiraf etmeliyim. Sen iki
gündür içmediğinden su aradığını söyleyince, ben iki aydır
içeceksiz olduğumdan, sanki senden daha iyiymişim gibi
içimde bir yükseklik duydum.
- Ey kardeş, gerçeği söyledin, dolayısıyla günah işlemiş
değilsin.
- Ey kardeş, babamız Ilya'nın “Allah'ı arayan yalnızca kendini
ayıplasın.” dediğini unutuyorsun. O, biz bunu bilelim diye
değil, buna uyalım diye yazdı onu mutlaka.
- Doğru ve Allah'ımız seni bağışlamıştır.
Ve bunu deyip, Mezmurları aldı ve babamız Davud'un
dediklerini okudu, “Dilimin, günahıma bahane bulup göz
yumarak kötü sözlere dalmaması için ağzımın üzerine bir
gözetleyici yerleştireceğim.” Ve burada yaşlı adam bir konuşma
yaptı ve genç olanı oradan ayrıldı. Bundan sonra,
buluşmalarından önce on beş yıl daha geçti. Çünkü genç olanı
yerini değiştirmişti. İşte böyle, yaşlı olan onu bulunca dedi,
- Ey kardeş, kaldığın yere neden geri gelmedin?
- Çünkü bana söylediklerini henüz öğrenmiş değilim.
- On beş yıl geçmişken nasıl olabilir bu?
- Sözlere gelince, onları tek bir saatte öğrendim ve hiç
unutmadım; fakat henüz onlara uyamadım. Uymayacak
olduktan sonra, çok fazla şey öğrenmenin amacı nedir ki?
Allah'ımız zihnimizin değil de, daha çok kalbimizin iyi
olmasını bekler, bu bakımdan, Hüküm Günü'nde bize ne
öğrendiğimizi değil, ne yaptığımızı soracaktır.
- Ey kardeş, böyle deme, çünkü Allah'ımızın değer
verilmesini istediği ilmi hor görmüş oluyorsun.
- Şimdi, günaha düşmemek için nasıl söylemeliyim ki, çünkü
senin sözün doğru, benimki de öyle. Öyleyse, diyorum ki,
Allah'ın kanununda yazılı olan emirlerini bilenler, eğer
ardından daha çok şey öğreneceklerse, önce bunlara
uymalıdırlar. Ve insan öğrendiği her şeye, bırakın uysun,
yalnızca onu bilmekle kalmasın.