DĐLAÇAR(1971: 106-107), okul dilbilgisi kitaplarında bildirme kipi (indicatif),
emir kipi (imperatif), dilek-şart kipi (desideratif, conditionnel, subjonctif), gereklilik
kipi (necessitatif), istek kipi (optatif, subjoncitif) gibi ayrımların yapıldığını, bununla
birlikte zamanla, kılınış’la karıştırılan kip terimlerine de rastlandığını belirtir. Örn. –
di’li geçmiş zaman kipi, -miş’li geçmiş zaman kipi, şimdiki zaman kipi vs. “Zaman
kipi” terimlerinin yanlış olduğunu, kipin zamanla hiçbir ilgisinin olmadığını, kipin
yalnızca ruh durumunu, zamanın da sadece zamanı, vakti anlattığını vurgular. Kipin,
belli bir biçimbirime, eke bağlı bulunması zorunluluğu yoktur. Kip, türlü eklerle, türlü
anlatım çalımlarıyla belirtilebildiği gibi, tek bir ek türlü kipleri de anlatabilir. Kiplerin
sayısı ne beştir, ne de ondur, ruh durumlarının sayısınca kip vardır. Bu görüşleriyle
DĐLAÇAR, kip kavramına geleneksel bakışı eleştirir, kipin zamanla ilgisinin
olmadığını belirtir.
18
AKSAN’a (1980: 101) göre “kip kavramı geleneksel dilbilgisinde yerleşik bir
kavram olup doğu ve batı dilciliğinde çok eskiden beri kullanılmıştır. Eylemin
bildirdiği devinimin, oluşun, kılınışın, konuşan açısından ne tarzda, ne yolda
yansıtıldığını gösterir.”
Geleneksel bakış açısından GABELENTZ (1901:470-474), kipliğin üç türü
olduğunu belirtir: Mantıksal, psikolojik ve sosyal kiplik. Mantıksal kiplik, yüklemin
özneyle olan ilişkisidir. Bu ilişki olumlu, olumsuz, gerçek, olası, zorunlu v.s.
ş
eklindedir. Bu kipliğin ifade edilmesi için, kiplik fiiller, kiplik zarflar ve cümleye
bağlı kiplik bağlaçlar kullanılır. GABELENTZ bu kiplik türünü aynı zamanda nesnel
(objektiv) olarak tanımlar. Psikolojik kiplik, “konuşanın konuşmayla olan ilişkisi”
ş
eklindedir. Bu ilişki, konuşanın konuşmasında bildirme, sorma, ünlem, emir ya da
rica olarak mı bu ifadesini gerçekleştirdiğini veya bu konuşmada kararlılık,
alçakgönüllü bir tutum, tahmin, ürkeklik, umutla ya da kuşku ile konuşup
konuşmadığını belirtir. Bu kiplik türü özneldir (subjektiv), yani konuşan sadece bir
gerçeği bildirme arzusunu değil, bilakis kendisini, ya da kendisinin ruh halini ifade
eder. Örn. emri ifade eder, belli ezgileri kullanır. Bu ezgilerden emrin nasıl verildiği,
dinleyenin yerine getirmesi ile ilgili zorunluluk derecesi anlaşılır. Bunun için yardımcı
sözcükler, kiplik sözcükler ve kiplik edatları
(
Modalpartikel) vb. sözcükler kullanılır,
deyimler ile tabirlerden yararlanılır. Kipliğin üçüncü türü olan sosyal kiplik, sosyal
sınıf düzeninin (Rangordnung) ve toplumsal hiyerarşinin ifade biçimlerinde görülür.
SCHMIDT’e (1967: 27 vd.) göre, konuşan ifadesinin içeriğine ilişkin tavrını
açıkladığı için, kiplik iletişimsel-dilbilgisel bir karakter taşır. Kiplik fiilleri eylemsel
ilişkiyi şekillendirir ve mantıksal-dilbilgisel işlevleri vardır, çok işlevlidir, bundan
dolayı çok araştırılan bir konu olmuştur. SCHMIDT(1967: 224 vd.), kipi sadece bir
19
gramer ulamı olarak değil, kiplik sistemini bir bütün olarak, tüm kiplik ifade
araçlarıyla araştırılmasının zorunlu olduğunu savunur.
MEIER (1977: 87) kipliği, konuşana ve konuşma durumuna bağlı olan cümle
semantiğinin bir bileşeni olarak tanımlar ve üçe ayırır:
1.
Nesnel Kiplik: Konuşanın bakış açısından ifadenin içeriğinin gerçekle
ilişkisini anlatan bir kiplik türüdür.
2.
Öznel ya da Đletişimsel- Dilbilgisel Kiplik: Bu kiplik türünde konuşan
sözcede söz konusu olan iş, oluştan emin olma, emin olmama, ondan
kuşku duyma, ya da tahminini ifade eder.
3.
Mantıksal-Dilbilgisel Kiplik: Her şeyden önce kiplik fiiller, özne ile
cümledeki iş ve oluş arasındaki bağlantıyı ifade eder.
Kiplik, MEIER’e (1977: 87) göre çeşitli dilsel araçlarla ifade edilir. Bütün
kiplikle ilgili sözcükler, kiplik alanını (Modalfeld) oluşturur.
DETH, cümlede iki temel kiplik türü olduğunu belirtir: Gerçeklik ve gerçek
dışılık. Bunlar her cümlede zorunlu bulunan genel kipliktir. “DETH (1986) öznel ve
nesnel kiplik kavramını reddeder, ona göre her dilsel bağlamın nesnel ve öznel bir
karakteri vardır. Genel kiplik kavramı, konuşanın sözcenin içeriği ile bağlantısını ifade
eden kesinlik kipliği’ni de içerir. Kesinlik kipliği ile (genelde öznel) konuşucu bir iş ya
da oluş için kendi kişisel yargısını belirtir. Bu kiplik fiiller ve kiplik ya da kiplik
edatları (Modalpartikeln) gibi özel dilsel araçlarla gerek etkin, gerekse de dolaylı
20
olarak oluşabilir. Kesinlik kipliği aynı şekilde cümledeki genel kiplik gibi zorunludur.
Kiplik ilişkisinin üçüncü türü- değiştirici (modifizierend) kiplik, yazara göre isteğe
bağlı olarak ortaya çıkar. Bu üçüncü tür, bir sözcenin içeriğini mümkün, zorunlu veya
isteğe değer kılar.”
8
SOMMERFELDT vd. (1991:21), öznel kipliğin (subjektive Modalität)
alanlarını ele alır. Ona göre konuşan/yazan, öznel kiplikte, gerçeklik ilişkisi içinde bir
dilsel ifadenin içeriğinin geçerlilik derecesini tahmin eder. Nesnel kiplik (objektive
Modalität), sözcenin gerçeklikle ilişkisini işaretler. Öznel kiplik ikiye ayrılır:
“geçerlilik derecesi” alanı ve “isteme ve buyru” alanı. Đlk alan dört alt gruptan oluşur,
bunlar sözceyi kesin, olası, olası olmayan ya da uzlaşılmış olmayan olarak betimler.
Đ
kinci alan iki gruba ayrılır: bağlayıcı olmayan ve bağlayıcı/ kuvvetli buyuru ve
isteme alanı.
Kip, biçimbilimsel ifade aracı olarak kipliğin en önemli dilsel ifade aracıdır.
SOMMERFELDT vd.’ne (1992: 72-73) göre kiplik, biçimbilimsel, sözdizimsel-
yapısal, ezgisel ve sözcüksel ifade araçlarının hiyerarşik düzenlenmiş etkisi
ile ifade edilen işlevsel-semantik bir ulamdır. Cümlede iki temel kiplik vardır.
Bunlar gerçeklik ve gerçek dışılıktır. Bu kiplikler dahilinde konuşan/ yazan kendi
öznel görüşü ile bir olayın kesinliğini, belirsizliğini, tahmini, koşulluluğunu,
zorunluluğunu, olanak veya imkânsızlığını, bir eylemdeki isteği ifade eder.
________________
8
http://www.biblioteka.vpu.lt/zmogusirzodis/PDF/svetimosioskalbos/2004/Droessinger.pdf (21.09.2011)
21
HENTSCHEL/WEYDT’in (2003:76) fonksiyonel bakış açısıyla kiplik fiiller
cümlede bilgi taşıyıcı kiplik fonksiyona sahiptir. Kip (Modus), dilbilgisel kategorisinin
bir işlevi olarak cümledeki kipliği tanımlar. HENTSCHEL/WEYDT (2003: 76) kiplik
fiillerin öznel-bilgisel (subjektiv-epistemisch) ve nesnel-yükümlülük (objektiv-
deontisch) kipliği işlevinde kullanımlarını birbirinden ayırt eder.
Dostları ilə paylaş: |