Merkantilistlerin Görüflleri
16. ve 18’inci yüzy›llar aras›nda liberal yaklafl›mdan önce d›fl ticarette hakim olan
anlay›fl merkantilist düflüncedir.
Merkantilist düflünceyi do¤uran iki önemli tarihsel geliflmeden bahsedilebilir. Bi-
rincisi co¤rafi kefliflerdir ki beraberinde yeni ticaret yollar› ve ülkeleri ortaya ç›kar-
m›flt›r ve bu geliflmeler de kefliflerin giderek zenginlefltirdi¤i, ekonomik ve siyasi
olarak a¤›rl›¤›n› toplumda
hissettiren yeni bir ticaret s›-
n›f›n›n (burjuvazi) ortaya ç›k-
mas›na yol açm›flt›r.
‹kincisi ise ilkiyle ba¤lan-
t›l› olarak feodalitenin çözü-
lüp ulus devletlerin do¤uflu-
dur. Bu iki temel geliflme ti-
carette devlet müdahalesi ve
korumac›l›¤›n ortaya ç›kma-
s›na neden olmufltur.
Merkantilist düflünce zen-
ginli¤in kayna¤› olarak d›fl ti-
careti iflaret etmektedir. Çün-
kü yur tiçi talepten daha h›z-
l› geliflen üretimin eritilmesi
ancak d›fl pazarlara yönel-
mekle mümkün olacak; bu
da devlet deste¤i olmadan
mümkün olamayaca¤› için
ülkeler aras›nda pazar kap-
58
Uluslararas› Ekonomi Politik
Burjuvazi s›n›f›n›n
Hollanda’dan ‹talya’ya kadar
tüm dünyan›n sanat
hayat›n› nas›l de¤ifltirdi¤ini
bölüm sonunda Felemenk
Cumhuriyeti üzerinden
görebilirsiniz.
Resim 3.1
Mussel ‹skelesinden
Amsterdam’a Bak›fl
Felemenk’in önde gelen
ressamlar›ndan biri olan
Ludolf Bakhuizen, özellikle
çalkant›l› deniz manzara-
lar›yla ünlüdür.
Dikkatli bir do¤a gözlemci-
si olan Bakhuizen, denizde
f›rt›nan›n etkilerini incele-
mek için s›k s›k tehlikeye
at›larak aç›k tekneyle de-
nize aç›l›rd›. Tablolar›n›n
neredeyse tümü, son dere-
ce gerçekçi ve kendine öz-
gü üslubuyla yapt›¤› deniz
manzaralar›ndan oluflur.
Kaynak:http://muze.
sabanciuniv.edu/re
mbrandt/sayfa/ludo
lf-bakhuizen
ma rekabeti orataya ç›kacak; bu rekabet devletler aras›nda ticari ç›kar çat›flmas›n›
do¤uracak ve sonuç ise d›fl ticarette baflka ülkelerden gelen mallara karfl› koruma-
c› uygulamalara yönelmeyi gerekli k›lacakt›r.
Zaten merkantilist felsefenin d›fl ticaret politikas›ndaki temel amac› de¤erli ma-
den stokunu artt›rmak oldu¤u için bunun yolu da ödemeler dengesi fazlas› ver-
mekten geçmektedir. Bu yüzden iç ve d›fl ekonomik faaliyetlere yo¤un bir devlet
müdahalesi söz konusudur.
Liberallerin Görüflleri
18’inci yüzy›l›n sonlar›nda, o dönemdeki merkantilist politikalara tepki gösteren
Adam Smith ve David Ricardo’nun görüflleri, serbest ticareti savunan liberallerin
bak›fl aç›s›n› yans›tmaktayd›.
Hat›rlanaca¤› üzere iktisad› bilim hâline getiren, “Klasik Liberalizm” ve “Klasik
‹ktisat”a yön veren Adam Smith, bütün bireylerin kendi ç›karlar›n› maksimum k›-
lacak flekilde rasyonel davrand›klar›n› (homoeconomicus), bunun do¤al sonucu
toplumun ç›karlar›n›n da maksimum oldu¤unu, ekonomide görünmez el (fiyatla-
r›n esnekli¤i ve rekabet mekanizmas›) sayesinde dengesizliklerin otomatikman gi-
derildi¤ini, bu yüzden de devletin ekonomiye müdahale etmesine gerek olmad›¤›-
n› savunmufltur.
Adam Smith’in “b›rak›n›z yaps›nlar, b›rak›n›z geçsinler” anlay›fl› Merkantilistlerin
d›fl ticareti s›n›rland›rmaya yönelik korumac› görüfllerinin aksine serbest ticaretin
yararlar›n› gösteriyor ve d›fl ticaret de “uzmanlaflma” ve “ifl bölümü” sayesinde dün-
yadaki kaynaklar›n verimlili¤ini artt›rarak refah›n da yükselmesine yol aç›yordu.
Adam Smith’in savundu¤u ve Mutlak Üstünlük Teorisi olarak adland›r›lan
görüfl serbest ticaretin yararlar›n› flu flekilde aç›klar: Buna göre karfl›l›kl› ticaret ya-
pan iki ülkeden her biri di¤erine göre hangi mallar› daha düflük maliyetle üretiyor-
sa o mallar›n üretiminde uzmanlaflarak bunlar› ihraç etmeli, pahal›ya ürettiklerini
ise di¤er ülkeden ithal etmelidir. Bu durum sonuçta her iki ülkenin de daha fazla
üretim ve tüketim yapabilmesi ile sonuçlanacakt›r.
Ancak Smtih’in bu görüflüne flöyle temel bir itiraz yap›labilirdi: “E¤er bir ülke
bütün mallar› di¤erinden ucuza üretiyorsa bu durumda ne yap›lacakt›r?”
59
3. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politik ile ‹lgili Temel Yap›lar: Üretim, Finans, Güvenlik ve Bilgi
Mutlak Üstünlük Teorisi’ne
göre “hangi mallar› di¤er
ülkeden daha ucuza
üretiyorsan bunlar›n
üretiminde uzmanlaflarak
ihraç etmeli, pahal›ya
ürettiklerini ise ithal
etmelisin.”
Resim 3.2
David Ricardo (1772-1823)
“Ricardo, Klasik ‹ktisat Okulu içinde, Smith kadar önemli bir yere sahiptir.
Smith gibi ‹ngiltere’de dünyaya gelen Ricardo, ondan farkl› olarak baflar›l›
ve zengin bir ifladam›d›r. Ricardo’nun iktisatla tan›flmas› ise 1799’da 27
yafl›ndayken Smith’in “Uluslar›n Zenginli¤i” adl› kitab›n›n eline geçme-
siyle olmufltur.
Ricardo’nun iktisadi düflünce tarihindeki önemli eserlerden biri olan “Eko-
nomi Politi¤in ve Vergilendirmenin ‹lkeleri Üzerine” adl› kitab› 1817’de
yay›nlanm›flt›r.
Ricardo da Smith gibi s›nai kapitalizmin sözcülü¤ünü yapmaktad›r. An-
cak, Smith sanayide manifaktür aflamas›n›n teorisyeniyken, Ricardo fab-
rika aflamas›n›n teorisyenidir.”
Kaynak: Ayflegül Yakar Önal, Smith’den Ricardo’ya
Rant Teorisindeki De¤iflim, ‹Ü, ‹ktisat Fakültesi Maliye
Araflt›rma Merkezi Konferanslar›, 45. Seri / Y›l 2004.
Co¤rafi keflifler ve ulus
devletlerin do¤uflu
merkantilist düflüncenin
ortaya ç›kmas›ndaki iki
önemli tarihsel geliflmedir.
Bu sorunun cevab›n› David Ricardo, Karfl›laflt›rmal› Üstünlük Teorisi’ni or-
taya atarak vermifltir. Bugün dahi uluslararas› ticaretin mant›¤›n› oluflturdu¤u kabul
edilen teori, mutlak üstünlü¤e sahip olmad›¤› durumlarda dahi bir ülkenin d›fl ti-
caretten kârl› ç›kabilece¤ini göstermifltir.
Ricardo’nun Karfl›laflt›rmal› Üstünlük Teorisi’ne göre önemli olan bir ülkenin
bir mal› di¤erinden daha ucuza üretmesi yani o malda mutlak olarak üstün olma-
s› de¤il, ne kadar üstün oldu¤udur ki bu da karfl›laflt›rmal› üstünlük kavram›n›
do¤urmufltur.
Bilinen bir örne¤i burada da tekrarlayarak konunun daha iyi anlafl›lmas›n› sa¤-
layabiliriz. Yukar›daki tabloda yer alan örne¤e göre ‹ngiltere her iki malda da
“mutlak üstünlü¤e” sahiptir. Çünkü gerek kumafl› gerekse de flarab›, birinde 8 kat
di¤erinde ise 2 kat üstün olmak üzere Portekiz’den daha ucuza üretir. Bu tablo
Mutlak Üstünlük Teorisi aç›s›ndan d›fl ticaretin yap›lmamas›n›, ‹ngiltere’nin her iki
malda da üstün oldu¤u için bu mallar› kendisinin üretmesini söylese de asl›nda
karfl›lat›rmal› Üstünlük Teorisi’ne göre ticaretin yap›lmas› mümkündür ve üstelik
de her iki ülke de bundan kazançl› ç›kabilir.
‹ngiltere’nin kumafl üretimindeki üstünlü¤ü 8 kat, flarap üretimindeki üstünlü-
¤ü ise sadece 2 kat oldu¤u için bu teoriye göre mant›kl› olan ‹ngiltere’nin kumafl
üretiminde uzmanlaflmaya giderek flarab› da Portekiz’den ithal etmesidir. Benzer
durum Portekiz aç›s›ndan da geçerlidir. Portekiz flarap üretmeli ve kumafl› da ‹n-
giltere’den ithal etmelidir.
Karfl›laflt›rmal› üstünlük teorisinde bir mal› üretmenin maliyeti o mal› baflkala-
r›ndan alman›n maliyeti ile karfl›laflt›r›lmakta ve bu iki durum aras›nda mant›kl› ve
etkin bir seçim yap›lmaktad›r. Ricardo’nun zaman›nda, ‹ngiltere’nin, g›da mallar›n›
içerde üretmek yerine d›flar›dan ithal etmesi karfl›laflt›rmal› üstünlü¤e daha uygun-
du çünkü bu mallar› ithal etmek içerde üretmeye göre daha ucuza geliyordu.
Ricardo’nun karfl›laflt›rmal› üstünlük teorisini k›saca özetleyiniz.
Neo-Merkantilistlerin Görüflleri
1800’lerin sonunda, serbest ticareti savunan birçok liberale göre dünya küresel bir
atölye hâline gelmeye bafllam›flt› ve bu ortamda herkes “piyasan›n görünmez eli”
rehberli¤inde serbest ticaretten kazanç elde edebilirdi. Ne var ki 19’uncu yüzy›l›n
ortalar›ndan itibaren özellikle ABD’li ve Alman iktisatç›lar›n önderli¤inde koruma-
c› politikalar tekrar önem kazanmaya bafllam›fl; “kendi kendine yeterlilik, d›fla ba-
¤›ml›l›¤›n önlenmesi ve yeni kurulan endüstrilerin (bebek endüstri) rekabete haz›r
hâle gelene kadar korunmas›” gibi argümanlarla devletin ekonomiye müdahalesi-
ni savunan neo-merkantilist politikalar yeniden gündeme gelmifltir.
“Kapal› Ticaret Devleti” isimli kitab› ile “ekonomik geliflmenin sa¤lanabilmesi ka-
pal› ticaret devletiyle mümkündür” tezini ortaya atan ve bu yeni merkantilist anlay›-
fl›n felsefi arka plan›n› haz›rlayan Johann Gottlieb Fichte’nin milliyetçi korumac› fi-
kirleri “bir ülkenin baflka ülkelerle ticaret yapmas› gerekiyorsa bu devletin kontrolü
temelinde olmal›d›r” fleklinde özetlenebilir.
60
Uluslararas› Ekonomi Politik
Bir ifl günü ile üretilebilen mal miktarlar›
Kumafl (metre)
fiarap (litre)
‹ngiltere
80
40
Portekiz
10
20
Tablo 3.1
Bir ‹fl Günü ile
Üretilebilen Mal
Miktarlar›
Karfl›laflt›rmal› Üstünlük
Teorisi’ne göre “her ülke
karfl›laflt›rmal› olarak hangi
mallar› daha ucuza
üretiyorsa o mallar›n
üretiminde uzmanlaflmal› ve
o mallar› ihraç etmelidir.”
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
M A K A L E
M A K A L E
1
Fichte’nin ard›ndan 19’uncu yüzy›l›n bafllar›nda Almanya’da Friedrich List,
ABD’de ise Alexander Hamilton, dönemin en ileri sanayileflmifl ülkesi ‹ngiltere kar-
fl›s›nda, henüz sanayileflme çabas› içinde olan kendi ülkelerindeki yeni geliflmekte
olan endüstrilerin (bebek endüstri) rekabetçi düzeye gelene kadar korunmas› ge-
rekti¤ini savunmufllard›r.
Benzer argümanlar› paylaflan di¤er bir isim olan Henry Carey, 1858’de yazm›fl
oldu¤u Sosyal Bilimlerin ‹lkeleri isimli kitab›nda ekonominin güçlenmesi ve üreti-
min çeflitlenmesi için hem sanayide hem de tar›mda korumac› politikalar›n uygu-
lanmas›n› aç›k bir biçimde desteklemifltir.
Alexander Hamilton ve Friedrich List gibi neomerkantilist görüflte olanlar, da-
ha önce de ifade etti¤imiz gibi, liberalizm ve serbest ticaret politikalar›n›n o dö-
nemde ‹ngiltere için avantajl› oldu¤unu ve K›ta Avrupa’s› ile Yeni Dünya’daki ti-
caret ortaklar› üzerindeki hâkimiyetini sürdürmesine yarad›¤›n› ileri sürmüfllerdi.
Bu düflüncelerle korumac› ve yeni geliflmekte olan sanayileri teflvik edici politika-
lar› savunmufllard›.
Pek çok neomerkantilist bugün de ticarete kat›lan bütün taraflar›n karfl›laflt›r-
mal› üstünlükten fayda elde edece¤i fikrine karfl› ç›kmaktad›r. Birçok durumda
devletler, yeni mal ve hizmet projelerine yo¤un yat›r›mlar yapan stratejik ticaret
politikalar› benimsemek suretiyle karfl›laflt›rmal› üstünlük yaratabilmektedirler.
Ayr›ca, di¤er ülkelere, özellikle g›da ve savunma sanayi ile ilgili mallarda fazlas›y-
la ba¤›ml› olma korkusu da d›fl ticarette korumac› politikalar›n uygulanmas›na yol
açmaktad›r.
Birçok neomerkantilist de devletlerin sosyal, politik ve ekonomik sebeplerle
üretimi ve ticareti manipüle etmesi sebebiyle liberal ekonomik teorilerin gerçek si-
yasi dünyay› aç›klamakta yetersiz oldu¤unu düflünmektedirler. Devletler serbest ti-
carete taraf olduklar›n› aç›klasalar bile çeflitli flekillerde korumac› politikalara bafl-
vurmayacaklar›n›n garantisi yoktur. Bu yüzden devletler için rasyonel olan kendi-
lerini korumak ve ç›karlar›na uygun hareket etmektir.
Yap›salc›-Marksist Görüfller
Bu görüflü savunanlar, ilk dönem merkantilizm yaklafl›m›n› klasik bir emperyalizm
olarak nitelendirmektedirler.
Avrupa’daki güçlü devletler ekonomik sebeplerle dünyan›n geliflmemifl bölge-
lerini kolonilefltirmifllerdir. Sanayileflmifl kapitalist ekonomilerde üretimin tüketimi
aflmas› ve içerde yat›r›ma yöneltilemeyen bir sermaye fazlal›¤›n›n ortaya ç›kmas›
sonucu ihracat art›fl›, d›fl yat›r›m› bir gereklilik hâline getirmiflti. Koloniler hem faz-
la üretimi sat›n alacak hem de ucuz iflgücü ve bol ham madde temini imkân› sun-
mas› nedeniyle kârl› yat›r›mlar yap›lacak yerler olarak ortaya ç›kt›lar.
Immanuel Wallerstein, kapitalist merkez ülkeleri ile dünyan›n çevre ve yar›-
çevre bölgeleri aras›ndaki ba¤lant›lar üzerinde durmaktad›r. Ona göre bugünkü
uluslararas› ticaret modelleri büyük ölçüde bu ülkeler aras›ndaki ifl bölümü taraf›n-
dan belirlenmifltir. Küreselleflmeyle birlikte ortaya ç›kan, piyasalar›n bütünleflmesi
ve serbest ticaret politikalar› gibi geliflmeler, 19’uncu ve 20’nci yüzy›ldaki emper-
yal güçlerin sahip olduklar› ekonomik motiflerin genifllemesinden baflka bir fley
de¤ildir.
61
3. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politik ile ‹lgili Temel Yap›lar: Üretim, Finans, Güvenlik ve Bilgi
Genç endüstriler tezi olarak
da adland›r›lan bebek
endüstri tezi, yeni kurulan
bir endüstrinin dünya ile
rekabet edecek duruma
gelinceye kadar rakipleri
karfl›s›nda korunmas›
gerekti¤ini savunur.
GATT VE II. DÜNYA SAVAfiI’NI TAK‹P EDEN L‹BERAL
T‹CAR‹ YAPI
II. Dünya Savafl›’na kadar dünya ticaretine hakim olan kurallar büyük ölçüde ha-
kim devletlerin, özellikle ‹ngiltere’nin ç›karlar›n› yans›tmaktayd›. Ekonomik aç›dan
liberal fikirlerin geçerli oldu¤u k›sa süreler d›fl›nda korumac›l›k temel yaklafl›md›.
II. Dünya Savafl›’n›n ard›ndan, Bretton Woods konferans›nda, ABD ve ‹ngilte-
re’nin bafl›n› çekti¤i ittifak devletlerinin liderleri II. Dünya Savafl›’na yol açan çeflit-
li ekonomik çat›flmalar› sona erdirece¤ini umduklar›, liberal düflüncelere dayal› ye-
ni bir ekonomik düzen oluflturdular. Buna uygun olarak Gümrük Tarifeleri ve Ti-
caret Genel Anlaflmas› (GATT) adl› çok tarafl› bir görüflmeler sistemi gelifltirildi.
GATT, karfl›l›kl›l›k ve ayr›mc›l›¤›n olmamas› ilkelerine dayand›r›lm›flt›. Ticari ta-
vizler karfl›l›kl› idi: Bütün üye ülkeler ticaret engellerini beraberce azaltmaya karar
verdiler. Karfl›l›kl› ticaret savafllar›n› engellemek, ayr›mc›l›¤›n olmamas› ve en çok
kay›r›lan ülke statüleri tasarland›. Buna göre bütün ülkelerden yap›lan ithalat ayn›
muameleye tabi tutulacakt›; yani bir ülkeden yap›lan ithalata di¤er ülkelerden ya-
p›lanlara karfl› bir öncelik sa¤lanmayacakt›. Bu flekilde ticaret engelleri yavafl yavafl
kald›r›lmaya ve uluslararas› ticaret h›zl› bir flekilde artmaya bafllad›.
Fakat 1960’lar boyunca ve 1970’lerin bafl›nda, savafl sonras› Bat›l› sanayileflmifl
ülkelerin büyüme h›z›nda meydana gelen art›fl önemli ölçüde azalm›flt›. OPEC ül-
kelerinin 1973’te yaratt›¤› petrol krizi, k›sa süre içinde pek çok Bat›l› sanayileflmifl
ülkede ekonomik durgunlu¤a yol açt›. Bu dönem boyunca uluslararas› ticaret bü-
yümeye devam etmekle birlikte eski h›z›n› kaybetti. Pek çok ülke bir taraftan güm-
rük tarifelerini azalt›rken bir taraftan da ihracat›n› teflvik edip ithalat›n› k›smak üze-
re yeni ve daha karmafl›k korumac›l›k politikalar› gelifltirdi.
Bugün, GATT’›n yerine kurulan Dünya Ticaret Örgütünün liberal ticaret politi-
kas›, “esas olarak zengin ve güçlü sanayileflmifl ülkelerin ç›karlar›n› yans›tmakta-
d›r” alg›s› hâlâ çok güçlüdür. Bu yüzden serbest ticaret ve liberal ekonomi konu-
sunda ileri sürülen pek çok fikir ve ideal küreselleflme karfl›t› gruplar›n ve sivil top-
lum kurulufllar›n›n elefltirilerine muhatap olmaktad›r.
Geliflmifl ülkelerin ortaya ç›kan bu geliflmelere verdikleri bir tepki, dikkatlerini
çok tarafl› ticaret sistemi ve DTÖ’den, iki yanl› ve bölgesel ticaret anlaflmalar›na çe-
virmeleri olmufltur. Bölgesel ticaret anlaflmalar› hem serbest ticaret ilkelerini hem
de pratikteki korumac›l›k ihtiyaçlar›n› bar›nd›rmaktad›r. Bu yüzden de hem mer-
kantilistlerin ve hem de ekonomik liberallerin gözünde popüler hâle gelmektedir.
ULUSLARARASI PARASAL VE F‹NANSAL YAPI
Bugün, art›k “k›t” bir üretim faktörü olmaktan ç›km›fl sermayenin, bilgi ve iletiflim
teknolojileri, yani k›saca ‹nternet sayesinde dünyan›n çevresini saniyeden daha k›-
sa sürede gezebilmesi, hâliyle uluslararas› ticareti de gölgede b›rakacak sorunlar
yaratmas› demekti. Küreselleflmeyle birlikte giderek artan bir flekilde entegre hâle
gelen dünyada, ulus devletler, ülke içindeki politik, sosyal ve ekonomik amaçlar›;
para ve yat›r›m politikalar› konusunda ortak uluslararas› ilkeler oluflturma ihtiyac›
ile ba¤daflt›rmakta güçlük çekmektedirler. Pek çok ülke tam olarak kontrol edeme-
dikleri sermayenin yaratt›¤› problemlerle u¤raflmak zorunda kalmaktad›rlar.
Örne¤in 2008 Küresel Krizi’nin çözümü için uygulanan Keynesyen politikalar
bir görüfle göre bu yüzden baflar›s›zl›¤a u¤ramaktad›r. Sermaye hareketlerinin bu-
günkü gibi serbest olmad›¤› bir dönemde, Keynesyen parasal geniflleme politika-
s›, “para bas›ld›¤› yerde harcand›¤› için” ekonomiyi canland›rabiliyordu. Ancak bu-
62
Uluslararas› Ekonomi Politik
GATT, sanayi mallar›
çerçevesinde dünya
ticaretini serbestlefltirmek
üzere kurulmuflken DTÖ,
tar›m ve hizmetler
sektöründe de ticaretin
serbestlefltirilmesini
hedefleyen, bunun yan›nda
fikrî mülkiyet haklar›n›n
korunmas›n› da önceli¤ine
alan, yapt›r›m gücü yüksek
bir kurulufl olmufltur.
GATT, dünya ticaretini
serbestlefltirmek üzere 1947
y›l›nda imzalanan ve 1995
y›l›nda ise Dünya Ticaret
Örgütü’nün (DTÖ)
kapsam›na giren çok yanl›
bir anlaflmad›r.
gün, sermaye hareketlerinin serbest oldu¤u bir dünyada, “para da¤›t›ld›¤› yerde
harcanm›yor”, bu da krizin uzamas›na neden oluyor.
Uluslararas› parasal ve finansal yap›, ekonomik ve politik anlaflmalar, kurumlar
ve iliflkiler a¤› olup; özellikle iki fleyin belirlenmesine yard›mc› olmaktad›r: Bunlar-
dan birincisi farkl› millî paralar›n birbirleri cinsinden de¤erlerini oluflturan kurum-
lar seti, ikincisi de hangi ölçekte paran›n, ne s›kl›kla ve hangi flartlarda ülke eko-
nomilerine girip ç›kt›¤›n› belirleyen bir kurallar setidir. Devletler için karmafl›k bir
yap›daki para ve finans› kontrol edebilmek önemli bir konu hâline gelmifltir.
Bol ve ulafl›labilir sermayenin rahatça dünyay› dolaflabildi¤i günümüzde bu du-
rum baflka sorunlara da yol açabilmektedir.
Örne¤in çok fazla, para ekonomide enflasyon yaratmakta, paran›n sat›n alma
gücünü azaltmaktad›r. Buna karfl›l›k yeterli miktarda para (likidite) olmazsa eko-
nomik büyüme ve ticaret durmaktad›r.
Ancak enflasyon sorununun gözard› edilebilecek düzeylere indi¤i 1990’lardan
sonra, temel amac› “fiyat istikrar›” olarak belirlenen merkez bankalar›n›n, özellikle
2008 Finansal Krizi’nden sonra uygulamakta olduklar› fiyat istikrar› odakl› para po-
litikas›n›, finansal istikrar› da kollayacak bir biçimde yeniden düzenlemeleri gerek-
lili¤i, yetki ve politika tart›flmalar›n› da beraberinde getirmifltir.
DÖV‹Z KURU S‹STEMLER‹
19’uncu yüzy›ldan bu yana üç adet döviz kuru sistemi geçerli olmufltur. Bunlar-
dan birincisi, I. Dünya Savafl›’n›n sonuna kadar devam eden ve bütünleflmifl bir
uluslararas› düzeni ifade eden Alt›n Standard›’d›r. ‹kincisi, II. Dünya Savafl›’n›n ar-
d›ndan ABD ve müttefikleri taraf›ndan yarat›lan ve IMF taraf›ndan yönetilen Bret-
ton Woods sabit kur sistemidir. Üçüncüsü de bugün yürürlükte olan “esnek” ya
da ayarlanabilir döviz kuru rejimidir.
63
3. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politik ile ‹lgili Temel Yap›lar: Üretim, Finans, Güvenlik ve Bilgi
Resim 3.3
Deniz tafl›mac›l›¤›na ilgi
art›yor
“Gemilerin yük tafl›ma kapasitesi
öylesine h›zla art›yor ki bugün en
büyük gemiye 13 bin konteyner
yüklenebiliyor. Bu yüzden de deniz
limanlar› artan orandaki nakliyat
nedeniyle ilgi oda¤›na dönüflüyor.
Avrupa'n›n üç en büyük limanlar›
Rotterdam, Anvers ve Ham-
burg'da. Bir liman›n iktisadi an-
lamda tafl›d›¤› önem rakamlara
bak›larak kolayca anlafl›labilir. Ör-
ne¤in sadece Rotterdam'daki mik-
tar, Hollanda'n›n milli gelirinin
yüzde yedisini oluflturuyor.”
Kaynak:
http://www.dw.de/deniz-
tafl›mac›l›¤›na-ilgi-
art›yor/a-3053765.
Piyasa ekonomisi flartlar›
alt›nda iflleyen bir
ekonomide her türlü mal›n
fiyat›n›n piyasa güçleri
taraf›ndan arz ve talebe
göre serbestçe belirlendi¤i
varsay›l›r. Ancak
günümüzün para ve finans
yap›s› bu durumu çok daha
karmafl›k bir hale
getirmifltir.
Klasik Alt›n Standard›
Karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k, entegrasyon ve küreselleflme kavramlar› So¤uk Savafl sonras›-
n›n konular› olarak düflünülse de asl›nda 19’uncu yüzy›l›n sonundan I. Dünya Sa-
vafl› sonuna kadar olan dönemde dünya neredeyse bugünkünden daha da bütün-
leflmifl durumdayd›. Ülkeler aras›nda para ak›mlar› artm›flt›. Ayr›ca, Avrupa’daki
büyük güçler kolonilerine büyük ölçekli yat›r›mlar yapmaktayd›lar. Bu ülkelerin
paralar›n›n de¤eri alt›na ba¤l›yd›, dolay›s›yla sabit bir kur sisteminin parças›yd›. Bu
yüzden bu sisteme “Alt›n Standard›” ad› verilmifltir.
O dönemde, kendi kendini düzenleyen bir uluslararas› para sistemi vard›. Her
bir paran›n de¤eri alt›n›n fiyat›na sabitlenmiflti. E¤er bir ülke ödemeler bilançosu
a盤› ile karfl›lafl›rsa hemen hemen otomatik olarak ayarlamalar meydana geliyor-
du. De¤erli maden ak›m› mekanizmas›yla ülke, aç›klar›n› kapatmak amac›yla alt›n
satmaktayd›. Bunun sonucunda para arz› azal›yor, faiz oranlar› yükseliyor ve dev-
let harcamalar› azalt›l›yordu. Faiz oranlar›ndaki yükselme ülkeye k›sa vadeli ser-
maye girifline yol aç›yor, bu da a盤›n finansman›na yard›mc› oluyordu.
Alt›n Standard› sisteminde otomatik denkleflme nas›l sa¤lan›yordu?
Alt›n Standard› I. Dünya Savafl›’n›n
sonunda çökmüfltü. Baz›lar› bunun se-
bebi olarak o zamanlardaki ‹ngilte-
re’nin ekonomik hegemon rolünde
meydana gelen de¤ifliklik üzerinde
durmaktad›r. Savafl öncesinde sterlin
dünyan›n en güçlü paras›yd›. Ekono-
mik büyüme yavafllad›¤›nda, baflka ül-
kelerin ihracatlar›n› sat›n alamayacak
(ithalat yapamayacak) duruma gelen ül-
kelere ‹ngiltere borç para (kolektif bir mal) veriyordu. I. Dünya Savafl›’n›n ard›ndan
‹ngiltere alacakl› ülke olmaktan ç›km›fl borçlu bir ülke hâline gelmiflti. ABD dolar›
dünyan›n en güçlü ve en güvenilir paras› olarak sterlinin yerini alm›flt›. ‹ngiltere’nin
hegemon güç olarak bofl b›rakt›¤› yeri ABD doldurabilirdi ama izolasyoncu politi-
kalar ve yurt içi konulara yo¤unlaflmas› sebebiyle ABD bunu yapmad›.
Bir baflka görüfle göre Alt›n Standard› ‹ngiltere gücünü kaybetti¤i için de¤il,
uluslararas› sistemin üyesi ülkelerin politikalar› sebebiyle sona erdi. Elit gruplar
serbest piyasa de¤erlerine ba¤l›yken; kamu politikalar› ço¤unlukla sendikalar›n,
fakirlerin ve kolonilerde para politikas›n› kontrol eden yabanc› yat›r›mc›lar›n ç›kar-
lar›n› yans›tmaktayd›. Seçimlerin yayg›nlaflmas› daha fazla devlet müdahalesi orta-
ya ç›kard› ve hükûmetler üzerinde Alt›n Standard›’n›n gerektirdi¤i otomatik ayarla-
malardan kaç›nma konusunda bir bask› oluflturdu. Ço¤u durumlarda devletler,
ekonomik büyümeyi yavafllatmak veya devlet harcamalar›n› azaltmak yerine tica-
reti art›rmak üzere paralar›n›n de¤erini düflürmeyi tercih ettiler. Birçok devlet ve
ekonomist esnek döviz kuru fikrini desteklemeye bafllad›lar. Bu sayede paran›n
de¤eri piyasa flartlar›na göre dalgalanacak ve devleti d›fl ekonomik bask›lardan
izole edecekti. Ekonomilerini daha fazla izole etmek için birçok devlet sermaye
kontrollerini benimsedi ve ülkeye giren ve ç›kan sermaye miktar›n› s›n›rland›rd›.
64
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
M A K A L E
M A K A L E
2
Resim 3.4
Külçe alt›n.
Dünya genelindeki tüm al-
t›nlar›n yar›s› Hindistan’da
bulunuyor.
|