17
2.4.5 TANI
2.4.5.1 Laboratuvar yöntemleri:
Amilaz: Serum amilazının yüksek değerlerinin pankreatite eşlik ettiği, tanı
koydurucu bir test olarak kullanılabileceği ilk kez 1929'da Elman ve arkadaşları
tarafından tanımlanmıştır. Serum amilaz konsantrasyonu akut atağın 2-12 saatlerinde
yükselmeye başlar genelde akut atağın başlangıcından 6 saat sonra normalin 2.5 katına
çıkar ve genellikle 3-5 gün sonra normale döner. 1000 IU/l üzerindeki değerler genel
olarak biliyer pankreatit için tipiktir, ancak tanısal değildir. Akut pankretitli hastalarda
%5-20 kadarında serum amilazının normal olabileceği gösterilmiştir Serum amilaz
konsantrasyon düzeyi hastalığın şiddeti ile korelasyon göstermez. Akut pankreatitli
hastada serum amilazı normal olabilir, çünkü amilazın idrar klerensi pankreatik
inflamasyon başladıktan hemen sonra artar. Yani idrarda fazla atıldığında serumda
düşebilir. 24 saatte 5000 IU/l üzerinde olması veya 2 saatlik ölçümde saatte 300 IU/l
‘nin üzerinde olması anlamlıdır. Hiperlipidemili hastalarda yüksek amilazın ölçülmesini
engelleyebilir. Akut pankreatitli hastalarda serum amilazından önce yükselen idrar
amilazı, 10 güne kadar yüksek kalabildiğinden değerli bir bulgudur. İdrar amilazı ve
amilaz klerensinin serum klerensine oranı daha hassas ve spesifik belirteçtir. Hastaların
periton ve plevral sıvılarında amilaz değeri seruma göre 4-5 kat yüksek olabilir. Amilaz
tayini ucuz ve pratik bir teknik olmasına rağmen pankreas dokusuna özgünlüğü zayıftır.
Pankreas dışında tükrük bezi, over, meme, akciğer, karaciğer ve ince barsak gibi
organlarda da amilaz bulunmaktadır. Akut pankreatit dışında hiperamilazemiye neden
olan birçok hastalık vardır. Bunlar: Kronik böbrek hastalığı, tükrük bezi hastalıkları
(infeksiyon, alkolizm, radyasyon, kanser), kronik karaciğer hastalığı, sindirim sistemi
hastalıkları (koledok taşı, akut kolesistit, ulkus perforasyonu, intestinal obstruksiyon,
akut apandisit, crohn hastalığı, mezenter embolisi), diyabetik ketoasidoz, akciğer
hastalıkları (pnömoni, pulmoner emboli, kanser), jinekolojik hastalıklar (ektopik
gebelik, over tümörleri), kafa travmaları, makroamilazemi, prostat kanseri
(10,14,18,19,20).
Lipaz: Akut pankreatit vakalarında serum lipaz konsantrasyonu da artar ve amilaza
oranla daha uzun süre anormal düzeyde kalır. Lipazın serumdaki normal değeri 1,2
ünite olarak kabul edilmekte, 6 ünitenin üzerindeki değerler pankreatiti
doğrulamaktadır. Pankreasla ilgili olmayan hastalıklarda da hiperlipazeminin görülmesi
18
dikkatli olmayı gerektirmektedir. Sadece pankreastan değil karaciğer ve mideden de
salgılanan bir enzimdir. Moleküler ağırlığı amilazınkine yakındır. Glomerüler
filtrasyondan sonra tamamen emilir ve idrarda da görülmez. Pankreatik lipaz ekzokrin
asiner hücreler tarafından salgılanır, salgılandığı anda aktiflenir ve amilazdan daha
spesifiktir. Ancak akut kolesistit, peptik ülser perforasyonu ve mezenter emboli gibi
hastalıklarda da yükselebilir. Serum lipaz yüksekliği amilaz yüksekliğinden daha uzun
süre devam ettiği için klinik tanısı geç konan hastalarda daha yararlı bir parametredir
(10).
Diğer parametreler: Serum tripsinojen, fosfolipaz A2 ve aktivasyon peptitleri
(tripsinojen aktivasyon peptidi ve karboksipeptidaz aktivasyon peptidi) akut
pankreatitin şiddeti ile kolerasyon gösterir ve nekrotizan pankreatitin tanımlanmasına
yardım edebilir (3). Kan şekeri, AST, ALT, alkali fosfataz, bilirubin düzeyi yükselmiş
olabilir. Serum kalsiyum düşüklüğü erken dönemlerde saptanabilir. Kalsiyum
düşüklüğünün önemli nedeni albümin kaybıdır.
Albümin yerine konulduğu taktirde serum
kalsiyum düzeyi yükselir. İyonize kalsiyum kaybı daha geri plandadır. İyonize kalsiyum yağ
nekrozu sahalarına kaybedilir.
2.4.5.2 Radyolojik yöntemler
Akut pankreatitte radyolojik incelemeler özellikle tanı, hastalığın yaygınlığı,
komplikasyonların ciddiyeti ve prognoz tayininde belirleyici olarak kullanılmaktadır.
Direk grafiler: Direk karın grafisinde en sık görülen bulgu; jejunum, transvers kolon
veya duodenumun pankreasa yakın bölümünde oluşan izole dilatasyondur (sentinel
loop). Sağ kolondaki distansiyonun aniden ortada ya da sol transvers kolonda kesilmesi
(kolon cutoff işareti) pankreas enflamasyonu nedeni ile ortaya çıkan kolon spazmına
bağlıdır. Bu bulgular göreceli olarak nonspesifıktir. Açık bir şekilde görülen glandüler
kalsifikasyon kronik pankreatite işaret eder. Göğüs filmlerinde sol yanda plevral
efüzyon görülebilir. Radyoopak safra taşları direkt x-ray grafilerinde görülebilir.
Ultrasonografi (US): Non invazif, ucuz, hasta başında yapılabilmesi ve istenildiği
zaman tekrarlanabilmesi nedeni ile akut pankreatitten şüphelenilen vakalarda ilk
başvurulması gereken görüntüleme yöntemidir. Hastaların 2/3’ünde görülen pankreas
boyutunda artış, ekosunda heterojenite ve peripankreatik sıvı birikimi gibi pankreatite
özgün bulguların yanı sıra biliyer pankreatitli hastalarda safra kesesi taşlarını
19
görüntülemede de oldukça duyarlıdır (%80-96). Safra kesesi içerisinde kalkül ya da
çamur veya dilate safra yollarının görüntülenmesi akut pankreatit etiyolojisinin
belirlenmesinde öncülük eder. Ancak akut pankreatitli vakaların %20’sinde ultrason
incelemesinde üst batındaki barsak gazı nedeni ile pankreas değerlendirilemez. (1,14).
Bilgisayarlı tomografi (BT): Pankreasın bilgisayarlı tomografisi (BT) akut pankreatit
tanısı ve nekrozun ortaya konmasında en duyarlı yöntemdir. BT her pankreatitli olguya
değil de Ransonu 3 ve üzeri olan, iki veya üç gün içerisinde şikayetleri gerilemeyen,
komplikasyon düşünülen hastalara çekilmelidir (14). İntravenöz kontrast madde
verilerek yapılan BT incelemesi ile nekroz, hemoraji ve vasküler yapılar
gösterilebilmektedir. Dinamik kontrastlı BT (anjio-BT) akut pankreatit tanısı ve
nekrozu göstermede son geliştirilen yöntemlerdendir. Akut pankreatitin BT’deki
spesifik bulguları, hastalığın derecesine bağlıdır. Hafif olgularda, BT’de sadece
pankreas boyut artışı görülebilir, ödem ve inflamasyon çevre yağ dokusuna yayılırsa,
pankreasın sınırları düzensizleşir ve belirsizleşir. Hafif olgularda, BT’de %14–28
oranında pankreasın tamamen normal olduğu görülebilir. Bu nedenle BT akut pankreatit
tanısında serum amilaz düzeyinden daha başarısızdır (14,21).
BT’yi değerlendirme ve sınıflamada Balthazar tarafından yapılmış olan
sınıflandırma mevcuttur. Balthazar’ın önerdiği BT şiddet indeksi (tablo 3) gerek
pankreasın radyolojik görünümü, gerekse enflamasyonunu ve nekrozun şidetini
içermesi dolayısıyla kullanırlığı yüksektir. BT şiddet indeksi, BT derece skoru ve
nekroz skoru toplamından oluşmaktadır. Hesaplanan BT şiddet indeksi BT
görüntülemenin erken prognostik değerini doğru olarak yansıtmaktadır. Balthazar
tarafından yapılan çalışmada şiddet indeksi 0-2 olan hastalarda mortalite %0, morbidite
% 4; şiddet indeksi 3-6 olanlarda mortalite %6, morbidite %35; şiddet indeksi 7-10
olanlarda mortalite %17, morbidite %92 olarak bulunmuştur (21). Balthazar BT şiddet
indeksi hesaplanmasındaki sınırlamalardan biri zamanlamadan kaynaklanmaktadır.
Nekroz genellikle ilk 24 saat içinde gelişmekte, bu nedenle nekrozu doğru olarak tespit
için klinik sempromların başlamasından 2-3 gün sonra BT çekilmesi önerilmektedir.
20
Tablo 3.
Balthazar Sınıflaması Sınıflama CTSI Skoru
Görüntüleme Bulguları
Evre A Normal 0
Evre B Fokal veya diffüz genişleme 1
Evre C Peripankreatik inflamasyon ve 2
gland anormallikleri
Evre D Tek lokalizasyonda sıvı koleksiyonu 3
Evre E iki veya daha fazla lokalizasyonda
sıvı koleksiyonu veya peripankreatik gaz 4
Nekroz yayılımı
Yok: 0
<%30: 2
%30-50: 4
>%50: 6
Kontrol BT görüntüleme Balthazar sınıflamasına göre evre A-C olan yada CTSI
(Computed Tomography Severity Index) skor 0-2 olan hastalar için gereksizdir. Ancak
bu hastalara da komplikasyon düşünülüyorsa BT çekilmelidir. Evre D-E olan yada
skoru 3-10 olan hastalarda 7-10 gün içerisinde BT çekilmelidir. Akut pankreatitli
hastanın takibinde en önemli nokta görüntüleme bulgularından çok klinik bulgulardır
.
Magnetic Rezonans Kolanjiopankretografi: Safra yollarını göstermede ERCP kadar
başarılı bir yöntemdir. MRKP’nin en önemli avantajı non invazif olması ve radyasyon
içermemesidir. MRKP’de safra yolları normal fizyolojik durumlarda görüntülenir. Safra
yolları ve pankreatik kanalın detaylı görüntülenmesi mümkündür. Bir mm’ye kadar
duktuslar görüntülenebilir, sadece çocuklarda çok küçük dilate olmayan duktusların
zayıf sinyal ve hasta hareketine bağlı görüntü bozukluğu nedeni ile dezavantajı
mevcuttur. Yetişkin hastalarda nefes tutularak görüntü kalitesi arttırılır. Sekterin bir
polipeptit hormon olarak pankreatik kanalda artmış sıvı sinyalini indükler ve MRKP ile
elde edilen imajlarında pankreasın değerlendirilmesinde başarılı sonuçlar verdiğini
bildiren çalışmalar mevcuttur. MRI teknolojisindeki gelişmeler sayesinde MRKP ile
elde edilen görüntülerin pankreasa yönelik MRI incelemesi ile birleştirildiğinde BT’ye
eşdeğer sonuçlar vermeye başlamıştır (44).
21
MRKP’nin safra kanallarında mevcut patolojiyi saptamada sensitivite ve
spesifisitesi sırasıyla %95-97,5 ve %82,6-89 olarak bildirilmektedir (22,23).
Endoskopik Retrograd Kolanjiopankreatografi (ERKP): Yandan görünüşlü bir
endoskop ile Papilla Vateri’nin kanüle edilerek safra yolları ve pankreas kanalının
radyolojik olarak görüntülenme esasına dayanan bir yöntemdir. 1901 yılında Opie
ampulla Vateri’ye sıkışmış bir taşa bağlı pankreatiti tanımladıktan sonra bu bölgeye
minimal invazif bir müdahale düşüncesi ile ERKP kullanılmaya başlanmış ve 1980
yılında Acosta serilerinde başarılı sonuçlar bildirmiştir. ERKP etyolojisi bilinmeyen ve
persistan olan pankreatitlerde tanı ve tedavi amacı ile kullanılmaktadır. ERKP’nin akut
pankreatitte yeri ve zamanlaması günümüzde hala tartışmalıdır. (2,45) ERKP’ye bağlı
morbidite %0-2 olarak bildirilmektedir. ERKP’ye bağlı morbiditeler ise; pankreatit %1-
7, kolanjit % 1’den az, perforasyon ise %0,3-0,6 tür (45-46).
MRKP ve Endoskopik US
ekstrahepatik safra yollarını patolojileri saptamada ERKP’ye yaklaşmaktadır (2).
2.4.6 PROGNOZ
Akut pankreatit %75-80 hafif seyirli bir tablo verirken, %20-25 ağır seyirli bir tablo
sergilemektedir. Değişik serilerde akut pankreatitli hastalarda mortalite hızının %6-23
arasında olduğu belirtilmektedir (3).
Pankreatitin ciddi komplikasyonlarının gelişmesi açısından yüksek risk altında olan
hastaların erken belirlenmesi mortalite oranını azaltabilecek daha agresif bir tedavi
protokolüne olanak sağlar. Bu sebeb ile üç farlı yaklaşım kullanılmaktadır.
1- Ödematöz ile nekrotizan pankreatit ayırımını yapabilecek özel biyokimyasal
belirteçler aranmıştır, çünkü nekrotizan pankreatitte daha çok komplikasyon ve
mortalite oranı mevcuttur. Nekrotizan pankreatitte alfa 2 makroglobülin düzeyi
düşerken, alfa 1 proteaz inhibitörü ve komplemanlar (c3-c4) artar. C- reaktif
protein ödematöz ile nekrotizan pankreatit arasındaki ayırımı sağlamada oldukça
güvenilirdir (14).
2- Prognozu belirlemede kullanılan bir diğer yaklaşımda multifaktörial skorlama
sistemleridir. Bunlar Ranson, İmrie (modifiye glasgow) ve APACHE II
kriterleridir.
22
Ranson Kriterleri: 1976'da Ranson ve arkadaşları akut pankreatitin şiddetini
değerlendirmede multipl klinik, biyokimyasal ve hematolojik verilerin prospektif
değerlendirilmesini tanımladılar. Hastanın ilk başvurusunda ve ilk 48 saatte bazı klinik
ve laboratuvar bulguları ile mortalitenin doğrudan ilişkili olduğunu göstermişlerdir
(Tablo-4) (24). Pozitif faktör sayısı 3'den az olan hastalarda mortalite oranı %1.2 ve
majör komplikasyon insidansı %3.7 olarak bulundu. Üç veya daha fazla faktörü pozitif
olanlarda majör morbidite ve mortalite hızı %62 idi. Bu sistem daha sonra safra taşı
pankreatitine ayarlandı. Bu sistemin genel duyarlılığı %61-100, özgüllüğü %85-92'dir.
Mortalite; 0-2 kriter varsa %2, 3-4 kriter varsa %15, 5-6 kriter varsa %40 ve 7-8 kriter
varsa %100'dür (10,24,25,26,27).
Tablo 4: Ranson Kriterleri
Nonbilier pankreatit için; Ranson Kriterleri
Başvuru Anında
İlk 48 saatte
> 55 yaş
>% 10 hematokrit düşüşü
WBC> 16.000
> 5 mg/dl BUN artışı
>200 mg/dl kan glukozu
< 8 mg/dl serum Ca düşüşü
>350 IU/1 LDH
Arter p02 < 60 mmHg
>250 U/dl SGOT
> 4 mEq/l baz defisiti
> 6 lt den fazla sıvı sekestrasyonu
Tablo 5: Ranson Kriterleri
Bilier pankreatit için; Ranson Kriterleri
Başvuru Anında
İlk 48 saatte
> 70 yaş
>% 10 hematokrit düşüşü
WBC> 18.000
> 2 mg/dl BUN artışı
>220 mg/dl kan glukozu
< 8 mg/dl serum Ca düşüşü
>400 IU/1 LDH
>5 mEq/l baz defisiti
>250 U/dl SGOT
> 4 lt den fazla sıvı sekestrasyonu
Imrie(Modifiye Glasgow)Kriterleri: Imrie ve arkadaşlarının prognostik kriterleri
Ranson'un bir modifikasyonu olup; p02, kalsiyum, albumin, kan şekeri, üre, LDH, yaş
23
ve lökosit sayısından ibaret laboratuar parametrelerinin yatışı izleyen ilk iki günde
tayinine dayanmaktadır. Yine 3 veya daha fazla kriterin başvurudan 48 saat itibariyle
saptanması kötü prognozu gösterir. (Tablo 6) (28).
Tablo 6: Modifiye Glasgow Kriterleri
p02 düzeyinin 60 mmhg' dan düşük olması
Albumin düzeyinin 3.2 g/I' nin altında olması
Kalsiyum düzeyinin 8 mg/dl’nin altında olması
Lökosit düzeyinin 15000 mm3' ün üzerinde olması
Yaşın 55’in üzerinde olması
LDH düzeyinin 600 IU/I' nin üzerinde olması
Glukoz düzeyinin 180 mg/dl'nin üzerinde olması
Üre düzeyinin 45 mg/dl’nin üzerinde olması
Bu skorlama sistemlerinin doğruluğuna rağmen iki problem mevcuttur. Birincisi,
hasta kategorizasyonu için 48 saatlik süre gereklidir. İkincisi, bireysel olarak şiddetli
hastalığın tahmininde bu sistemlerin doğruluğu sınırlıdır. Glasgow' un bir prospektif
çalışmasında Glasgow sisteminin duyarlılığı % 71, testin pozitif tahmin değeri % 60
olarak bulunmuştur. Ağır pankreatitli olan hastaların % 30' unu atlanmıştır. Üç veya
daha fazla değeri olan hastalar şiddetli pankreatit sınıfına dahil edilirler. (26,29).
APAC
HE II (Acute Physiology and Chronic Health Evaluation) Klasifikasyon
Sistemi :Yoğun bakım ünitelerine yatırılan hastaların prognozunu belirleyen faktörlerin
saptanmasında, mortalite olasılığı hakkında yorum yapılabilmesinde, farklı yoğun
bakım ünitelerinde elde edilen sonuçların kıyaslanmasında temel kabul edilebilecek bir
klasifikasyon sistemi ile ilgili çalışmalar 30 yılı aşkın bir zamandır sürmektedir (7,30).
George Washington Üniversitesi, Yoğun Bakım ve Anesteziyoloji Departmanı
çalışanlarından bir ekip, kritik durumdaki hastanın akut fizyolojisinin ve kronik sağlık
durumunun değerlendirilmesine dayanan, kısaca APACHE olarak isimlendirilen ve iki
kısımdan oluşan bir klasifikasyon sistemi önermişlerdir. Bu klasifikasyon sisteminin ilk
kısmı olan Akut Fizyoloji Skoru hastanın yoğun bakım ünitesine yatışını izleyen ilk 24
saat içinde saptanmaktadır. Bu 34 parametre içerdiğinden dolayı kullanımı zor olan bir
sistemdir. Knaus ve arkadaşları ilk APACHE modelini prototip kabul ederek, ölçümü
yapılacak değişkenleri 34'den 12'ye düşürmüşler ve ortaya çıkan bu yeni sisteme
24
APACHE II adını vermişlerdir. Bu yeni sistem hastanın yaşı, kronik sağlık ölçümü ve
yoğun bakım ünitesindeki ilk 24 saat içinde ölçülen 12 fizyolojik değişkende hastanın
en kötü değerleri (normalden en çok sapmış olanlar) üzerine kurulmuştur.Yapılan
çalışmalar fizyolojik bozukluğu tanımlayan ve istatistiki doğruluk sağlayan en az
sayıdaki parametrenin 12 olduğunu ortaya koymuştur. Dikkate alınan fizyolojik
parametreler, rektal ateş, ortalama arter basıncı, kardiyak nabız, solunum hızı, kan
gazları, arterial pH, serum sodyumu, serum potasyumu, serum kreatinini, hematokrit,
beyaz küre ve Glasgow Koma Skalasıdır. Glascow Koma Skalası, göz açma, verbal
yanıt, ve motor yanıt düzeylerinin puanlarını kapsar. Nörolojik fonksiyonların
değerlendirilmesinde kullanılan Glasgow koma skalasının maksimum puanı 15'dir.
APACHE II skorlama sistemi, tanıya bağımlı olmadan prognozu etkileyen tüm
faktörleri dikkate alan, olguların iyileşmesi üstünde etkisi olan yaş ve kronik sağlık
durumunu da gözardı etmeyen, skor yelpazesi geniş olan, düşük riskli olgular ile yüksek
riskli olgular arasında geniş bir alan bırakan ve her yerde kolayca uygulanabilecek olan
bir sistemdir (30).
3- Prognoz belirlemede kullanılan diger yöntemde kontrastlı batın
tomografisidir. BT inflamatuar olayın yaygınlığını, pankreatik nekrozun
derecesini ve ,infeksiyon varlığını en tarafsız belirten yöntemdir (14).
Radyolojik tanı yöntemlerinin içinde ayrıntılı olarak bahsedilmiştir.
APACHE II skorlama sistemi Ranson’da olduğu gibi ilk 48 saatte değil hastalığın
herhangi bir evresinde kullanılabildiği için avantaj sağlar. Ancak hem Ranson hem de
APACHE II kriterleri yüksek yanlış pozitiflik oranları taşırlar. Bunlar içerisinde
hastalığın ciddiyetini ölçmede en güvenilir olanı Balthazar skorlama sistemi olmasına
rağmen tüm hastalarda kontrastlı BT çekilmesini gerektirmesi ve deneyimli bir
radyoloğa ihtiyaç duyulması nedeniyle klinik kullanımı sınırlıdır (31,32,33).
25
Tablo 7. APACHE II skorlama parametreleri (34)
PUANLAR
+4
+3
+2
+1
0
+1
+2
+3
+4
Rektal ateş
>41 39-40.9
- 38.5-
38.9
36-38.4 34-35.9 32-33.9 30-31.9 <29.9
Ortalama
kan basıncı
>160 130-159
110-129
- 70-109
- 50-69
- <49
Nabız/dk
>180 140-179
110-139
- 70-109
- 55-69
40-54
<39
Solunum hızı/dk
>50 35-49
- 25-34
12-24
10-11
6-9
- <5
Oksijenasyon
a)Fio2>0.5
>500 350-499
200-349
- <200
- - - -
b)Fio2<0.5
-
- - - >70
61-70
- 55-60
<55
Arterial PH
>7.7 7.6-7.69
- 7.5-7.59
7.33-
7.49
- 7.25-
7.32
7.15-
7.24
<7.15
Serum K
>7
6-6.9 -
5.5-5.9 3.5-5.4 3-3.4 2.5-2.9 -
<7.15
Serum Na
>180 160-179
155-159
150-154
130-
149
-
120-129 111-119 <110
Kreatinin(%mg)
(ABY varsa x2)
>3.5 2-3.4
1.5-1.9
- 0.6-1.4
- <0.6
- -
Hematokrit
>60 - 50-59
46-49
30-45
- 20-29
- <20
Lökosit
>40 - 20-39.9
15-19.9
3-14.9
- 1-2.9
- <1
Hct-3 (kan gazı
yok ise)
>52
41-51 -
32-40 22-31 -
18-21 15-17 <15
2.4.7 TEDAVİ
Komplike klinik özellikleri ile akut pankreatit tedavisi multidisipliner bir yaklaşım
gerektirir. Günümüzde mortalite oranları % 10-20 düzeylerindedir, ancak etkin tedavi
arayışları halen devam etmektedir (14,35,36)
15>1>20>110>55>200>5>39>49> Dostları ilə paylaş: |