Kaynak:
Mehmet Altan Türk Henkel Dergisi, Ocak
1986.
Okuma Parças› 2
KLAS‹K
Bat› ülkelerindeki sanayileflme evrimi birbirine benzer
flartlar alt›nda oluflmufltu. Sanayileflmenin temelini olufl-
turan teknolojik hareketlenme de, bunun do¤urdu¤u
sosyal hareketlilik de, hatta bu çalkant›lar›n güzel sa-
natlarla olan iliflkileri de, Bat› ülkelerinde afla¤› yukar›
ayn› merhalelerden geçerek klasik bir oluflum modeli
meydana getirmifltir. Nitekim iktisat teorisinin kurulma-
s› ve geliflmesi de, Bat› Avrupa toplumlar› ve onun uzan-
t›s› olan ABD’de, sanayi kapitalizminin yerleflip gelifl-
mesi ile ortaya ç›kan üretim, mübadele ve bölüflümün
genel bir benzerlik göstermesi ile olmufltur. Bat›, sana-
yileflmenin bereketli dinamizmini yaflarken, bugünkü
azgeliflmifl ülkeler, ilkel bir teknikle geçimlik üretimde
tak›l› kalm›fllard›r. Bu ülkelerin sosyal ve politik yap›s›
böylece, toplumdaki iktisadi canl›l›¤›n sonuçlar›yla de-
¤il de, ‘suni iradelerle’ belirlenmifltir. Örne¤in, Osmanl›
gibi ‹slam ülkelerinde ‘geçimlik üretim’ flartlar›n› kapi-
tal sahibi bir müteflebbis s›n›f yerine, statüye ba¤l› bir
yönetici s›n›f›n hâkim oldu¤u toplum yap›s› olufltur-
mufltur. Bu tür toplumlarda ne iktisat teorisinin bafllan-
g›çtan beri varsayd›¤› iktisadi adam, ne onun davran›fl
ilkesi olan ak›lc›l›k söz konusudur; ne de dolay›s›yla,
iktisadi düflüncenin, onun ideolojisi olarak belirmesi...
Osmanl›’dan bu yana Türk toplumunun ekonomik ve
sosyal yap›s› hâlâ üretici güçlerin talepleriyle de¤il de
‘statü’ sahibi yönetici s›n›flarca flekillendirilmifltir.
Bu nedenle Türkiye tarihindeki sosyal oluflumlar da di-
¤er ülkelerdeki gibi yo¤un aflamalardan geçmemifltir.
Çünkü o sosyal çat›flmalar› da, sanayileflmeyi de, top-
lumlar›n kendi iç dinamikleri oluflturmufltur. Konuyu,
24 Ocak kararlar›yla Türkiye’nin girdi¤i yeni döneme
getirmeden önce, ülke ekonomisinin ‘garip’ yap›s›n› ra-
kamlarla biraz daha somutlaflt›rabiliriz.
Örne¤in, 1980 nüfus say›m›n›n sonuçlar›na göre, Türki-
ye’de kendi hesab›na çal›flanlar ile aile iflletmesinde üc-
ret almadan faaliyet gösterenlerin, çal›flan nüfus içinde-
ki oran› yüzde 65,6’d›r. Bu oran Türkiye ölçülerindeki
herhangi bir ülkede rastlan›lmayacak kadar yüksektir.
‹çine ‘küçük üretici’lerin de dahil edildi¤i ‘ücretliler’ ise
aktif nüfusun yüzde 33,4’ünü oluflturuyor. ‹flverenlerin
oran› ise yüzde 1. Bu tablo bile Türkiye’nin geleneksel
ölçülere göre siyasal bir örgütlenmeye girmesinin zor
oldu¤unu gösteriyor. Çünkü ülke, ne iflçilerin, ne sana-
yicilerin gereken a¤›rl›kta geliflti¤i bir ülkedir. Türki-
ye’de küçük esnaf, zanaatkâr, simitçiden floföre kadar
bireysel ifl tutanlar hâkimdir. Ülkedeki toplam 228 bin
iflyerinin 116 bininde sadece bir kiflinin çal›flmas› da bu
durumu do¤ruluyor. Böylesine üretim ve tüketim kapa-
siteleri düflük bir ülkenin geleneksel yap›lara kavuflma-
s› beklenemez. O nedenle bir dönem verilen sosyal
haklar ve reel ücret art›fllar›n›n, bir dönem sonra geri
al›nmas›n›n ve buna hiçbir ciddi tepki gelmemesinin
sebebi de yukar›daki rakamlarda sakl› bulunmaktad›r.
Türkiye’deki iflçi haklar› için Ça¤lar Keyder flu yorumu
yapmaktad›r: “Türkiye’deki iflçi s›n›f›n›n baz› haklar›
benzer ülkelerdeki iflçi s›n›flar›na nazaran çok daha er-
ken ald›¤›n› görüyoruz. Ayr›ca bu hukukun ço¤u bü-
yük mücadele ve çat›flma sonucu elde edilmedi, genel-
likle yukardan afla¤›ya, reformist hükümetler dönemin-
de verildi.”
‹flçilerin, kiflisel olarak ald›klar› ücrete ek olarak top-
lumsal ücret diye adland›raca¤›m›z di¤er bir kategori
de Türkiye’de benzer ülkelere nazaran daha yüksekti.
Özellikle sa¤l›k hizmetleri ve e¤itim harcamalar› hemen
her aflamada halka ücretsiz olarak da¤›t›l›yordu... Dün-
ya Bankas›’n›n orta gelirli diye s›n›fland›rd›¤› ülkelere
göre Türkiye baya¤› bir refah devletiydi.
24 Ocak kararlar›ndan sonra Türkiye, d›fl dünyan›n ter-
cihleri ve zorlamalar› sayesinde, kendi gerçekleri ve
boyutlar›yla karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Bir baflka deyiflle,
Türkiye klasik modelden gelen ülkelerin standart kav-
ramlar›na uymak durumunda b›rak›lm›flt›r. Bu, bir an-
24
Uluslararas› Ekonomi Politik
lamda, Osmanl›’dan bu yana gelen suni ekonomik ve
toplumsal yap›n›n, d›fl dinamiklerin bask›s›yla normal
hale getirilme çabas›d›r.
Tabii böylesine dünya oluflumlar›ndan uzak bir ülkenin
bir anda kapitalist normlara tabi k›l›nmas› çeflitli intibak
zorluklar›n› da beraberinde getirmektedir. Reel ücretle-
rin azalmas›ndan, milli gelir içindeki sa¤l›k ve e¤itim
harcamalar›n›n düflmesine kadar elefltiri konusu olan
bir dizi oluflumu bu çevçevede düflünmek mümkün.
Türkiye üretmeden almaya al›flm›fl bir ülke oldu¤u için
klasik ölçülerden hofllanm›yor. Ve sosyal haklar›n do-
¤al oluflumlar sonucu elde edildi¤ini hep unutmay› ye¤-
liyor. O nedenle de yeni haklar›n lütfedilip ba¤›fllanma-
s›n› talep ediliyor, bu olmay›nca da s›zlan›l›yor. Tabi-
i ki hiç kimse sosyal ac›lar›n yeniden yaflan›lmas›n› is-
teyemez. Ama yeryüzü ekonomisinin yap›s› suni eko-
nomik biçimlenmelere izin vermeyecek bir duruma gel-
di. Bunun da tek tesellisi ülkemizde de klasik yap›n›n
temellerinin at›lmas› umududur. Belki böylece y›llardan
beri yaflad›¤›m›z suni yap› k›r›l›r da 15’inci yüzy›ldan bu
yana yaflad›¤›m›z hastal›kl› toplumsal ataletin yerini sa¤-
l›kl› bir dinamizm al›r.
Kaynak:
Mehmet Altan Türk Henkel Dergisi, fiubat
1986.
1. e
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›”
bölümünü yeniden gözden geçiriniz.
2. d
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›”
bölümünü yeniden gözden geçiriniz.
3. e
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Ekonomi Politik” bölümünü
yeniden gözden geçiriniz.
4. b
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politik” bölümünü yeniden gözden geçiriniz.
5. a
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politik” bölümünü yeniden gözden geçiriniz.
6. e
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politik” bölümünü yeniden gözden geçiriniz.
7. d
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politi¤in Tarihi Geliflimi” bölümünü yeniden
gözden geçiriniz.
8. c
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Disiplinleraras› Bir Çal›flma
Alan› Olarak Uluslararas› Ekonomi Politik”
bölümünü yeniden gözden geçiriniz.
9. b
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politi¤in Tarihi Geliflimi” bölümünü yeniden
gözden geçiriniz.
10. a
Yan›t›n›z yanl›fl ise “Uluslararas› Ekonomi
Politi¤in Temel Unsurlar›: Devletler, Piyasalar
ve Toplumlar” bölümünü yeniden gözden
geçiriniz.
Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar›
25
1. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›
S›ra Sizde 1
Ekonomi politik, ekonomi ile politika aras›ndaki iliflki-
yi araflt›ran disiplinin ad›d›r. Bir bak›fl aç›s›na göre,
ekonomik faaliyetlerin politik temellerinin araflt›r›lma-
s›n›, di¤er taraftan bakanlara göre ise ekonomik faali-
yetlerin ard›ndaki ekonomik faktörlerin araflt›r›lmas›n›
ifade etmektedir.
S›ra Sizde 2
Uluslararas› ekonomi politi¤in temel ilgi alan›na devlet-
ler, küresel flirketler, uluslararas› organizasyonlar ve
sosyal hareketler gibi uluslararas› aktörlerin faaliyetleri
ve bunlar aras›ndaki karfl›l›kl› etkileflimler girmektedir.
S›ra Sizde 3
UEP alan›nda bafll›ca düflünce ak›mlar› Merkanti-
lizm/Realizm, Liberalizm ve Marksizm’dir. Merkanti-
lizm/Realizm ekonomik konular› büyük ölçüde göz
ard› eden ve güç konusuna vurgu yaparak stratejik
güvenlik konular›na daha çok önem veren bir ak›m-
d›r. Sadece iktisat alan›yla s›n›rl› bir teorik düflünce ol-
may›p zengin bir felsefi temele de sahip olan liberaliz-
min analiz birimi birey, firma ve piyasad›r. Liberaller
uluslararas› dayan›flman›n olabilece¤i ve bu durum-
dan herkesin kazançl› ç›kabilece¤i düflüncesindedir-
ler. Marksizme göre, insan davran›fl› ve amac› belirli
bir zamandaki maddi çevre taraf›ndan biçimlendiril-
mektedir. Tarihsel materyalizm ad› verilen bu yöntem,
toplumun maddi temelinin üretimi ve yeniden üreti-
minin tarihsel geliflmede belirleyici oldu¤u görüflüne
dayanmaktad›r.
S›ra Sizde 4
II. Dünya Savafl›’n›n ard›ndan uygulanan liberal ekono-
mik politikalar dünya ekonomisinde yüksek oranl› bir
büyümenin gerçekleflmesini ve bugünkü küresel eko-
nominin ortaya ç›kmas›n› sa¤lam›flt›r.
S›ra Sizde 5
Her iki olay da dünyan›n karmafl›k ve tek boyutlu yak-
lafl›mlarla aç›klanamaz olma niteli¤ini belirginlefltirmifl-
tir. Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas› dünyada oluflmufl bu-
lunan iki kutuplu sistemin sonunu getirmifl ve birçok
yerel ya da bölgesel gücün bu kutuplar içinde kontrol
edilebilmesi imkân›n› ortadan kald›rm›flt›r. Ayr›ca bir sü-
per gücün de yenilebilece¤ini (Afganistan’da Ruslar›n
yenilmesi) ve y›k›labilece¤ini göstermesi aç›s›ndan
önemli etkide bulunmufl ve tek süper güç olarak kalm›fl
olan ABD için de –ki ABD de Irak’ta büyük bir hayal k›-
r›kl›¤›na u¤ram›flt›r- dünya eskisi kadar güvenli olmak-
tan ç›km›flt›r. Bu sebeplerle dünya küreselleflen terörizm
meselesi ile karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Ancak 11 Eylül olay›
küçük bir grubun, küçük bir finansman ile bir süper gü-
cün kalbine ulafl›p ona a¤›r bir zarar verebilece¤ini gös-
termesi ve ard›ndan küresel çapta büyük geliflmelere se-
bep olmas› bak›m›ndan etkileri daha uzun y›llar devam
edecek ve yeni bir küresel sistem ihtiyac›n› kuvvetle his-
settirecek gibi görünmektedir. Bu olaylar›n ard›ndan,
bafllarda dile getirilen yeni dünya düzeni söylemlerine
ra¤men dünyada giderek bir düzensizli¤in hâkim olma-
ya bafllad›¤› görülmektedir. Tek bir gücün dünyada he-
gemonya kuramamas› bölgesel ittifaklar› ortaya ç›kara-
bilir. Avrupa Birli¤i ve onun gelece¤i bu çerçevede ele
al›nmal›d›r. E¤er dünyada yeni bir düzen kurulacaksa
bu, daha demokratik bir çerçevede olacakt›r. Dünyan›n
bu karmafl›k ve belirsiz durumu, yat›r›mdan ticarete, tü-
ketim ve tasarrufa kadar bütün ekonomik faaliyetleri de
etkilemektedir. Özellikle 2008 krizinin de bu geliflmele-
re eklemlenmesi ile artan iflsizlik ve sonucunda ortaya
ç›kan sosyal s›k›nt›lar ‹slamofobi, yabanc› düflmanl›¤›,
göç sorunu olarak da kendini Avrupa’da hissettirmifltir.
Bu yüzden geliflmelerin uluslararas› ekonomi politik
yaklafl›m›n› güçlendirmesi beklenmelidir.
S›ra Sizde 6
Klasik Realistler gücü, baflkalar›n›n zihinlerini ve ey-
lemlerini kontrol etme kabiliyeti olarak tan›mlamakta-
d›r. Bu tan›ma göre güç, bir aktörün di¤erine bir fleyi
yapt›rma ya da yapt›rmama kabiliyetidir.
S›ra Sizde 7
Küreselleflmeyle birlikte ulus devletlerin hükümranl›k
haklar›n›n bir k›sm›ndan vazgeçmek zorunda kald›klar›
do¤rudur. Ancak ulus devletlerin giderek zay›flad›klar›
do¤ruysa da ortadan kalkacaklar›n› söylemek için
erkendir. Piyasalar›n güç kazanmas› ifadesi ile serbestçe
hareket eden bireylerin iradelerinin sonuçlar› belirledi¤i
kastediliyorsa; geliflmeler bundan daha karmafl›kt›r.
Giderek hacmi büyüyen az say›da firman›n hâkim hale
geldi¤i oligopol piyasalar› bu anlamda serbest piyasan›n
hâkimiyetini temsil etmemektedirler. Buna karfl›l›k
devletler de masa bafl›nda ald›klar› kararlarla piyasalar›
yönlendirememektedirler. Fakat serbest piyasalar›n
oluflmas› ve düzgün ifllemesi için gerekli olan rekabetçi
S›ra Sizde Yan›t Anahtar›
26
Uluslararas› Ekonomi Politik
düzenin sa¤lanmas› devletin düzenleyici gücüne ihtiyaç
duymaktad›r. Yani art›k devletlerin piyasalar› kontrol
etme amac›yla de¤il piyasalar›n düzgün iflleyebilece¤i
bir rekabet ortam› oluflturmak amac›yla hareket etmeleri
gerekmektedir. Bugün ekonomik ve siyasi aç›dan güçlü
ülkelerin bu rekabetçi ortam› sa¤lay›p piyasalar›n önünü
açt›klar› gözlenmektedir. Özellikle baz› eski do¤u bloku
ülkelerinde görüldü¤ü üzere rekabet ortam›
sa¤lanmad›¤›nda piyasan›n hâkimiyeti bir tak›m
tekellerin ortaya ç›kmas›na ve toplumsal kaynaklar›n
etkinlikten uzak bir flekilde tahsis edilmesine yol
açmaktad›r.
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Balaam, D. N. & Veseth, M. (2008). Introduction to
International Political Economy (4. Bask›). New
Jersey: Pearson.
Caporaso, J. A. & Levine, D. P. (1992). Theories of
Political Economy. New York: Cambridge University
Press.
Frieden, J. A. & Lake, D. A. (2000). International
Political Economy: Perspectives on Global Power and
Wealth (4. Bask›). Boston/New York: Bedford/St.
Martin’s.
Lairson, T. & Skidmore, D. (2003). International
Political Economy: The Struggle for Power and
Wealth.(3. Bask›). Canada: Thomson/Wadsworth.
fien, A. (1998). Uluslararas› Politik Ekonomi (UPE)
Nedir? Atatürk Üniversitesi ‹‹BF Dergisi. 12 (1-2).
393-408.
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Uluslararas› ekonomi politik ile ilgili geleneksel yaklafl›mlar› aç›klayabilecek,
Uluslararas› ekonomi politik konusundaki geleneksel yaklafl›mlara alternatif
görüflleri tan›mlayabileceksiniz.
‹çindekiler
• Merkantilizm
• Liberalizm
• Marksizm
• Rasyonel Seçim
• ‹nflac›l›k (Constructivism)
• Feminist Ekonomi Politik
• Hegemonyac› ‹stikrar Teorisi
• Realizm
• Ekonomik Milliyetçilik
• Küreselleflme
• Emperyalizm
• Modern Dünya Sistemi Teorisi
Anahtar Kavramlar
Amaçlar›m›z
N
N
Uluslararas› Ekonomi
Politik
• ULUSLARARASI EKONOM‹ POL‹T‹K
‹LE ‹LG‹L‹ GELENEKSEL
YAKLAfiIMLAR
• MERKANT‹L‹ST YAKLAfiIM
• L‹BERAL YAKLAfiIM
• MARKS‹ST YAKLAfiIM
• ULUSLARARASI EKONOM‹ POL‹T‹K
‹LE ‹LG‹L‹ ALTERNAT‹F
YAKLAfiIMLAR
• RASYONEL SEÇ‹M
• ‹NfiACILIK (CONSTRUCT‹V‹SM)
• FEM‹N‹ST ELEfiT‹R‹
• HEGEMONYACI ‹ST‹KRAR TEOR‹S‹
Uluslararas›
Ekonomi Politikle
‹lgili Yaklafl›mlar
2
ULUSLARARASI EKONOM‹ POL‹T‹K
ULUSLARARASI EKONOM‹ POL‹T‹K ‹LE ‹LG‹L‹
GELENEKSEL YAKLAfiIMLAR
Disiplinleraras› bir yaklafl›m olan uluslararas› ekonomi politik alan›nda çeflitli yak-
lafl›mlar ve zengin bir entelektüel birikim söz konusudur. De¤iflik yaklafl›mlar kü-
resel aktörler (devletler gibi) aras›ndaki iliflkilerin nas›l oldu¤unu ya da bu aktör-
lerin gerçekte nas›l davrand›klar›n› aç›klamaya çal›fl›rlar. Tarihsel süreç içinde mer-
kantilizm, liberalizm ve marksizm bu konuda öne ç›kan yaklafl›mlar olmufllard›r.
Bu bölümde öncelikle bu üç temel yaklafl›m ele al›n›p incelenecek, daha sonra bu
yaklafl›mlara yönelik elefltiriler çerçevesinde geliflen alternatif yaklafl›mlara yer ve-
rilecektir.
MERKANT‹L‹ST YAKLAfiIM
Merkantilizm, dar anlamda devletlerin ihracat› teflvik edip ithalat› k›s›tlayarak zen-
ginlik ve güç yaratma amac›yla ticaret fazlas› oluflturmaya yönelik gayretleri olarak
tan›mlan›rken genifl anlamda -uluslararas› ekonomi politikte- güvenli¤i millî mese-
lelerin merkezine yerlefltiren teorik bir perspektif olarak tan›mlan›r.
Devlet politikas› olarak merkantilizm zaman içinde de¤iflik flekiller ve isimler
alm›flt›r. Realizm, ekonomik milliyetçilik, devletçilik, neomerkantilizm, neorealizm
bu ba¤lamda merkantilizmin devam› niteli¤inde olan ak›mlard›r. Merkantilizmde
siyaset ve ekonomi, devlet ve piyasa iç içedir. Ekonomik güç devletin güvenlik ih-
tiyac› için gereklidir. Merkezî devlet güvenlik için güçlü bir ordu beslemek zorun-
dad›r. Bunun için ekonomik güce, ticareti kontrol etmeye ihtiyac› vard›r. Bu saye-
de elde edilen ekonomik gücü ve zenginli¤i muhafaza etmek için de yine güçlü
bir devlete yani güvenli¤e ihtiyaç vard›r.
Merkantilizme göre para güç ve zenginlik demektir ve bu zenginlik d›fl ticaret-
ten sa¤lanan fazla ile elde edilmektedir. D›fl ticareti s›f›r toplaml› bir oyun olarak
gördüklerinden, yani bir taraf›n fazla vermesi di¤er taraf›n aç›k vermesi anlam›na
geldi¤inden, merkantilistlere göre devletlerin ç›karlar›n›n çat›flmas› kaç›n›lmazd›r.
Klasik merkantilist dönem, Avrupa’da modern ulus devletlerin ortaya ç›k›fl›yla
bafllam›fl olup 15’inci yüzy›l ile 18’inci yüzy›llar aras› bir dönemi kapsamaktad›r.
Bu zaman dilimi, devlet kurman›n ve devletin güvenli¤i için ekonomiye müdaha-
le etmenin politik iktisat düflüncesine hakim oldu¤u bir dönemdir. Ülke toprakla-
r›n›n güvenli¤i her zaman için devletin birinci önceli¤i olarak görülmekteydi. An-
cak güvenli¤i sa¤lamak, kara ordular› ve deniz kuvvetleri oluflturmak, donatmak
Uluslararas› Ekonomi
Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Merkantilizm millî güvenli¤e
öncelik veren, “ithalat›
k›s›tlay›p ihracat› teflvik
ederek” güçlü ve zengin bir
devlet oluflturmay›
amaçlayan iktisadi
milliyetçilik, devletçiliktir.
ve muhafaza etmek maliyetli bir iflti. Ayr›ca zenginlik de millî güvenli¤in sa¤lan-
mas› ve muhafazas› için anahtar unsurlardan biri olarak alg›lan›yordu.
Merkantilistler ve entelektüel aç›dan ayn› grupta olan realistlere göre, bir dev-
let taraf›ndan elde edilen ekonomik zenginlik rakip devletlerin kayb› olarak alg›-
lanmaktayd› ve bu durum merkantilizme s›f›r toplaml› bir dünya görüflü kazand›r-
maktayd›. Di¤er devletlere ba¤›ml›l›k, ithalat yoluyla tedarik edilen mallar›n ihra-
cat›n›n kesilmesi hâlinde bir ulus devleti zay›flatabilirdi. Ba¤›ml› olan devlet, ayr›-
ca, tedarikçi devletin etkisine ve gücüne aç›k olacakt›. Bu yüzden, ekonomik aç›-
dan giderek artan rekabetçi ve politik aç›dan da düflmanca bir ortamda devletler
sald›rgan bir biçimde servet yaratma konusunda motive oldular. Bu serveti yarat-
man›n öncelikli yolu d›fl ticaret idi ve d›fl ticarette fazla vermek için de ithalat k›s›t-
lanmal›, ihracat desteklenmeliydi. Ayr›ca alt›n ve gümüfl gibi de¤erli madenler de
bir di¤er zenginlik kayna¤› olarak biriktirilmeliydi. Bu alt›n ve gümüfl külçeler ise
ço¤unlukla yenidünyadaki sömürgelerden gelmekteydi.
Merkantilistlerin ve realistlerin uluslararas› ticarete yaklafl›m› nas›ld›r?
Devletin askerî gücüyle desteklenen sömürgecilik, merkantilist faaliyetler için-
de ticareti kontrol etmek ve zenginleflmek için baflvurulan bir baflka önemli araç
olarak görülmekteydi. Merkantilizm, çok zaman, dünyan›n geliflmekte olan bölge-
lerinde ortaya ç›kan sömürgecilik ve emperyalizmin ard›ndaki itici güçlerden biri
olarak görülmüfltür. Merkantilistler, ana ülkenin üretti¤i mallar için bir pazar, ham
madde ve ucuz ifl gücü kayna¤› olmas› sebebiyle sömürgeler oluflturdular. K›saca-
s› yeni yeni ortaya ç›kan ulus devletlerin güvenli olmak için güçlü, güçlü olmak
için de zengin olma ihtiyac›, müdahaleci bir ekonomiyi ve sömürgecili¤i do¤ur-
mufltur.
Merkantilizm ve Realizm
Merkantilistlerin ve realistlerin düflünceleri ço¤unlukla bir grup olarak görülmüfl-
tür; çünkü realizm de merkantilizm gibi politikan›n, gücün ve devletin ekonomiyi
ve piyasay› etkileme yollar›n› ortaya koymaktad›r. Realizm, II. Dünya Savafl›’ndan
beri ço¤u dünya liderinin ve d›fl politika görevlisinin hakim dünya görüflünü olufl-
turmufltur. Birçok bak›mdan bu iki yaklafl›m benzer varsay›mlara sahiptirler; fakat
baz› bak›mlardan da farkl›laflmaktad›rlar.
Merkantilistler için oldu¤u gibi realistler için de ulus devlet uluslararas› sistem
içindeki temel aktördür. Realizmin temel görüfllerinden biri uluslararas› ulus dev-
letler sisteminin sürekli bir potansiyel anarfli ve savafl durumu içinde oldu¤udur.
Çünkü çat›flan millî ç›karlar devletleri s›n›rl› kaynaklar için birbirleriyle rekabet et-
meye zorlamaktad›r. Merkantilistlerde oldu¤u gibi realistler de devletler aras›nda-
ki rekabetin s›f›r toplaml› bir sonucu oldu¤unu düflünmektedirler. Bir devletin nis-
pi kazanc› di¤er devletler taraf›ndan bir kay›p olarak alg›lanabilir.
Realistler ile modern neomerkantilistler aras›ndaki bir fark, realistlerin devlet
güvenli¤i için askerî araçlar ve benzer devlet imkânlar›na yapt›klar› vurgudur. Rea-
listler, bir devletin di¤er devletlerin sald›rgan tutumlar›na karfl› kendisini korumas›
ve gerekti¤inde düflmanlar›n› yenmesi için askerî güç ve imkânlar›n ekonomiden
daha önemli oldu¤unu düflünmektedirler. Buna karfl›l›k, merkantilistler ve ekono-
mik milliyetçiler çat›flmalar›n ekonomik temelli oldu¤unu vurgulamakla kalmazlar,
ayn› zamanda, bir devletin güvenli¤ini sa¤lamak için gerekli silahlar› elde etmesi
için de güçlü bir ekonominin gerekli oldu¤unu belirtirler.
30
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
1
Sömürgecilik, bir devletin
baflka bir devleti siyasal ve
ekonomik egemenli¤i alt›na
almas› olarak tan›mlan›r.
Merkantilistler millî güvenlik
için ekonomik güce vurgu
yaparken realistler askerî
güce ekonomiden daha fazla
önem vermektedirler.
Ekonomik Milliyetçilik
Klasik merkantilizm eflitlikçi olmayan d›fl ticaret yoluyla servet ve güç elde etmeye
odaklanm›fl iken ekonomik milliyetçilik millî ekonomideki içsel geliflmelere yo-
¤unlaflm›flt›r. Ekonomik milliyetçilik 1840’lara gelindi¤inde ciddi bir popülarite ka-
zanm›flt›. ‹ngiltere’nin zengin ve güçlü hâle gelmesi karfl›s›nda, Amerika Birleflik
Devletleri ve Alman Prenslikleri gibi di¤er devletler, ba¤›ms›zl›klar› konusunda
ciddi kayg›lar hissetmifller ve ‹ngiltere’nin kendilerine göre sald›rgan liberal politi-
kalar›ndan korunmak için ekonomik milliyetçilik politikalar›na baflvurmufllard›.
Merkantilistlere göre devlet düzenlemesi olmad›¤›nda, piyasalar d›fl piyasalarla
iliflkiye geçerek ekonomik ba¤›ml›l›¤› teflvik etmekteydi; bu durumda devlete dü-
flen, piyasa ba¤lant›lar›n› içeri çevirip yurt içi ekonomiyi kuvvetli, ba¤›ms›z bir ser-
vet ve güç motoru olarak gelifltirmek idi. Buna göre, ülkenin ekonomik ç›karlar›-
n›n kiflilerin ekonomik ç›karlar›n›n önüne konulmas› ve güçlü devlet faaliyetleriy-
le teflvik edilmesi ekonomik milliyetçili¤in temel temalar›n› oluflturmaktad›r.
Ekonomik milliyetçili¤in en meflhur savunucular› Amerikal› Alexander Hamil-
ton (1755-1804) ve Alman Friedrich List’dir (1789-1846). Amerika’da Alexander Ha-
milton, ülkede güçlü bir imalat ve sanayi yap›s› kurmak için aktif bir devlet faali-
yetine ve ülkenin yeni geliflmekte olan sanayileri (bebek endüstriler) için ticari ko-
rumac›l›¤a ihtiyaç oldu¤unu düflünüyordu. 19’uncu yüzy›l Alman politik ekono-
misti Friedrich List ise daha kat› bir ekonomik milliyetçilik yanl›s› idi ve e¤itim, tek-
noloji ve endüstri biçimlerinde üretici gücü canland›rmak için devletin harekete
geçmesi gerekti¤i düflüncesindeydi. List’e göre üretim gücü servetin kendisinden
çok daha önemliydi. List ayr›ca, millî servet ve güç oluflturmak için en gerekli te-
melin tar›m de¤il sanayi oldu¤u düflüncesindeydi.
Günümüzün kalk›nm›fl ülkeleri de bafllang›çta yeni kurulan sanayilerini koru-
maya yönelik olarak devletçi iktisat politikalar› (bebek endüstri tezi) uygulam›fllar;
korumac› politikalar sayesinde ulusal ekonominin üretici temelini oluflturduktan
sonra ise serbest ticareti savunmaya bafllam›fllard›r. Friedrich List taraf›ndan bu du-
rum, “önden giden kiflinin, duvara t›rmand›ktan sonra arkadan gelenlerin önünü
kesmek için merdiveni itmesine” benzetilmektedir.
31
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Ekonomik milliyetçilik
ekonomiyi d›fla ba¤›ml›
olmaktan korumak ve
ülkenin ekonomik ç›karlar›n›
kiflilerin ekonomik
ç›karlar›n›n önüne geçirmek
olarak tan›mlanabilir.
Bebek Endüstri Tezi,
rakiplerine karfl›
dezavantajl› konumda olan
bir endüstrinin, geliflip
karfl›laflt›rmal› üstünlü¤e
sahip olmas›n› sa¤layacak
düzeye ulafl›ncaya kadar d›fl
rekabete karfl› korunmas›n›
öngörür.
Resim 2.1
Friedrich List (1789-1846)
“Bir devletin sanayisi, ekonomik olarak daha ilerlemifl devletlerle
rekabete maruz kal›rsa, daha bafllang›ç aflamas›nda ölebilir. Bir
devlet, potansiyel olarak üretim gücüne sahipse, kalk›nmas›n› ar-
t›rmak için gümrük tarifesi uygulamak zorundad›r.”
List, “Milli Ekonomi Sistemi” bafll›kl› eserinde serbest mübadele
görüflüne karfl› ç›km›flt›r. “Buna göre ülkelerin baz›lar› tarihin, do-
¤an›n ve flans›n “lütfuna”, baz›lar› da “gadrine” u¤ram›fllard›r.
Klasik iktisatç›lar›n evrensel iktisat ilkelerinin birer haz›r elbise gibi
bütün ülkelere uygun düflmesi mümkün de¤ildir. D›fl ticaret politi-
kas›, ülkelerin ihtiyaçlar›na, ç›karlar›na ve yasal karakterlerine göre
biçimlendirilmelidir. Geliflen ülkelerde yeni kurulacak sanayinin
serbest mübadele sisteminde d›fl rekabete dayanamayaca¤› aç›kt›r.
Örne¤in yeni do¤an yahut genç Alman sanayii, dünya piyasalar›nda
tutunmufl büyük ‹ngiliz firmalar›yla rekabet edebilmek durumunda
de¤ildir. Çocuk veya genç sanayi, gümrük duvarlar›n›n gerisinde
korunmal›d›r. Geliflen ülkeler hesab›na himayecilik, bir süre için zo-
runludur.”
19’uncu yüzy›l›n sonuna gelindi¤inde, ülkelerin mamul mal üretme kapasite-
sinin yurt içi piyasas›n›n bu ürünleri tüketme kapasitesini çok aflt›¤› görülmüfltü.
Bu durumda ekonomik milliyetçili¤in odak noktas› yurt içinde üretim gücü olufl-
turmaktan, bu üretim gücünün üretti¤i mallar› satacak d›fl piyasalar bulmaya dön-
dü. Güvenli¤in anahtar› de¤iflerek yurt içi ekonomiyi güçlendirmek yerine k›t
kaynaklar› ana vatana aktaran ve sanayinin üretti¤i mallar› sat›n alacak piyasalara
do¤ru geniflleyen bir ekonomik imparatorluk oluflturmak hâline geldi. Sonuçta
ekonomik milliyetçilik, emperyalizmin bugünkü anlam›yla ortaya ç›kmas›na yar-
d›mc› olmufltur.
Birçok ülke yurt içi sanayilerini gelifltirmek ve daha sonra d›fl piyasalara do¤ru
genifllemek için benzer politikalar› benimsedikçe millî ç›karlar›n çat›flmas› kaç›n›l-
mazd›. I. ve II. Dünya Savafllar› fleklinde ortaya ç›kan küresel çat›flmalar›n köke-
ninde, bir dereceye kadar, ülkeler aras›ndaki ekonomik milliyetçili¤in teflvik etti¤i
uluslararas› rekabetin yatt›¤› ileri sürülmektedir.
Dostları ilə paylaş: |