Barnabas İncili 188
Ve Allah'ın neden senin beynine göre iş yapmadığını sormakla
daha çok hata edersin. Yine de sana cevap vereceğim. O halde
sana diyorum ki, Yaratıcımız Allah işinde kendisini bize
uydurmaz, bu bakımdan meşru olan, yaratılmışın O'nun
yöntemini ve uygunluğunu değil de, bunun yerine, Yaratanın
yaratılmışa değil, yaratılmışın Yaratan'a bağlı kalması için
Yaratıcısı Allah'ın şanını araştırmasıdır. Ruhumun huzurunda
durduğu Allah sağ ve diridir ki, eğer Allah insana her şeyi
vermiş olsaydı, insan, kendisinin Allah'ın kulu olduğunu
bilmeyecekti ve böylece de kendini Cennet'in efendisi sayacaktı.
Bu bakımdan, her zaman Azîm ve Sübhân olan Yaratıcı,
Kendine bağlı kalsın diye insanı yemekten men etti. Ve bakın
size diyorum ki, kimin gözünde ışık varsa her şeyi açık görür ve
bizzat karanlıktan bile ışık çıkarır; fakat kör böyle yapmaz.
Bu nedenle diyorum ki, eğer insan günah işlememiş olsaydı, ne
ben ne de sen Allah'ın merhametini ve adaletini bilmeyecektik.
Ve eğer Allah, insanı günah işleme istidadında yaratmamış
olsaydı, bu konuda o, Allah'a eşit olacaktı. Bundan dolayı,
Sübhân Allah insanı iyi ve adaletli yarattı, ama kendi hayatı,
kurtuluşu ve batışıyla ilgili olarak istediğini yapmakta serbest
bıraktı.”
Fakih bunları işitince dondu kaldı ve şaşkınlık içinde ayrılıp
gitti. Sonra, baş kâhin iki yaşlı kâhini gizlice çağırarak mabetten
çıkıp, öğle namazını kılmak için Süleyman verandasında oturup
beklemekte olan İsa'ya gönderdi. Ve İsa'nın yanında halktan
büyük bir kalabalıkla birlikte havarileri de bulunuyordu.
Kâhinler İsa’ya yaklaşıp dediler, “Muallim, insan ekini ve
meyveyi neden yedi? Allah onu yemesini istedi mi, istemedi
mi?” Ve onlar bunu İsa'yı yanıltmak için dediler; çünkü “Allah
istedi” dese, “Öyleyse niçin yasakladı?” karşılığını verecekler,
“Allah istemedi” dese, “o halde, Allah'ın istediğinin aksini
yapabildiğine göre, insan Allah'tan daha büyük bir güce sahip”
diyeceklerdi. İsa cevap verdi,