Barnabas İncili 191
Baş kâhin dedi, “Bakın şimdi, bu herif nasıl da günahkârın
biridir, görüyorsunuz ki sebt gününe riayet etmez!” Kör adam
karşılık verdi, “O bir günahkâr mıdır, değil midir bilmem; ama
şunu bilirim ki, ben kör iken o beni ışığa kavuşturdu.” Ferisiler
buna inanmadılar bu nedenle de baş kâhine dediler, “Anne ve
babasını çağırtın, bize gerçeği söyler onlar.” Bunun üzerine kör
adamın anne ve babasını çağırttılar ve onlar gelince baş kâhin
kendilerine şöyle sordu, “Bu adam sizin oğlunuz mudur?”
Cevap verdiler, “O bizim oğlumuzun ta kendisidir.” O zaman
baş kâhin dedi, “O, kör doğduğunu ve şimdi de gördüğünü
söylüyor; nasıl olmuştur bu iş?” Kör olarak doğan adamın baba
ve annesi cevap verdi, “Evet, o kör doğmuştu, ama ışığı nasıl
aldığını bilmiyoruz; onun yaşı başı yerindedir, kendisine sorun,
size gerçeği söyler.”
Bunun üzerine onlara yol verildi ve baş kâhin yeniden, kör
doğmuş olan adama dedi, “Allah'ın şanı üzerine doğruyu söyle.”
Kör adamın baba ve annesi konuşmaktan korkmuşlardı; çünkü
Roma Senatosu'ndan, ölüm acısına çarptırılmak istemeyen
kimsenin, Yahudiler'in peygamberi İsa hakkında çekişmemesi
için bir ferman çıkmıştı. Bu ferman valinin de eline ulaşmıştı, bu
nedenle, “Onun yaşı başı yerindedir, kendisine sorun” dediler.
Sonra, baş kâhin kör adama dedi, “Allah'ın şanı üzerine doğruyu
söyle, çünkü biz, senin kendini iyileştirdiğini söylediğin bu
adamın bir günahkâr olduğunu biliyoruz.” Kör doğmuş olan
adam cevap verdi, “O bir günahkâr mıdır, değil midir bilmem.
Ama şunu bilirim ki, ben görmüyordum, o beni ışığa kavuşturdu.
Dünyanın başlangıcından bu saate kadar, kesinkes, kör doğup da
ışığa kavuşturulan kimse olmamıştır. Ve Allah günahkârlara
kulak asmaz.”
Ferisiler dediler, “Seni ışığa kavuştururken ne yaptı?” O zaman
kör doğmuş olan bunların inançsızlığına şaştı kaldı ve dedi,
“Söyledim ya, neden bir daha soruyorsunuz bana? Siz de O'nun
şakirtleri olmaz mısınız?”