Barnabas İncili 196
Çünkü şu anda, ona nasıl bir ölüm biçeceğimi bilmiyorum.”
Sonra gittiler ve her şey Mikaya'nın dediği gibi oldu. Çünkü
Ammoniler'in kralı kullarına dedi, “Bakın, ne Yehuda kralına,
ne de İsrail reislerine karşı savaşıyorsunuz, ama düşmanım olan
İsrail kralı Ahab'ı öldürün.” O zaman İsa dedi, “Burada kal
Barnabas çünkü amacımız açısından bu kadarı yeterli.” “Hepsini
işittiniz mi?” dedi İsa. Havariler cevap verdiler, “Evet Rab.”
Bunun üzerine İsa dedi,
“Yalan söylemek bir günahtır,-ama öldürmek daha büyük bir
günahtır; çünkü yalan söyleyene ait bir günahken, ölüm işleyene
ait ise de, Allah'ın burada, yeryüzündeki en kıymetli şeyini, yani
insanı da yok eder. Ve yalan söylemeye, söylenen şeyin aksini
söylemekle çare bulunabilir; hâlbuki katilin çaresi yoktur.
Çünkü ölüye yeniden hayat vermek mümkün değildir. O halde
söyleyin bana, Allah'ın kulu Musa öldürdüklerinin hepsini
öldürmekle günah mı işledi?”
Havariler cevap verdiler, “Haşa, haşa ki, Musa kendisine
emreden Allah'a itaat etmekle günah işlemiş olsun!” O zaman
İsa dedi,
“Ben de diyorum, haşa ki Ahab'ın yalancı peygamberlerini
yalanla kandıran şu melek, günah işlemiş olsun; çünkü Allah
nasıl insanların boğazlanışını kurban diye kabul etmişse, bu
yalanı överek kabul etmiştir. Bakın, bakın diyorum ki size, nasıl,
ayakkabılarını bir devin ölçüsüne göre yaptıran çocuk hata
ederse, aynen öyle de, insanın kendisi kanuna tabi iken Allah'ı
kanuna tabi kılan da hata eder. Bu bakımdan, yalnızca Allah'ın
dilemediği şeyin günah olduğuna inandığınız zaman, size
söylediğim gibi, doğruyu bulmuş olacaksınız. Bu nedenle,
çünkü Allah bileşik değildir ve değişemez, öyleyse aynı
zamanda farklı şey dileyemez ve dilemez; çünkü böyle olsaydı,
kendinde çelişki ve neticede dert barındıracaktı ve sonsuz
derecede Kutsi ve Sübhân olmayacaktı.”