Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə137/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   133   134   135   136   137   138   139   140   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

BİREYCİ ANARŞİZM
Bireyci anarşizmin felsefî temelleri egemen bireyden oluşan liberal fikirden beslenir. Liberal 
bireyciliğin (bkz. s. 45) mantıkî sınırları zorlanarak anarşist çıkarsamalara ulaşılmıştır. Örneğin 
Godwin’in (bkz. s. 196) anarşizmi klasik liberalizm kaynaklıdır. Liberalizmde bireyin önceliğinin 
ve bireysel özgürlüğünün merkezî önem i vardır. Klasik liberal görüşte özgürlük negatiftir: Bireyin 
dışarıdan gelen bir sınırlandırmadan yoksunluğunu ifade eder. Bireyciliğin sınırları zorlandığında 
her insan varlığında kesin ve sınırsız bir otoritenin varlığı anlamına gelen bireysel bağımsızlık kav­
ramı ortaya çıkar. Bu bakış açısıyla bireyi sınırlandıran her şey kötüdür ama tanımı itibariyle ba­
ğımsız, zorunlu ve zorlayıcı devlet tamamen kötü anlamına gelir. Açıkça belirtilmelidir ki, kanun ve 
hükümet tarafından yönetilen bir toplumda birey bağımsız olamaz. Bu yüzden bireycilik ve devlet 
birbiriyle bağdaşmayan zıt ilkelerdir.
Bu fikirler liberal kaynaklı olsa da liberalizm ve bireyci anarşizm arasında önemli farklılıklar 
vardır. İlk olarak liberaller bireysel özgürlüğün önemini kabul etseler de bunun devletsiz bir top­
lumda gerçekleştirilebileceğine inanmazlar. Klasik liberaller hırsızlık, korku, şiddet, hatta cinayet-


Peter Kropotkin (1842-1921)
Rus coğrafyacı ve anarşist teorisyen. Çar II. Alexander'in hizmetine ilk giren soylu bir ailenin 
oğlu olan Kropotkin, Fransa ve İsviçre arasındaki Jura bölgesinde çalışırken anarşist fikirlerle 
tanıştı. 1874 yılında St. Petersburg'daki hapishaneden tahliye olunca uzun bir Avrupa seya­
hatine çıktı ve 1917 Devrimi'nden sonra Rusya'ya geri döndü.
Kropotkin'in teorisi, Darvvin'in teorisine alternatif içeren bir evrim teorisine dayanır. Karşılıklı 
yardımlaşmayı insan ve hayvan gelişiminin temel ilkesi olarak değerlendirerek anarşizm ve 
komünizm için deneysel bir taban oluşturmaya çabalamıştır. Kropotkin'in temel eserleri 
Mutual Aid
(Karşılıklı Yar­
dım, 1897), 
Fields, Factories and Workshops [Tarlalar, Fabrikalar ve Çalışma Atölyeleri,
1901) ve 
3aeoeeaHue Xne6a 
(Zavoyevaniye Khleba-, Ekmeğin Işgâli,
1906)
le bireylerin birbirlerine zarar vermesini engellemek için minimal veya gözetleyici (gece bekçisi) 
devletin gerekli olduğunu savunurlar. Bu yüzden hukuk, özgürlüğü sınırlandırmak için değil, öz­
gürlüğü korumak için vardır. Modern liberaller bu iddiayı daha da ileri götürürler ve pozitif öz­
gürlüğü daha da genişlettiği için devletin müdahalesini savunurlar. Bunun aksine anarşistlere göre 
bireyler, diğer insanlardan korunmak için topluma polislik yapan devlete ihtiyaç duymadan barış­
çıl, düzenli ve başarılı bir şekilde kendi kendilerini idare edebilirler. Rasyonel ve ahlâklı olmaları 
sebebiyle özgür bireylerin bir arada yaşayabileceğine inanırlar. Akıl, anlaşmazlığın olduğu yerde 
sorunun şiddetle değil hakem kararı veya tartışma ile çözülmesini emreder.
ikinci olarak, liberaller anayasa ve temsilî kuramların gelişmesiyle hükümetin gücünün 
kontrol altına alınabileceğine inanırlar. Kurumlar, çeşitli denetim ve düzenlemelerle hükümetin 
ve hükümetin çeşitli organlarının gücünü sınırlandırarak bireyi koruma iddiasındadırlar. Düzenli 
seçimler hükümetin genel halktan veya en azından seçmenlerin çoğunluğundan sorumlu olması 
için düzenlenmiştir. Anarşistler, sınırlı, kurumsal ya da seçimle göreve gelen hükümeti reddederler. 
Demokrasi ve anayasalcılığı (bkz. s. 56) mutlak siyasî baskının yönlendirdiği sahte görünüşler 
olarak kabul ederler. Hükümetin çıkardığı kanunlar ister anayasal ister keyfî olsun ister demokratik 
isterse diktatörce olsun; tüm kanunlar bireysel özgürlüğe tecavüz eder. Başka bir deyişle tüm dev­
letler bireysel özgürlüğe karşı birer saldırıdır.
Egoizm
Egemen birey fikri üzerine inşa edilen anarşist inançların en belirgin ifadesi, Max Stirner’ın Der 
Einzige und sein Eigenthum (Ego ve Onun Sahibi,
[1845] 1971) adlı kitabında bulunur.
Marx gibi Stirner d a (l8 0 6 -1 8 5 6 ) Hegel’in (17 70 -1 83 1 ) düşüncelerinden derin bir şekil­
de etkilenmiştir, fakat her iki düşünür de tamamıyla farklı sonuçlara ulaşmıştır. Stirner’ın teori­


leri bireyciliğin uç bir biçimini temsil eder. Egoizm kavramı iki anlama sahip olabilir. Bireylerin 
temelde kendileriyle ve egolarıyla ilgili olduklarını iddia eder. Hobbes (bkz. s. 88) ve Locke 
(bkz. s. 54) gibi düşünürler tarafından kabul edildiği gibi bireyler çıkarcıdırlar. Çıkarcılık birey­
ler arasında çatışmalara sebep olur ve bu durum bireylerin diğer bireylere zarar vermesini engelle­
yebilecek bir devletin varlığını gerekli kılar.
Stirner’a göre, egoizm bireyi ahlâkî evrenin merkezine yerleştiren bir felsefedir. Bu sayede birey, 
toplumsal sözleşmeleri, dinî veya ahlâkî ilkeleri dikkate almadan tercih ettiği gibi açıklar. Böylesi bir 
durum hiçbir şeye inanmayarak, tüm politik, sosyal ve ahlâkî kuralların reddi anlamına gelen nihi­
lizme ulaşır. Bu durum açıkçası ateizm ve bireyci anarşizmin radikal biçimini ifade eder. Devletsiz 
bir toplumda düzenin nasıl sağlanabileceğine dâir birkaç öneri içeren ve anarşist hareketin ortaya 
çıkışında küçük etkileri olan Stirner’ın anarşizminin kökenleri, Aydınlanma’nın ilkelerine dayanır. 
Onun fikirleri, yine de, Nietzsche (bkz. s. 216) ve 20. Yüzyıl varoluşçuluğunu etkilemiştir.

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   133   134   135   136   137   138   139   140   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin