Barnabas İncili 195
O da ayağında bukağılarla ve hayatla ölüm arasında bulunan bir
insan gibi, şaşırmış bir yüzle geldi. Ahab kendisine sorup dedi,
“Allah adına konuş Mikaya, biz Ammoniler'e karşı çıkacak
mıyız? Allah, onların şehirlerini bizim ellerimize verecek mi?”
Mikaya cevap verdi, “Çık, çık, çünkü başarılı bir şekilde çıkacak
ve yine daha başarılı bir şekilde ineceksin!”
O zaman, yalancı peygamberler Mikaya'yı Allah'ın gerçek bir
peygamberi olarak övüp, ayaklarındaki bukağıları kırıp
çıkardılar. “Allah'ımızdan korkan ve hiçbir zaman putlar önünde
diz çökmemiş olan Yehoşafat Mikaya'ya sorup, dedi, “Bu savaş
işini nasıl görüyorsun, babalarımızın Allah'ı aşkına doğruyu
konuş.” Mikaya cevap verdi, “Ey Yehoşafat, senin yüzün için
korkuyorum. Bu nedenle diyorum ki sana, İsrail kavmini
çobansız koyun gibi görüyorum.” O zaman Ahab gülümseyerek,
Yehoşafat'a dedi, “Sana bu herifin yalnızca şerri haber verdiğini
söylemiştim de, sen inanmamıştın.” Sonra ikisi de dediler,
“Şimdi, bunu nerden bilirsin ey Mikaya?” Mikaya cevap verdi,
“Herhalde Allah'ın huzurunda bir melekler heyeti toplandı ve
ben Allah'ın şöyle gediğini işittim, “Ahab'ı Ammon'a karşı çıkıp,
öldürülmesi için kim kandıracak?” Bunun üzerine, biri bir şey
dedi, öbürü bir başka şey dedi. Sonra, bir melek gelip dedi, “Rab,
ben Ahab'a karşı savaşacak ve yalancı peygamberlere gidip,
yalanı onların diline koyacağım ve böylece o da karşı çıkıp,
öldürülecek.” Ve Allah bunu duyunca dedi, “Şimdi git ve öyle
yap, çünkü sen başaracaksın.”
O zaman yalancı peygamberler kızdı ve reisleri Mikaya'nın
yanağına tokat atıp, dedi, “Ey Allah'ın fasığı, gerçeğin meleği ne
zaman bizi bıraktı da sana geldi. Söyle bize, yalanı getiren melek
bize ne zaman geldi?” Mikaya cevap verdi, “Kralınızı
aldattığınız için, öldürülmek korkusuyla evden eve kaçtığınız
zaman öğreneceksiniz.” O zaman Ahab gazaba gelip dedi,
“Mikaya'yı yakalayın, ayaklarındaki bukağıları yanağına vurun
ve ben dönünceye kadar kendisine arpa ekmeği ve su verin.