Pereira İddia Ediyor



Yüklə 0,79 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə13/20
tarix28.11.2023
ölçüsü0,79 Mb.
#166952
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   20
Pereira İddia Ediyor - Antonio Tabucchi

dernière classe, Alsace’daki bir Fransız öğretmeninden söz ediyor.


Oğrencileri tarlalarda emek vermek zorunda olan köylü çocuklarıdır,
dersleri hep asarlar ve öğretmen ne yapacağını bilemez: Pereira, suyun
ağzına girmemesi için ileriye doğru birkaç adım attı. Nihayet, diye
sürdürdü, okulun son gününe gelinir. Fransa-Prusya Savaşı bitmiştir,
öğretmen fazla umut beslemeksizin, belki öğrencilerden bir-ikisi gelir,
diye beklerken, o yörenin insanları, köylüler, ihtiyarlar çıkagelir, yola
çıkmak üzere olan Fransız öğretmene saygılarını sunmak için
gelmişlerdir, çünkü ertesi gün topraklarını Almanların işgal edeceğini
bilirler, işte o zaman öğretmen karatahtaya ‘Yaşasın Fransa’ yazar ve
gözlerinde yaşlar, çekip gider, ardında kalan sınıftakiler bu hareketten
çok etkilenir. Pereira, koluna sarılan iki yosundan kurtulup sordu: Ne
diyorsunuz Doktor Cardoso? Güzel öykü, diye yanıtladı Doktor Cardoso,
ama bugün Portekiz’de olup bitenler göz önüne alınırsa bilmem
‘Yaşasın Fransa’ diyen bir yazıyı okumak insanların hoşuna gider mi,
kimbilir belki de yeni üstün ben’inize yer açıyor-sunuzdur Doktor
Pereira, yeni bir üstün ben görür gibi oluyorum. Aman siz ne
diyorsunuz Doktor Cardoso, dedi Pereira! Söz konusu olan
ondokuzuncu yüzyıldan bir metin, geçmiş bitmiş bir şey. Evet, dedi
Doktor Cardoso, bu haliyle bile Almanya karşıtı bir metin olmaya devam
ediyor, bizimki gibi bir ülkede Almanya’ya dokunulmaz, resmi
törenlerdeki selam verme kuralım gördünüz, hepsi kollarını açarak
Naziler gibi selam duruyor. Göreceğiz, dedi Pereira, ama Lisboa
bağımsız bir gazetedir. Sonra sordu: Çıkabilir miyim? On dakika daha,
diye karşılık verdi Doktor Cardoso, madem suya girdiniz, tedavinin
sonuna kadar kalın. Kusura bakmayın, ama Portekiz’de bağımsız bir
gazete ne demek? Hiçbir politik akıma bağlı olmayan bir gazete demek,
diye yanıtladı Pereira. Belki de öyledir, dedi Doktor Cardoso, ama
gazetenizin müdürü, sevgili Doktor Pereira, yönetimin adamıdır, bütün
resmi törenlere katılıyor ve kolunu mızrak savurur gibi kaldırıyor.
Doğru, diye kabullendi Pereira, ama aslında kötü bir adam değildir,
kültür sayfasına gelince, bana tam yetki verdi. Bu kolay, diye karşı çıktı
doktor Cardoso, bir kere önleyici sansür var, her gün gazetenizin
provaları çıkmadan önce önleyici sansürün basım iznini alıyor, ters
düşen bir şey varsa basılmayacağından emin olabilirsiniz, belki
sayfanın bir kısmını boş bırakırlar, bomboş sayfalarla yayınlanmış
Portekiz gazetesi gördüm birkaç kez, bu da büyük bir ö ke, büyük bir
melankoli esinliyor. Anlıyorum, dedi Pereira, ben de gördüm boş


gazeteleri, ama daha Lisboa’nın başına gelmedi böylesi. Şimdilik
gelmedi, diye yanıtladı Doktor Cardoso şaka yollu, birleşik ruhlarınızın
başına geçecek üstün ben’e bağlı. Sonra sürdürdü: Biliyor musunuz
Doktor Pereira, başa geçmekte olan üstün ben’e yardım etmek
isterseniz başka bir yere gidebilirsiniz, bu ülkeyi terk edersiniz, böyle
yaparsanız kendinizle daha az çatışmaya düşersiniz, yapabilirsiniz de,
ciddi bir meslek sahibisiniz, iyi Fransızca biliyorsunuz, dulsunuz,
çocuğunuz yok, sizi bu ülkeye bağlayan nedir? Geçmiş bir yaşam, diye
yanıtladı Pereira, özlem, ya siz Doktor Cardoso, siz neden Fransa’ya
dönmüyorsunuz? Orada okudunuz ve Fransız kültürü aldınız.
Düşünmüyor değilim, diye yanıtladı Doktor Cardoso, St. Malo’daki bir
deniz tedavi merkeziyle bağlantıya geçtim, bir anda karar verme
olasılığı var. Artık çıkabilir miyim sudan, diye sordu Pereira. Zaman
farkına varmadan geçti, dedi Doktor Cardoso, gerektiğinden on dakika
fazla kaldınız, haydi şimdi gidip giyinin, öğle yemeğini beraber yemeye
ne dersiniz? Sevinirim, diye kabul etti Pereira.
O gün, öğle yemeğini Doktor Cardoso ile beraber yediğini iddia
ediyor Pereira ve onun öğüdüne uyup haşlanmış mezgit balığı
ısmarladı. Edebiyattan, Maupassant ve Daudet’den, büyük bir ülke olan
Fransa’dan söz ettiler. Daha sonra Pereira odasına çekildi ve onbeş
dakikalık bir öğle uykusu çekti, yalnızca şekerleme yaptı, sonra
panjurlardan tavana yansıyan ışık ve gölge şeritlerine bakmaya başladı.
Oğle sonrasının geç saatlerinde kalktı, bir duş yaptı, giyindi, siyah
boyunbağını taktı ve geçip karısının portresinin karşısma oturdu. Akıllı
bir doktorla tanıştım, dedi, adı
Cardoso, Fransa’da öğrenim görmüş,
insan ruhu üzerine kuramını, daha doğrusu bir Fransız felsefe kuramını
anlattı bana, anlaşıldığı kadarıyla içimizde birleşik ruhlar varmış ve
kimi zaman üstün bir ben, birleşiklerin yönetimini ele alırmış. Doktor
Cardoso, yılanların deri değiştirmesi gibi, benim de üstün ben
değiştirmekte olduğumu iddia ediyor, dediğine bakılırsa bu üstün ben
yaşamımı değiştirecekmiş, ne derece doğru bilmiyorum, ayrıca
doğruluğuna da pek inanmış değilim, her neyse, sabırlı olmak gerek,
göreceğiz nasıl olsa.
Sonra masaya oturup Daudet’nin Son Ders’inin çevirisine
başladı. Larousse’unu da yanına almıştı, bu çok işine yarıyordu. Ama
yalnızca bir sayfa çevirdi, sakin sakin yapmak istiyordu bunu, çünkü bu
anlatı ona arkadaşlık ediyordu. Gerçekten de, Deniz Tedavi Merkezi’nde


kaldığı bir hafta boyunca, bütün öğle sonralarını Daudet’nin öyküsünü
çevirerek geçirdiğini iddia ediyor Pereira.
Güzel bir hafta geçirdi, rejim, tedavi ve dinlenme. Ayrıca
özellikle edebiyat konusunda hep canlı ve ilginç sohbetler ettiği Doktor
Cardoso’nun varlığı da bu süreye neşe katıyordu. Bütün bir hafta göz
açıp kapayıncaya kadar geçti, Balzac’ın Honorine'inin ilk bölümü
cumartesi günü Lisboa’da yayınlandı, Doktor Cardoso onu kutladı.
Müdür bir kere bile aramadı, bu da gazetede işlerin yolunda gittiğini
gösteriyordu. Monteiro Rossi’den de haber çıkmadı, Marta’dan da. Son
günlerde, Pereira artık onları düşünmez olmuştu. Lizbon trenine
binmek için klinikten ayrıldığında, kendini dinçleşmiş ve formunda
hissediyordu, dört kilo vermişti, diye iddia ediyor Pereira.


18
Pereira Lizbon’a döndü ve ağustos ayının büyük bir kısmı
göz açıp kapayıncaya kadar geçti, diye iddia ediyor Pereira. Hizmetçisi
daha dönmemişti, posta kutusunda kadının Setubal’den gönderdiği bir
kartpostal buldu, şöyle yazıyordu: ‘Eylül ortasına doğru döneceğim,
çünkü ablam varis ameliyatı olacak, selamlar, Piedade. ’
Pereira yeniden dairesine kavuştu. Bereket versin hava
değişmişti, aşırı sıcak yoktu. Akşamları, güçlü bir Atlantik esintisi
çıkıyor ve insanı ceket giymek zorunda bırakıyordu. Yazı işlerine gitti
ve yeni sayılabilecek pek bir şey bulamadı. Kapıcı kadın surat asmayı
bir kenara bırakmıştı ve ona karşı daha saygılı davranıyordu, ama
sahanlıkta iğrenç kızartma kokusu dalgalanmayı sürdürüyordu. Mektup
azdı. Elektrik faturasını buldu ve merkeze gönderdi. Ayrıca Chaves’den
gelen bir mektup vardı, çocuk öyküleri yazan elli yaşlarında bir kadın
Lisboa’ya bir öykü öneriyordu. Portekiz’le uzaktan yakından ilgisi
olmayan perili cinli bir öyküydü, kadın bunu bir Irlanda öyküsünden
kopya etmiş olmalıydı. Pereira kibar bir mektupla kadını Portekiz
folklorundan esinlenmeye çağırdı, çünkü, dedi, Lisboa Anglosakson
değil, Portekizli okurlara sesleniyor. Ay sonuna doğru, Ispanya’dan bir
mektup
geldi. Monteiro Rossi’ye gönderilmişti ve zarfın üzerinde Señor
Monteiro Rossi, c/o Doktor Pereira, Rua Rodrigo da Fonseca 66, Lisboa,
Portekiz yazıyordu. Pereira’nın içinden mektubu açmak geçti. Monteiro
Rossi’yi unutmuştu neredeyse, en azından öyle sanıyordu ve
delikanlının mektuplarını Lisboa adresine yollatmasını inanılmaz
buluyordu. Mektubu açmadan ‘Ölüm Yazıları’ dosyasına yerleştirdi.
Oğlenleri, yemeğe Café Orquidéa’ya gidiyordu, ama artık maydanozlu
omlet yemiyordu, çünkü Doktor Cardoso bunu yasaklamıştı, limonata
da içmiyordu, balık salatası yiyor ve maden suyu içiyordu. Balzac’ın

Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin