Barnabas İncili 223
Çünkü Allah bana uyku üzerine güç vermiştir ve bak sana
diyorum ki, o ölmüş değildir. Çünkü yalnızca, Allah'ın rahmetini
bulmadan ölenler ölüdür.” Meryem, kız kardeşi Marta'ya İsa'nın
gelişini bildirmek için çabucak geri döndü. Şimdi, Lazarus'un
ölümünde Kudüs'ten gelmiş bir hayli Yahudi ve pek çok yazıcı
ve Ferisi toplanmış bulunuyorlardı. Kız kardeşinden İsa'nın
gelmekte olduğunu duyan Marta aceleyle kalktı ve dışarı koştu;
bunun üzerine Yahudi, yazıcı ve Ferisîler'den oluşan kalabalık
onu teselli etmek için peşinden gittiler. Çünkü kardeşine
ağlamak için kabre gittiğini sanıyorlardı, İsa'nın Meryem'le
konuştuğu yere varınca Marta ağlayarak dedi, “Rab, Allah için
burada olmuş olsaydın, çünkü o zaman kardeşim ölmezdi!”
Meryem o zaman ağlamaya başladı; bunun üzerine İsa da
gözyaşı döktü ve iç çekerek dedi, “Onu nereye yatırdınız?”
Cevap verdiler, “Gel bak.” Ferisîler kendi aralarında diyorlardı,
“Şimdi Nain'deki dulun oğlunu dirilten bu adam, ölmeyeceğini
söylediği halde neden bu adamı ölüme bıraktı?”
İsa, herkesin ağlamakta olduğu kabre varıp dedi, “Ağlamayın,
çünkü Lazarus uyuyor ve ben onu uyandırmaya geldim.”
Ferisîler kendi aralarında dediler, “Allah için, sen böyle mi
uyursun!” O zaman İsa dedi, “Benim saatim henüz gelmedi;
geldiği
zaman aynı
şekilde
uyuyacak
ve
süratle
uyandırılacağım.” Sonra İsa yine dedi, “Kabrin üzerinden taşı
çekin.” Marta dedi, “Rab, o kokmuştur. Çünkü öleli dört gün
oluyor.” İsa dedi, “Öyleyse ben niye geldim buraya Marta? Sen
benim onu uyandıracağıma inanmıyor musun?” Marta cevap
verdi, “Senin, Allah'ın bu dünyaya gönderdiği bir mukaddesi
olduğunu biliyorum.” O zaman, İsa ellerini göğe kaldırdı ve
dedi, “İbrahim'in Allah'ı, İsmail ve İshak'ın Allah'ı,
babalarımızın Allah'ı Rab, bu kadınların başına gelenlere
merhamet et ve kutsal adına şan ver.” Ve herkes “Âmin” diye
karşılık verince, İsa yüksek bir sesle dedi, “Lazarus, beri gel!”
Bunun üzerine, ölmüş olan kalktı ve İsa havarilerine dedi, “Onu
çözün.” Çünkü babalarımızın ölülerini göme geldikleri şekilde,
o da yüzünün üzerindeki peşkirle birlikte kefene sarılmıştı.