Salon ekranında görünen Faber'İn evi. Bahçedeki fıskiyeler sonuna kadar açılmış, sanki yağmur yağıyor.
Köpek titreyerek durdu.
Hayır! Montag, pencerenin pervazına tutundu. Buraya! Buraya!
Procaine iğnesi girip çıktı. iğnenin ucundan beyaz bir damla köpeğin madeni burnuna damladı,
Montag göğsü sıkışarak nefesini heyecanla tuttu.
Mekanik Köpek döndü ve Faber'İn evinden uzaklaşarak tekrar ara sokağa daldı.
Montag, başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Helikopterler oldukça yaklaşmıştı.
Montag, yine kendisine geliyordu. Başkasının televizyon ekranında seyrettiği oyun kendi oyunuydu.
Büyük bir satranç oyununa girişmişti ve oyunu adım adım takip ediyordu.
Sc*a evin penceresinden ayrılmak için kendi kendisini uyardı. Yine nehire doğru koşmaya başlamıştı. Bir
ara sokak,
başka bir cadde, sonra nehrin kokusu. Ayaklan mümkün olduğu -adar sesniz basıyor,
bacakları mümkün olduğu kadar uzun açılıyordu. Eğer kameraya yakalanacak
olursa milyonlarca Montag
koşarken ekranlarda görünecekti. Şu onda peşinde
yirmi milyon mekanik köpek
—. 128 —
ı * i
koşuyordu. Bütün evlerin duvarlarında, mekanik bir canavar vardı.
Montag, .kulak radyosunu kulağına taktı, —. Polis, Eİm Terraee bölgesindeki halktan şunu istiyor: Her
evdeki, her kişi kapısını penceresini açsın pencerelerden dışarıya baksm. Eğer herkes aynı anda
evlerinden dışarıya bakacak olursa kaçak daha gizli kalamayacaktır. Hazır mısınız?
Tabiî! Bunu neden daha önce düşünememişlerdi! Neden bu kadar yü\ bu oyunu uygulamamalardı!
Herkes uyansın, herkes dışarı baksın! Kimseye görünmeden ge-. çemezdi! Şehrin tenha sokaklarında
koşan
sadece kendisiydi, bacakları ağrıyan sadece kendisiydi,
— Ona kadar sayılacak. IJir! iki! Montag, şehirin uyandığını hissetti.
— Üç!
Şehrin binlerce kapıya dönüştüğünü hissetti.
Daha hızlı! Bacaklar daha uzun açılsın!
—¦ Dört!
İnsanlar uykulu uykulu koridorlarda yürüyorlar.
—Beş!
Dostları ilə paylaş: