PROBLEM: PARÇALANMIŞ AİLE
TANIM:
Her çocuk için doğal olan hayatını anne ve babası ile birlikte geçirmesidir. Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile yapısı çocuğun ruhsal gelişimi ve sosyal uyumu açısından vazgeçilmezdir. Ancak bir o kadar vazgeçilmeyecek bir durum da ailenin çocuğa sevgi, mutluluk, neşe ve güven verebilmesidir. Ailenin huzurlu olmasının birinci şartı anne ve baba arasındaki uyum ve anlaşmadır. Eşler arasında anlaşmazlık ve geçimsizlik tüm ailenin, dolayısıyla çocuğun mutsuz olmasına neden olur. Eğer eşler arasındaki sorunlar aşılamıyorsa boşanma gerçekleşir.
Anneler ve babalar ayrılmanın sonuçlarından etkilense de en büyük olumsuz etki çocuk üzerine olmaktadır. Potansiyel olumsuz etkilere örnek olarak; anne ya da babanın depresyonu, çocuğun yaşadığı ortamının değişmesi, sosyal baskı verilebilir. Ayrılık sonucu yaşam standartlarında düşme, ebeveynden biriyle olan irtibatın azalması (genellikle babayla) , her iki ebeveynle de ilişkinin bozulması ve anne baba arasında çatışma yaşamak boşanma sonucu çocukların yaşadığı stres faktörlerinden bazılarıdır. Boşanmayı takiben yaşam standartlarının düşmesi çocuklar için spesifik bir zorlanma sebebi olmaktadır. Çünkü daha ucuz bir eve taşınmak, belki okulunu değiştirmek, arkadaşların ve komşuların değişmesi, hatta sosyal yardımlaşma kurumlarında yaşamak gibi zorunlulukların doğduğu görülmektedir. Tüm bu değişimler, çocuğun duygusal dengesini bozması muhtemel etkenler arasındadır. Diğer bir stress etkeni de; ebeveynlerden biriyle olan irtibatın iyice azalmasıdır. Eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler.
Boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir. Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır. Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük subjektif iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.
BELİRTİLERİ:
Boşanmanın çocuklar üzerinde birçok etkisi vardır. Bunlar;
-
Çocukluk ve ergenlikteki (emosyonel) duygusal davranışlara etkisi,
-
Eğitim ve sosyoekonomik düzeye etkisi,
-
Agresif, antisosyal ve suç içeren davranışlar üzerine etkisi,
-
Beden sağlığı ve gelişimine etkisi,
-
Ruh sağlığına etkisi,
-
Madde kötüye kullanımına etkisi,
-
Ergenlik ve yetişkinlikte aile ve diğer ilişkilere etkisi.
Ebeveynlerin boşanmasından sonra çocuk için en erken değişiklik; genellikle baba olmak üzere yetişkinlerden birinin fiziksel yokluğudur. Çocuklar anne-baba arasındaki çatışmaya, kendilerinde oluşan çok büyük bir sıkıntıyla cevap vermektedirler. Bu çatışmanın çocuklar üzerindeki etkisi çok net olarak görülebilmektedir. Çocuklar, kendilerine yönelik bir içsel şiddet ortaya koyarlar. Bu da agresyon, davranış problemleri, kaygı, okul problemleri, dikkat eksikliği ve somatik yakınmaları içeren bir dizi sonuca yol açmaktadır. Yakın zamanda yayınlanmış çalışmalarda boşanmış aile çocuklarındaki (ve de böyle ailelerin ergenlerindeki) problemlerin altta yatan en önemli nedeninin ayrılığın kendisi olduğu tespit edilmiştir. Çocukların ayrılıktan sonra en çok üzüntü, sıklıkla öfke ve şaşkınlık duygularını yaşadıkları görülmektedir. Öfke bazen ayrılmaya sebep olmuş gibi görünen ebeveyne yönelmektedir. Küçük çocuklar içinse evden ayrılan yetişkin boşanmayı başlatan kişi olarak algılanmaktadır. Bazı çocukların anne-babasının ayrılmasından dolayı kendilerini suçladıklarını gösteren bazı çalışmalar vardır.
Boşanmış aile çocuklarında beraber ailelerin çocuklarına göre sosyal, psikolojik, ve fiziki gelişimde olumsuz yönde belirgin farklar vardır. Bu çocuklar ileri yaşlarda evlilik hakkında kaygı duyuyorlar veya evlenmeyi daha az istiyorlar ya da başarılı bir ilişki kurma konusunda karamsar oluyorlar. Ayrıca anne-baba arasındaki fazla miktardaki çatışmanın çocuk üzerindeki olumsuz etkisinin boşanmadan daha fazla olduğu bulunmuştur. Ülkemizde ergenler üzerinde yapılan bir çalışmada yüksek anne-baba çatışması olan ailelerin çocuklarında, düşük çatışma olan ailelere göre daha kötü etkilerin oluştuğu gösterilmiştir. Yine aynı çalışmada anne-baba arasındaki çatışmanın çocuklarıyla olan ilişkilerine de yansıdığı belirtilmektedir.
Çocuk anne babasının ayrılacağını duyduğunda ilk önce ben ne olacağım sorusunu sorar. Çok doğal olarak çocuk bu karışıklık içinde kendi durumunun ne olacağı konusunda yoğun merak ve endişe yaşar. Bu merakı giderebilmek için anne babayı soru yağmuruna tutar. Bundan sonra ne olacaktır, kiminle birlikte kalacaktır? Evinden ve arkadaşlarından ayrılacak mıdır? Bir daha anne ya da babasını görebilecektir?
Çocuğun boşanmayı algılayışı ve bu olaya vereceği duygusal tepkiler gelişim düzeyine göre değişir. Okul öncesi dönemde (0-5 yaş) çocuk için boşanma sadece bedensel bir ayrılış olup geçicidir. Bu yaştaki bir çocuk eşlerin birbirlerine karşı olan olumsuz hislerini anlayamaz. Boşanma onda korku ve şaşkınlık yaratır. Ne olup bittiğini anlamakta zorlanır. Özellikle boşanma sonrası çökkünlük belirtileri gösteren annelerin çocuklarında anneye aşırı bağımlılık anneden ayrılamama ve kazandığı tuvalet alışkanlığını kaybetme gibi yaşından küçük davranışlar görülebilir. Çocukların bir kısmı kızgınlıklarını dışarıya saldırganlık olarak aksettirirken bir kısmı ise anneyi kaybetme endişesiyle tamamen içe kapanır ve her ortama uyum gösterme çabasına girer.
İlkokul döneminde çocuk için boşanma artık sonuçları bilinen bir olaydır. Çocuk anne babası arasındaki duygusal bağın koptuğunun farkındadır. Anne babaya karşı aynı anda farklı hisler besleyebilir. Bazen annesini bazen de babasını hatalı bulur. Ayrılığın sebebi olarak bu yaştaki çocuk kendini suçlayabilir. Yaş ilerledikçe anne ve babası açısından olayı farklı farklı değerlendirmeye başlar. Kendini suçlaması azalır. Anne babadan birine kendini yakın hisseder. Ergenli döneminde boşanma asıl anlamıyla kavranabilir. Ergen özellikle geleceği ile ilgili endişeler taşır. Anne ve babaya karşı zaman zaman farklı duygular içine girer. Olayı iki taraf açısından da değerlendirmeye çalışır. Boşanma sonrası ailedeki rol ve sorumluluk dağılımı ile ilgilenir.
Boşanmadan önce ve boşandıktan sonra bazı eşler, aralarındaki gerginlik ve anlaşmazlıkları çocuk üzerinde yaşar, kızgınlık ve öfkelerini çocukları kendi taraflarına çekerek atmak isterler. Kendilerinin iyi anne ya da baba olduğu mesajını verebilmek için abartılı davranışlara başvururlar. Çocuğu diğer eşe karşı adeta bir silah olarak kullanır, bunun için karşı tarafı devamlı suçlama ve kötü gösterme çabasına girerler. Anne, babanın ne kadar kötü bir adam olduğu evle hiç ilgilenmediğinden bahseder, baba da annenin kendilerini terk ettiğinden aslında suçlunun anne olduğundan söz eder. Bütün bu olaylar çocuğun zihnini karıştırır.
Bazı anne babalar ayrılma ya da boşanma niyetlerinden çocuğa bahsetmenin gereksiz olduğunu, kararı kendileri aldıklarından bu konunun çocukların işi olmadığını düşünürler. Boşanma kararı anne ve baba tarafından alınır. Ancak çocukların eşlerin böyle bir tercihleri olduğunu bilmeleri gerekir. Yoksa çocuğun sabah kalktığında annesini evde bulamaması ya da okuldan eve geldiğinde babasının artık o eve gelmeyeceğini öğrenmesinin yıkıcı etkisini tahmin edebilirsiniz. Zaman zaman aileler ayrılığı gizleyebilmek için farklı bahaneler ortaya atarlar. Babanın uzaklara çalışmaya gittiği ya da annenin hastalığı nedeniyle hastaneme yatmak zorunda olduğu gibi açıklamalar çocuğun zihnini karıştırır ancak gerçeği öğrenmesini engellemez. Bu tür açıklamalar çocuk ile ebeveyn arasındaki güveni sarsar ve ilişkiyi zedeler.
Çocukların boşanan anne-babalara vermek istediği en önemli mesajlar şunlardır;
-
Biz her ikinizi de seviyoruz ve her ikinize de ihtiyacımız var.
-
Bizler sizin muhbirleriniz değiliz. Diğer ebeveynimize söylemek istediğiniz bir şey varsa, bunu direkt kendisine söyleyin.
-
Biliyoruz ki, sizler acı çekiyorsunuz, korkuyorsunuz ve öfkelisiniz. Biz de!
-
Biliyoruz ki büyük olasılıkla elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz. Biz de!
-
Lütfen diğer ebeveynimiz hakkında kötü şeyler söylemeyin. Ne kadar haklı olursanız olun, bu sadece bizim kendimizi gerçekten çok kötü hissetmemize neden oluyor.
-
Lütfen taraf tutmamızı istemeyin. Böyle bir konuda taraf olmak bizim için çok zor ve çok ağır. Bu beklentiniz hiç adil değil.
-
Diğer ebeveynimizle birlikte olmaktan hoşlandığımız için size ihanet ettiğimiz duygusuna kapılmamıza neden olmayın.
-
Bu sizin seçiminiz olmayabilir, ama unutmayın, bu bizim seçimimiz de değil.
-
Lütfen boşanmanın anlamadığımız ya da bilmemize gerek olmayan ayrıntılarını bize anlatmayın.
-
Lütfen bizi evin “erkeği” ya da “kadını” yapmayın. Biz sadece çocuğuz ve sadece bir çocuk olmamıza izin verin!!!
Peki neler yapılabilir ???
KULLANILACAK TEKNİK VE YÖNTEMLER:
Çocuğunuzun boşanma sürecinden olabildiğince az etkilenmesini sağlayabilmek için aşağıdaki maddeleri yerine getirmeye çalışın;
-
Boşanmanın ne olduğu ve boşanmadan sonra anne, baba ve çocuğun yaşamında ne gibi değişiklikler olacağı konusunda çocuğu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerekir. Boşanma sürecinde, şehir veya ev değiştirme, bakıcı değiştirme, yeni bir evlilik vb. yaşam değişikliklerini erteleyin. Yaşanması zorunlu bazı değişiklikler varsa, bunlara kademeli geçişler yapmaya gayret edin. Çünkü her değişim, olumlu da olsa ekstra çaba gerektirir ve çocuğunuz için hepsine birden uyum sağlamak güç olabilir. Aynı sebeple, boşanma sonrası çocuk eşlerden hangisiyle kalacaksa, o ve çocuk ailenin boşanmadan önce yaşadığı mekanda yaşamaya devam etmelidir.
-
Eşler, kendi ailelerini de toplayarak (babaanne, hala, dayı vb.) hep birlikte bir toplantı yapmalı ve çocukla ilgili alınan kararlardan herkesin haberi olmalıdır. Böylece herkes çocuk için işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu hatırlatmış olur, çocuğun bu durumdan çok etkilenebileceğinin ve bu konuda herkesten duyarlılık beklendiğinin altı çizilir ve kararlarda herkesin katkısı olduğundan kurallar daha az çiğnenir.
-
Çocuktan ayrı yaşayacak olan eş, kademeli olarak evden ayrı kalmaya başlamalıdır; bu süreç haftada bir günden 5-6 güne kadar çıkarıldığında çocuk ayrılığa daha kolay adapte olur. Boşanmadan sonra, çocuklar her iki eşle de sürekli ve düzenli olarak görüşmeye devam etmelidir. Siz artık sevgili veya karı- koca olmayabilirsiniz ama onun için halen anne-babasınız. O sizleri beraber tanıdı ve beraber istiyor, bunu anlamaya çalışın ve ayrılığınıza alışması için ona zaman verin. Çocuğunuza anne ve babanın birbirlerinden ayrılmalarının çocuklarından ayrılmaları anlamına gelmediğini anlatın. Hep birlikte sık sık biraraya gelin (Kendinizi, eşinizle bu bir araya gelişleri kimseye açıklamak zorunda hissetmeyin !!!).
-
Eşler boşanmanın çocukları için olduğu kadar kendileri için de zor olduğunu unutmamalı ve boşanmayı bir son değil, bir başlangıç olarak kabul etmelidirler. Öfke, yalnızlık duygusu, depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir, bunlar doğaldır, gerekirse profesyonel yardım almaktan çekinmemek gerekir. Kendilerini ne kadar çabuk toparlarlarsa çocuklarına da o kadar çok yararlı olabilirler. Unutmamak gerekir ki, çocuklar yeni karşılaştıkları her durumun ne denli tehdit edici olup olmadığını anlamak için genellikle yetişkinlerin tepkilerine bakarlar. Sürekli ağlayan bir anne çocuğa durumun kötü olduğu, neşeli ve çabalayan bir anne ise her şeyin yolunda gittiği izlenimini verecektir.
-
Eşler çocukları kesinlikle birbirlerine karşı kullanmamalıdır; çocuk hiçbir şekilde taraf ve tanık tutulmamalıdır.
-
Çocuk, boşanmış bir anne-babanın çocuğu olmayı çevresine karşı bir silah gibi kullanmamalıdır. Her konuda gereksiz tavizler vererek çocuğun boşanmadan alacağı yaralar yalnızca artırılır, azaltılmaz. Her gün çikolata yemesine izin vererek çocuğunuzun boşanma olayından daha az etkilenmesini sağlayamazsınız, sadece çikolataya daha çok alışmasını sağlarsınız.
-
Çocukla ilgili her konuda eşler birbirleriyle çelişen davranışlarda bulunmamaya gayret göstermeli, ortak bir yol izlenmelidir. Babanın evinde izin verilen bir şeye, annenin evinde yasak konulmamalıdır.
-
Çocuklar anne-babalarının boşanmasından kendilerini suçlayabilirler. Bu yüzden, boşanma sebebinin çocukla hiçbir ilgisinin olmadığı, bunun anne ile babanın arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığı açıkça anlatılmalıdır.
-
Çocuk anne-babasının yerine kimseyi koymak istemez, buna saygı duymak gerekir. Boşanma sonrası eşlerden biri yeni bir ilişki yaşıyorsa çocuğun bunu boşanmayı kabullenene kadar bilmemesi gerekir.
-
Boşanma sırasında, çocuklar mahkeme, eşya dağılımı, nafaka gibi konulardan haberdar edilmemelidir.
Anne-babası boşanmış veya boşanma aşamasında olan bir çocukla ilişkisi olan herkes için iki uyarı :
-
Çocuğun yanında bu konuyu konuşmayın, özellikle de eşlerden birinin tarafını tutan veya kötüleyen sözler sarf etmeyin.
-
Boşanma olayını çocukla ilişkilendirmeyin ve çocuğa bu anlama gelen sözler sarfetmeyin.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:
-
Çocuğa boşanmanın ne demek olduğunu, açık ve yalın bir dille anlatın. Bunu eşinizi kötülemeden ve suçlamadan yapın. Geçinemediğinizi bir arada mutlu olamadığınızı belirtin. Yeniden birleşme umudu vermeyin. "Sen istersen barışırım" gibi sözlerden kaçının.
-
Boşanmanın onu bir süre mutsuz edeceğini bildiğinizi söyleyin boşanmada bir suçu olmadığını, onunla ilgisi bulunmadığını belirtin. Ana-baba olarak sevginizin süreceğini boşanmayla anne ya da babadan birini yitirmeyeceğini vurgulayın.
-
Çocuğu eşinizle olan çatışmanızın dışında tutmaya çalışın. Onu kazanma yarışına girmeyin. Barışmak için aracı yapmayın.
-
Duygularınıza yenilip çocuğu yan tutmaya zorlamayın. Size yaranmak için eşinizi kötülemesine izin vermeyin. Eski eşinizi olduğundan daha iyi gösterme çabasına da girmeyin.
-
Eski eşinizden öç almak için çocuğu ondan yoksun bırakmayın. Bu durumda asıl cezalanan eski eşiniz değil, çocuğunuzdur.
-
Çocuk ana ve baba arasında top gibi gidip gelmemelidir. Bir evi asıl evi olarak benimsemelidir. Ancak anne ya da babasına giden çocuklar için diğer evde de çocuğun kendine ait bir ortamı olmalıdır. Belki evin bir köşesi ya da bir odası çocuk için düzenlenmelidir. Çocukta sarsılan güven duygusu ayrı yaşayan ana ve babayı sık görmesiyle değil düzenli aralarla ve sürekli görmesiyle onarılabilir.
-
Çocuğu acıma duygularıyla ya da şımartarak eğitmeyin. Çocuğunda tedirgin ve güvensiz olduğunu düşünerek aşırı tepkilerden kaçının hele anne veya babasına göndermekle korkutmayın. Çocukta gördüğünüz olumsuz davranışları eski eşinize benzetmekten kaçının "Ne olacak.! Babasının oğlu, babandan ne hayır gördüm ki senden göreyim?" gibi ağır sözler kullanmayın.
Anne babasının ayrılık kararını öğrenen çocuk aşağıdaki sorulara cevap arar:
Şu anda ailenin yaşadığı evi kim terk edecek?
Çocuğa yaşayacağı evle ilgili bilgi verilmeli, evi kimin terk edeceği açık bir dille anlatılmalıdır. Çocuk bundan sonra kiminle yaşayacağını bilmek isteyecektir. Çocuğa kiminle yaşayacağı söylenmelidir.
Anne ve babam niçin ayrılıyorlar?
Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun bir şekilde ayrılığın nedenleri anlatılmalıdır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, söylenecekler kadar söylenmeyecekler de önemlidir. Çocuğa gereğinden fazla bilgi vermek ve sindiremeyeceği kadar detayları anlatmaya kalkışmak onun zihnini bulandırır ve sıkıntısını artırır. Konuşmaya başlarken keskin ifadelerden kaçınılmalı daha yuvarlak ve genel ifadeler kullanılmalıdır. Ayrılmanın nedenini açıklarken örneğin, baban başka biriyle yaşıyor diye söze başlamak çocuğun bu olaya saplanmasına ve başka açıklamalarımıza kulak vermemesine neden olur. Babanın başka biriyle yaşadığı ancak daha sonraki konuşmalarda açıklanmalıdır.
Ayrılmanın nedeni anlatılırken diğer ebeveyni suçlayıcı sözlerden kaçınılmalıdır. Çocuğun taraf tutmasını sağlamaya yönelik çabalar sevdiği ve özdeşim kurduğu kişiye karşı düşmanca davranışlar içine girmesine neden olabilir. Aslında çocuk hem annesini hem de babasını sever ve özdeşim kurar. Sevdiği kişiler hakkında açılan karalama kampanyası her şeyden önce çocuğun kendi duygu ve düşüncelerine olan güveni zedeler. Bütün bunlardan çocuktan gerçeklerin saklanması gerektiği anlamı çıkmaz. Çocuğa gerçekler mutlaka söylenmelidir. Ancak bunun zamanı konusunda aceleci davranılması hatalıdır. Zaten siz söylemeseniz de çocuk mutlaka süreç içinde gerçekleri öğrenecektir. Önemli olan abartılı ve tamamen hissi olan yaklaşımlardan kaçmaktır. Eğer boşanma eşlerden birinin fiziksel ve cinsel istismarı nedeniyle gerçekleşiyorsa bu durum çocuğa gelişim düzeyine uygun bir biçimde hemen açıklanmalıdır. Burada şahıstan çok eylem üzerinde durmak tercih edilmelidir.
Ben niçin annemle yada babamla yaşayacağım?
Çocuğa niçin sizinle yaşadığını yada yaşamadığını anlatmak zorundasınız. Bunu anlatırken ben seni daha çok seviyorum sana daha iyi bakarım gibi açıklamalardan kaçınılmalıdır. Ancak burada da alkolizm, fiziksel ve cinsel istismar gibi durumlar hariç tutulmalı, böyle durumlarda çocuğun sizinle güven içinde yaşayacağı ve kendisine her hangi bir zararın gelmeyeceği açıklanmalıdır.
Evi terk eden annem yada babam nerede yaşayacak?
Çocuğun merak ettiği konuların biri de evden ayrılan ebeveynin nerede yaşayacağıdır. Çocuk evden ayrılan anne ya da babasının evsiz ve açıkta kalacağı konusunda endişe duyar. Açık bir dille anne babanın nerede ve kiminle yaşayacağı çocuğa anlatılmalıdır. Evden ayrılan birey hakkında çocuğun duyduğu endişeler giderilmelidir.
Bir daha annemi ya da babamı görebilecek miyim?
Özellikle okul öncesi dönem çocukları sıklıkla bir daha anne ya da babasını görüp görmeyeceği sorusunu sorar. Çocuğun anne ya da babasını ne sıklıkla göreceği eşlerin karşılıklı anlaşması ya da mahkeme kararı ile belirlenmektedir. Ancak ideal olan çocuğun istediği zaman anne ya da babasını görebileceği ortamı sağlamaktır. Bu mümkünse çocuğa istediği zaman anne ya da babasını görebileceği söylenmelidir. Çocuğa bu konuda yalan ve yanlış bilgiler verilmemelidir. Ayrılık sonrası en kısa zamanda çocuğun evden ayrılan anne ya da babasını hangi zaman göreceğini önceden mutlaka bilmelidir. Örneğin, çocuğun "her Cuma akşamı babam beni alır" düşüncesi olmalı, ne zaman birlikte olunacağı takvime bağlanmalıdır. "Fırsatım olursa görüşürüz" diyen, çocuğu yoğun belirsizlik içine sokan yaklaşılmadan kaçınılmalıdır.
Bana ne olacak?
Ayrılma sonrası çocuklar kendi gelecekleri konusunda endişeler yaşarlar. Hayatlarının bundan sonraki bölümünde neler olacaktır. Aynı okuluna devam edebilecek midir? Eski arkadaşları ile görüşebilecek midir? Aile büyükleri (dede, nine, teyze, hala, amca, dayı gibi) ile görüşmesi devam edecek midir? Çocuğun bu sorularına cevap verilmelidir. Özellikle eskiden yaşadığı evden ayrılması gerektiği durumlarda çocuk için ebeveyn ile olan ayrılma zorluğuna arkadaşları, öğretmenleri ve evinden ayrılığın getirdiği zorluklar eklenecektir. Evinden ayrılan çocuğun oyuncaklarını ve sevdiği ve bağlandığı bazı eşyalarını yanına almasına izin verilmelidir.
Annem ya da babam geri dönecek mi?
Her ayrılık boşanma ile sonuçlanmayabilir. Boşanma ile sonuçlanmayan ayrılıklarda geleceği tahmin etmek kolay olmaz. Çocuğun evliliğin geleceği hakkındaki sorularına cevap verirken olasılıkları akılda tutmalısınız. Ayrılığın ne kadar süreceği ve sonunda boşanmanın olup olmayacağı hakkında kesin fikrimiz yok ise çocuğa net mesajlar verici yaklaşımlardan uzak durmalısınız.
Boşanma ve ayrılığın ardından anne ya da baba bu zor döneminde çocuğun nelere ihtiyacı olduğunu ve ona nasıl yardımcı olacakları konusunda bilgi edinmek ister. Anne ya da babanın bu süreçte dikkat etmesi gereken hususlar şöyle sıralanabilir;
-
Çocuğunuza mümkün olduğu kadar fazla zaman ayırmalısınız. Onunla birlikte olabildiğiniz zamanlarda oyunlarına katılınız ve birlikte oyun oynayınız.
-
Çocuğunuzun duygularını rahat ifade etmesini sağlayacak ortamlar sağlayınız. Örneğin, "Babanın evden ayrılması bizi oldukça sarstı, seninde farklı duygular içinde olduğunu biliyorum" diyerek söze başlayabilirsiniz. Çocuğunuza onu dinlemeye ve anlamaya hazır olduğunuz fikrini vermelisiniz. Bunu yaparken ısrarcı olmayınız. Çocuk duygularını bir çırpıda ifade edemeyebilir. Onun ağzını arar ve ondan laf koparmak istercesine yaklaşmayınız.
-
Çocuğunuzun duygularını anlamaya çalışınız. Yargılayıcı ve suçlayıcı olmayınız.
-
Çocuğunuzun yanında eski eşinizi eleştiren, aşağılayan suçlayan sözlerden kaçınınız.
-
Bu süreçte çocukta yaşına göre beklenenin altında davranışlar görülebilir. Çocuk adeta geriye dönmüş ve bebeksi bir hal almış olabilir. Bu nedenle çocuğu cezalandırmayınız.
-
Ayrılık kararı anne-baba tarafından çocuğa birlikte açıklanmalıdır. Ayrılık nedenleri detaylara inmeden çocuğa anlatılmalı, karşılıklı suçlamalardan kaçınılmalıdır.
-
Çocuğun önemli günlerinde ya da yaşadığı sorunların çözümünde eşler birlikte hareket etmek ve aynı ortamlarda bulunmak zorundadırlar. Ayrılmanın getirdiği suçluluk duygusuyla çocuğa sürekli taviz verilmemelidir.
-
Ayrılan eşler, yeni erkek ve kız arkadaşlarını çocukla tanıştırma konusunda acele etmemelidirler. Çocuklar bu yeni kişiye aşırı bağlanma yaşayabilirler. Anne-babanın yeni arkadaşı ile yaşayacağı olası ayrılıklar çocuğun ikinci bir ruhsal sarsıntı yaşamasına neden olabilir.
-
Çocuğun ayrılığa vereceği tepkiler normal sınırları aşıp ruhsal anlamda sorun haline de gelebilir. Depresyon, kaygı, uyku bozuklukları, okul sorunları, davranış sorunları gibi geniş bir yelpaze içinde görülebilecek ruhsal sorunlarda mutlaka çocuk psikiyatrisi uzmanlarından yardım istenmelidir.
-
Çocuklarınızı her zaman sevileceklerine ve en iyi şekilde bakılacaklarına inandırmak ve bu yönde davranmak.
-
Çocuklarınızı diğer ebeveyn ile mutlu ve sıcak bir ilişki sürdürmek için cesaretlendirmek ve bunun için elinizden geleni yapmak.
-
Eski eşinizle ilişkiyi mümkün olduğu kadar sorunsuz sürdürmek. Bu mümkün değilse, sorunları çocuklara yansıtmamak.
-
Çocuklarla ilgili konularda eski eşinizle işbirliği yapmak.
-
Çocuklarınızın sizin için yeri doldurulamaz ve değerli varlıklar olduğunu hissetmelerini sağlamak.
-
Hayatlarındaki başka insanlardan ve uzmanlardan yardım ve rehberlik istemeleri için çocuklarınıza yardım etmek.
SONUÇ: Boşanma olayı hem bireyler hem de çocuklar için çok zor bir durumdur. Ancak bu durumdan en çok etkilenenler şüphesiz çocuklardır. Çocukların en az etkilenmesini sağlamak için gerekli önlemler alınmalı ve önerilere dikkat edilmelidir.
TUTULMASI GEREKEN FORMLAR:
-
Danışan Kayıt Formu (Doldurularak, dosya numarasına uygun dosyalanacaktır.)
-
Danışma Değerlendirme Formu (Birkaç danışma oturumu gerçekleşmişse en son oturumda doldurulup, dosyalanacaktır.)
-
Rehberlik Hizmetleri Bölümü Görüşme Kayıt Formu: (Bu form bilgisayar ortamında doldurulacak, kayıt altına alınacak ve çıktısı dosyalancaktır.)
Dostları ilə paylaş: |