T. c sağlik bakanliği haydarpaşa numune eğİTİm ve araştirma hastanesi


Anestezi Uygulamasına Yönelik Sonuçlar



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/5
tarix21.01.2017
ölçüsü0,64 Mb.
#6153
1   2   3   4   5

Anestezi Uygulamasına Yönelik Sonuçlar

Aşırı derecede düşük taze gaz akımları ile anestezi uygulanırsa, solutma sistemi 

içinde yabancı gazlar birikebilir. Bu gazlar;

-Aseton, karbonmonooksit, metan ve hidrojen gibi vücut içinde oluşabilir.

-Etonol,   karbonmonooksit   ve   nitrojen   gibi   vücut   tarafından   absorbe   edilen, 

dokularda depolanan ve akciğerler yoluyla atılan gazlar olabilir.

-Argon, haloalkenler, karbonmonooksit ve nitrojen gibi sistem içinde olaşan ya 

da solutma sistemine taze gaz ya da gaz örneği ile birlikte taşınan kontamine edici gazlar 

olabilir. 

Nitrojen, metan ve hidrojen gibi çözünürlüğü çok düşük olan gazlar, gerektiğinde 

kısa süreli yüksek taze gaz akımı ile yıkama yapılarak sistemden temizlenebilir. Ancak 

aseton,   alkol   ve   karbonmonooksit   gibi   suda   ve   yağda   kolayca   çözünebilen   ya   da 

dokulara ilgisi yüksek olan gazlar, kısa süreli yüksek taze gaz akımı ile temizlenemez. 

Solutma sistemi içinde yabancı gaz birikiminden düşük akımlı anestezi ile kaçınılabilir; 

çünkü 1 L/dk akım hızında sürekli olarak uygun bir yıkama etkisi oluşmakta ve gaz 

fazlası ile birlikte eser gazların uzaklaştırılması da kesin bir biçimde sağlanmaktadır. 

Eser gaz konusu yüksek akımlı anesteziden kaynaklanan gereksiz tüketim ve kirliliği 

haklı çıkaramaz(97).



2. DÜŞÜK TAZE GAZ AKIMLI TEKNİKLERİN GÜVENLİĞE 

KATKILARI

2.1. Araç Gerece Daha İyi Bakılması Ve Korunması

31


2.2. Uzun Zaman Sabitesi

 Doğrudan akımın düşürülmesinden kaynaklanan özel bir güvenlik unsurudur. Bu 

ani hipoksi ve volatil ajan yanlış dozunu önler.

2.3. İnhalasyon Anestezisinin Kuram Ve Uygulamasına İlişkin Bilgilerin 

Daha İyi Kavranması

Anestezi sırasında hastanın maruz kaldığı risk, büyük ölçüde anestezistin seçilen 

anestezi   yöntemi   ile   ilgili   deneyimine   ve   tekniğe   özgü   olası   komplikasyonlar 

konusundaki bilgisine bağımlıdır(4).

Anestezi ile ilgili istenmeyen olayların yalnızca %4-11’inin kesin olarak araç-

gereçteki   işlev   bozukluğundan   kaynaklandığı(98,99,100,101),   %70-80’inin   ise   insan 

kaynaklı yanlışlığa bağlanması gerektiği gösterilmiştir. Komplikasyonlar genellikle araç-

gerecin bakım ve test edilme yetersizliği, makine ve anestezi yöntemi konusunda bilgi 

eksikliği ve ayarların yanlış yapılması ile orantılıdır(99,102,103).

Tehsisat kusuru

16%

Ayarlama 



hataları 64%

Yetersizbakım 

10%

Teknik Tasarım 



8%

Belirlenemeyen 

2%

Şekil 4: Tıpta kullanılan teknik araç-gereç ile oluşan tehlikeli olayların nedenleri

32


3. DÜŞÜK AKIMLI ANESTEZİ TEKNİKLERİNİN 

KONTRENDİKASYONLARI

3.1. Göreceli Kontrendikasyonlar

10–15 dakikadan daha kısa  süren  inhalasyon anestezisinde  taze gaz  akımının 

düşürülmesi   uygun   değildir.   Çünkü   özellikle   azotprotoksit   kullanımı   ile   aşağıdaki 

risklerde artış olur:

 Yetersiz denitrojenasyon

 Yetersiz anestezi derinliği

 Gaz hacmi eksikliği

Kullanılan   araç-gereç   teknik   ön   koşulları   karşılamıyorsa;   taze   gaz   akımını 

düşürmek zor hatta imkânsız hale gelebilir. Teknik ön koşulların sağlanamamasına bağlı 

göreceli kontrendikasyonlar şunlardır:

 Solutma   sistemi   ya   da   ventilatörün   gaz   sızdırmazlığının   yeterli 

olmaması


 Gaz akım ayarlarının düşük akım aralıklarında duyarlı yapılamaması

 Yüz maskesi ile anestezi uygulaması

 Rijit bronkoskopi işlemi

 Kafsız endotrakeal tüp kullanılması

 Yeniden solutmasız sistemlerin kullanımı

 Akut   bronkospazmlı   hastalarda,   gaz   rezervuarı   bulunmayan   ve 

körüğün   ekspiratuar   dolumu   ek   bir   güçle   desteklenmeyen   anestezi 

makineleri kullanımı

Olası tehlikeli eser gaz birikimi riskinde bir artış varsa, sürekli yıkama etkisini 

güvence altına almak için, taze gaz akımı en az 1 L/dk olmalıdır. Aşırı derecede düşük 

33


taze   gaz   akımı   (minimal   akımlı   ya   da   kapalı   sistemli   anestezi)   kullanımına   yönelik 

kontrendikasyonlar şunlardır:

 Dekompanse diabetes mellitus

 Uzun süreli açlık durumu

 Kronik alkoliklerde anestezi uygulaması

 Akut alkol zehirlenmesinde anestezi uygulaması

 Bölgesel   kanaması   ileri   derecede   azalmış   ve   yoğun   transfüzyon 

yapılan aşırı sigara içicisi hastalar



3.2. Mutlak Kontrendikasyonlar

Tehlikeli ya da zehirli gazların sistemden sürekli uzaklaştırılması gereken ya da 

hastaya özgü alınımın aşırı derecede yüksek olması beklenen aşağıdaki özel durumlarda 

düşük akımlı anestezi teknikleri uygulanmamalıdır:

 Duman ya da gaz zehirlenmesi

 Malign hipertermi

 Septisemi

Yeniden solutmalı tekniklerin genel anlamdaki mutlak kontrendikasyonları ise 

araç-gerecin   hasta   güvenliğine   yönelik   temel   gereksinimleri   karşılamadığı   aşağıdaki 

durumlardır:

 Sodalaym tükenmesi

 Oksijen monitörü yetersizliği

 Anestezik ajan monitörü yetersizliği

G. SEVOFLURAN İLE DÜŞÜK AKIMLI ANESTEZİ UYGULAMASI

Gerekli   tıbbi-teknik   altyapı   ve   izlem   sağlandığında   kontrendikasyon   olmayan 

durumlarda   düşük   akımlı   anestezi   uygulanabilir.   Bunlara   daha   önceki   bölümlerde 

değinildi. Başlangıçta yalnızca karmaşık olmayan cerrahi işlemlerde ve ciddi hastalığı 

olmayan hastalarda uygulanmalıdır.

34


Her gün anestezi uygulamalarına başlamadan önce anestezi makinesinin bakımı, 

kullanıma hazır olduğu ve solutma sisteminde gaz kaçağı bulunmadığı doğrulanmalıdır.

Vaporizör her gün tam doldurulmalıdır. Kanister(sodalaym) karbondioksit izlemi 

varsa en az haftada bir izlem yapılamıyorsa renk değişikliği başladığı andan itibaren 

değiştirilmeli   ve   absorbanın   değiştirildiği   tarih   bir   etiketle   yazılıp   kanister   üzerine 

yapıştırılmalıdır. Bakteri filtresi ve humitvent takılmalı, borularda kavis oluşturulmalıdır. 



1. SEVOFLURAN İLE DÜŞÜK AKIMLI ANESTEZİ UYGULAMASI

1.1. Premedikasyon Ve İndüksiyon

Premedikasyon alışılageldiği şekilde yapılabilir. İndüksiyonda normal rutin sırayı 

izler;   preoksijenasyondan   sonra   bir   İ.V.   hipnotik   ajan   ve   gerekirse   kas   gevşetici 

verilerek, endotrakeal tüp ya da laringeal maske yerleştirilir. Hasta daha sonra yeniden-

solutmalı   sisteme   bağlanır.   Bağlantılar   iyi   kontrol   edilmeli,   sıkıştırılmalı,   kaf   iyice 

şişirilmeli,   solutma   sistemi   anestezi   sonlandırılana   dek   oda   havasına   açılmamaya 

çalışılmalıdır.   Düşük   akımlı   anestezi   teknikleri   yalnızca   bu   yöntemlerin   güvenle 

uygulanabilmesinin temlini oluşturan;

a) Uygun monitörizasyon varlığı ve doğru çalışması

b) Alarm sınırlarının dikkatle ayarlanması ve

c)Hasta solutma sistemine bağlanır bağlanmaz alarmların çalışabilir 

duruma gelmesi koşullarında uygulanmalıdır.

 İnspire edilen oksijen konsantrasyonunun alt alarm sınırı %28-30’a

 Bağlantı   ayrılma(disconnection)   alarmı   hastanın   tepe   basıncından 

5cmH2O daha aşağıya 

 Tıkanıklık(occlusion) alarmı 30cmH2O’ya ve 

 Ekspire edilen gaz hacmi alt sınırı da istenen dakika hacminin 500 ml 

altına,


 Anestezik   ajanların(sevofluran)   üst   alarm   sınırı   da   %3   vol’e 

ayarlanmalıdır.

35


1.2. Düşük Akımlı Anestezinin Başlangıç Dönemi

Taze gaz akımı hızı düşürülmeden önce yaklaşık 4 L/dk yüksek taze gaz akımının 

(1,4L/dkO2,   3   L/dkN2O)   kullanıldığı   bir   başlangıç   dönemine   gereksinim   ardır.   Bu 

başlangıç dönemi sırasında; 

 Yeterli denitrojenasyon sağlanacak

 Solutma sistemi içine istenen gaz bileşimi doldurulacak ve

 Yeterli anestezi derinliğini güvence altına almak için gerekli anestezik 

ajan konsantrasyonuna ulaşılacaktır.

Başlangıçta yüksek akım döneminin süresi akımın ne ölçüde azaltılacağına ve 

hastaya   özgü   toplam   gaz   alınımı   miktarına   bağımlıdır.   Denitrojenasyon,   4–5   L/dk 

arasında taze gaz akım hızı kullanılarak (taze gaz bileşimi %33 O2, %68 N2O) yaklaşık 

6–8   dakikada   tamamlanır.   10   dakika   sonra   solutma   sistemi   içindeki   oksijen 

konsantrasyonu   yaklaşık   %30   vol’e   ve   azotprotoksit   konsantrasyonu   da   %65   vol’e 

ulaşır.   Vaporizör   ayarı   sevofluran   için   %2,5   vol   ayarlanırsa   10   dakikalık   başlangıç 

döneminden sonra inspire edilen konsantrasyon taze gaz konsantrasyonunun %85’ine 

ulaşır(104).

Bu   sırada   ekspire   edilen   konsantrasyon   ortalama   %1,7   vol.   Olur;   bu   da 

sevofluran   için   0,8xMAC’a   eşdeğerdir.   Bu   anestezik   ajan   konsantrasyonu   %50–65 

azotprotoksit   konsantrasyonu   ile   aditif   etkileşim   gösterdiği   için   AD95=1,3MAC’a 

(hastaların %95’inde ilk cilt kesisine motor yanıt olmamasını güvence altına almak için 

gerekli ajan konsantrasyonu) eşdeğerdir.

1.3. Yüksek Akımdan Düşük Akıma Geçiş

Hasta   yeniden   solutmalı   sisteme   bağlandıktan   10   dakika   sonra   toplam   gaz 

alınımının   hala   yaklaşık   600   ml/dk   olduğu   varsayılabilir.   Düşük   akımlı   anestezi 

36


uygulamak   için   bu   andan   sonra   taze   gaz   akımı   1   L/dk’ya   azaltılır.  Taze   gaz   hacmi 

hastanın alınımından fazla olduğu için ek gaz kaybının dengelemeye yetecek kadar gaz 

fazlası vardır.

Taze   gaz   akımının   azaltılması   yeniden   solutma   oranında   belirgin   bir   artışla 

sonuçlanır. Böylece, solutulan gaz bileşimi içinde önceki inspiryumla oksijeni tüketilmiş 

olan gazın payı da artar. İnspire edilen oksijen konsantrasyonunu %30 vol’ün üzerinde 

tutabilmek için akım düşürüldüğü anda oksijen konsantrasyonunu en az %40’a hatta 

tercihen %50’ye yükseltmek gerekir.

Devre dışı vaporizör kullanıldığında akım hızının düşürülmesi ile orantılı olarak 

solutma sistemine verilen anestezik buhar miktarı da azalacaktır. Solutulan gaz bileşimi 

içinde   0,8xMAC   anestezik   konsantrasyonunu   koruyabilmek   için   taze   gaz   içindeki 

anestezik konsantrasyonu arttırılmalı, sevofluran %3 vol’e çıkarılmalıdır.

Akım   düşürüldükten   sonraki   ilk   30–45   dakika   içinde   inspire   edilen   oksijen 

konsantrasyonunda bir artış gözlenebilir. Bu sırada azotprotoksit alınımı hala önemli bir 

düzeydedir. Ancak azotprotoksit alınımı sürekli azaldığı için daha uzun süreli anestezi 

uygulamalarında   sistem   içinde   azotprotoksit   birikmeye   başlar   ve   bu   da   oksijen 

konsantrasyonunda yavaş ama sürekli bir azalmaya neden olur. Oksijen konsantrasyonu 

%30   vol.   olan   alt   alarm   sınırının   altına   her   düştüğünde   oksijen   akımı   toplam   gaz 

akımının %10’u a kadar attırılmalı ve azotprotoksit akımı da aynı oranda azaltılmalıdır. 

Örneğin; düşük akımlı anestezide oksijen akımı 100 ml/dk arttırılacak 500 ml/dk’ dan 

600ml/dk’ ya çıkarılırken, azotprotoksit akımı da aynı oranda azaltılarak 500 ml/dk’ dan 

400 ml/dk’ ya indirilmelidir. 

Düşük   akımlı   anestezi   tekniklerinin   hepsinde   inspire   edilen   oksijen 

konsantrasyonunun temel belirleyicisi hastaya özgü oksijen tüketimidir. Oksijen tüketimi 

ve dolayısıyla oksijen alınımı yüksek olduğu zaman alveol gazından daha fazla oksijen 

çekildiği için ekshale edilen gaz karışımındaki oksijen içeriği de o ölçüde düşer(105).



1.4. Anestezinin Sonlandırılma Dönemi

Uzun   zaman   sabitesi   ve   anestezi   süresine   bağlı   olarak,   cerrahi   girişimin 

bitiminden yaklaşık 15–30 dakika önce düşük taze gaz akım hızı korunurken, vaporizör 

kapatılarak taze gaz içine volatil ajan verilmesi durdurulabilir. Akım ne kadar düşükse 

37


anestezik konsantrasyonundaki azalma da o kadar yavaştır. Daha sonra hastanın spontan 

solunumu yeterli hale gelene dek, elle yardımlı solutma yaptırılır. Sistemdeki anestezik 

gazların bütünüyle uzaklaştırmak için ekstübasyondan yaklaşık 5–10 dakika önce APL 

valfi açılır, azotprotoksit kesilir ve oksijen akım hızı 4–6 L/dk’ya yükseltilir. Hastanın 

erken postoperatif bakımı olağan şekilde sürdürülür. 

Düşük akımlı  tekniklerin bir diğer yöntemi  olan minimal  akımlı  anestezi 

uygulamasına standart yaklaşım kısaca aşağıdadır:

Gaz  akımı   ve  volatil   anestezik   ayarlarına   ilişkin   önerilerin   tümü,   klinik   olarak 

rehber niteliği kanıtlanmış verilerden oluşmaktadır. Ancak, her hastanın bireysel yanıtına 

ve cerrahi gereksinimlere göre dikkatle uyarlanması gerekir



Premedikasyon:

- Alışılmış şekilde



Indüksiyon

- Preoksijenasyon

- Intravenöz hipnotik

- Kas gevşemesi

- Entübasyon ya da laringeal maske yerleştirilmesi

- Hastanın absorbsiyonlu halka sistemine bağlanması



Başlangıç dönemi

- En az 10 dk, genelde 15-20 dk (anestezik ajana ve hastanın fizik yapısına bağımlı olarak)

-1,4 L/dk oksijen

- 3 L/dk azotprotoksit

Vaporizör ayarları:

halotan %1-1,3 vol

enfluran % 2-2,5 vol

izofluran %1-1,5 vol

sevofluran %2-2,5 vol

desfluran %4-6 vol



İzlem

38


-   İnspire   edilen   oksijen   konsantrasyonu:   alarm   alt   sınırı   %28-30   vol

-   Bağlantı   ayrılması   alarmı:   alarm   alt   sınırı   tepe   basınçtan   5   mbar   az  

-  Dakika   hacmi  (MV):  alarm   alt   sınırı   istenen   değerden   0,5   L/dk   az

-  İnspire edilen volatil anestezik konsantrasyonu: alarm üst sınırı

halotan, enfluran ve izofluran: %2-2,5 vol

sevofluran: %3 vol

desfluran: %8 vol

Taze gaz akımının düşürülmesi

- 0,25-0,3 L/dk oksijen

-   0,25-0,2   L/dk   azotprotoksit

Vaporizör ayarları:

halotan %2,5-3 vol

enfluran %3-3,5 vol

izofluran %2-2,5 vol

sevofluran %3-3,5 vol

desfluran + %1-1,5 vol (%5-7,5 vol)

Uzun süreli uygulamalarda (>2-3 saat) kalsiyumhidroksit-laym kullanılmadıkça, sevofluran 

ile düşük akım tekniği taze gaz akımı 1 L/dk (0,4-0,5 L/dk O

2

, 0,6-0,5 L/dk N



2

O) ve 


vaporizör ayarı %2,5-3 vol olacak şekilde uygulanmalıdır. Ancak, kalsiyumhidroksit-laym 

kullanıldığında uzun süreli uygulamalarda bile hiçbir kısıtlama olmaksızın, taze gaz akım 

hızı en düşük düzeye indirilebilir.

Taze gaz ayarlarında değişiktik

İnspire edilen oksijen konsantrasyonu alt sınıra indiğinde

- Oksjijen akımını 50 mL/dk artır

- Azotprotoksit akımını 50 mL/dk azalt

Anestezi derinliğini uzun zaman sabitesi ile artırma  

-  Taze   gaz   akımını   0,5   L/dk   olarak   sürdür  

- Vaporizör ayarını %l-2 vol artır

- İstenen anestezi derinliğine ulaşıldığında, vaporizör konsantrasyonunu istenen değerden 

yaklaşık %l-2 vol daha yükseğine ayarla

39


Anestezi   derinliğini   uzun   zaman   sabitesi   ile 

azaltma -  Taze gaz akımını 0,5 L/dk olarak sürdür

- Vaporizör ayarını %l-3,5 vol azalt

- İstenen anestezi derinliği azalması sağlandığında, vaporizör konsantrasyonunu yaklaşık 

%l-2 vol'e ayarla



Anestezi   derinliğini   kısa   zaman   sabitesi   ile   artırma   ya   da   azaltma

 - Vaporizörü istenen inspire edilen konsantrasyona ayarla

- Taze gaz akımını 4,4 L/dk'ya artır (1,4 L/dk O

2

, 3 L/dk N



2

O)

- İstenen anestezi derinliğine ulaşıldığında (çoğu kez 5 dk'da), yeniden düşük 



akımlı anesteziye dön (0,3 L/dk O

2

, 0,2 L/dk N



2

O ).


- Vaporizör ayarını başlangıcın %0,5 vol üzerine ya da %l-2 vol altına ayarla

-  Sevofluran ve desfluran kullanıldığında; düşük çözünürlükleri ve vaporizörlerinin geniş 

ayar aralığı olması nedeniyle, düşük akım hızı korunurken de anestezik konsantrasyonu 

artırılabilir ya da azaltılabilir. Ancak, bu tür bir uygulama için anestezik ajan monitörü 

zorunludur. 

- Anestezi derinliğini hızla artırmak için başka bir seçenek: yardımcı ilaç olarak hipnotik 

ya da opioidlerin intravenöz enjeksiyonu

Gaz hacmi eksikliği: tepe basıncı ve dakika hacminde azalma

Taze gaz akımını kısa bir süre artırarak anestezik gaz rezervuarını yeniden doldur

- Kaçak denetimi yap

- Kaçak devam ediyorsa: taze gaz akımını 0,5 L/dk artır ve düşük akımlı anesteziye geç

Anestezinin sonlandırılması ve derlenme

- Cerrahi işlem sonlanmadan 10-20 dk önce vaporizörü kapat

- Taze gaz akımını 0,5 L/dk olarak sürdür

- Manuel solutma ya da SIMV ile hastanın spontan solunuma geçmesini sağla

- Ekstübasyondan 5–10 dk önce 5 L/dk saf oksijenle anestezik gazları uzaklaştır (wash-out)

- Genel amaçlı postoperatif bakım protokolünü uygula

40


3. GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalışmaya Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi 

kliniklerine   başvuran   ve   elektif   inguinal   herni   operasyonu   planlanan   ASA   I-III 

grubundan 18–76 yaşları arasında 40 hasta dahil edildi.

Bu çalışma için etik kuruldan ve hastalardan izin alındı.

Çalışma Dışı Bırakılan Hastalar

 Dekompanse kardiak ve ciddi kardiak hastalığı olanlar

 Karaciğer ve böbrek hasarı olan hastalar

 Malign hipertermi öyküsü olan hastalar

 Dekompanse diabetes mellitusu olan hastalar

 Uzun süreli açlık durumu

 Kronik alkolikler

 Septisemi

 Halojenli   ilaçlara   ve   tiopentale   karşı   bilinen   veya   şüphe   edilen 

duyarlılık anamnezi olan hastalar

 3 saatten daha uzun süren olgular

 Tüm kontrendikasyon durumları

Tez için kullanılacak DRAGER-Primus marka anestezi cihazı firma yetkilileri 

tarafından   valf   sistemleri   kontrol   edilip   bakımı   yapılarak   anestezi   uygulaması   için 

hazırlandı. 

Hastalar   rasgele   seçilerek   iki   gruba   ayrıldı.   Grup   I’e   yüksek   akımlı   anestezi 

(YAA), grup II’ ye düşük akımlı anestezi (DAA) uygulanması kararlaştırıldı. Grup I ve 

grup II’deki hastaların dökümü Tablo 9 ve Tablo 10’da verilmiştir.

41


Tablo  9: Yüksek Akımlı Anestezi Uygulanan Hastaların(Grup I) Dökümü

HASTA NO


PROTOKOL 

NO

YAŞ



CİNS

ASA


1

3477036


54

E

II



2

3868147


48

E

I



3

3957227


63

K

III



4

3572866


65

E

III



5

3836782


58

E

II



6

3882222


59

E

III



7

3133855


67

E

III



8

3803792


30

E

I



9

3302652


61

K

II



10

3734827


50

E

II



11

3917430


30

E

I



12

3920328


32

E

II



13

0905804


63

E

III



14

3320802


76

E

II



15

3824862


20

E

I



16

3868710


35

E

II



17

3470472


35

E

II



18

3286444


32

K

II



19

3917004


61

E

III



20

3911928


60

E

II



Tablo 10: Düşük Akımlı Anestezi Uygulanan Hastaların (Grup II) Dökümü

HASTA NO


PROTOKOL 

NO

YAŞ



CİNS

ASA


1

3299263


51

E

II



2

3908344


24

E

I



3

3032615


28

K

I



4

3898773


39

E

I



5

3522914


18

K

II



6

3888265


30

K

I



42

7

2084365


49

E

II



8

0811205


45

E

II



9

3494130


43

E

II



10

3884609


65

E

III



11

3050505


43

K

II



12

3888435


37

K

II



13

3668969


29

K

II



14

3625468


58

E

III



15

0876400


57

E

II



16

3569012


34

E

III



17

0865336


75

K

III



18

3683041


74

E

II



19

3834651


29

K

I



20

3470054


38

K

II



Premedikasyon olarak 0,5 mg atropin, 50 mg dolantin verilmesi kararlaştırıldı.

Ameliyat sabahı anestezi cihazının (Drager-Primus) otomatik testlerle anestezik 

gaz monitörü kalibrasyon ve kaçak testi yapılarak çalışmaya başlanıldı. Ayrıca her hasta 

için   ventilatör   ve   solunum   devresine   yönelik   kaçak   testi   tekrarlandı.   Karbondioksit 

tutucusu kuruluğu ve rengi açısından değerlendirilerek uygun zamanlarda değiştirildi. 

(Biz   güvenlik   nedeniyle   haftanın   iki   günü   Pazartesi   ve   Perşembe   günleri   rutin 

değiştirdik). Vaporizör her gün kontrol edilerek tam dolu olmasına dikkat edildi. 

Premedike edilip ameliyathaneye alınan hastalara, 20 No.lu IV kanül ile damar 

yolu açıldıktan sonra Siemens SC–7700 monitör ile EKG, SPO2, NIBP monitörizasyonu 

yapıldı ve preoperatif kan gazı alındı. 3 dakika maske ile %100 O2 ve taze gaz akımı 4,4 

L/dk’yken spontan solunumda preoksijenasyon yapıldı. 1–2 mcg /kg fentanyl, 5-7mg /kg 

thiopentalle   indüksiyon   yapıldı   ve   kas   gevşemesi   0,6   mg/kg   rokuronyum   ile 

sağlandıktan sonra hastalar uygun çaplı bir tüple orotrakeal entübe edildi. Entübasyonu 

takiben anestezi idamesinde Grup I’e (YAA) 4 L/dk (%50 O2, %50 N2O) taze gaz akımı 

43


ile sevofluran cihaz MAC değeri 1–1,3 olacak şekilde %1–1,5 vol arasında ayarlandı. 

Grup II’ de ise (DAA) 4,4 L/dk (%34 O2, %66 N2O) taze gaz akımı ile sevofluran %1.5 

vol ayarlandı ve 10. dakikadan sonra taze gaz akımı 1 L/dk’ya (%50 O2, %50N2O) 

düşürülerek   sevofluran   cihaz   MAC   değeri   1–1,3   olacak   şekilde   %1–2   vol   arasında 

ayarlandı. MAB 

±

%20 sınırları içinde tutuldu.



Gereğinde   bir   kereye   mahsus   50mcg/kg   fentanyl   enjekte   edildi.   Kas 

gevşemesinin idamesinde 10mg rokuronyum kullanıldı.

Anestezi cihazında (Drager-Primus) tidal volüm 7–10 ml/kg, solunum frekansı 

12/dk, İ:E oranı 1:2 olacak şekilde ayarlandı. Cihazda ölçülen MAC değerleri 1–1,3 

arasında tutulmaya çalışıldı. Alarm limitleri fiO2 %30 alt sınır, sevofluran %3 vol üst 

sınır, etCO2 45mmhg üst sınır, MV olması gereken değerin 500 ml altına alt sınır, Paw 

ölçülen değerin 5cmH20 altı alt sınır, 30cmH2O üst sınır olarak ayarlandı.

Peroperatif   Siemens   SC–7700   monitör   ile   EKG,   NIBP,   SPO2   takibi   yanında 

anestezi cihazındaki gaz analizörü ile dijital olarak sevofluran, O2, N2O inspiryum ve 

ekspiryum konsantrasyonları, etCO2 ve MAC değerleri de takip ve kaydedildi. Ayrıca 

MV, TV, fr, Paw’da takip edildi.

Perop 30 dakikada kontrol kan gazı analizi yapıldı.

Sistemin dışarı açılmamasına özellikle dikkat edildi. 

Anestezi sonlandırılmasında son cilt dikişi atılırken her iki grupta da taze gaz 

akımı 6 L/dk’ya çıkarılıp sevofluran ve N2O gazları kesilerek %100 oksijene geçildi. 

Kas   antagonizması   tüm   hastalarda   0,5   mg   atropin,   1,5   mg   neostigmin   ile   sağlandı. 

Operasyon sonunda tüm hastaların ekstübasyon öncesi ve ekstübasyon sonrası 1.5.10. 

dakikalardaki   derlenme   dönemi   özellikleri   Aldrete   Kraulik’in   anestezi   sonrası 

değerlendirme sistemi ile değerlendirildi(Tablo 11).

Postoperatif 10. dakika tekrar kan gazı analizi yapıldı.

Volatil ajan kesme-ekstübasyon arası süre; ekstübasyon zamanı olarak, volatil 

ajan kesme-göz açma arası süre; göz açma zamanı olarak,   “Burası neresi?”, “Doğum 

tarihin ne?” gibi sorulara cevap verme; oryantasyon zamanı olarak kaydedildi. 


Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin