Tesla Anlaşılamamış Dahi



Yüklə 1,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə31/32
tarix02.01.2022
ölçüsü1,44 Mb.
#39629
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32
Tesla - Anlaşılamamış Dahi - Margaret Cheney ( PDFDrive.com )

Kayıp Kağıtlar

Tesla  ardında  bilinen  çalışmalarının  yanı

sıra  birkaç  da  bilmece  gibi  miras  bırakmıştı.

Bunlar  arasından  en  önemli  üç  tanesini

saymak gerekirse: Dünya çapında telsiz enerji

nakli  sağlanabileceği  fikri  bilimsel  bir  temele

dayanıyor  muydu?  Öldürücü/parçalayıcı  ışık

huzmesi  silahı  deneyleri  ile  ulaşmak  istediği

nokta  neydi?  Ve  ölümünün  hemen  ardından

ortadan  kaybolan  bilimsel  yazılarına  ve  diğer




hassas belgelere ne olmuştu?

Bunları  takip  eden  sorular  arasında  ABD

haber  alma  örgütlerinin  neden  1940'  lı  yıllarda

mucidin çalışmalarını titizlikle takip ettiği sorusu

da vardı.

Einstein gibi o da bir yabancıydı ve Edison

gibi  çalışmaları  geniş  kapsamlı  sonuçlar

yaratmıştı. Kendisinin de dediği gibi onda "cahil

cesareti"

vardı.


Diğerlerinin

ileri


gidemeyeceklerini

hissettikleri

ve

geri


döndükleri yolu inatla takip ederdi. Modern bilim

cemiyetleri  Tesla  gibi  çok  yönlü  ve  bağımsız

insanların

ortaya


çıkmasını

engelliyor.

Günümüz  koşullarında  Tesla,  ya  da  Edison



aynı  başarıları  sergileyebilir  miydi?  Çok

şüpheli...

Tesla  örneği  her  zaman,  yoluna  yalnız

devam  edenler  için  bir  ilham  kaynağı  olmuştu.

Bununla  birlikte  araştırmaları,  çoğu  zaman  az

sayıda  kişi  tarafından  anlaşılır  olsa  da,  bilim

çevrelerini  derinden  etkileyecekti.  Hayatı  ise

toplumsal  yaşayışın  dönüştürülmesinde  bir

ilham  kaynağı  idi.  Katkılarının  değeri  zamanla

daha  da  arttı.  Türbininin  başarısız  olmasının

tek  sebebi  endüstrinin  henüz  böyle  bir

ilerlemeye  hazır  olmamasıydı.  Alternatif  akım

ise

tüm


endüstri

dünyasındaki

direnci

kırabildikten sonra zafere ulaşabilmişti.




Ancak  Tesla'nın  yerleşik  bilim  ve  endüstri

çevreleri  ile  verdiği  bu  savaş  talihsiz  sonuçlar

da  doğuracaktı.  Herhangi  bir  gruba  ya  da

enstitüye  üye  olmadığı  için  gelişime  açık

çalışmaları

üzerine


tartışabileceği

bir


meslektaşı  bulunmuyordu,  çalışmalarının  ve

yazılarının

toplandığı

bir


kütüphane

oluşturulamayacaktı. Kendi başına çalışıyor ve

zaman zaman basına yaptığı ateşli açıklamalar

dışında,  çalışmalarını  sır  gibi  saklıyordu.

Ölümünden

sonra


yazılı

çalışmaları

düzenlenemediği  için  kimi  buluşları  hakkında

hiçbir zaman tam bir bilgi edinilemeyecekti.

Bu,  kendisinden  sonra  gelen  bilim  insanları



için  yıldırıcıydı  ama  aynı  zamanda  teşvik  de

edici  bir  durumdu.  Bir  süre  devam  eden

belirsizliklerden  sonra  doğumunun  yüzüncü

yılında, Temmuz 1956'da, mucidin hayatının ve

dehasının

önemi


yeniden

keşfedilecekti.

Çevresindeki  gizemin  çekiciliğinin  de  etkisiyle

çalışmalarına duyulan ilgi çığ gibi büyüyecekti.

Amerika  ve  Avrupa'daki  yüzüncü  yıl

kutlamaları  ile  onurlandırılıyordu.  Amerika

Elektrik  Mühendisleri  Enstitüsü,  Chicago'da

düzenleyeceği

toplantıyı

hayatının

ve

çalışmalarının  değerlendirilmesine  ayırmıştı.



Çeşitli

kurumlar

da

anma


toplantıları

düzenliyorlardı.  Burs  ve  madalyalar  şeklinde




kalıcı

hatıralar

oluşturulması

öneriliyor,

müzelerde  çalışmaları  sergileniyordu.  Niagara

Şelalesi'nde de bir kutlama töreni düzenlenmiş

ve  Goat  adasına  Yugoslav  halkının  armağanı

olan  bir  heykeli  dikilmişti.  Avukat/yazar  Elmer

Gertz'in yazıları ile Chicago şehri

1893


Columbian

Fuarı


sırasında

düzenlediği

"dünya

harikası"

gösterisi

dolayısıyla  mucide  çok  şey  borçlu  olduğunu

hatırlayacak

ve


anısına

bir


okul

inşa


ettirilecekti.

Münih'teki

Uluslararası

Elektroteknik  Komisyonu  Tesla'yı  resmen

uluslararası bilimsel bir birim olarak ilan edecek

ve  adının  farad,  volt,  amper,  ohm  gibi  tarihi




simgelerin yanına kazıyacaktı.

Uzayın  keşfi  hızlandıkça,  özellikle  ışın

silahları  ve  mikrodalga  konularında,  Tesla'ya

duyulan ilgi de gittikçe artacaktı. Özellikle iklim

kontrolü  ve  nükleer  füzyon  alanlarında  Tesla

adına  başlatılan  projeler  bilimsel  tartışmalara

konu  oluyordu.  Bu  araştırmalardan  bazıları

kendisi  gibi  yalnız  çalışan  bilim  insanlarının

çalışmaları,  bazıları  ise  devasa  bütçelerle

yürütülen çok gizli projelerdi.

Özellikle

Colorado'da

1899

yılında


gerçekleştirdiği

gizli


deneyler

bu


tip

çalışmaların

ilham

kaynağı


oluyordu.

Belgrat'taki  Tesla  Müzesi  tarafından  1978




yılında  İngilizce  olarak  yayınlanan  Colorado

Springs Notları uzun süreden beri beklenmekte

olan  bir  kitaptı  ama  burada  da  yanıtlanmamış

pek çok soru vardı.

Yazılarının Amerika'da  bulunamıyor  olması

hırsızlık,  ajanlık  gibi  komplo  teorilerinin  daha

çok  üretilmesine  neden  oluyordu.  Bilim

insanları,  Yugoslavya'da  basılan  Colorado

Notları'nda  çevrede  bulunabilen  belgelerden

söz


edilmemesini

şaşırtıcı

buluyorlardı.

Deneylerinin  önemi  ancak  bölük  pörçük

yazıların bir araya getirilmesi ile anlaşılacaktı.

1928  yılında  O'Neill,  tamamıyla  şans  eseri

olarak,

gazetede

bir

depo


tarafından


ödenmemiş

faturaları

karşılığında

Nikola


Tesla'ya  ait  altı  kutunun  satışa  çıkarılacağı

ilanını  okuyacaktı.  Bu  parçaların  korunması

gerektiğini  düşünerek  mucide  gidecek  ve

kutular  üzerinde  hak  iddia  edebilmek  için  izin

isteyecekti.

"Tesla yerinden zıplamıştı" diye anlatıyordu

sonradan,

"kendi


işlerini

halledebileceği

konusunda güvence vermişti... Ve bunları satın

almaktan  ya  da  herhangi  bir  şey  yapmaktan

men etmişti beni."

Mucit  öldükten  kısa  bir  süre  sonra  O'Neill,

Sava Kosanoviç'le bağlantı kurmuş, kutulardan

söz  etmiş,  korunmaları  gerektiğini  anlatmıştı.




Ancak  Kosanoviç'in  kutuları  alması  ve  içinde

neler


olduğunu

incelemesi

konusunda

sonradan  hiç  bir  şey  öğrenemeyecekti.

"Kutular konusunda endişelenmemem gerektiği

yönünde sürekli temin ediyordu beni."

Yazılarıyla  ilgilenen  başkaları  da  vardı.

Genç


bir

Amerikalı

savaş

mühendisi



çözemediği bazı balistik problemler konusunda

Tesla'ya  danışıyordu.  Daha  sonradan  mucitle

ilişkileri  daha  yakınlaşacak  ve  Tesla'nın

yazılarını  evine  götürüp  üzerinde  çalışma  ve

daha sonra geri getirme izni alabilecekti. Bu iş

Tesla'nın  ölümünden  iki  hafta  öncesine  kadar

sürecekti.



Tesla,  Almanya  ve  Rusya'dan  da  çalışma

teklifleri  almıştı.  Mucit  öldükten  sonra  bu

mühendis  Tesla'nın  çalışmalarının  düşman

eline  geçebileceği  endişesiyle  haber  alma

servislerini ve hükümet görevlilerini uyaracaktı.

Haber  Alma  Özgürlüğü  Yasası'nın  bana

sağladığı  olanaklarla  federal  ajanlardan  benim

aldığım  bilgilerde  de  Tesla'nın  malvarlığına  ne

olduğu  konusunda  bir  hayli  çelişkili  ifadelere

rastlanıyor.  Tesla  arkasında  binlerce  sayfa

yazı  bırakmıştı.  Ama  bunlarla  ne  yapılacağı

konusunda  bir  vasiyet  bırakmamıştı.  Bunlar  o

sırada  ikisi  Amerika'da  bulunan  kuzenleri  ve

yeğenleri tarafından alınmışlardı.




Tuhaf  bir  şekilde  FBI  bunları  mühürleyerek

Yabancı  Mülkleri  Bürosu'na  teslim  edecekti.

Ancak Tesla bir ABD vatandaşı olduğu için bu

durum biraz garip ve çelişkiliydi. Bir mahkeme

bildirisinden  sonra  bunlar  yeğeni  Büyükelçi

Kosanoviç'e teslim edilecekti.

Tesla'nın

yaşam


öyküsünü

yazmayı


planlayan

Sweezey'e

de

1963


yılında

Kosanoviç'in eski yardımcılarından birinden şu

mektubu alacaktı:

"1943 yılında... Tesla öldükten sonra Mr. K.

hemen Yabancı Mülkleri Bürosu'ndan Tesla'nın

mülküne,  yazılı  çalışmalarına  el  koyma  yetkisi

alacaktı...

bunların

hepsini

toplatacak,




paketlettirecek  ve  1952  yılında  Yugoslavya'ya

gönderilene

dek

saklanacağı



depoya

koydurtacaktı. Tüm masraflar Mr. K. tarafından

ödenmişti...  Bu  zaman  zarfında  Yabancı

Mülkleri Bürosu'ndan verilen kağıdı (lazım olur

düşüncesiyle) hep muhafaza ettim...

"Mr.  K.'nin  depodaki  görevlinin  kendisine

hükümet tarafından gönderilen kimi görevlilerin

bu  yazıların  mikrofilmlerini  çekmek  üzere

depoya  geldiğini  anlattığını  belki  siz  de

hatırlarsınız...

Yugoslavya'daki

müzede


açtığımızda  kasaları  birbirine  bağlayan  bir  dizi

kilidin,  ki  Mr.  K.  bunların  düzenlenmesini  en

sona

bırakmıştı,



yerlerinin

değiştiğini




görecektik.  Bu  arada  Mr.  K.,  Tesla'nın

yazılarının

başına

gelenler

konusunda

endişeleniyordu  ve  benim  de  tavsiyemle

Washington'da  Mr  Edgar  Hoover'la  bu  konuda

görüşecekti.  Mr  Hoveer  FBI'ın  bu  yazılarla

ilgilendiğini kesinlikle reddedecekti... "

Kosanoviç'in  yardımcısı  Tesla'nın  tüm

varını

yoğunu


anavatanına

bağışlamak

istediğini  yeğenine  söylediğini  iddia  ediyordu.

Tesla'nın  ölümünden  hemen  sonra  FBI  ajanı

Foxfort ile FBI'ın New York bürosu arasında bir

telgraf


trafiği

başlamıştı.

Ölünün

bulunmasından  bir  gün  sonra  ajan  Foxfort  şu



raporu hazırlayacaktı:


"Merhum  Nikola  Tesla'nın  araştırma  ve

deneyleri. Casusluk-Elektrik alanında dünyanın

önde gelen bilim insanlarından M. Nikola Tesla,

7  Ocak  1943  tarihinde  Hotel  New  Yorker'da

ölmüştür. Hayatı süresince telsiz enerji nakli ve

ölüm  ışını  olarak  bilinen  konular  üzerinde

araştırmalar  ve  deneyler  yürütmüştür.  X'ten

(isim  silinmiş)  alınan  bilgilere  dayanarak

Tesla'nın  deneylerini  ve  formüllerini  içeren

yazıların  saklanması  ya  da  yabancıların  eline

geçmesinin  engellenmesi  için  hiçbir  önlem

alınmamış...

ki

bu


Birleşmiş

Milletler'in

çalışmaları  açısından  istenmeyen  durumlar

yaratabilir... " (Buna karşın FBI'ya Başkan




Yardımcısı

Henry


Wallace

tarafından

hükümetin  bu  konu  ile  "ivedilikle  ilgilendiği"

bildirilecekti.)

"Sağlığında  Tesla'ya  yakın  olan  elektrik

mühendislerinden  Bloyce  Fitzgerald"  diye

sözlerine  devam  ediyordu  Foxfort,  "Sava

Kosanoviç, Kenneth Sweezey ve RCA müzesi

ve

laboratuvarı



sorumlularından

George


Clark'a  7  Ocak  1943'te  otele  gidilmesi  ve  bir

çilingir  tarafından  kasalarının  açılarak  değerli

belgelerin  alınması  tavsiyesinde  bulunmuş...

Son  bir  ay  içerisinde  Tesla,  Fitzgerald'a  telsiz

elektrik

nakli


konusundaki

çalışmalarının

tamamlandığını

ve


mükemmelleştirildiğini


bildirmiş.

"Fitzgerald  ayrıca  tarafımıza  Tesla'nın  şu

ana kadar hiçbir ülkenin üretemediği bir torpido

türü  geliştirdiğini  de  belirtmiştir.  Fitzgerald

tasarımın

hiçbir


ülkeye

sunulmadığına

inanmaktadır.

Tesla,


Fitzgerald'a

bu

tasarımların  teori,  çalışma,  formüller  ve



deneyler  halinde  belirli  bir  yerde  saklandığını

anlatmış. Fitzgerald ayrıca Tesla'nın kendisine

Governor  Clinton  Oteli'ndeki  bir  kasada

saklanan ve yapımı için on bin dolar harcadığı

bir  modelin  bulunduğundan  söz  ettiğini  ve

bunun  ölüm  ışını  ya  da  telsiz  elektrik  nakli  ile

ilgili  bir  tasarım  olduğuna  inandığını  da



bildirmiştir.

"Tesla,  eski  konuşmalarında  Fitzgerald'a

çeşitli  yerlerde  deneylerine  dair  açıklamaların

bulunduğu seksene yakın sandığının olduğunu

da anlatmış.

Büro,  New  York'taki  görevlilerin  bu  konuda

acilen harekete geçmesini önermektedir."

Yabancı  Mülkleri  Ofisi'ne  ölümünden  sonra

Tesla'nın  odasına  vasiyetini  bulmak  için

girdiklerini  söyleyen  Kosanoviç,  Sweezey'nin,

kasa

açıldıktan



sonra

yetmiş


beşinci

yaşdönümü  için  kendisine  gönderilen  tebrikleri

içeren  bir  kitabı,  kendisinin  de  üç  fotoğrafını



aldığını  bildirecekti.  Hotel  New  Yorker'ın

yöneticisine  ve  Kosanoviç'e  göre  başka  hiçbir

şeye  dokunulmamıştı.  Daha  sonra  da  kasa

yeni  bir  kilitle  güvence  altına  alınmış  ve

anahtarı da Kosanoviç tarafından alıkonmuştu.

Büro'nun buna nasıl izin verebildiği bile ayrı bir

merak  konusu.  Kosanoviç  daha  sonradan

Edison


Madalyası'nın

bulunamadığını

bildirecekti.  Tesla'nın  önem  verdiği  bazı

belgeler  şu  anda  Belgrat'taki  müzede  koruma

altındadır,  ancak  bunların  ne  kadar  eksiksiz

olduğu  bilinememektedir.  FBI  New  York

Bürosu  Kosanoviç'in  gözaltına  alınmasına  ve

kaybolduğu  iddia  edilen  kağıtlar  konusunda

sorguya  çekilmesini  önermeye  kadar  işi



vardıracaktı.  Mirasa  bakan  mahkemeden  bir

FBI  ajanı  eşlik  etmeksizin  hiç  kimsenin  odaya

girmemesi kararı çıkacaktı.

Yugoslav  büyükelçisini  sorguya  çekme

fikrinden hemen vazgeçildi. Kısa bir süre sonra

da  Washington'dan  ilginç  bir  karar  gelecek  ve

konunun  Yabancı  Mülkleri  Bürosu  tarafından

takip  edildiği  kabul  edilerek  FBI  işten

çekilecekti.

Daha  sonra  Savuna  Bakanlığı  Araştırma

Geliştirme  Bölümü'nde  görevli  mühendislerden

Dr.  John  Trump,  Tesla'nın  bilimsel  yazılarının

niteliğini  saptamak  üzere  görevlendirilecekti.

Dr.  Trump  mucidin  sadece  son  on  yılı




kapsayan

çalışmalarının

incelendiğini

duyuracaktı.  Hatırlanacağı  gibi,  Tesla'nın

bilimsel  şöhreti  bu  süre  içerisinde  bir  hayli

yıpranmıştı  ve  radyo,  robot,  alternatif  akım

alanlarındaki

iddiaları

da

yalanlanmak



isteniyordu. Dr. Trump meşgul bir kimseydi ve

FBI  gibi  o  da  bu  casusluk  işleri  ile  vakit

kaybetmek istemiyordu.

"İncelemelerimin  sonunda  vardığım  sonuç"

başlığı  altında  verdiği  raporunda  Dr.  Trump

şöyle  diyordu:  "Tesla'nın  notları  arasında

ülkenin  güvenliğini  ilgilendirebilecek  nitelikte

bilimsel

çalışmalara

rastlanmamıştır.

Bu

nedenle  mülkünün  askeri  ya  da  teknik




sebeplerle  nezaret  altına  alınmasının  gerekli

olmadığını düşünmekteyim.

"Kayıtlara  geçirmeniz  için  son  dönemini

kapsayan

çalışmalarından

bazı


örnekleri

tarafınıza göndermekteyim. Ancak bu, yüzyılın

dönümünde  ülkemize  yeni  bir  çığır  açan  bu

bilim insanı ve mucidin küçümsendiği anlamına

gelmemelidir.  Yalnız  hayatının  son  on  beş

yılında  daha  spekülatif  konulara  eğilmeye

başlamış,  zaman  zaman  telsiz  enerji  nakli

konusunda  fikir  bildirmiş  ancak  bu  konuda  da

somut çalışmalar yürütmemiştir."

Çok  sonraları  meslektaşlarından  birine

yazdığı  bir  mektupta  Tesla'nın  Governor



Clinton  Oteli'ndeki  kutunun  içindeki  "aygıtla"  -

muhtemelen  bu  Tesla'nın  mektuplarını  taşıyan

postacının  hatırladığı  kutunun  aynısıydı-  ilgili

şunları anlatacaktı:

"Tesla  kutunun  içinde  gizli  bir  silah

olduğunu ve yetkisi olmayan bir kişi tarafından

açıldığı takdirde infilak edeceğini söylemiş otel

yönetimine.  Kutunun  açılacağını  duyunca

hemen  orayı  terk  ettiler.  Bana  açma  yetkisini

veren FBI ajanları da pek yakınlarda bulunmak

istemiyorlardı.

İçindeki şey kahverengi bir kağıda sarılmış

ve  bir  telle  tutturulmuştu.  Biraz  tereddüt

etmedim değil. Dışarıda güzel bir hava vardı ve




ben  de  neden  sanki  dışarıda  değilim  diye

düşünüyordum."

Paketi  eline  alacak  ve  cesaretini  toplayıp

çakısıyla  teli  kesecekti.  Paketin  içinde  pirinç

kaplı  iyice  cilalanmış  bir  sandık  vardı.  Bir

menteşeyi  daha  sökebilecek  kadar  cesaret

toplaması gerekiyordu şimdi.

Sandığın  içinde  yüzyılın  başından  beri

laboratuvarlarda  kullanılmakta  olan  bir  direnç

kutusu vardı!

Acaba

Tesla'nın



otel

personelini

ve

yönetimini bu şekilde korkutmak için ne gibi bir



nedeni  vardı?  Belki  de  otel  faturalarının


arkasından  ödenmesine  o  derece  alışmıştı  ki

(otellerin  kendisini  konuk  etmekten  onur

duyduklarına

ve


bu

nedenle


fatura

göndermediklerine

inanıyordu)

Governor


Clinton  yönetimi  kendisinden  400  dolar  talep

edince kendisini hakarete uğramış hissetmişti.

FBI  Tesla  dosyasını  1943'de  kapatmıştı

ama  dosya  sonsuza  dek  kapalı  kalacağa  hiç

benzemiyordu.  Nitekim  1957  yılında  bir

araştırmacı,  gazetelerde  "uçan  tabaklar  ve

gezegenler  arası  şeyler"  gördüklerini  iddia

ettiklerinden  ve  mucidin  adını  ve  ününü

sömürdüklerinden

yakınacaktı.

Bazıları

Tesla'nın  mühendislerinin  mucidin  ölümünden




sonra  bir  'Tesla  seti'ni  tamamladıklarını  ve

1950'den  beri  gezegenler  arası  iletişime

geçtiklerini, uzay gemileriyle yakın

ilişkiler  içinde  olduklarını  iddia  ediyorlardı.

FBI  bir  kez  daha  yapılabilecek  bir  şey

olmadığına

karar

verecek


ve

dosyayı


kapatacaktı.

Sweezey  zaten  baştan  beri  bu  "gizli  silah"

masallarına inanmıyordu. Bir röportajda şunları

söylemişti:  "Tesla  bir  münzevi  idi  ve  hayatının

son

yıllarında



gizemli

konular


üzerinde

konuşmaktan  çok  zevk  alıyordu.  Onun  fikirleri

üzerinden  onlarca  efsane  yaratıldığına  ama

olaya günün şartları ışığında hiç bakılmadığına




inanıyorum."

Hayatının son yirmi yılında mucide oldukça

yakın  olduğunu  anlatıyordu:  "Tesla'nın  dehası

yüzyılın  dönümünden  on  iki  yıl  kadar  önce

parlamaya  başlamış  ama  kendisi  geleceği

müjdeleyen  fikirlerini  pratiğe  geçirecek  imkana

hiçbir zaman kavuşamamıştı ."

Belki de ama 1945 ile 1947 yılları arasında

Ohio'daki Havacılık Servisi ile Washington'daki

Askeri Servis ve Nikola Tesla'nın dosyalarının

saklandığı  Yabancı  Mülkleri  Bürosu  arasında

ilgi  çekici  bir  mektup  ve  bilgi  alışverişinin

yaşandığı da bir gerçekti.



21 Ağustos 1945 tarihinde Havacılık Servisi

Washington'daki  Askeri  Servisten  er  Bloyce

Fitzgerald'ın

Yabancı


Mülkleri

Bürosu'na

giderek  "düşmanın  eline  geçmesi  tehlikeli

olabilecek  belgeleri  ayıklaması"  için  izin

istemişti.

4

Eylül



1945

tarihinde

Ekipman

Laboratuvarı

sorumlusu

Albay


Holliday,

Fitzgerald'dan  "Ulusal  savunma  projeleri  ile

eşgüdümlü kullanılmak" amacıyla Dr. Trump'ın

örnek  olarak  gönderdiği  araştırmaların  tüm

kopyalarını  isteyecekti.  Bunlar  makul  bir

zaman içerisinde geri gönderileceklerdi.

Bu  askeri  servislerin  ve  FBI'ın  Tesla'nın



çalışmaları  için  Büro'ya  son  başvurulan

olacaktı.  Albay  Holliday'e  kopyaların  gerekli

yerlere  ulaştırıldığı  ve  istenildiği  şekilde

değerlendirildiği bildirilecek ve geri gönderilmesi

istenecekti.  Ama  dosyalar  hiçbir  zaman  geri

gönderilmeyecekti.

Bunlar asıl kopyalardı. Ne Yabancı Mülkleri

Bürosu'nda,  ne  askeri  servislerde,  ne  de

federal  arşivlerde  bu  dosyaların  sayısı  ve

içerikleri  konusunda  tek  bir  bilgiye  dahi

rastlanamayacaktı daha sonra.

Yıllar


boyunca

Tesla'nın

patentleri

alınmamış  bu  icat  ya  da  fikirlerinin,  sadece

ABD  Hava  Kuvvetleri'nin  değil,  Rusya'nın  ve



özel  silah  şirketlerinin  de  eline  geçtiğine  dair

dedikodular  üzerinde  konuşuldu.  En  sonunda

ışın

silahları



ile

ilgilenen

üniversite

laboratuvarları da işin içine gireceklerdi.

Yabancı

Mülkleri

Bürosu

Tesla'nın

çalışmaları ile olan ilişkilerini açıklamakta yıllar

yılı büyük zorluklar yaşayacaktı. 1948 ile 1978

yılları  arasında  araştırmacılara  çeşitli  yanıtlar

verilecekti bu konuda:

"Nikola  Tesla'ya  ait  eşyaların  araştırılması

sonucunda  dışarı  verilen  ya  da  halen  büronun

yetkisi  altında  olan  bir  parçaya  dair  hiçbir

kayıta rastlanmamıştır...




"Bu

büro...Nikola

Tesla'ya

ait


hiçbir

eşyayı...nezareti altına almamıştır...

"Tesla'ya

ait


yazılar

gözetimimiz

altındayken...

"1943


yılında

Tesla'ya

ait

belgeler


büromuzca mühürlenmiştir...

"Belgelerin  foto  statik  kopyaları  mühür

altında alınmıştır..." vs.

Tesla'nın birçok çalışmasını içeren yazıları

1952 yılında Amerika'dan Yugoslavya'ya doğru

yola çıkacaktı. Ve arşiv görevlisinin de belirttiği

gibi,  önemsiz  olanları  dışında,  Tesla'nın  tüm

çalışmaları Sırpça ve Hırvatça'ya çevrilecekti.





Miras

Tesla'nın  araştırma  notlarına  ve  yazılarına

ulaşmak  Batılı  bilim  insanları  için  güçleştiyse

de bu durum, tabii ki Tesla tarzı araştırmaların

bittiği  anlamına  gelmiyordu.  Tam  tersine  bu

belirsizliğin  yarattığı  gizemli  hava  pek  çok

araştırmacıyı mucidin deneylerini tekrarlamaya

yöneltiyordu.  Ve  tutkularının  çerçevesinin

genişliği  eninde  sonunda  başarılı  bir  sonuca

ulaşılmasını  olanaklı  kılıyordu.  Ama  Tesla'nın




izinden  yürüyenlere  verdiği  en  büyük  ilham

yine  kendi  hayatı  olmuştu.  Mucide  hayranlık

besleyen  Alman  bir  yazarın  da  belirttiği  gibi:

"Tesla,


geleceğe

dair


kehanetlerde

bulunabilmek  için  bilimin  sınırlarını  hiçe

sayan...yıldızlara  uzanmaya  çalışan  modern

bir Prometheus" idi.

Tesla'dan ilham alan çalışmaların bir özetini

vermek  bu  kitabın  sınırlarını  fazlasıyla  aşar.

Ama  yine  de  bunlara  değinmeden  hayatının

anlatılmasının  eksik  kalacağını  düşündük.

Kayıtlar,  tahmin  edileceği  üzere,  karmaşık  ve

tamamlanmamış

olacaktır;

buna


karşın

etkileyicili olmaktan kesinlikle uzak değildir.




Tesla'nın

küresel


yıldırım

ile


ilgili

deneylerinden

başlayalım:

Colorado


Springs'deki  araştırmalarında  yıldırım  topuna

ilk


şahit

oluşunda

bunun

ne


işe

yarayabileceğini  tahmin  edememişti;  onun  için

bu  baş  belasından  başka  bir  şey  değildi  ama

bir  açıklamayı  da  hak  ediyordu.  Böylece

yıldırım

toplarının

yapılarını

incelemeye

başlayacak  ve  yapay  küresel  yıldırımlar

üretebilmeyi  başaracaktı.  İlginç  olanı  modern

laboratuvarlarda  onun  ürettiği  yıldırım  topları

kadar  mükemmel  küreselliğe  sahip  olanları  bir

daha  üretilemeyecekti.  Peki  bu  sorunu  ilgi

çekici  kılan  şey  nedir?  Tabii  ki  en  başta

bilinemez oluşu. Ama ikinci neden uluslar arası



nükleer  füzyon  -muhtemelen  tarihteki  en  güçlü

enerji  kaynağı-  elde  etme  yarışında  önemli

ipuçları  içermesidir.  Bu  konuda  çalışan  bilim

insanlarından  bazıları  ünlü  Rus  fizikçi  Peter

Kapitza,

SRI


International

radyo


fizik

laboratuvarından  Lambert  Dolphin,  Brigham

Young  Üniversitesi'nden  Robert  Bass  ve

Robert Golka'dır.

Wendover  Utah'daki ABD  Hava  Kuvvetleri

Araştırma  Sahası'nın  en  büyük  hangarından

zaman zaman Golka elektriği olarak anılan çok

parlak  ışıklar  yayılır  çevreye.  Burada  çok  sıkı

güvenlik

önlemleri

altında

Hiroşima'ya

atılan  atom  bombasını  taşıyacak  olan  Enola



Gay adlı uçağın donanımı tamamlanacaktı.

Golka,  Yugoslavya'daki  Tesla  müzesini

yayınlanmamış notlarını incelemek amacıyla iki

kez  ziyaret  edecek  ve  hangarında  Tesla'nın

manyetik  vericisi  üzerine  yoğun  bir  araştırma

yürütecekti.

"Tesla o zamanlar kurduğu donanımla bizim

bugün olduğumuzdan daha ileri bir noktadaydı"

diyor  Golka.  "Veriler  kaybolmuş.  Bunu  nasıl

başarabildiğini

bilemiyoruz.

Bazılarını

günlüklerinde  not  almış  ama  çoğunu  kafasının

içinde saklamış."

Golka  "Tesla  Projesi"  kapsamında  22



milyon  volta  kadar  enerji  boşaltabilen  bir

manyetik  verici  üretebilecekti;  bu,  ustanın

Colorado Springs'te ürettiğinin iki misliydi.

Yıldırım  topunun  füzyon  araştırmaları  ile

kesiştiği nokta sıkıştırılmış plazma problemiydi.

Deneysel  füzyon  çalışmalarının  çoğunda

izotopik  hidrojen  gazları  helyum  çekirdeği

oluşana  kadar  hızlandırılıyor  ve  ısıtılıyor,

serbest  kalıyor  ve  bu  süreçte  de  yüksek

miktarda  enerji  açığa  çıkıyordu.  Bu  işlem

sırasında  hidrojen  yüksek  oranda  kinetik  ve

termal  enerji  ile  yüklenirken  tam  anlamıyla

plazma  görünümünü  alan  maddesel  bir  hale

dönüşüyordu.  Füzyon  oluşmadan  önce  ise




plazmanın kontrol altında tutulmasına, bir çeşit

elektromanyetik

"şişe"

içine


alınmasına

çalışılıyordu.

En  güçlü  geometrik  şekil  küre  olduğundan,

Golka,  hareketli  kitlenin  zapt  edilmesi  için  en

uygun  ortamın  küresel  yıldırım  olduğunu

düşünüyordu.  Yıldırım  topunu  "bir  greyfurt

büyüklüğünde çeşitli renklerle parıldayan ve iç

içe  geçmiş  pozitif  ve  negatif  alternatif  yüklü

tabakalarıyla  bir  soğanı  andıran  bir  oluşum"

olarak


tanımlıyordu.

Binaların

içinden

zıplayarak  geçebilir,  suyun  içine  girip  onu

kaynatabilirdi.  Ve  bazen  de,  Utah'da  olduğu

gibi, en gelişmiş elektronik ekipmanları havaya




uçurabilirdi.

1978


yazında,

CO-2


lazer

ışınlarının  kullanılması  ile  en  sonunda  küresel

yıldırımın bir türevi olduğuna inandığı "boncuk"

yıldırımı  yaratabilmeyi  başarmış  ve  ard  arda

fotoğraflarını çekmişti.

Daha  sonra  ABD  Enerji  Departmanı'ndan,

beş  lazer  ışını  ile  üreteceği  termonükleer

füzyonun uygulamaya konmasında kullanacağı

pirosfer adını verdiği bir aygıt için proje desteği

talep


edecekti.

"Ateştopu

Füzyon

Reaktörü"nde  sadece  radyoaktif  olmayan



helyum  üretilecek  ve  bir  milyar  derecenin

üzerinde ısılara ulaşılabilecekti.

Ayrıca  Hava  Kuvvetleri'ne  yine  Tesla'nın



fikirlerinden biri ile -bir tür yüklü parçacık ışını-

başvuracaktı.  Bu  model  de  lazer  teknolojisi

kullanılacak  şekilde  tasarlanmıştı.  Bu  ışınların

menzilinin 6 bin mile ulaşabileceğine ve ICBM-

tipi

füzeleri



havada

yok


edebileceğine

inanıyordu.  Kendi  birleşik  bobinlerinin  üç  katı

büyüklüğünde  bir  Tesla  bobini  ile  200  milyon

volt  elektrik  enerjisi  elde  edilebileceğini

düşünüyordu.

Ama  o  da  Tesla  gibi  yalnız  çalışmanın

sorunlarını

yaşamaya

başlayacaktı.

"Kuruluşlar

için

çalışmaya



başladığımda

çevreme duvarlar örülüyor" diyordu.

Çalışması gelişmiş donanımla ulaşabileceği



noktanın  sınırına  dayanmıştı  ve  yüksek

miktarlarda

yatırıma

ihtiyaç


duyuyordu.

Nükleer  füzyon  yarışındaki  rakipleri  yüksek

bütçeli  özel  kuruluşlar  ve  devlet  destekli

üniversitelerdi, ki bu sonuncuların bütçelerinde

kısıtlanmaya  gidildiği  dahi  oluyordu.  Onlar  da

lazer teknolojisi ile haşır neşir olmuşlardı. Gerçi

Golka  kendi  kullandığı  teknolojinin  özel  ve

eşsiz  olduğunu  öne  sürüyordu.  Tesla'nın

küresel  yıldırım  çalışmaları  üzerine  eğilen  tek

bilim  insanı  Golka  değildi  ama  bu  konuya

kendisini  en  çok  adayanlar  arasında  şüphesiz

ilk onun adını anmak gerekir.

Manyetizma  ve  maddenin  çok  düşük



ısılarda  davranışı  konularındaki  çalışmaları  ile

1978  Nobel  Fizik  Ödülü'ne  layık  görülenlerden

biri  olmaya  hak  kazanan  Rus  Kapitza  da

çalışmalarında

Tesla'nın

katkısını

yadsımayanlardan.  "Çok  yüksek  frekanslarda

titreşimlerin yaratılması ve bunların doğru akım

elektrik  enerjisine  dönüştürülmesi  elektrik

enerjisi  naklinde  karşılaşılan  problemlere  olası

çözümler  sunuyor"  diyordu.  "Bu  nakil  elbette

halen


kullanılmakta

olanlarla

benzerlikler

sergileyecektir,  ancak  bu  defa  dalga  yolunun

kullanılması  yerine  ancak  çok  düşük  dalga

boylarında  sapma  yaptığı  bilinen  yüksek

yönelimli  ışınlar  kullanılacaktır.  Bu  tip  bir

mekanizma kurulması fikri ilk olarak yıllar önce




N.  Tesla'nın  aklına  gelmişti.  Ancak  prensipte

olanaklı olsa da, gerekli tertibatın kurulması için

yüksek  mühendislik  bilgisine  ve  bu  bilginin

uygulamalarına gerek vardı. Bu ise ancak diğer

enerji

nakil


sistemlerinin

bugünkü


uygulamasıyla

mümkün


olabilecekti.

Bu

sayede enerji naklinde yeni ihtiyaçlara, örneğin



uydulara

enerji


nakledilebilmesine

cevap


verecek yeni bir sistem kurulabilecektir."

Uzay  çağına  önde  girme  yarışı  sürerken

telsiz  enerji  nakli  konusunda  ABD  de  geri

kalmak  istemeyecekti  elbette.  California'nın

Barstow

Çölü


yakınlarındaki

jet


motor

laboratuvarlarında  mikro  dalga  enerji  nakli




konusunda çalışmakta olan Richaıd Dickinson

da Tesla'nın çalışma ve kehanetlerinden ilham

alanlardan  birisiydi.  Gerçekten  de  uydularda

güneş enerjisi ile elde edilen elektrik enerjisinin

mikro  dalga  transfer  yolu  ile  dünyaya

nakledilmesi  fikri  ancak  büyük  ustaya  ithaf

edilebilecek bir romantizm, cesaret ve mali yük

içeriyor.

Raytheon  Company'den  William  C.  Brown

da  mikro  dalga  teknolojisinde  kullanılan

rektenayı  geliştirirken  Tesla'nın  öncülüğünü

yaptığı radyo yayınları ve telsiz enerji naklinde

radyo  dalgalarıyla  elektrik  gönderme  fikrinden

yararlanmıştı.




Teorik  olarak  New  York  büyüklüğünde  bir

şehir,


dünyanın

çevresinde

dünya

ile


eşzamanlı olarak dönen bir uydunun 22.300 mil

yükseklikten  sağlayacağı  beş  milyon  wattlık

elektrik  enerjisi  ile  bir  kış  gününü  geçirebilir.

Ancak  pratik  olarak  bu  uyduların  inşası

milyarlarca  dolara  mal  olacak  ve  savaş

zamanlarında  düşman  uydularının  saldırılarına

açık olacaktır.

Tesla'nın  Wardenclyffe'deki  laboratuvarına

oldukça yakın bir bölgede kurulan Brookhaven

Ulusal


Laboratuvarı

da


yüksek

enerji


çalışmaları

ile


mucidin

atölyesinde

gerçekleştirilen  çalışmalar  arasında  yakınlık



görmektedir.  1976  yılında  düzenlenen  bir

törenle Tesla anılmış, Yugoslavya hükümeti de

Wardenclyffe

laboratuvarına

yerleştirilmek

üzere bir plaket göndermişti.

Hidroelektrik  enerjisi  üretimi  konusunda  bir

hayli zengin olan Kanada da Tesla'nın çalışma

ve  fikirleri  ile  yakından  ilgilenen  ülkelerden

biriydi.  Tesla'nın  enerji  nakli  projesi  -hayata

geçirebildiği  takdirde-  elektrik  ulaştırılamayan

bölgeler için tam anlamıyla bir nimet olacaktı.

Ama  gerçekten  işe  yarayacak  mıydı  bu

proje?  Kanada'da  Minesota'da  ve  yakın  bir

tarihte  Güney  Kaliforniya'da  topraktan  telsiz

enerji


nakledilen

birkaç


projeye

işlerlik



kazandırılmış ve Tesla'nın sistemi uygulanarak

gerekli


bölgelere

enerji


nakledilebilmesi

sağlanmıştır.

ABD

Enerji


Departmanı'na

Tesla'nın  sistemine  dayalı  projelere  ödenek

ayrılması

için


sık

sık


başvurularda

bulunulmaktadır.

Ancak  sistemin  Tesla  tarafından  hayata

geçirilip  geçirilemediğine  dair  hiçbir  kanıt

bulunmamaktadır  elimizde.  Tesla'ya  göre,

toprak,  değerleri  özenle  belirlenmiş  dalga

boyları  ile  sabit  bir  dalga  konumu  yaratmak

üzere  yüklenmeliydi.  Tesla,  yayılma  yolunun

bir

çemberin



çapına

uygun


ilerlediğine

inanmaktaydı.

Ama

1899


yılından

beri



kaydedilen  gelişmeler  gösteriyor  ki  yayılma

yolu  bir  çap  boyunca  değil  çap  ile  küresel

yüzey  arasındaki  eliptik  bir  yolu  takip  ederek

yayılmaktadır.

Dalga yayılımının ana özelliklerinden biri de

dalga  sabit  kaldığı  sürece  herhangi  bir  enerji

nakli  olmadığıdır;  enerji  yalnızca  hareket

halinde


olan

bir


bileşkenle

birlikte


nakledilebilmektedir. Sınır tabaka yayılımı, yani

iki  farklı  kitlenin  (toprak  ile  gök  gibi)  sınırında

kayıpsız

dalga


yayılım

biçimi,


fikri

uygulanabilirliğini korumaktadır. Bununla birlikte

sınır  düzleminin  düzgün  ve  dalgaların  da

düzgün  bir  şekilde  harekete  geçirilmiş  olması




gerekmektedir.

Tesla'nın

uyguladığı

frekanslarda  yayıcı  ekipmanın  devasa  bir

yapıda

olması


gerekiyordu.

Colorado


Springs'de

çekilmiş

fotoğraflardan

anlaşılmaktadır  ki  kullanmakta  olduğu  cihazlar

bu  tip  dalgaların  yayılması  için  uygun  yapıda

değillerdi.

Tesla,  muhtemelen  Colorado  Springs'de

doğuya  doğru  kendisinden  uzaklaşan  ve

göstergelerinde  uç  etkiler  yaratan  yıldırım

fırtınası hakkında da yanılmıştı.

Bu  durumu  hareket  halindeki  yıldırım

fırtınasının  toprakta  durağan  dalgalanmalar

yaratması

olarak


yorumlamıştı.

Bugün



istasyonunun  doğusunda  yer  alan  dağların

yüzeyinin yarattığı yeniden yayılma etkisi ile bu

duruma  şahit  olduğuna  inanılmaktadır.  Bu

olayın  göstergeleri  üzerindeki  etkisi  aynı

şekilde olacaktı.

Tesla'nın  çalışmaları  hakkında  dolaşan

söylentiler  arasında  en  ilgi  çekici  olanlarından

biri  de  Rusya'nın  mucidin  hava  durumu

kontrolü  fikrini  uygulayarak  istediği  hava

şartlarını

yaratabilmesi,

jetlerin

hava

boşluklarına  düşmesine  neden  olması  vs.



vardı.  Gerçekten  de  Tesla  hava  durumunun

kontrolü hakkında pek çok teori atmıştı ortaya

ama hiçbir deney gerçekleştirememişti.



Örneğin  radyo  kontrollü  özel  yapım

füzelerin  kasırgalar  yaratmak  ve  "özel  bir  tip

yıldırım"

kullanılması

ile

yağmurların



tetiklenebileceğinden  bahsetmişti.  Bu  konuda

uzun  matematiksel  formüller  geliştirmekten  de

geri kalmamıştı.

Mucidin  fikirlerinin  modern  bilim  üzerinde

yarattığı  etki  ise  daha  çok  hava  durumunun

değiştirilmesinden

öte

kavramlarda



yoğunlaşıyor.  Stanford  Üniversitesi  Radyo

Bilimi Laboratuvar'ından Dr. Robert Helliwell ve

John Katsufrakis Antartika'da kurulan 20 km'lik

bir  anten  ve  5  kHz'lik  bir  verici  ile  dünyanın

manyetosferinin

yüksek


enerji

yüklü



parçacıkların  atmosfere  taşması  sağlanacak

şekilde  modüle  edilebileceğini  ve  sinyallerin

kesilerek  ya  da  etkinleştirilerek  enerji  akışının

kontrol edilebileceğini bulmuşlardı.

Peki, Tesla'nın öldürücü/parçalayıcı ışınları

hakkında  neler  söylenebilir?  Bu  fikir  bir

gerçeklik

payı


taşıyor

muydu?


Eğer

söylentilere  kulak  asar  ve  ABD  Hava

Kuvvetleri  araştırma  ekibinin  bu  fikirleri

üzerinde  durmaya  değer  bulduğuna  ve  "Proje

Nick"

adında


'top-secret'

bir


çalışma

yürüttüklerine inanırsak, Tesla'nın bu konudaki

yazılarının  yok  olup  gitmediğine  ve  özenle

korunduklarına da inanmamız gerekecek.




Yirmi  yıl  boyunca  Tesla'nın  çalışmaları  ve

yıldırım  topu  araştırmaları  üzerine  çalışmış  ve

şimdi

SRİ


International

Radyo


Fizik

Laboratuvarı  asistan  direktörü  olan  Lambert

Dolphin  de  bu  konuda  Dr.  Trump'ın  ve

Sweezey'nin  değerlendirmelerine  katılmakta.

Hem  fizik,  hem  de  elektrik  mühendisliği

alanındaki  bilgi  dağarcığının  1930'lardan  bu

yana  inanılmaz  bir  şekilde  geliştiğine  işaret

ediyor.


"Kütüphanelerde Tesla'nın zamanından beri

teorilerin  ve  deneylerin  ne  şekilde  geliştiğini

görebilirsiniz.

Elektrik,

manyetizma,

elektromanyetik

teori

ve


radyo

iletişimi




konularındaki

matematiksel

ve

pratik


anlayışımız  1950'lerden  beri,  hatta  belki  de

1970'lerden  beri  demeliyim,  çok  büyük  bir

değişim  geçirdi.  Tesla'nın  lazerler  ya  da

yüksek enerji yüklü parçacıklar ile ultra-yüksek

voltaj fenomeni konusunda geleceği gördüğünü

kabul  edebiliriz.  Bugün  ancak  bilim  geliştikçe

hayatının

son


dönemlerindeki

sıra


dışı

iddialarını değerlendirebiliyoruz."

Gerçekten  de  elimizde  Tesla'nın  lazeri

öngörebildiğine dair yeterli kanıt yok. "Tele-güç

ışınları"  kavramının  yüksek  enerji  yüklü

parçacıklarla

ilgili

çağrışımlar

içerdiğini

söyleyebiliriz.  Dolphin'e  göre  Tesla'nın  bunu




nasıl  uygulamaya  geçirdiğini  bilemiyoruz,

ancak  görünen  o  ki  Tesla'nın  kendisi  de

bunların  havadaki  atomlar  ve  moleküller

tarafından  ne  derece  emilebildiğinin  ya  da

yayılabildiğinin  farkında  değildi.  "Ne  olursa

olsun,


Tesla'nın

niyetini

tam

olarak


anlayabilseydik

bile,


günümüz

bilimi


çerçevesinde

bunları


uygulamaya

geçiremezdik, zira çalışmaları büyük bir gizlilik

içinde korunuyor" diyor Dolphin.

Bununla birlikte Tesla'nın yüklü parçacıkları

hızlandırmak  için  yüksek  voltajlar  kullanması

bugün


de

fizikçilerin

temel

araştırma



konularından  birini  oluşturuyor.  "Bu  alanda"


diye  ekliyor  Dolphin,  "modern  doğrusal  ve

dairesel  nükleer  hızlandırıcıları  öngörebildiğim

söyleyebiliriz. Bu tip makineler bugün Tesla'nın

elde  edebildiği  en  yüksek  voltajların  bin  katı

büyüklükte elektron volt ile çalıştırılmaktadır.

"Manyetik

vericilerinin

olağanüstü

olduğundan eminim... Muhtemelen bizim bugün

plazmalar  dediğimiz  ilginç  arklar  ve  kıvılcımlar

üretebilmekteydi.

Plazmaların  muhafaza  edilmesi  konusu

modern  fiziğin  geniş  bir  alanını  oluşturuyor.

Örneğin... küçük bir kütlenin büyük bir titizlikle

kontrol  edilen  plazmalar  ile  uçsuz  bucaksız

elektrik  enerjilerine  dönüştürülmesi  konusunda




birçok  araştırma  yapılmakta."  Ve  sözlerini

Tesla'nın keşiflerinin ve icatlarının dahiyane ve

zamanının  ötesinde  olduğunu  söyleyerek

bitiriyor.

Bu  kitap  baskıya  girerken  Pentagon  "uzay

gemileri"  tarafından  ateşlenecek  lazer  ve

parçacık-ışını  toplan  üzerinde  yeni  bir  silahlı

kuvvetler  teknolojisi  geliştirme  çalışmalarına

başlamaktaydı.  Tesla'nınkilere  benzer  bir

bilimkurgu  dili  ile  Savunma  Bakanlığı'na

sunulan

bir


raporda,

böyle


bir

silahın


geliştirildiği  açıkça  belirtilmese  de,  parçacık

ışınları

"yönlendirilmiş

yıldırımlar"

ile

karşılaştırılıyor.




Işın  silahları  teknolojisinde  bugün  varılmış

olan  nokta  konusunda  fikir  yürütmek  bir  hayli

zor, zira araştırma çalışmaları büyük bir gizlilik

içinde  yürütülüyor.  Bu  arada  diğer  ülkelerin  bu

konuda yürüttüğü çalışmalar da federal ajanlar

tarafından  dikkatle  izleniyor.  1947'de  Askeri

İstihbarat  Servisi'nin  Tesla'nın  çalışmaları

üzerinde yürüttüğü fikir gibi, bu konunun "hayati

bir önem taşıdığı" düşünülüyor.

Hayatının  son  yıllarında  bir  laboratuvara

sahip  olma  şansından  mahrum  kaldığı  için

Tesla  fikirlerini  uygulayabilecek  bir  ortam  da

yaratamamıştı  kendisine.  Ama  kabul  etmek

gerekir  ki,  bizim  bugün  Uzay  Çağı  silahları  ve




teknolojisi  adını  verdiğimiz  konuyu  o  yarım

yüzyıl  önce  tanımlamaya  başlamıştı.  Ve  bir

pasifist  olan  Tesla,  bu  teknolojinin  gezegenler

arası  savaşlarda  değil,  varlıklarından  emin

olduğu

uzaydaki

komşularımızla

iletişim


kurmak için kullanılacağını umut ediyordu.


Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin