Teflvik Sistemleri
Mallar›n fiyatlar› bunlar›n gerçek de¤erlerini yans›tacak flekilde belirlenmedi¤i gi-
bi, ücretler için de durum ayn›d›r. Klasik sosyalist sistemde genifl ücret farkl›l›klar›
kabul edilmemekte, bu durum bir eflitsizlik ve sömürü kayna¤› olarak görülmekte-
dir. Bu durumda, iyi e¤itilmifl iflçiler kol gücüyle çal›flanlar karfl›s›nda ciddi bir üc-
ret farkl›l›¤› elde edememektedirler. Ücret farkl›l›¤›nda oldu¤u gibi iflsizlik de bir
adaletsizlik kayna¤› olarak görülmüfl ve yasaklanm›flt›r. Çal›flabilecek durumda
olan herkese ifl verilmek zorundad›r.
Bu durum ekonomi aç›s›ndan problemlere yol açmaktad›r. Firmalar kendileri-
ne verilen plan hedeflerine ulafl›p ulaflmad›klar›na göre de¤erlendirildikleri gibi ifl-
çiler de ne ölçüde s›k› çal›flt›klar› ile ald›klar› ücretler aras›nda bir iliflki olmad›¤›n›
görmektedirler. Bunun sonucu, fabrikalar›n ürettikleri ürünlerin kaliteleri üzerinde
de¤il, miktar› üzerinde odaklanmalar› olmaktad›r. Plan hedeflerine ulaflan firmala-
ra ikramiye verilmekte fakat üretilen ürünlerin standartlara ne derece uygun oldu-
¤una bak›lmamaktad›r. Piyasa ekonomisinde kalitesiz mal üreten bir firma, rakip-
191
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
Klasik sosyalizmde piyasalar
mevcut olmad›¤›ndan,
fiyatlar merkezî planlamay›
yapanlarca belirlenmektedir.
Bu durumda fiyatlar, arz ve
talebin durumunu
yans›tmad›klar›ndan,
mallar›n gerçek de¤erini
temsil etmemektedirler.
Sosyalizmde temel olarak
üretilen her fleyi herkesin
alabilece¤i bir ayarlama
yapmak esast›r.
Üretimde yaln›zca fiziki
miktar art›fl›na bak›lmas›,
verimlilik ve kaliteye gerekli
özenin gösterilmemesi
sonucu mesela hedefi ton
olarak belirlenmifl k⤛t
fabrikas› müdürleri, bu
amaca kal›n k⤛t üreterek,
çivi üretiminde ölçü a¤›rl›k
ise kal›n çivi, adet ise ince
çivi üreterek ulaflm›fllard›r.
leri taraf›ndan piyasa d›fl›na itilirken sosyalist sistemde rakipsiz bir flekilde çal›flma-
ya devam etmektedir. Bu durum, düflük kaliteli hemen hemen de¤ersiz mallar üre-
tilmesi sebebiyle büyük miktarda kayna¤›n israf edilmesine yol açm›flt›r.
Bütün bunlara ek olarak, ekonomik büyümenin temel unsuru olan yenilik de
bu sistemde piyasa ekonomisinde oldu¤u gibi ortaya ç›kamam›flt›r. Ekonomik ye-
nilikler konusunda, al›nan patent ile birlikte piyasa hâkimiyeti elde ederek kârlar›
artt›rma gibi bir durum olmay›nca, yani her hangi bir ödül olmad›¤› gibi (firmalar
ve buralarda çal›flan iflçiler daha iyi mallar üretmenin bir faydas›n› görmemektey-
diler), ço¤u firma, planlardan sapmaya yol açabilece¤i gerekçesiyle de¤iflikliklere
direnmifllerdir. Sonunda, bu sebeplerin bir araya gelmesiyle sistem çökmüfl ve pi-
yasa ekonomisine geçifl çabalar› bafllam›flt›r. Ancak, bu hayli zor bir süreç olmufl-
tur. Çünkü sosyalist sisteme geçifli yaflam›fl olan birçok ülke varken tersi o zamana
kadar mevcut de¤ildi. Bu dönüflümün nas›l yap›lmas› gerekti¤i konusunda yol
gösterecek bir model yoktu. Afla¤›da iç içe geçmifl bulunan politik ve ekonomik
sistemlerin dönüflümü incelenmektedir.
Klasik sosyalizm ile Orta Do¤u’da görülen, tek parti hâkimiyetine dayal› BAAS tipi rejim-
ler aras›nda bir benzerlik var m›d›r?
POL‹T‹K KURUMLARIN DÖNÜfiÜMÜ
Komünizmden ya da klasik sosyalizmden kapitalizme geçiflte önemli bir mesele dev-
letin yeniden organize edilmesiydi. Klasik sosyalist sistemde, parti-devlet herhangi
ciddi bir kontrole tabi olmaks›z›n insan iliflkilerinin bütün yönleri üzerinde hâkimiye-
tini sürdürüyordu. Afl›r› güçlü bir devlet söz konusuydu. Sistemin çökmesiyle birlikte
parti politik hayattaki liderlik rolünü kaybetmiflti ve ortaya ç›kan yeni liderlerin dev-
letin rolünü ve alan›n› yeniden düzenlemeleri gerekiyordu. Art›k devlet, insanlar›n
hayatlar›n› hâkimiyeti alt›nda tutamazd›. Devletin gücünü azaltmak pek de kolay ol-
mad›. Çünkü en az›ndan k›smen, yeni liderler, sanc›l› reformlar› yerine getirmek için
devlet gücünü hayati önemde görüyorlard›. Böylece politik dönüflüm konusunda bir
paradoks ortaya ç›k›yordu: Önemli politik de¤ifliklikler devletin zay›flamas›yla birlik-
te olabiliyordu ama bu dönem bu güce en fazla ihtiyaç duyulan zaman oluyordu.
Bu dönüflüm ve reform çabalar›n›n önemli bir yönü de hukukun üstünlü¤ünün
tesis edilmesiydi. Klasik sosyalist sistemde hukukun üstünlü¤ü yeterince sa¤lana-
mam›flt›. Komünist parti, keyfi olarak, uygun gördü¤ü hâllerde kanunlar koyar,
bunlar› ihlal eder ve de¤ifltirebilirdi. Bu durumda vatandafllar da kanunlara sayg›
duymuyorlard›. Kanunlar ne halk taraf›ndan ne de gücü elinde bulunduranlar ta-
raf›ndan meflru olarak görülmüyorlard›. Bu durum kanundan kaç›nmay› ve yolsuz-
lu¤u teflvik ediyordu. Bask›c› devlet gücünün zay›flamas› ya da ortadan kalkmas›y-
la bu problem çok daha büyük boyutlara ulaflt›.
Bu yüzden, komünizm sonras›nda ülkeler “hukuku üstün k›lmak” gibi zor bir
görevle karfl› karfl›ya idiler. Gücü elinde bulunduranlar yap›lan düzenlemelere ve
hukuki yap›lara ba¤l› kalmal›, duruma göre hareket etmemeli ya da sahip olduk-
lar› otoriteyi istismar etmemeliydiler. Topluma da hukukun üstünlü¤ü telkin edil-
meli; kifliler flahsi ç›karlar›na uygun olmasa bile sisteme uymaya istekli olmal›yd›-
lar. Kurallar kurumlaflt›r›lmad›kça bu devletlerin etkinli¤i ve vatandafllar›n ve yöne-
ticilerin kanunlara itaat etmesi sa¤lanamazd›.
Devlet gücünün yeniden yap›land›r›lmas› ve hukukun üstünlü¤ünün tesis edil-
mesi yan›nda, geçifl devletleri, otoriterli¤in uzun süredir norm hâline geldi¤i top-
lumlarda demokratik bir rejim kurma beklentisi ile de karfl› karfl›ya idiler. Bunun
192
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
3
Sosyalist sistemden
kapitalizme dönüflüm
çabalar› s›ras›nda
karfl›lafl›lan çok önemli bir
mesele hukukun
üstünlü¤ünün tesis
edilmesiydi. Sosyalist
sistemde hukukun
üstünlü¤ünün tesis
edilmemesi kanundan
kaç›nmay› ve yolsuzlu¤u
teflvik ediyordu.
için, anayasalar›n sivil hak ve özgürlükleri oluflturacak flekilde revize edilmesi ya
da yeniden yaz›lmas›, devlet birimleri aras›nda güçler ayr›l›¤›n›n meydana getiril-
mesi, adli teflkilatlar›n ve yüksek mahkemelerin yeniden düzenlenmesi, seçim ka-
nunlar›n›n oluflturulmas› ve siyasi partilerin düzenlenmesi ve bütün bunlar›n top-
lum ço¤unlu¤unun deste¤ini alacak flekilde yerine getirilmesi gibi çeflitli ifllerin ba-
flar›lmas› gerekmekteydi. E¤er toplumun ço¤unlu¤u bu yeni yap›y› meflru olarak
kabul etmezse politik istikrars›zl›k ve fliddet ortaya ç›kabilirdi.
Bu geçifl sürecinde sivil haklar önemli ve çok gerekli bir zemin oluflturuyordu.
Klasik sosyalizmde anayasalar sivil özgürlükleri içerecek flekilde yaz›lmalar›na ra¤-
men bu özgürlükler gücü elinde bulunduranlar taraf›ndan ihmal ediliyorlard›. Sis-
temin çökmesiyle birlikte bu ülkelerin liderleri hangi sivil özgürlüklerin anayasada
muhafaza edilmesi gerekti¤i meselesi ile karfl›laflt›lar. Bu, daha önce anayasada ya-
z›l› haklar›n alt›n› oyanlar› bu haklara uymaya zorlayacak flekilde hukuk hâkimiye-
tinin sa¤lanmas› yan›nda, hangi haklar›n anayasada yer alaca¤›na karar vermek an-
lam›na da geliyordu. Bu noktada, mesela, ifade ve toplant› özgürlü¤ü meselesinde
anayasa ile komünist parti yasaklanmal› m›yd›? Komünistler de yeni demokratik
düzene kat›lma hakk›na sahip mi idiler? Komünist dönemde var olan sa¤l›k ve e¤i-
tim gibi haklar ne ölçüde yeni anayasada korunmal›yd›? Bu haklar konusunda or-
taya ç›kabilecek anlaflmazl›klarda nihai hakem kim olmal›yd›? Dolay›s›yla, adli sis-
temin geleneksel olarak ba¤›ms›zl›¤a sahip olmad›¤› bu toplumlarda anayasa mah-
kemesinin rolü temel bir mesele hâline geldi.
1990’lardan sonra, birçok ülke demokrasi ve hukukun üstünlü¤ü yolunda
önemli mesafe kat etti. Demokrasiyi kurumlaflt›rmay› baflaran bu ülkelerin ço¤u
Orta Avrupa’da ve Balt›k bölgesinde yer almaktad›r. Bu ülkelerin ortak özellik-
leri komünizm öncesinde daha geliflmifl bir ekonomiye, hukukun üstünlü¤üne
dayanan bir sisteme ve demokrasiye sahip olmalar› yan›nda, Bat› Avrupa ile da-
ha fazla iliflkide olmalar› ve nispeten daha k›sa bir süre komünist yönetim alt›n-
da kalmalar›d›r. Bu özellikler bu bölgelerde demokrasiye geçiflin neden daha
baflar›l› oldu¤unu ve bu ülkelerin neden Avrupa Birli¤i’ne k›sa sürede girebil-
diklerini aç›klayabilir. Tabii her fleye ra¤men sosyalist sistemin avantajlar›ndan
da faydaland›klar›n› unutmamak laz›m.
Ancak bu ülkeler, Do¤u Avrupa ve Sovyetler Birli¤i ülkelerinin yar›s›ndan daha
az›n› oluflturmaktad›r. Geçifl ekonomilerinin ço¤unda demokrasi ya zay›f bir flekilde
kurumlaflm›flt›r ya da hiç oluflamam›flt›r. Daha az demokrasi tecrübesine sahip olan
ve daha uzun bir süre Sovyet kontrolüne maruz kalan bu ülkelerde yeni otoriter li-
derler gücü ellerine geçirmifllerdir. Bu liderler ço¤unlukla eski komünist elitin ve
nomenklaturan›n üyeleridir. Bu otoriter liderlerin yönetimi alt›nda demokratik hak-
lar ve özgürlükler k›s›tlanm›fl ve bu kimseler yolsuzluklar sonucu hayli zenginlefl-
mifllerdir. Bu ülkelerde hukukun üstünlü¤ünden bahsetmek de mümkün de¤ildir.
Do¤u Avrupa ve eski Sovyetler Birli¤i d›fl›nda kalan ülkelerde durum daha kar-
mafl›kt›r. Bu ülkelerde demokrasinin yay›lmas› hayli yavaflt›r ve birkaç ülkede ko-
münist rejimler hâkimiyetini devam ettirmektedir. Çin, Laos, Vietnam, Kuzey Kore
ve Küba’da hâlen otoriter rejimler ifl bafl›ndad›r. Bunlar içinde Çin ciddi bir ekono-
mik de¤ifliklik geçirmifltir. Asya ve Afrika’n›n di¤er bölgelerinde komünist rejimler
çökmüfl fakat bununla birlikte Afganistan’da oldu¤u gibi devletlerin de neredeyse
y›k›lmak üzere oldu¤u iç savafl gibi çok sars›c› çalkant›lar ortaya ç›km›flt›r.
Geçifl ekonomileri aras›nda demokrasiyi kurumlaflt›rmay› baflaran ülkelerin ço¤u neden
Orta Avrupa’da ve Balt›k bölgesinde yer almaktad›r?
193
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
Avrupa Birli¤i, Sovyetler
Birli¤i’nin da¤›lmas›yla
ba¤›ms›zl›klar›na kavuflan
Merkezi ve Do¤u Avrupa
ülkelerinin h›zla Bat›
Avrupa’n›n standartlar›n›
yakalayabilmesi için
Kopenhag Siyasi Kriterleri ile
Maastricht Ekonomik
Kriterleri’ni flart koflmufl ve
her bir aday ülkeyi bu
kriterler aç›s›ndan
denetlemifltir.
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
4
Orta Avrupa ve Balt›k
ülkeleri demokrasi ve
hukukun üstünlü¤ü
konusunda önemli
geliflmeler kaydettiler. Fakat
di¤er geçifl ekonomileri bu
konularda yeterince baflar›l›
olamad›lar.
1989 y›l›nda dünya büyük bir
de¤iflime sahne oldu. Berlin
Duvar› y›k›ld›, Avrupa’daki
komünist hükûmetler çöktü
ve So¤uk Savafl sona erdi.
EKONOM‹K KURUMLARIN DÖNÜfiÜMÜ
Yukar›da bahsedilen hukuki ve kurumsal reformlar›n yan›nda, devlet ve ekonomi
aras›nda bir ay›r›m gerçeklefltirmek de klasik sosyalizmden piyasa ekonomisine
geçifl için gereklidir. Bunun için, arz ve talep flartlar›na göre iflleyecek olan piyasa-
lar›n oluflturulmas› ve özellefltirmelerin gerçeklefltirilmesi, yani devletin elindeki
mülkiyetin özel kiflilere devri, yerine getirilmesi gereken bafll›ca görevlerdir. Bu ifl-
lerin nas›l, hangi h›zla ve hangi s›ra ile yap›ld›¤› da önem tafl›maktad›r. Çünkü bu
süreç iyi yönetilemezse ekonomiler a¤›r bir depresyona sürüklenmektedirler. fiim-
di bu ad›mlar› daha yak›ndan inceleyelim ve uygulama sonuçlar›n› çeflitli ülkeler
için de¤erlendirelim.
194
Uluslararas› Ekonomi Politik
Resim 7.3
ABD Adalet Bakan› Robert Kennedy ve Bat› Belin Belediye Baflkan› Willy Brandt (sa¤dan ikinci) 23 fiubat
1962’de Berlin Duvar›’n› ziyaret etti.
Duvar yap›lmam›fl olsa da fiilen ikiye ayr›lm›fl olan Berlin ve Almanya aras›nda s›n›r 1952 y›l›nda çizilmiflti.
1950’li y›llarda Bat› Almanya büyük bir ekonomik büyüme yakalay›nca, ilk dönemlerde Berlin’in ortas›na çekilen dikenli teller ve barikatlar, do¤udan ba-
t›ya kaç›fllar› engelleyemedi. 1949-1961 y›llar› aras›nda kaçanlar›n say›s› iki milyon 600 bini bulmufltu. Kaç›fllar› engelleyemeyen Do¤u Almanya yöneti-
mi, duvar örmeye karar verdi.
12 A¤ustos’u 13’üne ba¤layan gece Berlin Duvar bir gecede infla edildi. ‹lk yap›ld›¤› flekliyle kaç›fllar› tam olarak engelleyemeyen duvar›n do¤u yakas›,
daha sonra say›s› 186’y› bulan gözetleme kuleleri, may›n tarlalar›, çelik kapanlar ve köpekli polislerle takviye edildi. Duvar›n do¤u bölümü kaçanlar›n
daha kolay fark edilebilmesi için beyaza boyanm›flken bat› yüzü grafiti sanatç›lar› için tuval ifllevi gördü.
Duvar›n ayakta kald›¤› süre boyunca yaklafl›k befl bin kifli tünel kazarak, evde yapt›klar› balonlarla ve baflka yollarla duvar› aflmay› baflard›. 22 A¤ustos
1961’de duvar› geçmek isterken can›ndan olan Ida Siekmann, bat›ya kaçmak u¤runa hayat›n› kaybeden ilk kifli oldu. Bu u¤urda yaflam›n› yitiren son ki-
fli ise duvar›n y›k›lmas›ndan 9 ay önce, 6 fiubat 1989’ta öldürülen Chris Gueffroy’du. Berlin Duvar›’n› geçmek isterken hayat›n› kaybedenlerin say›s› ke-
sin olarak bilinmiyor ve rakam 86 ile 286 aras›nda de¤ifliyor.
19 A¤ustos 1989 tarihinde, Macaristan’›n Avusturya s›n›r›ndaki Sopron kasabas› yak›nlar›nda ‘Pan-Avrupa Pikni¤i’ düzenlenmiflti. Etkinlik nedeniyle s›-
n›r kap›s›n›n sembolik olarak aç›lmas›yla yüzlerce Do¤u Alman vatandafl› 1961’de Berlin Duvar›’n›n inflas›ndan sonra ilk kez komünist bloktan ayr›larak
Bat›’ya geçmiflti. Bu, Berlin Duvar›’n›n da sonu demekti.
9 Kas›m 1989 y›l› Alman tarihinin bir dönüm noktas› oldu. Do¤u Almanya, kap›lar›n› açmaya karar verdi ve bu da insanlar› 28 y›l boyunca sevdiklerin-
den, akrabalar›ndan ay›ran Berlin Duvar›’n›n sonu oldu. Resmî olarak 13 Haziran 1990’da bafllayan Berlin Duvar›’n›n y›k›m ifllemleri ayn› y›l›n Kas›m
ay›na do¤ru tamamland›.
Kaynak: http://www.dw.de/almanyan›n-dönüm-noktas›-9-kas›mm/a-2525791-1
ÖZELLEfiT‹RME
Klasik sosyalizmden kapitalizme geçifl için mülkiyetin yeniden tan›mlanmas› ge-
rekmektedir. Önceki bölümde üretim araçlar›n›n mülkiyetinin devletin elinde ol-
mas›n›n yol açt›¤› problemler belirtilmiflti. Dolay›s›yla, ekonomik büyümenin sa¤-
lanmas› ve devlet gücünün s›n›rland›r›lmas› için ekonomik kaynaklar›n topluma
devredilmesi gerekmektedir. Fakat bu kolay bir ifl de¤ildir. Her fleyden önce çeflit-
li ekonomik unsurlar›n, fabrikalar›n, dükkânlar›n, arazilerin, binalar›n de¤erini be-
lirleme meselesi vard›r. Bu varl›klar› özellefltirmek için devletin öncelikle bunlar›n
de¤erini belirlemesi gerekmektedir. Bu varl›klar›n bir piyasalar›n›n olmad›¤› sistem
içinde bunu yapmak hayli zordur.
‹kinci mesele bunlar› kimin elde edece¤ine nas›l karar verilece¤idir. Bu konu-
da takip edilebilecek birinci yol bu varl›klar› bir flekilde elden ç›karmakt›r. Mesela
fabrikalar buralarda çal›flan iflçilere, evler buralarda oturan insanlara devredilebilir.
‹lk bak›flta bu yöntem toplumda eflitli¤e hizmet edecek gibi görünmektedir. Ancak
kaç›n›lmaz olarak, baz› iflçiler kârl› olabilecek fabrikalara sahip olurlarken di¤erle-
ri böyle flansl› olmayabilirler. Bu durumda eflitlik söz konusu olmaz. Bir baflka
yöntem bu varl›klar› en yüksek fiyat› verene satmak olabilir. Ancak, ücretlerin s›-
n›rl› oldu¤u bir ekonomide kim bir fabrikay› sat›n alabilecek paray› bulabilecektir?
Sadece eski nomenklatura belli bir servet biriktirmifl olabilir. Bu durumda eski par-
ti patronlar› flimdi kapitalist patronlar hâline geleceklerdir. Bir baflka alternatif bu
varl›klar›n yabanc›lara sat›lmas›d›r. Bu durumda ülkeye yabanc› yat›r›m çekilebilir
ve Bat›l› yönetim becerileri ve teknoloji getirilebilir. Ancak bu, politik aç›dan prob-
lemlere yol açabilir. ‹flçilerin emekleriyle meydana getirilmifl olan varl›klar›n ya-
banc›lara verilmesi toplumda k›zg›nl›¤a yol açabilir. Bütün bu alternatifler, ayn› za-
manda, toplumda eflitsizliklerin yeniden artmas›na yol açabilir.
Uygulamada, küçük iflletmeler genellikle çal›flanlara sat›ld›lar. Büyük iflletme-
ler, ço¤unlukla en fazla fiyat verenlere sat›ld›lar ve yabanc› firmalar birçok iflletme-
yi sat›n ald›lar. Çek Cumhuriyeti gibi baz› ülkelerde vatandafllara birtak›m senetler
verildi ve vatandafllar bunlarla firmalarda hisse sat›n alabildiler. Bu sistem daha
h›zl› ve görünüflte daha eflitlikçiydi. Ancak, firmalar bir bütün olarak yeni yat›r›m-
c›lara sat›lamad›¤› için bu yeni yat›r›mc›lar›n getirebilece¤i sermaye ve uzmanl›k-
tan mahrum kal›nm›fl olunuyordu. ‹ster do¤rudan sat›fl yoluyla isterse senet ver-
mek suretiyle özellefltirme yap›ls›n; her iki yöntem de gücü elinde bulunduranla-
r›n bu süreci kendilerini ya da politik aç›dan ittifak hâlinde olduklar› kimseleri zen-
ginlefltirmek için kullanmalar› tehlikesini içermekteydi.
Hangi yöntem kullan›l›rsa kullan›ls›n, sonuçta pek çok firma çal›flan say›s›nda
afl›r› art›fl, modas› geçmifl olma ve piyasa ekonomisi içinde kârl› bir biçimde faali-
yet gösterme kabiliyetine sahip olamama gibi problemlerle yüz yüzeydi. En büyük
problemler kömür madenleri ve çelik fabrikalar› gibi sanayileflmenin ilk dönemle-
rinde infla edilmifl ve uluslararas› piyasalarda rekabet gücüne sahip olmayan bü-
yük sanayi firmalar›nda ortaya ç›km›flt›. Kapat›lmak zorunda kal›nan bu firmalar
daha önce ifl garantisinin oldu¤u bir toplumda çok say›da kiflinin iflsiz kalmas›na
yol açt›lar. Bunlardan baz›lar› binlerce iflçi çal›flt›r›yorlar ve belli bir flehirde ya da
bölgede temel ifl kayna¤›n› oluflturuyorlard›. Demokrasiye yeni geçmifl ve bu in-
sanlardan oy isteyecek olan politikac›lar için bu firmalar› kapatmak kolay bir ifl de-
¤ildi. Bu yüzden, baz› ülkelerde, yayg›n iflsizlik ve sosyal huzursuzluk korkusu se-
bebiyle özellefltirme yavafl ilerledi. Hatta, henüz politik ve ekonomik gücün birbi-
rinden tam anlam›yla ayr›lmad›¤› baz› komünizm sonras› toplumlar›nda, devlete
ait firmalar önemli bir güç kayna¤› olmaya devam etmektedirler.
195
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
Ekonomik dönüflüm
s›ras›nda özellefltirme
yap›l›rken ülkeler çeflitli
güçlüklerle karfl›laflt›lar.
Devletin elindeki varl›klar›n
de¤erinin tespiti bu
güçlüklerin bafl›nda
gelmekteydi.
Bütün bu geliflmeler, iflletme yönetiminin yeniden yap›land›r›lmas›n›n bizzat
özellefltirmenin kendisinden daha önemli oldu¤unu göstermifltir. Rusya ve Çek
Cumhuriyeti gibi özellefltirmeyi h›zla ve fazla üzerinde düflünmeden yapan ülkele-
rin Polonya ve Slovenya gibi bu konuda daha dikkatli ve yavafl hareket edenlere
göre daha fazla problemlerle karfl›laflt›klar› görülmektedir. Artan iflsizlikten kaç›n-
mak için devletin firmalara destek vermesi fleklindeki uygulamalar belki de mülki-
yetin yap›s›ndan daha önemli bir meseledir. Ancak yine de bütün bu problemlere
ra¤men geçifl ekonomilerinde, özellefltirilen firmalar›n ortalama olarak devlet fir-
malar›na göre daha fazla verimlilik art›fl› sa¤lad›klar› gözlemlenmektedir.
P‹YASALARIN OLUfiTURULMASI
Özellefltirmeye ek olarak geçifl devletleri, özel mülkiyete konu olan varl›klar›n,
mallar›n, hizmetlerin ve ifl gücünün de¤erlerinin serbestçe oluflaca¤› piyasalar›
da oluflturmak zorundayd›lar. Görünüflte bu, özellefltirmeye k›yasla daha kolay
bir iflti. Yap›lacak fley sadece merkezî planlamaya son vererek piyasalar›n ken-
diliklerinden ortaya ç›kmas›n› beklemekti. Ancak gerçekte, piyasalar›n olufltu-
rulmas› bu kadar kolay olmay›p karmafl›k bir süreci gerektirmekteydi. Bu konu-
da ortaya ç›kan tart›flma noktalar›ndan biri piyasalar›n kurulmas›nda hangi h›z-
la hareket edilece¤iydi.
Baz›lar›, bu yeni oluflmaya bafllayan ekonomilere ve demokrasilere zarar vere-
bilecek sosyal kar›fl›kl›klar› minimumda tutabilmek için de¤iflikliklerin yavafl yavafl
196
Uluslararas› Ekonomi Politik
Resim 7.4
272 milyon sterlinlik de¤eriyle dünyan›n en büyük yat› olan ‘Eclipse’ ve sahibi Rus oligark Roman Abramoviç.
Rusya’da yay›mlanan Nezavisimaya Gazeta, Rusya ekonomisinin neredeyse yar›s›n›n yedi kiflinin elinde oldu¤unu yazd›¤›nda 2005 y›l›yd›. Bu kiflilerin
hepsi de Rusya Federasyonu Baflkan› Vladimir Putin’e yak›nl›¤›yla tan›n›yordu.
Bu kadar az say›da kifli, devlet hava yollar› Aeroflot’tan enerji devi Gazprom’a kadar bu denli büyük bir ekonomiye yön vermekte. Rusya’da birinci nesil
oligarklar›n özellefltirmeden, yeni neslin ise flirketlerin kamulaflt›r›lmas›ndan servet yapt›klar› biliniyor.
Rusya’da yetkililerin, oligark olarak adland›r›lan önemli siyasi ba¤lant›lara sahip ifl adamlar›n›n ve organize suç örgütlerinin “neredeyse bir mafya
devleti” yaratmak için bir arada hareket ettikleri, Rusya’da çeflitli çevrelere y›lda 300 milyar dolar rüflvet ödendi¤i 2010 y›l›nda yay›nlanan WikiLeaks
belgelerinde ortaya ç›km›flt›.
Oligark terimi Rusya’da son y›llarda ortaya ç›kan bir avuç zengin için kullan›l›yor. Ülkedeki tüm güçleri elinde toplayan bu küçük kesime ülkelerinde
h›rs›z, dünyada ise sonradan görme damgas› vuruluyor ama onlar›n ilk on s›ras›n›n kiflisel serveti 150 milyar dolar› afl›yor.
hayata geçirilmesi gerekti¤ini ileri sürüyorlard›. Bu tedrici de¤iflimi savunanlar
özellikle fiyatlarda meydana gelecek ani s›çramalardan çekiniyorlard›. Sat›c›lar ar-
t›k mallar›n› istedikleri gibi fiyatland›rabilecekleri için enflasyon hatta hiperenflas-
yon ortaya ç›kabilirdi. Bunun sonucunda ortaya ç›kacak yayg›n fakirleflme geçifl
sürecine olan güveni sarsabilirdi.
Di¤erleri bu görüflü reddederek piyasa reformlar›n›n h›zl› bir flekilde yap›lma-
s›n› savunuyorlard›. Buna göre devlet, bir gecede merkezî planlamay› ortadan kal-
d›rmal›, fiyatlar› serbest b›rakmal› ve iflletmelere sa¤lanan devlet deste¤ine hemen
son vermeliydi. Bu h›zl› de¤iflim bafllang›çta sanc›l› olabilir, yüksek enflasyon or-
taya ç›kabilirdi; ama çekilen s›k›nt›lar k›sa sürecekti. fiok terapi olarak adland›r›lan
bu politika önce Polonya’da daha sonra da Rusya’da uygulamaya konuldu.
Piyasa ekonomisine geçifl süreci, hemen hemen her ülkede yüksek enflasyo-
nun yan›nda önemli bir ekonomik gerileme (resesyon) ve gelir da¤›l›m›nda keskin
bir bozulmayla sonuçland›. Bu toplumlarda, bu sebeple meydana gelen sosyal
farkl›laflma, politik istikrar› tehdit etmeye bafllad›; yeni sisteme karfl› hoflnutsuzluk-
lar ve temel reformlara karfl› bir direnç ortaya ç›kard› ve yeni ekonomik sistemin
düzgün ifllemesini engellemeye bafllad›. Gelir da¤›l›m›nda meydana gelen eflitsizli-
¤in piyasa ekonomisinde etkinli¤i teflvik edece¤ine inan›l›yordu. Ancak garanti al-
t›na al›nan eflitlik piyasa ekonomisinde etkinli¤i engelledi¤i gibi gelir da¤›l›m›nda
afl›r› boyutlara varan eflitsizlik de genifl kesimlerin d›flland›¤› bir sosyal yap› mey-
dana getirerek problemlere yol açt›.
Dolay›s›yla makroekonomik istikrar› sa¤lamak, fiyatlar› serbest b›rakarak piya-
sa sistemini benimsemek kadar kolay bir görev de¤ildi. Geçifl ekonomilerinin ço-
¤unda yüksek enflasyonla birlikte toplam üretimde h›zl› düflüfller oldu ve iflsizlik-
te ciddi art›fllar meydana geldi. Daha zor olan›, aç›k ve istikrarl› bir flekilde iflleyen
piyasalar› oluflturabilmek için gerekli kurumsal çerçevenin meydana getirilmesiy-
di. Bunlar aras›nda bankac›l›k, finans ve muhasebe sistemlerinin gelifltirilmesi; uy-
gun bir rekabet politikas›n›n oluflturulmas›; flirket yönetimi ve iflas› ile ilgili kanun-
lar›n yap›lmas›; ülkenin d›fl ticarete ve yat›r›ma aç›lmas› ve döviz konvertibilitesi-
nin sa¤lanmas› yer almaktayd›.
Bu problemlere ek olarak birçok ülkede sosyal problemler ortaya ç›kt›. Bu
problemlerden en önemlisi, belki de sosyalist dönemde oluflturulan sosyal güven-
lik a¤lar›n›n çökmesidir. Bunun sonucunda, yüksek enflasyon ve resesyonun ya-
fland›¤› bu ülkelerde gelir da¤›l›m› iyice bozulmufl ve yoksulluk oranlar› çok yük-
selmifltir. Bu problemleri göz önünde bulundurarak flimdi, geçifl sürecinde uygula-
nan politikalara ve bunlar›n sonuçlar›na daha yak›ndan bakal›m.
Dostları ilə paylaş: |