Penelopia

Evl l ğ m
Görücü usulü b r evl l kt ben mk . O zamanlar böyle yürürdü şler:
Evlenmek söz konusu olduğunda her şey ayarlanırdı. Gel nl kten,
ç çeklerden, yemeklerden, müz kten söz etm yorum; hoş, onlar da
vardı elbet. Herkes meraklıydı bunlara, bugün b le öyle. Ben m
ded ğ m düzenlemeler daha dolambaçlı.
Yalnızca öneml k mseler esk kurallar gereğ nce evlen rd , çünkü
öneml k mseler n m rasları olurdu. Ger ye çeş tl b ç mlerde yapılan
ç ftleşmeler kalırdı - ırzına geçme ya da baştan çıkarma, gönül
l şk ler veya çoban olduklarını söyleyen tanrılarla veya tanrı
olduklarını söyleyen çobanlarla b r gecel k b rleşmeler. Bazen ş n
ç ne b r de tanrıça g rer, sütçü kız rolüne g rm ş b r kral çe g b fan
beden yle ortalığı karıştırırdı; bunun sonunda erkekler n ödülü
kısalmış b r ömür, çoğu zaman da acı b r ölümdü. ölümsüzlerle
ölümlüler n karışması y sonuçlar vermezd : ateşle balçık l şk s ne
benzerd , gelgelel m kazanan ateşt hep.
Tanrılar ortalığı karıştırmaktan çek nmezlerd . Hoşlarına g derd
doğrusu. Aşın dozda tanrısal l şk de bulunmanın sonucunda gözler
yuvalarından fırlayan ölümlü kadınları ya da erkekler seyretmekle
kahkahadan kırılırlardı. Tanrıların çocuksu b r yanları vardı, yaramaz
çocuklara benzerlerd . Ş md bunu söyleyeb l r m, artık beden m yok
ne de olsa, öyle acılardan uzağım, zaten tanrılar da kulak verm yor
ya. Anladığım kadarıyla uykuya daldılar. S z n dünyanızda, nsanların
b ld ğ anlamda tanrılar z yaret n ze gelmez, uyuşturucu almıyorsanız
elbet.

---

Ne d yordum? Ha, evet. Evl l kler. Evlenmen n amacı çocuk
yapmaktı; ama çocuklar oyuncak da değ ld , evc l hayvan da.
Çocuklar ger de b r şeyler bırakmanıza aracı olan varlıklardı.
Bırakılanlar krallıklar da olab l rd , değerl çey zler, masallar, k n, kan
davaları da. Çocuklar aracılığıyla anlaşmalar sağlanab l rd ; çocuklar
aracılığıyla şlenen hataların öcü alınab l rd . Çocuk sah b olmak
dünyaya b r nefer salmakla eşanlamlıydı.
B r düşmanının varsa, yapılacak en y şey onun oğullarını, henüz
beş kle olsalar b le öldürmekt . Yoksa büyüyünce onlar s z n peş n ze
düşerd . Eğer canlarına kıyamazsanız, onları tanınmaz hale sokup
uzaklara göndereb l r ya da köle olarak satab l rd n z, ne var k sağ
oldukları sürece s z n ç n tehl kel olab l rlerd .
Oğullarınız değ l de kızlarınız varsa, b r an önce çocuk
doğurmalarını sağlamalıydınız k s ze erkek torunlar vers nler. A lede
ne kadar çok kılıç sallayan, kargı atan varsa, o kadar y d r, çünkü
çevredek kayda değer d ğer bütün erkekler b r krala veya soylu
b r ne saldırı düzenley p eller ne nsanlar da dâh l ne geçerse çek p
götürmek ç n bahane ararlar. İkt dar sah b n n zayıflığı başkasına
fırsat yaratır, bu nedenle her kralın, her soylunun herkesten yardım
görmes gerek r.
Demek k zamanı geld ğ nde gerçekleşt r lmek üzere b r evl l ğ n
önceden ayarlandığını söyleyeb l r z.
Babam Kral İkar os’un sarayında, soylu doğan -dey m yer ndeyse-
açık artırmaya çıkarılan kadınla k m n evleneceğ n bel rlemek ç n
yarışmalar düzenleme geleneğ esk çağlardan ber hâlâ
korunuyordu. Yarışmayı kazanan erkek kadını alır, düğünü yapar,
sonra da gel n n babasının sarayında kalırdı; erkek torunların ortaya
çıkması ç n kend payına düşen yapması beklen rd . Evl l k yoluyla
servet ed n rd - altın kupalar, gümüş taslar, atlar, g ys ler, s lahlar;
kısaca sağ olduğum yıllarda pek değer ver len n ce süprüntü. Onun
a les nden de b rçok süprüntü gelmes gerek rd .
Süprüntü
d yeb l yorum, çünkü çoğunun sonunda nereye g tt ğ n
b l yorum. Toprağa karışır veya den z n d b n boylar, kırılır ya da
er t l rlerd . Bazıları, ç nde ne kralların ne de kral çeler n bulunduğu -
tuhaf- dev saraylara konurdu. Ç rk n g ys lere bürünmüş sonsuz
nsan kalabalıkları bu saraylara akın ederek bugün artık kullanılmasa

---

da bu altın kupalara, gümüş taslara bakar dururlar. Sonra da sarayın
ç nde çarşıyı andıran b r yere g derek bunların res mler n ya da
m nyatür modeller n satın alırlar, ama h çb r ne altındandır ne de
gümüşten. İşte süprüntü demem n neden …
Esk geleneklere göre göz alıcı düğün vurgunu gel n n a les nde,
gel n tarafının sarayında kalırdı. Belk de ben den zde boğmayı
başaramayan babamın bana bu kadar bağlanmasının neden buydu;
ben neredeysem orada haz ne olacaktı.
(Ben neden