Bretton Woods Sistemi: S›n›rl› Alt›n Standard› ve Sabit
Döviz Kurlar›
1930’lardaki kriz y›llar›nda her ülke kendi ç›karlar›n›n peflinde koflarak gümrük ta-
rifelerini yükseltti. Paralar›n konvertibil olmamas› da baz›lar›na göre II. Dünya Sa-
vafl›’na götüren ortama katk›da bulundu. Savafltan sonra, 1944 y›l›nda, ABD ve
müttefikleri Bretton Woods’ta toplanarak dünyada büyümeyi ve düzeni sa¤layacak
bir uluslararas› ticaret ve finans sistemi kurmak için çal›flmalara bafllad›lar.
Bu konferansta Uluslararas› Para Fonu (IMF), Dünya Bankas› ve Gümrük Tari-
feleri ve Ticaret Genel Anlaflmas› (GATT) oluflturuldu. Dünya Bankas› ekonomik
kalk›nma meseleleri ile ilgilenirken IMF istikrarl› bir uluslararas› para sistemi kurul-
mas›ndan sorumluydu. Bugün de uluslararas› ticaretin teflviki, döviz kurlar›nda is-
tikrar›n sa¤lanmas› ve üye ülkelere k›sa vadeli ödemeler bilançosu aç›klar› için yar-
d›m edilmesi IMF’nin görevleri aras›ndad›r. Ancak, son y›llarda artan uluslararas›
finansal krizler sebebiyle, IMF’nin görevleri aras›na finansal krizlerin önlenmesi de
kat›lm›flt›r.
IMF’nin gözetimi alt›nda, daha önceki Alt›n Standard›’nda mevcut olan sabit dö-
viz kuru sisteminin yeni bir versiyonu uygulamaya konuldu. Savafltan sonra yeter-
li alt›n miktar›na sahip tek ülke ABD oldu¤undan, ABD dolar› 1 ons alt›n 35 dola-
ra eflit olacak flekilde alt›na sabitlendi. Di¤er ülkelerin paralar›n›n de¤eri de dolara
sabitlendi. Böylece di¤er paralar da dolar üzerinden, dolayl› olarak alt›na sabitlen-
mifl oluyordu. Kurlar›n, belirlenen sabit paritenin civar›nda %1 oran›nda dalgalan-
mas›na izin veriliyordu. Döviz kurlar› bu dalgalanma marj›n›n ötesine geçti¤inde
hükûmetler döviz piyasalar›na müdahale edeceklerdi.
ABD dolar› belirlenen fiyattan alt›n konvertibilitesine sahip bulunuyordu. Bu,
sisteme olan güveni sa¤l›yordu. Bu düzen 1960’lar›n ortalar›na kadar iyi iflledi. So-
¤uk savafl›n bafllamas›yla birlikte ABD, daha önce çekimser durdu¤u hegemonik
güç rolünü benimsedi ve müttefikleri için güvenlik sa¤lamaya bafllad›. Birçok mer-
kantilist-realist görüfl sahibine göre ABD ve Sovyetler Birli¤i aras›ndaki bu iki ku-
tuplu dünya Bat› Avrupa’n›n ve Japonya’n›n kendisini toparlamas›n› ve savafl›n ya-
ralar›n› çabucak sarmas›n› sa¤lad›. Bu ülkeler pek fazla güvenlik harcamas› yap-
mad›klar›ndan, kaynaklar›n› ekonomik kalk›nmaya yöneltebildiler.
ABD’nin liderli¤inde kurulan bu kapitalist ekonomik sistemde, hegemon güç
olan ABD’nin paras› dolar, uluslararas› ticaret ve finans ifllemlerinde kullan›lan
ödeme arac› olmas› sebebiyle dünya çap›nda talep görüyordu. Dolar ayn› zaman-
da rezerv para idi ve alt›na olan de¤erinin sabit olmas› sebebiyle merkez bankala-
r› taraf›ndan rezerv olarak tutuluyordu. Dolar›n gördü¤ü bu büyük talep onu ba-
s›p piyasaya süren ABD’ye ekonomik fayda sa¤l›yordu.
Bu durum, hegemon güç olman›n maliyetini ABD aç›s›ndan düflük tutuyordu.
Dolar›n bu gücü ve dünyada talep görmesi sebebiyle ABD, hem içerideki ekono-
mik programlar›n› hem de Vietnam Savafl›’n› dolar basmak suretiyle kolayca finan-
se ediyordu. Dolar miktar›ndaki bu art›fla ra¤men, dolar›n alt›n karfl›s›ndaki de¤e-
ri devalüe edilemezdi. Çünkü bu durum, sabit kur sistemini tehlikeye sokard›. Ay-
r›ca, devalüasyon, hegemon güç olarak ABD’nin zay›flad›¤› alg›s›na yol açabilirdi.
Bu flekilde afl›r› de¤erlenen dolar ABD’nin ihracat›n› azalt›rken Bat› Avrupa ve
Japonya’n›n ihracat›n› art›rmaktayd›. Fakat bu, ABD için politik aç›dan kabul edi-
lebilir bir durumdu çünkü büyük bir iç pazara sahip olan ABD, Bat› Avrupa ve Ja-
ponya kadar ihracata ba¤›ml› de¤ildi. Ancak, bu flekilde harcamalar›n› ve ödeme-
ler bilançosu aç›klar›n› art›ran ABD, buradan do¤an enflasyonu, sabit kur sistemi
65
3. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politik ile ‹lgili Temel Yap›lar: Üretim, Finans, Güvenlik ve Bilgi
Bretton Woods sisteminde
yaln›zca ABD dolar› alt›na
ba¤l›yd›. Di¤er paralar
dolara ba¤lanm›flt›. Böylece
Alt›n Standard› sisteminin
farkl› bir versiyonu olan bir
sabit kur rejimi ortaya
ç›km›flt›.
vas›tas›yla di¤er ülkelere ihraç etmeye bafllad›. Bat› Avrupa bankalar› paralar›n›n
sabit de¤erini korumak için bu afl›r› dolarlar› sat›n alma yükümlülü¤ü alt›ndayd›.
Bu durum, bu ülkelerde de para arz›n› art›r›yor ve enflasyona sebep oluyordu.
1970’lere gelindi¤inde, ABD, uluslararas› sistemde mevcut olan dolarlar›n tama-
m›n› karfl›layacak alt›n rezervine sahip de¤ildi. Dolar›n devalüe edilememesi, ihra-
cata ba¤›ml› olan Bat› Avrupa ve Japonya paralar›n›n da afl›r› de¤erlenmesine ve
bu ülkelerin ihracat›n›n azalmas›na yol aç›yordu. D›fl ticaretini art›rmak için, Bat›
Almanya, Sovyetler Birli¤i ile olan ticaret k›s›tlamalar›n› gevfletmesi için ABD’ye
bask› yapmaya bafllad›. ABD hâkimiyetindeki uluslararas› parasal sistem bu ülke-
lerin ekonomik büyümeleri k›s›tl›yordu. 1960’lar›n sonundan itibaren ABD ile Ba-
t› Avrupa devletlerinin ekonomik ç›karlar›n›n farkl›laflt›¤› ortaya ç›km›fl bulunuyor-
du. Sonunda, 1971’de Baflkan Richard Nixon dolar›n alt›na olan konvertibilitesini
kald›rd› ve dolar› devalüe etti. ABD, müttefiklerine fayda sa¤layan hegemon rolün-
den vazgeçiyor ve kendi ç›karlar›na göre hareket etmeye bafll›yordu.
ABD sabit kur sistemi vas›tas›yla enflasyonu di¤er ülkelere nas›l ihraç ediyordu?
Esnek Kur Sistemi ve De¤iflen Ekonomik Yap›
1970’lerin bafl›nda Bretton Woods sisteminin y›k›lmas›yla birlikte ortaya ç›kan es-
nek kur ya da yönetimli dalgalanma sistemi baz› önemli ekonomik ve politik ge-
liflmeleri yans›tmaktayd›. Bunlar; Japonya’n›n ve Bat› Avrupa’n›n artan ekonomik
etkisi, yeni sanayileflen ülkelerin yaflad›klar› ekonomik büyüme ve Petrol ‹hraç
Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ortaya ç›kmas›d›r.
1970’lerden itibaren, gittikçe zenginleflen Avrupa Toplulu¤u ülkeleri yan›nda
Japonya, artan ekonomik büyümesiyle dünya ekonomisi içindeki statüsünü h›zla
de¤ifltirdi. OPEC’in ortaya ç›kmas› ve petrol fiyatlar›n› 1973 ve 1979 y›llar›nda bü-
yük ölçüde art›rmas›, uluslararas› finansal ak›mlar›n yap›s›nda bir de¤iflme meyda-
na getirdi ve bir küresel finansal a¤›n ortaya ç›kmas›na yard›mc› oldu. OPEC ülke-
leri petrol ihracatlar›n› dolar karfl›l›¤›nda yapt›klar›ndan; milyarlarca dolar, bir ge-
cede, yeni ortaya ç›kan finansal kanallardan akmaya bafllad›. Bu durum, dolar ta-
lebini art›rarak, dolar›n dünya ekonomisi içindeki statüsünü muhafaza etmesini
sa¤lad›.
66
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
M A K A L E
M A K A L E
3
Resim 3.5
Deniz terminalinde
bekleyen tankerler.
Petrol ihtiyac› ile petrol
üretimi aras›ndaki maka-
s›n giderek aç›lmas›, önü-
müzdeki y›llarda da üste-
sinden gelinmesi gereken
en önemli problemlerden
biri olacak.
Bu flekilde ortaya ç›kan büyük miktardaki “petrodolarlar” Bat›l› bankalara yat›-
r›ld› ve buralardan geliflmekte olan ülkelere kredi olarak verildi. Bunun sonucun-
da bu ülkelerin d›fl borçlar›nda muazzam bir art›fl meydana geldi. Daha sonra bu
durum, Meksika ve Brezilya’n›n iflaslar›n› aç›klamalar›yla birlikte bir borç krizine
yol açt›.
1980’lerin bafllar›nda, geliflmifl ülkelerin cari aç›klar›nda meydana gelen sürekli
art›fllar bir stagflasyon probleminin ortaya ç›kmas›nda etkili oldu. Daha önce bir
arada görülmeyen iflsizlik ve enflasyon bir arada görülmeye bafllanm›flt›. Bu du-
rum, bunu aç›klamakta yetersiz kalan Keynesçi iktisat teorisinin gözden düflmesi-
ne, klasik liberal görüfllerin yeniden kuvvet kazanmas›na sebep oldu.
‹ngiltere’de Margaret Thatcher ve ard›ndan ABD’de Ronald Reagan iktidarlar›;
özellefltirme, finansal piyasalardaki ve döviz kuru piyasalar›ndaki düzenlemelerin
kald›r›lmas›, vergi oranlar›n›n düflürülmesi ve d›fl ticaretin liberallefltirilmesi gibi
arz yönlü iktisat (neoliberal) politikalar›n› uygulamaya koydular. 1983’ten itibaren,
özellikle ABD’de ekonomik geliflme kendini gösterdi. Fakat baz› gözlemcilere gö-
re geliflmifl ekonomilerde ortaya ç›kan iyileflme esas olarak petrol fiyatlar›ndaki dü-
flüflün bir sonucuydu.
Liberal söylemlerine karfl›l›k Reagan, ABD’nin savunma harcamalar›n› II. Dün-
ya Savafl›’ndan sonraki en yüksek seviyeye ç›kard›. Bu harcamalarla birlikte dola-
r›n güçlenmesi ABD’nin d›fl ticaret a盤›n› rekor seviyelere tafl›d›. Özellikle Japon-
ya ile olan ticaretinde büyük aç›klar veren ABD, savunma harcamalar›n› k›smak ve
vergileri art›rmak yerine, Japonya’ya yenin de¤erini art›rmak gibi bir dizi ayarlama-
lar yapmas› konusunda bask› uygulamaya bafllad›. ABD’de yükselen faiz oranlar›
Japonya’n›n sahip oldu¤u fazla likiditeyi ABD’ye çekerek, bir taraftan ABD’nin ca-
ri ifllemler a盤›n› finanse etmesine yard›mc› olurken, di¤er taraftan dolar›n de¤eri-
ni muhafaza etmesini sa¤lad›.
1980’lerin ortalar›na gelindi¤inde Meksika ve Brezilya, 1970’lerde ald›klar› borç-
lar› ödeyemeyeceklerini ilan ettiler. Latin Amerika’da komünizmin popüler hâle
gelmesinden korkan Reagan yönetimi, IMF ve Dünya Bankas›’na bask› yaparak,
borçlar›n› yeniden yap›land›rmalar› için bu ülkelere yeni kaynaklar aktar›lmas›n›
sa¤lad›. Buna karfl›l›k bu ülkeler; yurt içi harcamalar›n› k›sma, piyasalar›n› do¤ru-
dan yabanc› yat›r›mlara açma ve uluslararas› ticareti teflvik etme gibi ekonomilerin-
de birtak›m liberal yap›sal ayarlamalar yapmay› kabul ettiler.
1990’larda, Meksika, Brezilya ve baz› Güney Do¤u Asya ülkeleri bir seri finan-
sal kriz yaflad›lar. Baz›lar›na göre bu krizlerin sebebi, sermaye ve döviz piyasala-
r›ndaki düzenlemelerin gevfletilmesi, yani finansal liberalleflme idi. Kontrolden
uzak, bafl›bofl portföy yat›r›mlar›n›n büyük miktarlar hâlinde bu ülkelere girip ç›k-
mas› bu krizlere sebep oluyordu. Özellikle 1997 Asya ve 1998 Rusya krizi küresel
çapta etkilere sahip olmalar› sebebiyle krizler tarihinde yeni bir sayfa aç›lmas› an-
lam›na geliyordu.
1990’lar›n bafl›na kadar uluslararas› finansal ifllemlerin ve sermaye hareketleri-
nin önündeki engeller kald›r›lm›flt› ve bunun sonucunda, özel sermaye ak›mlar›
resmî sermaye ak›mlar›n› bir hayli aflm›flt›. Bu sermaye ak›mlar› haberleflme ve bil-
gisayar teknolojilerinde meydana gelen devrimi atefllemede etkili oldu. Bunu taki-
ben, küresel finans piyasalar›nda geniflleme ve bütünleflme e¤ilimi giderek artt›.
Ortaya ç›kan bu küresel finans piyasalar› üretimin parçalara ayr›lmas› ve küresel-
leflmesi e¤ilimini de h›zland›rd›.
1990’lar›n bafl›nda, Avrupa Birli¤i ve Avrupa Merkez Bankas› oluflturuldu. Bu-
rada amaçlanan, AB ülkeleri aras›nda entegrasyonu art›rmak ve Avrupa paralar›n›
67
3. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politik ile ‹lgili Temel Yap›lar: Üretim, Finans, Güvenlik ve Bilgi
‹flsizlikle enflasyonun bir
arada görülmesi demek olan
stagflasyon problemi
Keynesyen politikalar›n
gözden düflmesine ve klasik
liberal görüfllerin kuvvet
kazanmas›na sebep
olmufltur.
1990’larda finansal
liberalleflme sermaye
ak›mlar›n›n büyük boyutlara
ulaflmas›na, bu da önemli
finansal krizlerin
yaflanmas›na sebep oldu.
uluslararas› politik ekonomide dolar›n etkilerinden korumakt›. Ortak bir para, ya-
t›r›mc›lar› paralar aras›ndaki de¤iflimin ortaya ç›kard›¤› büyük miktardaki ifllem
maliyetinden kurtararak Avrupa içi ticareti art›racakt›.
2000’lerin bafl›ndan itibaren dolar sürekli olarak de¤er kaybetmeye bafllad›. Ba-
z› politik iktisatç›lara göre dolar›n de¤erindeki bu azalman›n sebebi; ithal mallar›
tüketiminin artmas›, ülke içinde sa¤l›k gibi çeflitli programlara yap›lan harcamalar,
Irak Savafl› ve terörle savafl idi. Dolardaki zay›flaman›n bir baflka sebebi de rekor
seviyelere t›rmanan d›fl ticaret ve cari ifllemler aç›klar› olarak görülüyordu. Harca-
malarda meydana gelen bu art›fllar, dünyadaki dolar arz›n› art›rarak dolar›n de¤e-
rini düflürüyordu. Baz› ABD’li yöneticiler, bu arada Çin’i, paras› yuan›n de¤erini
suni olarak düflük tutarak ABD’nin d›fl ticaret a盤›na katk› yapmakla suçluyordu.
Buna karfl›l›k, birçok liberal ekonomi görüflüne sahip kimse, dolardaki zay›fl›-
¤›n önemli bir problem olmad›¤›n›, aksine, d›fl ticaret a盤›n›n ekonomik gücü ifla-
ret etti¤ini iddia ediyordu. Mevcut d›fl ticaret a盤› onlara göre, ABD’nin yüksek
teknolojiye ve verimlili¤e sahip sanayilerine yap›lan yo¤un yat›r›m›n bir yans›ma-
s› olup ABD ekonomisini ateflliyordu. ABD ekonomisi Almanya ve Japonya gibi ti-
caret fazlas› veren ülkelere göre daha h›zl› büyüyordu. Fakat 2008 y›l›nda ortaya
ç›kan küresel finansal kriz bu yap›n›n sürdürülebilir olmad›¤›n› gösterdi.
Baz›lar› ise dolardaki zay›fl›ktan endifle duymakla birlikte farkl› bir aç›dan ko-
nuya yaklaflmaktad›rlar. Bu kifliler, istikrars›z bir dolar›n, uluslararas› para ve finans
yap›s›nda istikrars›zl›¤a sebep olman›n yan›nda, ABD’nin askerî gücünü ve küre-
sel güvenlik yap›s›n› da zay›flatabilece¤i endiflesi tafl›maktad›r. 1960’larda oldu¤u
gibi, ABD yine uluslararas› güvenlik yap›s›n›n yönetiminde büyük bir rol üstlen-
mektedir ancak bu defa bunu, ABD’ye yap›lan d›fl yat›r›mlar karfl›l›¤›nda yapmak-
tad›r. Ne AB ne de bir baflka devlet bu rolü üstlenebilecek istek ve kabiliyete sa-
hiptir. Ancak mevcut durumun sürdürülebilir olup olmad›¤› bir soru iflareti olarak
ortada durmaktad›r.
11 Eylül sald›r›lar›n›n ard›ndan dünyan›n içine girdi¤i politik süreç ile yaflanan küresel
kriz aras›nda bir ba¤ kurulabilir mi?
KÜRESEL GÜVENL‹K YAPISI
Küresel güvenlik yap›s› belki de uluslararas› ekonomi politik aç›s›ndan en önemli
olan yap›d›r. Çünkü ticaret, finans ve teknoloji yap›lar›; uluslararas› ekonomi poli-
tik alan›n›n aktörleri olan ulus devletler, flirketler ve di¤er kurulufllar faaliyetlerini
yürütecekleri güvenli bir temele sahip olmazsa fazla bir anlam ifade etmez. Eko-
nomik faaliyetlerin, yat›r›m›n ve üretimin gerçekleflmesi için güvenlik asgari teme-
li oluflturmaktad›r. Nitekim güvenli¤in yeterince sa¤lanamad›¤› eski Do¤u Bloku
ülkelerinde bu eksiklik aç›kça görülebilmektedir.
Güvenlik, ulus devletlerin ortaya ç›kt›¤› dönemden beri devletle ilgili bir konu
olarak görülmüfltür. Buna göre devletin en temel fonksiyonu, belli bir co¤rafi alan
içinde, vatandafllar›na hem içeriden hem de d›flar›dan gelebilecek tehlikelere kar-
fl› güvenlik sa¤lamakt›r. Fakat zaman içinde bizzat devletin kendisi, güvenli¤i sa¤-
lanmas› gereken bir varl›k olarak görülmeye bafllam›flt›r. Sonuç olarak, ulusal gü-
venlik meselesinin temelinde hep devlet yer alm›flt›r.
D›flar›dan gelebilecek askerî tehdide odaklanan bu yaklafl›m, özellikle So¤uk
Savafl y›llar›nda ulusal güvenlik konusunda hakim yaklafl›m olmufltur. Bu dönem-
de, ABD ve Sovyetler Birli¤i’nin oluflturdu¤u iki kutuplu dünyada gerilimlerin ve
çat›flmalar›n temelini ideolojik ve jeopolitik farkl›l›klar oluflturmufltur. Geliflmekte
68
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
M A K A L E
M A K A L E
4
Küresel güvenlik yap›s›
uluslararas› ekonomi politik
aç›s›ndan en önemli yap›y›
oluflturmaktad›r. Çünkü
güvenlik olmadan ekonomik
faaliyetler gerçekleflemez ve
di¤er yap›lar bu durumda
fazla bir anlam tafl›maz.
olan ülkeler, bu iki süper gücün politik ve ideolojik etki alanlar›n›n üyeleri ya da
potansiyel üyeleri olarak görülmüfllerdir.
Birçok güvenlik uzman›na göre bu iki hegemonun yer ald›¤› dünya güvenli ol-
mamakla birlikte hayli istikrarl› idi. Çünkü dünyada bir nükleer denge oluflmufltu.
Nükleer silahlar›n tahrip gücü o kadar yüksekti ki bu güçler aras›ndaki çat›flmalar-
da kullan›lma ihtimalleri pek yoktu. Bunun yerine, bir nükleer savafl› bafllatmaktan
korkan bu güçler, etki alanlar›nda yer alan di¤er devletleri ya da gerilla gruplar›n›
çat›flma alanlar›na sürüyorlard›.
ABD’nin 1973’te Vietnam’da ve Sovyetler Birli¤i’nin 1980’lerin sonunda Afga-
nistan’da u¤rad›klar› yenilgiler; küçük ve zay›f devletlerin büyük ve güçlü ülkeleri
yenebilece¤ini ya da en az›ndan ciddi ölçüde zaafa u¤ratabilece¤ini göstermek su-
retiyle mevcut güvenlik düzenini zay›flatt›. Sovyetler Birli¤i’nin 1989 y›l›nda çökü-
flü, So¤uk Savafl döneminin güvenlik yap›s›n› çökerten olay oldu ve dünya, fliddet
ve savaflla dolu bir döneme girdi.
So¤uk Savafl’›n sona ermesinden sonra, güvenlik konular› artan ölçüde ulusla-
rüstü bir nitelik kazanmaya bafllad›. Özellikle uluslarüstü terörizm, yaln›zca ulus
devlet çap›nda etkin bir flekilde mücadele edilemeyecek olan yeni bir güvenlik
problemi olarak alg›lanmaya bafllad›. Ekonomik, politik ve sosyal iliflkiler ülke s›-
n›rlar›n›n ötesine tafl›p küresel hale geldikçe; birçoklar› ulus devletlerin art›k refah
sa¤lama fonksiyonu yan›nda güvenlik sa¤lama fonksiyonunu yitirmeye bafllad›¤›-
n› düflündüler. Yeni ortaya ç›kmaya bafllayan güvenlik meselelerini etkin bir flekil-
de ele al›p çözmek için geleneksel devlet merkezli yaklafl›m ve güvenlik planlama-
s› art›k yeterli de¤ildi. Bunun sonucunda, birçok akademisyen ve güvenlik uzma-
n› küresel güvenlik yap›s› üzerinde düflünmeye bafllad›.
Birçoklar›na göre bugün dünya, art›k çok daha kaotik ve öngörülemez durum-
dad›r. Bölgesel çat›flma tehlikesi, kitle imha silahlar›n›n yay›lmas› ve terör olayla-
r›ndaki art›fl dünyay› daha güvensiz bir hâle getirmifltir. Devletlerin bu problemler
karfl›s›nda baflar›s›z kalmas› ve uluslararas› organize suç örgütlerinin gücünün art-
mas› yan›nda, do¤al felaketler ve iklim de¤iflikli¤inin etkisi küresel yap›y› belirle-
yen unsurlar durumundad›r. Bütün bunlara ek olarak, elektronik ve biliflim sald›-
r›lar› (siber savafllar) giderek artmaktad›r.
69
3. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politik ile ‹lgili Temel Yap›lar: Üretim, Finans, Güvenlik ve Bilgi
So¤uk Savafl’›n sona
ermesinin ard›ndan,
güvenlik konular› giderek
uluslarüstü bir nitelik
kazanmaya bafllad›.
Geleneksel devlet merkezli
güvenlik yaklafl›m› bu
ortamda problemleri
çözmede yetersiz
kald›¤›ndan küresel güvenlik
yap›s› anlay›fl› ön plana
ç›kt›.
Resim 3.6
‹syanc› bir grup
Savafl ve çat›flma ortam›-
n›n hâkim oldu¤u ülkeler-
de yüz binlerce çocuk as-
ker olarak cephelere sü-
rülüyor. Birleflmifl Millet-
ler'in tahminlerine göre
silahl› çat›flmalar›n ya-
fland›¤› Asya, Afrika ve
Latin Amerika ülkelerinde
toplam 250 bin çocuk as-
ker bulunuyor.
Dünyan›n çok kutuplu bir yap› arz etmesi küresel güvenlik yap›s›n›n önemli
bir özelli¤ini oluflturmaktad›r. Küresel problemlerin artmas› devletlerin otoriteleri-
ni ve bunlarla bafl etme kabiliyetini s›n›rlarken di¤er baz› politik aktörleri ortaya
ç›karmakta veya bunlar›n gücünü art›rmaktad›r. Bunlardan baz›lar›, hükûmet d›fl›
kurulufllar, çok uluslu flirketler ve insani yard›m kurulufllar›d›r. Bunlar yan›nda, si-
lah ve uyuflturucu trafi¤ini yöneten organize suç örgütleri, düzensiz silahl› gruplar
ve savafl lordlar› ile uluslararas› statükoyu tehdit eden uluslararas› terör gruplar›
söz konusudur.
Küresel problemlerin artmas› uluslararas› güvenlik yap›s›n› nas›l etkilemektedir?
ÇOK KATMANLI GÜVENL‹K YAPISI
Yeni ortaya ç›kan küresel güvenlik yap›s›n› üç katmandan oluflan bir yap› olarak
ele almak mümkündür. En üst katmanda, ABD, ‹ngiltere, Fransa ve Rusya gibi güç-
lü devletler yer almaktad›r. Bunlara ek olarak, daha az güçlü ülkelerin veya Brezil-
ya, Endonezya ve Çin gibi orta gelirli, geliflmekte olan ülkelerin varl›¤›ndan söz
edilebilir.
Uluslararas› organizasyonlar gibi ikinci katmanda yer alan aktörler, daha zay›f
devletlerin ç›karlar›n› temsil etmektedirler ve BM, NATO ve uluslarüstü flirketler gi-
bi organizasyonlar içinde yeni küresel standartlar›n ve kurallar›n oluflturulmas› aç›-
s›ndan önemli bir rol oynamaktad›rlar.
Üçüncü katmanda, toprak ve s›n›r güvenli¤i konular›nda kullanacaklar› güç
kaynaklar›na sahip olmayan ve mülteciler, göçmenler, az›nl›klar, insan haklar› ih-
lalleri, salg›n hastal›klar ve çevre problemleri gibi yayg›n güvenlik problemleri ile
karfl› karfl›ya olan daha fakir devletler yer almaktad›rlar. BM bar›fl gücü ve Ulusla-
raras› Af Örgütü gibi hükûmet d›fl› organizasyonlar da bu katmanda gayet aktif
olup önemli roller oynamaktad›rlar.
Küresel güvenlik yap›s›n›n her üç seviyesindeki aktörler, insanlar› çeflitli tehdit-
lerden korumak amac›yla, birçok resmî anlaflma, gelenek, kural ve resmî olmayan
normlarla birbirlerine ba¤lanm›fllard›r. Bu tehditlerin baz›lar› politik ve askerî özel-
li¤e sahip iken di¤erleri azgeliflmifllik, silah teknolojisi, üretim ve ticaret gibi ekono-
mik faktörlerden kaynaklanmaktad›rlar. Son olarak, küresel ekonomik yap›n›n ken-
disi de son zamanlarda temel bir güvenlik meselesi hâline gelmifltir çünkü terörist
gruplar bu kurallardan ve düzenlemelerden yoksun yap›dan fayda sa¤lamaktad›r.
ÜST KATMAN: GÜÇ POL‹T‹KASI VE DEVLETLER
S‹STEM‹
Bir grup çok güçlü devlet ile daha az güçlü olan di¤erleri, bugün de savafl, s›n›rla-
r›n ve bu s›n›r içindeki toplumlar›n korunmas› gibi geleneksel güvenlik meselele-
rine odaklanmaya devam etmektedirler. Pek çok realist görüfl sahibine göre mut-
lak güvenli¤in mümkün olmad›¤›, potansiyel olarak anarflik bir uluslararas› sistem
içinde güvenlik, devletlerin çeflitli amaçlar› içinde birincil hedefi oluflturmal›d›r.
Ayr›ca birçok realiste göre bar›fl, güç, iki veya daha fazla ülke aras›nda nispeten
dengeli bir biçimde da¤›ld›¤›nda ortaya ç›kmaktad›r. Bu konuda bütün güçlü dev-
letlerin karfl›laflt›¤› problem güç yap›s›n› da¤›tman›n en iyi yolunu bulmakt›r. Bir
ülkenin ulusal ve uluslararas› ç›karlar› aç›s›ndan tek tarafl›l›k m›, çok tarafl›l›k m›
yoksa izolasyon mu en iyi stratejiyi oluflturmaktad›r?
70
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
M A K A L E
M A K A L E
5
|