Bütün bunlara sebep olan elle Hy di. Ellerinin ceketini çıkartıp yere bıraktığını hissetti. Sonra pantolon da
ceketin yanma düştü. Elleri iltihaplanmış ti, yakında kollarına da geçecekti,
Zehirin ellerinden bileklerine,
kollarına ve omuzlarına doğru çıktığını hissetti. Elleri doymak
— 40 —
t
nedir bilmiyordu. Gözlerinde de açlık izleri okunuyordu, sanki bir şeye bakmak ihtiyacını duyuyormuş
gibi hissediyordu*
Mildred:
—¦ Ne yapıyorsun?, diye sirdu.
Terleyen, buz gibi parmaklarının arasındaki kitabı düşürmeden dengesini bulmaya çalıştı.
Bir dakika sonra karısı;
— Odanın ortasında durmasana, dedi. Gırtlağından hafif bir ses fırladı. Karısı yine sordu.
— Ne?
Gürültüsü şimdi daha hafifti. Ayaklarının üstünde sallanarak yatağa doğru yürüdü ve kitabı soğuk yastı*
gın altına soktu. Yatağın üstüne düşünce karısı bir hayret sayhası kopardı.
Sanki koca bir denizin
ortasındaki iki ada gibi birbirlerinden ayrıydılar. Mildred hep konuşuyordu. §undan bundan söz ediyordu,
ama kelimelerini anlamıyor, sadece sesini duyuyordu. Fakat Montag cevap vermeden yatıyordu. Biraz
sonra karısının kalkıp yanma geldiğini ve buz gibi parmaklarını yanağına dokundurduğunu hissetti. Karısı
parmaklarını çekince uçlarının ıslak olacağını büiyordu.
* **
Montag, gece geç saatte karısına baktı. Henüz uyumamış olduğunu gördü. Odada hafif müzik sesi vardı.
Yine kulaklarından yükselen müziği dinliyordu.
Gözlerini tavana dikmiş, hareketsiz yatıyordu.
Karısının telefonla çok konuşması üzerine çaresiz kalan koca en yakın dükkâna koşup karısına telefon
ederek, akşama ne yemek olduğunu sorduğuna dair eski bir fıkra yok muydu? Eh,
acaba kendisi de bir
kulaklık ve
— 41 —
verici alsa kapsıyla konuşsa, ona haykırsa, bağırsa, söylese olmaz mıydı? Ama ne söyleyecek, ne
fısıldayacak ti? Ne söyleyebilirdi?
Birden karısı kendisine o kadar yabancı geldi ki, onu evvelce tanıyıp tanımadığını kendisine sormak
zorunlu-ğunu duydu. Başka birinin evindeydi. Sarhoş koca yanlış kapıyı açmış, yanlış bir kadının koynuna
girmiş, sonra sabahleyin tekrar işe gitmişti ve ikisi de bunun farkında değildi.
— Millie...?, diye fısıldadı.
Dostları ilə paylaş: