Penelopia



Yüklə 0,55 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/29
tarix20.11.2023
ölçüsü0,55 Mb.
#165568
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   29
Penelopia - Margaret Atwood

Taşyürekl


Merd venlerden aşağı nerken seçenekler m gözden geç r yordum.
Tal pler öldüren n Odysseus olduğunu söyled ğ nde Eurykle a’ya
nanmamış g b davranmıştım. Belk de bu adam sahtekârın tek d r,
dem şt m ona - Odysseus’un ş md neye benzed ğ n nereden
b leceğ m, aradan y rm yıl geçmed m ? B r de ona nasıl
görüneceğ m merak ed yordum. Odysseus den zlere açıldığında
gencec kt m; ş md yse orta yaşlı b r kadın. Düş kırıklığına
uğrayacaktı elbet, uğramaz mı h ç?
Onu bekletmeye karar verd m: Ben yeter nce beklem şt m, değ l m
ya? Aynı zamanda tal hs z on k genç h zmetç m n pe asılmalarıyla
lg l gerçek duygularımı saklamak ç n b raz zaman gerek yordu.
Sonunda sofaya g r p de onu otururken gördüğümde h çb r şey
söylemed m. Telemakhos h ç zaman kaybetmed , babasını daha
sıcak karşılamadığım ç n ben azarladı hemen. Taşyürekl , ded bana
tepeden bakarak. Gözünün önüne gelen pembe tabloyu
göreb l yordum: k s bana karşı omuz omuza verecekt , yet şk n
erkeklerd onlar, kümesten sorumlu k horoz. Onun ç n en y s n
st yordum elbette, oğlumdu o ben m; ster s yasal önder olsun, ster
savaşçı ya da her ne olmak st yorsa, başarılı olmasını d l yordum.
Ne k o anda keşke b r Troya Savaşı daha patlak verse d ye geç rd m
ç mden, onu oraya gönder r, böylece gözümün önünden
uzaklaştırab l rd m. Tüyler yen b ten erkek çocuklar tam baş belası
olab l rler ne de olsa.
Taş yürekl davranmak severek üstlend ğ m b r roldü, çünkü o
olduklarını söyleyen tanımadığım adamların kollarına kend m
atmayacağımı Odysseus kend gözler yle görsün st yordum. Bu
nedenle boş gözlerle baktım yüzüne, bunca şey , karşımdak bu k rl ,
kan ç ndek serser n n y rm yıl önce güzel entar ler ç nde den zlere
yelken açan y kocamla aynı adam oldukları f kr n b r anda
s nd remem, ded m.
Odysseus sırıtıyordu - meğer o büyük b r kavuşma sahnes
beklerm ş, “Şend n demek! Kılık değ şt rmede amma ustaymışsın!”
d yerek kollarımı boynuna dolayacağım b r sahne. Daha sonra
yıkanmaya g tt ; e, gerekl yd . Tem z g ys ler ç nde, g tt ğ nden çok
daha güzel kokular yararak ger geld ğ nde, ona b r kez daha


sataşmamak el mde değ ld . Eurykle a’ya dönerek bu yabancı ç n
Odysseus’un yatak odasındak karyolayı dışarı taşımasını söyled m.
Bu karyolanın d rekler nden b r n n kökler hâlâ yerde olan b r
ağaçtan oyulduğunu anımsarsınız. Bunu Odysseus’tan, benden ve
çoktan ölmüş olan Sparta’dan get rd ğ m h zmetç m Aktor s’ten başka
k mse b lmezd .
Odysseus pek sevd ğ karyolasını b r n n kest ğ n sanarak öfkeden
del ye döndü. Ancak o zaman yumuşadım ve onu tanıdığımı
göstermeye koyuldum. Yeter kadar sev nç gözyaşlı döküp kollarına
atıldım, karyola sınavından geçt ğ n , artık karşımdak n n o olduğuna
nandığımı bel rtt m.
Derken b r zamanlar onca mutlu saatler geç rd ğ m z yatağa çıktık
y ne, tıpkı lk evlend ğ m zdek g b , tıpkı Helena’nın Par s’le kaçmayı
kafasına koyup savaş ateş n körüklemes nden, yuvamı v raneye
çev rmes nden önce olduğu g b . Havanın karardığına sev nm şt m,
karanlık k m z n de kırışıklıklarını örtüyordu.
“Artık k m z de c vc v değ l z,” ded m.
“Öyley z, bal g b öyley z,” d ye karşı çıktı Odysseus.
B raz daha zaman geçt kten sonra b rb r m ze ısınmıştık, esk
alışkanlığımızı anımsadık, masal anlatmaya başladık y ne. Odysseus
yolculuğunda başından geçenler , çekt ğ sıkıntıları anlattı - genelev
patron çeler yle orospuların değ l de canavarlarla tanrıçaların yer
aldığı soylu öykülerd bunlar. Uydurduğu yalanları sıraladı, kend n
tanıttığı takma adları -Tepegözlere adını H ç K mse olarak vermes
en zek ce olanıydı, hoş, böbürlenerek mahvetm şt bunu-gerçek
k ml ğ n ve amacını g zlemek ç n kend ne b çt ğ uydurma yaşam
öyküler n . Sıra bana geld ğ nde, Tal pler n öyküsünü anlattım ona,
Laertes’e dokuduğum kefen masalını, Tal pler boş yere umut
vermem , onları yanlış yönlend r p kışkırtmamı heps n b rb r ne
düşürmem .
Ben ne kadar özled ğ n söyled sonra, tanrıçaların süt beyaz
kollarında yatarken b le burnunda tüttüğümü; ben de y rm yıl
boyunca yolunu gözlerken nasıl gözyaşı döktüğümden; usandıracak
kadar ona bağlı kaldığımdan ve muhteşem karyola d reğ n n altındak


kocaman yatağına başka b r erkek almayı h ç ama h ç aklıma
get rmed ğ mden söz ett m.
İk m z de -kend m z n de kabul ett ğ g b - esk den ber usta ve
utanmaz yalancılardık. Acaba b r m z ötek n n söyled ğ b r söze
nanıyor muydu?
İnanıyorduk elbet.
Ya da b rb r m ze öyle d yorduk.
Odysseus geld kten sonra çok geçmed yen den g tt . Her ne kadar
benden uzak kalmaktan nefret etse de yen den serüvenlere atılması
gerekt ğ n söyled . B l c Te res as’ın ruhunun ded ğ ne göre, arınmak
ç n b r yekey herkes n yaba sanacağı kadar kıyıdan uzağa, çer lere
taşıması gerek yormuş. Tal pler n el ne bulaşan kanını tem zlemen n,
öç alıcı hayaletler n ve kan davası güdecek akrabalarını başından
savmasının, oğlu Tepegözler kör ett ğ ç n ona hâlâ hınç b leyen
den z tanrısı Pose don’un öfkes n d nd rmen n tek yolu buymuş.
Akla yatkındı ded kler . Odysseus’un öyküler hep akla yatkın
olurdu ya.



Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin