Barnabas İncili 246
Yehuda, bağırmaktan başka gerçekte bir şey yapmadı , “Allah,
suçlunun kurtulup gittiğini ve benim de haksız yere öldüğümü
göre göre, beni neden terk ettin?” Cidden diyorum ki,
Yehuda'nın sesi, yüzü ve şekli İsa’ya o kadar benziyordu ki,
şakirtleri ve müminleri onun İsa olduğuna tamamen inandılar;
bu yüzden bazıları, İsa'nın sahte bir peygamber olduğuna ve
gösterdiği mucizeleri büyü sanatıyla gerçekleştirdiğine
inanarak, İsa'nın doktrininden ayrıldılar; çünkü İsa dünyanın
sonunun yaklaştığı zamana kadar ölmeyeceğini söylemişti.
Çünkü o zaman dünyadan alınmalıydı. Öte yandan, İsa'nın
akidesinde sapasağlam devam edenler, ölenin tümüyle İsa’ya
benzediğini görüp, İsa'nın demiş olduğu şeyleri de
hatırlamadıklarından üzüntüye kapıldılar. Ve İsa'nın annesinin
eşliğinde Kalveri dağına gidip, İsa'nın ölümünde sürekli
ağlayarak bulunmakla kalmadılar, aynı zamanda Nikademus ve
Aberimetya'lı Yusuf'un aracılığıyla İsa'nın vücudunu, gömmek
için validen aldılar. Ve kesinlikle kimsenin inanmayacağı
ağlamalarda onu çarmıhtan indirip, yüz liralık çok kıymetli
merhemlerle sararak, Yusuf'un yeni mezarına gömdüler.
Sonra, herkes kendi evine döndü. Bunu yazan, Yuhanna ve
kardeşi Yakup'la birlikte, İsa'nın annesiyle beraber Nasıra'ya
gitti. Allah'tan korkmayan şakirtler geceleyin gidip, Yehuda'nın
cesedini çalarak sakladılar ve İsa'nın yeniden dirildiğini
yaydılar; bu yüzden büyük karışıklık doğdu. O zaman, baş
kâhin, afaroz cezasını göze almadan, kimsenin Nasıra'lı İsa'dan
söz etmemesini emretti. Ve büyük bir işkence başladı; pek
çokları taşlandı, pek çokları dövüldü ve pek çokları ülkeden
sürüldü; çünkü bu konuda ağızlarını tutamıyorlardı. Nasıra'ya,
çarmıhta ölmüş bulunan hemşerileri İsa'nın yeniden dirildiği
haberi geldi. Bunun üzerine, bu satırları yazan İsa'nın
annesinden ağlamayı bırakıp, sevinmesini rica etti. Çünkü oğlu
yeniden dirilmişti. Bunu duyan bakire Meryem ağlayarak dedi,
“Kudüs'e gidip oğlumu bulalım. Onu gördüğüm zaman rahat
ölebilirim.”