Gazиantep Цnиversиtesи Fen Edebиyat Fakцltesи Bиyolojи Bюlцmц 27310
**
Эазиантеп Ъевре ве Орман Ил Мцдцрлцэц
223
hastalıkların giderilmesi amacıyla binlerce yıldan beri tıbbi
bitkilerin resimlerini mağara duvarlarına, tabletlere işlemişlerdir.
Türkiye‟nin hemen her bölgesinde özellikle yenilen
bitkilerle ilgili bilgi anadan kıza kuşaklar boyu aktarıla
gelmiştir. Yenilebilir otları toplamak, yıkamak, kimilerini
yenebilir hale getirmek üzere pişirmek yada kurutup kışa
hazırlamak genellikle kadınların bilgi birikimi içindedir. Yem
bitkileri ve hayvanları zehirleme potansiyeli olan bitkilerde
çobanların, hayvancılık yapan köylülerin yüzyıllar boyu
kuşaktan kuşağa aktardıkları bilgilerdir. Ekonomik yönden
önem taşıyan bitkiler dışında etnobotanik çalışmalar ülkemizde
az sayıda yapılmaktadır (23).
Bazı
etnobotanik
bilgiler
henüz
yazılı
kayıtlara
geçirilmediğinden onların saptanıp kayda geçirilmesi büyük
önem taşımaktadır. Bu noktada ülkemizde yapılan bu
etnobotanik
çalışmaların çoğunda kullanılan bitkilerin
etnobotanik özellikleri ve yöresel isimlerinin belirlenmesi
konularında çalışmalar yapılmaktadır.
Bitkilerden yüzyıllardır istifade edilmektedir, Hititlerin
başkenti Boğazköy‟de yapılan arkeolojik kazılarda o devirde
kullanılan tabletlerde bugün belirlenen ve ilaç olarak kullanılan pek
çok bitki hakkında bilgiler bulunmaktadır. Örneğin; meyan kökü,
Adamotu, Badem, Banotu, Defne, hardal, mazı, mersin, sarımsak,
üzerlik, haşhaş bunlardandır (19).
İnsanlar çevresindeki bitkileri kullanarak yakalandıkları
hastalıklara çare aramışlardır. Faydalı gördükleri bitkileri
tanımış tedavi ve diğer değişik amaçları için kullanmışlardır.
Son zamanlarda bitkilerin ihtiva ettikleri etken maddeler saf
olarak elde edilmeye başlanmış, yapılan deneyler ve araştırmalar
224
sonucunda bu çalışmalar önem kazanmıştır (2, 14). İnsanlar
etrafındaki
bitkileri
tanıdıkça
onların
meyvelerinden,
tohumlarından, kök ve gövdelerinden ayrı ayrı istifade ettikleri
gibi,
bazen
de
bazı
bitkilerin
bütün
kısımlarından
yararlanmışlardır. İnsanoğlu, kullandığı bu bitkiler içerisinden
öncelikle besin ve tedavi amaçlı olanlarını çoğaltmaya başlamış,
böylece tarım insanoğlu tarafından yapılmaya başlanılmıştır.
Daha sonra uyarıcı, keyif verici vb. Özelliklere sahip bitkileri
keşfetmiş ve bunlarıda kullanmaya başlamışlardır. İşte geçmişi
çok eskilere dayanan bu bitkiler, günümüzde de güncelliğini
korumakta, besin, tedavi edici, keyif verici ve günlük yaşamda
kullanılan eşya yapımında kullanılmaya devam edilmektedir
(17).
Bu kapsamda yapılan değişik araştırmacılar tarafından
yapılan çalışmaların bazıları, (2, 4-5, 9-11, 16, 19, 21-22)‟dır.
Ekim (10) tarafından yapılan araştırmada Melissa
officinalis (Oğulotu), Melilotus officinalis (Taş yoncası), Mentha
(Nane) türleri, Thymus (Kekik) türleri, Verbascum (Sığır
kuyruğu) türleri, Glycirhiza glabra (Meyan) ve Berberis (Kadın
tuzluğu) türlerinin Yukarı Fırat Havzasında tedavi amacıyla
kullanıldığı tespit edilmiştir.
Türkiyede 10500 civarında bitki türü bulunmaktadır. Bu
bitkilerin ne kadarının halk tarafından kullandığı henüz
bilinmemektedir. Bu kapsamda yerel bitki adlarının tespit
edilmesi etnobotanik çalışmalar için büyük önem taşımaktadır.
Zengin bir floraya sahip olan ülkemizde bu konuda yapılan
çalışmalarla, bu bitkilerin kullanım özellikleri içerdikleri etken
maddelerin belirlenmesi yararlı olacaktır. Halk tarafından
kullanılan bitkilerin hepsi mutlaka belli bir hastalığın kesin
225
tedavisinde kullanılan yararlı bitkiler değildir. Bazıları yanlış
olarakta kullanılmaktadır.
Yaklaşık 50.000 yıldan beri anadolu insanı yabani
bitkilerden yararlanmaktadır. Uzun bir süreden beri yabani
bitkilerden yararlanılmasına karşın Anadolu‟da kullanılan
yabani bitkiler hakkında etraflı bir araştırma yapılarak bunların
listesi çıkarılamamıştır. Halk botanik kitaplarında yazılı olan
bitki adlarını hemen hemen hiç bilmemektedir. Buna karşılık
halkın kullandığı bitki adlarının büyük bir çoğunluğu da botanik
kitaplarında ve sözlüklerde bulunmamaktadır. Bu durum
bitkilerin tanınmasında ve kullanılmasında bir karmaşıklığa
sebep olmaktadır. Çünkü, Anadolu‟nun değişik yerlerinde aynı
bitkiye değişik isimler verilebilmektedir. Örneğin, botanik adı
Helianthus annus L., Türkçesi Ayçiçeği olan bitkiye, Orta
Anadolu bölgesinde “Gündoğdu” veya “Günebakan”, trakyada,
“Günaşığı”, Kayseri dolaylarında, “Şemşamer”, Doğu
Anadoluda, “Simişka” denilmektedir.
Ülkemizde çeşitli iklim bölgelerinin varlığı, birbirinden
farklı bitki türlerinin yetişmesine yol açmış, bu durum ise
bitkilerden çok değişik amaçlarla yaralanılmasına sağlamıştır.
Yurdumuzda yetişen özellikle tıbbi ve endüstiyel bitkilerin
tamamı henüz sistemli olarak toplanıp tanınmamış olduğundan,
bu bitkilerden istifade yollarıda yeterince bilinmemektedir. Bu
sebeple bu çalışmada, sözü edilen alanlarda fayda sağlamak ve
Sof dağı yöresinde yetişen bitkilerin yöre halkı tarafından hangi
amaçlar için kullanıldığını ve mahalli isimlerini belirlemek ve
etnobotanik
bilimine
küçükte
olsa
katkı
sağlamak
amaçlanmıştır. Araştırma alanımız olan Sof dağında ve
Gaziantep‟te daha önce etnobotanik açıdan yapılmış bir çalışma
226
bulunmamaktadır. Bu da çalışmamızın önemli bir özelliğini
oluşturmaktadır.
MATERYAL VE METOD
Araştırmamızın materyalini Sof Dağı (Gaziantep) yöresinde
yetişen,yöre halkı tarafından değişik amaçlar için kullanılan
bitkiler oluşturmaktadır. 1999-2002 yılları arasında Sof Dağı
florasının
belirlenmesine
yönelik
yaptığımız
çalışmalar
sırasında,
topladığımız
bitkilerin
mahalli
isimleri
de
belirlenmiştir. Bu çalışmada belirlenen mahalli isimler Sof
dağında bulunan Yeşilce, Işıklı, Dımışkılı, Acaroba, Sofalıcı ve
Durnalık
köylerinde
kullanılan
isimlerdir.
Bitkilerin
etnobotaniksel özellikleri ve mahalli isimleri, bitkiler yörede
yaşayan halka gösterilerek ve varsa ilaç yapımı ile ilgilenen
kimselere sorularak belirlenmiştir. Toplanıp, kurutulan bitkiler
Flora of Turkey Davis, (1965- 1988), Flora of Turkey Supl. II
Vol. 11 Güner ve ark. (13), Flora of Syria, Palaestine and Sınai
Post and Dinsmore (18), Botanik Kılavuzu Baytop (7) adlı
eserler kullanılarak teşhis edilmiştir.
AraĢtırma Alanının Coğrafik Özellikleri:
Gaziantep ili, Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde olup,
Güneydoğu
Anadolu
Bölgesiyle,
Akdeniz
Bölgesini
birleştiren bir bölgede bulunur. Bu özelliğiyle geçit bölgesi
konumunda olan Gaziantep, jeolojik, klimatolojik, edafik ve
floristik bakımdan komşu illerden farklılık gösterir(1, 3, 8, 15,
20).
Gaziantep toprakları 36
o
28
ı
ve 38
o
01
ı
doğu
boylamlarıyla, 36
o
38
ı
ve 37
o
32
ı
kuzey enlemleri arasında yer
227
alır. Gaziantep ilinin yüz ölçümü 6819 km
2
‟dir (Doğan ve Kaya,
1997). Gaziantep güneyde Kilis ili, doğuda Şanlıurfa‟nın Birecik
ve Halfeti ilçeleri, kuzeydoğuda Adıyamanın Besni ilçesi,
kuzeyde Kahramanmaraş‟ın Pazarcık, batıda ise Osmaniye ili ve
Bahçe ilçesi ile çevrilidir (Aldoğan 1992) (Şekil 1).
ġekil 1: Gaziantep ili coğrafik haritası
Gaziantep‟te sıradağ olarak Güneydoğu Torosların
uzantısı olan Sof Dağı bulunur. Sof Dağının kuzeyinden
Gaziantep-Adana karayolu geçer. İran sınırından başlayıp
İskenderun‟dan Kıbrıs‟a kadar uzanan ofiolit kuşağın bir
bölümü olan Sof dağının yapısı serpantinlerden oluşmuştur. Sof
dağı kısmen miosen kalkeriyle de kaplıdır (Kalelioğu 1972).
Sof Dağı‟nın batısında İslahiye ovası, kuzeybatısında Pazarcık
ovası, güneyinde Sof dağı yaylası vardır. Şehrin batısında yer
alan Sof dağının en yüksek tepesi, deniz seviyesinden 1496
228
metre yüksekliğindeki Kepekçi (Büyük Sof) tepesidir. Sof dağı
üç kısımdan oluşmaktadır. Bunlar; batıdan doğuya doğru Alıcı
Sof‟u, Dımışkılı Sof‟u ve Çarpın Sof „udur (Solmaz ve Yetkin,
1969). Sof dağı 840 km
2
alan kaplamaktadır. Sof dağında 1250
metreden yüksek alan 60 km
2
, 1000-1250 m. arası alan 582
km
2
‟dir (Anonim, 1973).
Araştırma alanı kuzeyde, Gaziantep - Adana otoyolu, batıda
Sarıkaya mevkii, güneyde Karadede, Sofalıcı, Dımışkılı ve Işıklı
köyleri, doğuda Yeşilce köyü ile sınırlanmıştır. Arazinin deniz
seviyesinden yüksekliği 900 m.‟ den başlayıp, Büyük Sof
tepesinde 1496 m.‟ ye çıkmaktadır. Bu tepede televizyon
vericisi ve radar bulunmaktadır.
BULGULAR
Araştırma alanında bulunan bitkilerin mahalli isimleri
belirtilmiş ve varsa bu bitkilerin etnobotanik özellikleri aşağıda
verilmiştir.
Anacardiaceae
1.
Pistacia terebinthus L. subsp. terebinthus (Melengiç)
2.
Meyvesi yağlı olduğu için değirmende çekilerek
ezilir, çıkan yağlı kısım kahve yapılarak (Menengiç
kahvesi) içilir. Meyveleri tuzla kavrularak çerez
olarak da yenir.
3.
2 - Pistacia vera L. (Antepfıstığı)
4.
Meyveleri çerez olarak yenir. Bir çok gıda maddesine
katılır (Özellikle tatlılara) ve meyvesinin sert kabuğu
yakacak olarak kullanılır.
5.
3- Rhus coriaria L. (Sumak)
229
6.
Meyveleri
kurutulup
öğütülerek ekşi yapılır.
Meyvelerinin sıkılarak çıkarılan yağı sulandırılarak
ekşi olarak salata ve yemeklerde kullanılır.
Yaprakları toplanarak boya yapımı ve sepicilikte
kullanılır.
Asteraceae
4- Achillea biebersteinii Afan (Civanperçemi)
Haricen taze çiçekli ve yapraklı dalları ezilir ve elde
edilen kısım basur üzerine konur, günde 2-3 defa
kullanılır.
5- Gundelia tournefortii L. (Kenger )
Kökünden elde edilen sakız, sakız olarak kullanılır.
6- Scorzonera cana (C.A. Meyer) Hoffm. var. radicosa
(Boiss.) Chamberlain (Teke sakalı)
Çiçekleri
ve
yaprakları
böbrek
hastalıklarında
içilmektedir.
7- Tragopogon pratensis L. (Teke sakalı)
Çiçekleri ve yaprakları böbrek hastalıklarında içilerek
kullanılır.
8- Anthemis haussknechtii Boiss. & Reuter (Papatya)
Çiçekleri çay olarak demlenir içilir. Karın sancılarında
çay olarak içilir.
9- Centaurea virgata Lam. (Peygamber Çiçeği)
Çiçekleri şeker hastalığında şeker düşürücü olarak
kullanılır. Kaynatılarak suyu içilir.
10- Echinops orientalis Trautv. (Topuz)
Tohumları çocuklar ve kuşlar tarafından yenilir.
230
Berberidaceae
11- Bongardia chrysogonum (L.) Spach. (Çatlak otu)
Yumrusundan elde edilen toz, infuzyon halinde şeker
hastalığında kullanılır.
12- Leontice leontopetalum L. subsp. ewersmannii
(Bunge) Coode. (Çatlak)
Yumrusu kesilerek, romatizma hastalığında ağrılı
bölgeye sürülür.
Brassicaceae
13- Fibigia eriocarpa (DC.) Boiss.
Meyveleri karın ağrılarında sancı dindirici olarak
kullanılır.
Boraginaceae
14- Onosma albo-roseum Fish. & Mey. subsp.
albo-roseum (Emzik otu)
Çiçekleri çocuklar tarafından emilir.
Cucurbitaceae
15- Ecbalium elaterium (L.) A. Rich. (Acı dülek,
Eşek hıyarı)
Meyvesinin içindeki sıvı 1-2 damla şeklinde sinüzüte
karşı kullanılır.
Capparaceae
16- Capparis spinosa L. (Kapari, Şebellah)
Tomurcukları turşu yapılarak yenir.
Cupressaceae
17- Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus (Ardıç)
Meyvesi idrar söktürücü olarak kullanılır. İnfusyon
şeklinde günde 1 bardak içilir.
Euphorbiaceae
231
18- Euphorbia orientalis L.(Sütleğen)
Sütü,
pekmez
yapılırken
pekmeze
damlatılarak
mayalanması
ve
koku
vermesi
amacıyla
kullanılmaktadır.
Fabaceae
19- Lathyrus sativus L. (Burçak)
Tohumları mayasıl hastalığında kullanılır. Toz haline
getirilen tohumlar ılık suda karıştırılarak içilir.
Fagaceae
20- Quercus brantii Lindley (Birant Meşesi)
Meyveleri kestane gibi ateşte pişirilerek yenir.
21- Quercus ithaburensis Decne subsp. macrolepis
(Kotschy) Hedge & Yalt. (Palamut Meşesi)
Meyveleri ateşte pişirilerek yenir.
Iridaceae
22- Crocus cancellatus Herbert subsp. cancellatus
(Çiğdem)
Yumruları baharda toplanarak yenilir veya yapılan pilava
katılarak yenir.
23- Gladiolus atroviolaceus Boiss. (Glayöl)
Çiçekleri köylerde kız çocukları tarafından örülerek taç
yapılır.
Lamiaceae
24- Phlomis armeniaca L. (Çalba)
Çiçekleri astım, bronşit ve nefes darlığında infusyon
şeklinde tatlandırılarak içilir.
25- Sideritis libanotica Labill. subsp. microchlamis
(Hand.- Mazz.) Hub. – Mor. (Dağ Çayı)
Bitki çay olarak demlenerek içilir.
232
26- Teucrium polium L. (Payyavşanı)
Bitki, karın ağrısında, bağırsak ağrılarında, karın
sancılarında, hazımsızlıkta 1 çay bardağı suya konulur ve
suyu içilir.
27- Teucrium orientale L.(Yer meşesi)
Bitki suda kaynatılır. Suyu sarılığa karşı içilerek
kullanılır.
28- Thymbra spicata L. var. spicata (Zahter)
Yaprakları, çiçekli dalları çay şeklinde demlenerek içilir.
29- Ziziphora capitata L. (Dağ reyhanı)
Bitki mayasıl hastalığına karşı, kaynatılır, suyu hasta
bölgeye günde 2-3 defa pansuman yapılır.
Liliaceae
30- Allium sativum L. (Sarımsak)
Yüksek tansiyonu düşürmek amacıyla bir diş yenilir.
Malvaceae
31- Alcea palllida Waldst. & Kit. (Hatmi)
Çiçekleri boğaz ağrılarında, öksürüğe karşı kullanılır.
32- Malva sylvestris L. (Ebegümeci)
Yaprakları yemek yapma amacıyla haşlanarak veya
yağda pişirilerek yenir.
Oleaceae
33- Olea europaea L. var. europaea (Zeytin)
Zeytin yağı, incinmelerde ve vucuttaki morlukların
giderilmesinde kullanılır.
Orchidaceae
34- Orchis collina Banks. (Sahlep)
Yumruları sahlep elde etmek amacıyla kurutulup
satılmaktadır.
233
Papaveraceae
35- Fumaria asepala Boiss. (Şahtere)
Vücut kaşıntısında ve egzemaya karşı infusyon şeklinde
1-2 bardak içilir.
Plantaginaceae
36- Plantago lanceolata L. (Sinirotu)
Yaprakları mide ağrılarında kaynatılarak suyu içilir.
Punicaceae
37- Punica granatum L. (Nar)
Meyve kabuğu infusyon halinde günde 1-2 bardak
içilerek ishale karşı kullanılır. Çok yenen meyveside aynı
görevi yapar.
Resedaceae
38- Reseda lutea L. (Muhabbet çiçeği)
Çiçekleri ve yaprakları sedef ve deri hastalıklarında
haricen hasta bölgeye pansuman yapılır.
Rhamnaceae
39- Rhamnus oleoides L. subsp. graecus (Boiss. & Rent.)
Holmboe
Meyveleri önceden boyacılıkta kullanıldığı halde
günümüzde pek toplayan ve kullanan kalmamıştır.
Rosaceae
40- Amygdalus communis L. (Badem)
Tohumları böbrek yetersizliğinde ve şeker hastalığına
karşı 2-3 adet yenir.
41- Armeniaca vulgaris Lam. (Zerdali)
Meyvesi ve tohumları müsil yapıcı olarak kullanılır.
42- Cerasus microcarpa (C.A. Meyer) Boiss. (Dağ
kirazı)
234
Meyveleri çocuklar tarafından toplanarak yenir.
43- Crateagus aronia (L.) Bosc. (Sarı alıç)
Meyveleri yenir.
44- Creteagus monogyna Jacq. (Yemişen)
Meyveleri yenir.
45- Rosa foetida J. Herrm. (Sarıgül)
Çiçek yaprakları reçel yapımında kullanılır.
46- Rosa canina L. (Kuşburnu)
Meyveleri kurutulup çay yapılarak içilmektedir.
Scrophulariaceae
47- Linaria grandiflora Desf. (Nevruzotu)
Çiçekleri sinir hastalıklarında infusyon şeklinde içilir.
Ulmaceae
48- Celtis tournefortii Lam. (Dağdağan)
Meyveleri çocuklar tarafından yenilir.
Valerianaceae
49- Valeriana officinalis L. (Kediotu)
Rizom ve kökleri yatıştırıcı olarak uyku
bozukluklarında infusyon şeklinde içilir.
Zygophyllaceae
50- Peganum harmala L. (Üzerlik)
Meyveleri ve tohumları nazarlık olarak kullanılır.
51- Tribulus terrestiris L. (Çoban çökerten)
Yapraklı, çiçekli ve meyveli dalları damar tıkanıklığında
damar açıcı olarak ve şeker hastalığında kullanılır.
235
TARTIġMA VE SONUÇ
Bu çalışmada Sof Dağı (Gaziantep) yöresinde yetişen 28
familya ait 51 bitki taksonunun yöre halkı tarafından kullanım
şekilleri ve amaçları ile 129 bitkinin mahalli isimleri verilmiştir.
Sof dağında bulunan köylerde yapılan bu çalışma
sonucunda alanda 51 bitkinin değişik amaçlar için kullanıldığı
saptanılmıştır. Bu bitkilerin çoğu genellikle değişik hastalıklara
karşı kullanılmaktadır. Ayrıca yörede bu bitkilere verilen
mahalli isimlerde tespit edilip verilmiştir (Tablo 1). Köyler
arasında bazı bitkilerin isimlerinin söyleniş farkı olduğu da
gözlemlenmiştir (Sütleyen – Sütlen gibi).
Bulgularımızda Ecbalium elaterium (Acı dülek) bitkisinin
meyvelerinde bulunan sıvı 1-2 damla halinde herhangi bir
seyreltme yapmadan sinüzit‟e karşı kullanılmaktadır. Fakat bu
sıvı burun kılcal damarların da genişleme ve çatlamalara sebep
olduğu için aşırı derecede burun kanaması ile ağız ve burun
bölgelerinde şişmelere sebep olmaktadır. Bu bitki usaresinin
sinüzit‟e iyi geldiği yaygın olarak halk arasında söylenmekte ve
birçok sinüzit hastası bu bitkiyi bilinçsizce kullandığı için
yukarıda bahsettiğimiz yan etkilere maruz kalmaktadırlar.
Sütleğen (Euphorbia orientalis L.) bitkisinin sütü, üzüm pekmezi
yapılırken pekmeze hoş bir aroma vermesi ve mayalanma
işlemini hızlandırmak amacıyla kullanmaktadırlar. Bu sıvı az
miktarda kullanıldığı için zehirleyici etki göstermemektedir.
Çalışmamızda Ziziphora capitata L. bitkisi mayasıl (Hemoroit)
hastalığının tedavisinde kullanıldığı belirlenmiştir. Bu konuda
236
yapılan değişik çalışmalarda hemoroit için bir çok bitkinin
kullanıldığı ve halk arasında geleneksel ilaçların en sık hemoroit
tedavisinde kullanıldığı (Gürkan ve Ezer, 2004) tespit edilmiştir.
Sof
dağında
yetişen
bitkilerin
mahalli
isimlerine
bakıldığında bir cinsin değişik türlerine genellikle aynı ismin
verildiği görülmektedir. Bu çalışmada 126 doğal yayılışı olan
bitkinin mahalli isimleri tespit edilmiştir. Bu mahalli isimlerden
44 tanesinin Türkçe isimleriyle aynı adı taşıdığı belirlenmiştir.
Eczacılığın gelişmesi sonucu, bitkisel kökenli halk ilacı
kullanımı oldukça azalmıştır. Hatta eskiden her köyde ilaç
yapımı ile uğraşan en az bir kişi bulunmasına rağmen
günümüzde bu işle uğraşanlar da çok azalmıştır. Çünkü, İnsanlar
ilaç ihtiyaçlarını eczanelerden kolayca karşılayabilmektedirler.
Fakat son yıllarda sentetik ilaçların zararlarının ve yan
etkilerinin ortaya çıkması sonucu, bitkisel kökenli ilaçlara talep
artmıştır. Bu sebeple değişik bölgelerde yapılan bu gibi
araştırmalar sonucunda biyolojik zenginliklerimizden olan
bitkilerin değişik etnobotanik özellikleri ortaya çıkartılmak ve
araştırmalarla değişik ilaç hammaddeleri ve etken maddeleri
tespit edilerek kullanıma sunulmaktadır.
Tablo 1: Sof Dağı ve Gaziantep yöresinde yetişen bazı bitkilerin
mahalli isimleri
237
Familyası
Latince Adı
Türkçe Adı
Mahalli Adı
Acanthaceae
Acanthus dioscoridis L.
var. dioscoridis
Ayı Pençesi
Tosba kengeri
Acanthus hirsutus Boiss . Tüylü ayı
Pençesi
Tosba kenger
Amaryllidacea
e
İxiolirion tataricum
(Pallas) Herbert subsp .
montanum (Labill.)
Takht .
Tatarcık
Hıyari
Sümbül
Galanthus fosteri Baker
Kardelen
Kardelen
Dostları ilə paylaş: |