T. C. Sağlik bakanliği okmeydani e



Yüklə 0,72 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/8
tarix03.02.2017
ölçüsü0,72 Mb.
#7545
1   2   3   4   5   6   7   8

Kan Kültürleri 

       Katetere bağlı sepsis tanısında SVK ve perifer venden ayrı ayrı olmak üzere en az 

iki  kan  kültürü  alınmalıdır.  Otomatize  sistemlerde  alınan  kan  kültürlerinin  üreme 

zamanı takip edilir. Kantitatif kateter kanı ve periferik kan kültürü, Hickman-Broviac 

veya  subkütan  SVK'lerde  yararlı  olmakta  ve  kateterlerin  çıkarılmaksızın 

mikrobiyolojik  tanı  ve  uygun  antimikrobik  tedavi  sağlamaktadır.  Kateter  ve  periferik 

venöz  kan  kültürünün  kateter  infeksiyonu  tanısı  için  pozitif  prediktif  değeri  sırasıyla 

%63  ve %73;  negatif  prediktif  değeri  ise  sırasıyla  %99  ve  %98'dir. Kateter  kanından 

olan  üreme,  periferik  venöz  kana  göre  cfu/ml  olarak  5-10  kat  fazlaysa  KBKA   tanısı 

konur.  Periferik  kanda  üreme  olmadığında,  kateter  kanında  ≥10²-³  cfu/mL  üreme 

olması  halinde  de  KBKA   sözkonusudur.  Hemokültürde  ≥25  cfu/mL  Candida  spp. 

üremesi ve tek bir pozitif hemokültür kandidemi tanısı için önemlidir. Üremeyi sinyalle 

saptayan otomatize sistemlerde ise kateter kan örneğinin periferik ven kan örneğinden 

iki saat daha önce üremesi de kateter infeksiyonuna işaret eder; bu yöntemin duyarlılığı 

%91, özgüllüğü %94 olarak bildirilmiştir (25,51,52,53).  

       SVK lümeninden çekilen EDTA'lı kanın sitosantrifüjleme sonrası Gram ve akridin 

oranj  boyanması  ile  de  hızlı,  duyarlı  (%96)  ve  özgül  (%92)  sonuçlar  alındığı 

bildirilmiştir.  Bu  örnekle,  kantitatif  kan  kültürü  çalışılma  olanağı  da  mevcuttur  (33). 

Kantitatif  kan  kültürü,  lizis  santrifugasyon  yöntemiyle  de  yapılabilir  ama  bu  yöntem 

uygulanırkan  kontaminasyon  olabilir,  nispeten  zaman alıcı  ve  ayrıca  pahalıdır  (7,29). 

KA  bulguları olan laboratuvar doğrulanması yapılamayan birinde, suçlanan kateterin 

çıkarılmasından sonra düzelme olması KBKA ’nin dolaylı bulgusudur (1,2,28).  



Serolojik Yöntemler  

       SVK ilişkili stafilokok sepsisli hastalarda ELlSA ile kısa zincirli lipotayikoik asite 

karşı  oluşan  IgG  -  IgM  antikorların  seviyesinde,  kontrol  grubuna  göre  anlamlı 

yükseklik saptanmasının, KBKA  tanısına katkı sağlayacağı belirtilmiştir (54). 

 


 

26 


TEDAV  

 

       Kateter  infeksiyonlarında  tedavi,  infeksiyonun  tipi  (lokal,  sistemik),  etken 



mikroorganizma, kateter tipi ve konağın durumuna göre (bağışıklık durumu, altta yatan 

hastalık)  değişir.  KB ’lerde  antimikrobik  tedavi  spesifik  olmalıdır.  Gram  boyama  ve 

kültür  sonuçlarıya  tedavinin  yönlendirilmesi  tercih  edilir.  Ancak  infeksiyonun  ciddi 

seyri, sonuçları beklenmeden acil antimikrobik tedaviyi gerektirir. Ampirik tedavi için 

seçilecek  antibiyotik,  infeksiyonun  ciddiyeti,  risk  faktörleri,  kateterin  tipi,  bağışıklık 

durumu, varsa eksüdanın veya kateter kanı Gram boyama sonuçlarına göre belirlenir. 

Stafilokoklar’ın  en  sık  etken  olduğu  dikkate  alınırsa,  metisilin  direncinin  çok  yüksek 

olduğu  birimlerde  glikopeptidler  ampirik  tedavide  yer  almaktadır.  Metisiline  karşı 

direncin düşük olduğu birimlerde penisilinaza dirençli penisilinler (nafsilin) veya beta 

laktamaz  inhibitörlü  penisilinler  (sulbaktam-ampisilin,  amoksisilin-klavulanat)  veya 

birinci kuşak sefalosporinler kullanılır. KBKD  şüphesi var ve klinik ciddiyse tedaviye 

gram  negatiflere  etkili  antimikrobikler  (seftazidim,  sefepim)  eklenmelidir.  Fungemi 

kuşkusunda  amfoterisin  B  veya  flukonazol  başlanır  (1,10,29,42,44,55).  D K’ler 

endikasyon halinde çıkarılmalıdır. TabloVI’da bu endikasyonlar özetlenmiştir. 

 

Tablo VI. Damar içi kateterlerin çıkarılma endikasyonları  

  Uygun  antimikrobiyal  tedaviye  rağmen  infeksiyon  bulgularının  48  saatte 



azalmaya başlamaması, kan kültürü pozitifliğinin devam etmesi (> 72 saat)  

  Tünel infeksiyonu      -   Polimikrobik bakteriyemi     -    Hipotansiyon varlığı  



  Septik trombofilebit, port cebi apsesi, tıkalı kateter, endokardit gelişimi 

  Virulan  veya  "yapışkan  özelliği"  belirgin  mikroorganizmalarla  infeksiyon: 



S.aureus,  C.jeikeium,  Bacillus  spp.,  VRE,  Lactobacillus  casei,  P.aeruginosa, 

S.maltophilia, Mycobacterium spp., Candida spp., Fusarium, M.furfur  

  Sıklıkla nükseden çıkış yeri infeksiyonu, periferik emboli varlığı 



 

 

 



 

 


 

27 


 

      Damar  içi  kateter  çıkarılmadan  antimikrobik  tedavinin  başlandığı  durumlar  Tablo 

VII’de özetlenmiştir.   

 

Tablo VII. Kateter çıkarılmadan antimikrobik tedavi  

  KNS, difteroidler (C.jeikeium dışı), α-hemolitik streptokoklara bağlı KB   



  Çıkış yeri infeksiyonu  

  Nötropenik  hastalarda  antimikrobiklerle  ateş  düşmezse,  kateter  çıkarılması 



gereksiz* (bakteriyemi/fungemi kaynağı genellikle G S’dir. Tedaviye genellikle 3 

günde cevap verir)  

  Hickman-Broviac  tip  kateterlerde  tünel  infeksiyonu  veya  tedaviye  direnen  giriş 



yeri infeksiyonu yoksa**  

  Port üzerinde selülit (fluktuasyon veya bakteriyemi yoksa)***  



 

*    Febril  nötropenik  epizodlarda  %94,  bakteriyemi  ve  fungemilerde  %89,  kanserli 

nötropenik  çocukta  nedeni  bilinmeyen  ateş  durumunda  %97  kateteri  çıkarmadan 

antimikrobik uygulamayla sonuç alınmaktadır.  

** SVK'lerde %25'e kadar infeksiyoz komplikasyonlar gelişir. Bir tünel infeksiyonu 

olmadıkça veya uygun antibiyotik tedavisinden 48 saat sonra kan kültürü pozitif1iği 

devam etmedikçe kateterin çıkarılması gerekli değildir.  

***  Port  cebi  infeksiyonlarında  etken  çoğunlukla  S.  aureus  olup,  genellikle  portun 

çıkarılmasını gerektirir. 

 

 



 

Antibiyotik Kilitleme (Lock) Yöntemi 

Bu  teknik,  kateter  lümeninin  antibiyotik  solüsyonu  ile  doldurulup  etkinliğini 

göstermesi  için  burada  belli  bir  süre  kilitlenmesi  esasına  dayanmaktadır  (56).  Kalıcı 

kateter  infeksiyonlarının  büyük  çoğunluğu  kateter  lümeni  kaynaklıdır  (33,57).  Bu 

nedenle  bu  tip  kateterlerde  kateter  çekilmeksizin  lümeninin  sterilize  edilmesi 

çoğunlukla tedavide etkilidir.  lk kez Messing ve arkadaşları (58) tarafından tanımlanan 

bu teknik nonkomplike kalıcı kateter infeksiyonlarında sistemik antibiyotik tedavisi ile 


 

28 


birlikte  önerilmektedir  (59).  Bu  teknikte  1-5  mg/ml  dozunda  antibiyotik  kateter 

lümenini  dolduracak  miktarda  (2-5  ml)  heparin  veya  izotik  sıvı  ile  kateter  lümenine 

doldurulur.  Bu  şekilde  uygulanan  antibiyotik  kateter  lümeninde  12  saat  kadar  kilitli 

olarak  tutulur.  Bu  yöntemle  uygulanan  antibiyotik  miktarı  çoğunlukla  etkenin  MIC 

değerinin  40-120  kat  üzerindedir.  Tekniğin  avantajları,  kateter  lümeninde  sağlanan 

yüksek  antibiyotik  konsantrasyonu,  sistemik  yan  etki  yokluğu,  serum  ilaç 

konsantrasyonu  takibi  gereksinimini  ortadan  kaldırması,  düşük  maliyet,  kolay 

uygulanım  ve  ayaktan  tedaviye  olanak sağlaması  olarak sıralanabilir.  Fakat  bu  teknik 

KB ’lerde  kan  dolaşımına  karışan  etkene  etkisiz  olduğundan  tek  başına 

önerilmemektedir. Bu yöntemle tedavi iki hafta sürdürülmelidir (60,61). 

 

KB ’nin yeri ve üretilen etken mikroorganizmalara göre tedavi yaklaşımları: 

1.

  Kateter infeksiyonu Yerine Göre Tedavinin Planlanması  

       Çıkış yeri infeksiyonu: Tedavi, eksüdanın Gram boyaması ve/veya kültürüne göre 

düzenlenir. Sonuçlar yoksa tedavi ampirik düzenlenir. Hem venöz hem de arter kateteri 

çıkış  yeri  infeksiyonunda  kateter  genellikle  çıkarılır.    Tünelli  kateterler  ve  infüzyon 

portlarının  çıkış  yeri  infeksiyonları  kateter  çıkarılmadan  tedavi  edilebilirse  de  bazı 

bakterilerle  (S.aureus,  P.aeruginosa)  oluşan  infeksiyonlar  tekrarlayabilir.  Tedavide 

stafilokokları  kapsayıcı  sistemik  antimikrobik  verilir  ve  lokal  bakım  yapılır.  Hasta 

nötropenikse  veya  kateter  çıkış  yeri  infeksiyonu  varsa  gram  negatiflere  etkili 

antimikrobikler  eklenir.  Çok  kanallı  kateterlerde  antibiyotik  verilen  lümen  sıra  ile 

değiştirilir. Periferik venöz kateterlerde 7 gün, santral kateterler ve arter kateterlerinin 

çıkış yeri infeksiyonlarında ise tedavi süresi 14 gün önerilmektedir (28,43).  



        nfüzyon  filebiti:  Kateter  çıkarılmalıdır.  Ateş  ve  infeksiyonun  diğer  bulguları 

(cerahat  varlığı  gibi)  yoksa  antimikrobik  madde  verilmesine  gerek  yoktur.  Yerel  ısı 

uygulaması filebitin rezolüsyonunu hızlandırmak açısından yararlı olabilir (5,6).  

       Septik trombofilebit: Periferik veya santral kateterlere bağlı septik trombofilebit 

durumunda kateter çıkarılmalıdır. Antimikrobik tedavi; çıkış yeri eksüdasının Gram ve 

kültürüne  göre  veya  hemokültürde  üretilen  mikroorganizmaya  göre  düzenlenir. 

Ampirik tedavide glikopeptid ve gram negatif etkili bir antimikrobik (karbapenemler, 

sefepim, seftazidim), birlikte (özellikle nötropenikse) kullanılır. Endokardit, metastatik 

infeksiyon ve uzun süreli bakteriyemi saptanmadıkça tedavi 14 gün verilir. Saptanırsa 



 

29 


tedavi  daha  uzun  süreli  (4  hafta)  devam  ettirilir.  Heparinle  birlikte  tam  doz 

antikoagülanla  tedavi  desteklenir.  Perivenöz  apseyi  dışlamak  için  USG  yapılır. 

Tedaviye cevap vermeyen olgularda cerrahi eksizyon gerekebilir (62).  

       Tünel  infeksiyonu:  Tünel  infeksiyonları,  katetere  bağlı  bakteriyemi  veya 

fungemiye  göre  daha  erken  oluşur  ve  ciddi  lokal  morbidite  ve  mortalite  ile  ilişkili 

olabilir.  Antimikrobik  tedavi,  çıkış  yeri  eksüdasında  Gram  boyamada  görülen 

mikroorganizma  ve/veya  kültüründe  üreyen  mikroorganizmaya  karşı  belirlenir. 

Ampirik tedavide glikopeptidle birlikte gram negatifleri de kapsayan bir antimikrobik 

kombine edilir. Lokal inflamasyon bulguları kaybolduktan sonra tedaviye 14 gün daha 

devam edilir. Olguların %70'inden fazlasında kateter çıkarılmak zorunda kalınır. Hasta 

nötropenikse  veya  çıkış  yeri  kültüründe  S.aureus  veya  P.aeruginosa  üremişse,  tedavi 

için  kateterin  çıkarılması  daha  bir  önem  arzeder.  Tünel  infeksiyonu  mikobakterilerle 

oluşmuşsa  (M.fortuitum),  kateter  çıkarılıp,  bu  mikobakterilere  etkili  uygun  tedavi 

başlanır ve cerrahi eksizyon gerekebilir (7,37).  

       Komplike olmamış bakteriyemi: Antibiyoterapiye 48 saatte cevap verir.  

       Komplike  bakteriyemi:  Uygun  tedavi  ve  kateter  çıkarılmasına  rağmen 

bakteriyemi  veya  sepsisin  48  saatten  uzun  sürdüğü  durumlarda  (endokardit,  uzamış 

bakteriyemi,  septik  tromboz,  septik  emboli,  osteomiyelit,  apse)  uzun  süreli  (dört-altı 

hafta) antimikrobik sağaltım yapılması gerekir (1,63).  

 

2. Üretilen Etkenlere Göre Kateter infeksiyonlarının Tedavisi  

       Koagülaz  negatif  stafilokok  (KNS):  KNS'ler,  kateter  infeksiyonlarının  en  sık 

nedenidir.  Kontaminant  bakteri  olarak  karşımıza  sık  çıktığından  tanıda  karışıklığa 

neden  olur.  KNS'lerde  tüm  dünyada  metisiline  karşı  direnç  (%50-80)  artmaktadır. 

MSKNS  üremişse  nafsilin,  sulbaktam-ampisilin,  sefazolin,  sefuroksim  kullanılabilir. 

Metisiline  direnç  varsa  glikopeptidler  kullanılır.  Linezolid  ve  streptograminler 

alternatifdir.  Slime  varlığına  rağmen,  kateter  çekilmeksizin  antibiyotik  tedavisi 

genellikle  etkili  olur.    48-72  saatte  ateş  düşerse  tedavi  süresi  7  gündür.  SVK 

çekilmeden tedavi edilirse, bakteriyemi tekrarlama riski %20'dir. Etken S.haemolyticus 

ise dirençlilik nedeniyle kateter çekilme oranı yüksektir (48,64,65).  

 

 



 

30 


 

       S.aureus: Virulansı yüksektir, kateter çekilmesini gerektirir; kateterin çekiImediği 

durumlarda  persisten  bakteriyemi  ve  relaps  daha  sık  olup,  mortalite  artmasıyla 

ilişkilidir.  Normal  konaklarda  %20-30;  bağışıklığı  bozuklarda  %45  oranında 

komplikasyon gözlenir. Septik tromboz, fatal sepsis, metastatik infeksiyon, endokardit, 

septik emboli, osteomiyelit, apse, bildirilen komplikasyonlardandır. Komplike olmayan 

olgularda tedavi 10-14 gündür. Kateter çekilmesine rağmen üç günden fazla ateş veya 

bakteriyemi pozitifliği devam ederse veya belirlenen bir komplikasyon varsa daha uzun 

süre  (dört-altı  hafta)  verilir.  Metisiline  duyarlı  S.aureus  üremişse  nafsilin,  sulbaktam-

ampisilin,  sefazolin,  sefuroksim  kullanılabilir;  metisiline  direnç  varsa  glikopeptidler 

kullanılır.  Glikopeptidler  gentamisin,  rifampisin  veya  ko-trimoksazol  ile  kombine 

edilebilir.  Linezolid  ve  streptograminler  glikopeptidlere  azalmış  duyarlılık  gösteren 

kökenler için alternatif antibiyotiklerdir (43,66).  



       Enterococcus spp.: Üreyen enterokok duyarlıysa penisilin/ampisilin + gentamisin 

kullanılır.  Ampisiline  dirençli,  glikopeptide  duyarlı  kökenler  için  glikopeptidler 

kullanılır.  Linezolid,  alternatif  olarak  kullanılabilir.  Vankomisine  dirençli  olan 

enterokoklarda tedavi zor olup, standart bir tedavi şeması yoktur; yüksek doz ampisilin, 

kloramfenikol, linezolid, streptograminler denenmektedir (7,63).  

       Gram  pozitif  çomaklar:  C.jeikeium  ve  Bacillus  spp.  (özellikle  nötropeniklerde) 

KBKA   yapabilir.  Kateter  çıkarılıp,  glikopeptidler  verilir.  Penisilin  +  gentamisin 

alternatiftir.  

       Gram  negatif  çomaklar:  Duyarlılık  paternine  uygun  antimikrobikler  1-2  hafta 

süreyle kombine edilerek uygulanır. KB ’de kateter çıkarılır. E.coli, Klebsiella spp. için 

3.kuşak 

sefalosporinler 

(ESBL 

kökenler-karbapenemler), 



fluorokinolonlar; 

Enterobacter spp. ve S. marcescens için karbapenemler, sefepim veya fluorokinolonlar; 

P.aeruginosa için seftazidim / sefepim / piperasilin-tazobaktam / tikarsilin-klavulanat + 

tobramisin  /  amikasin;  Acinetobaeter  spp.  için  karbapenemler  ±  aminoglikozid, 

sulbaktam-ampisilin  veya  sulbaktam-sefoperazon  kullanılabilir.  S.maltophilia'da  ko-

trimoksazol ilk seçenektir  (6,63). 

 

 

 



 

31 


       Atipik mikobakteriler: Atipik mikobakterilerle (M.fortuitum, M.chelonae) oluşan 

tünel  infeksiyonunda  kateter  çıkarılır  (bazen  tünel  eksizyonu  gerekir).  M.fortuitum 

etkense  sefoksitin  (+probenesid)  +  amikasin  2  hafta  verilir,  tedaviye  ko-trimoksazol, 

doksisiklin, kinolon veya yeni bir makrolidle devam edilir ve tedavi 3 aya tamamlanır; 

M.chelonae sefoksitine dirençlidir; klaritromisin ± amikasin ile tedavi edilir (7,62).  

       Kandida:  Katetere  bağlı  kandidemide,  kateter  çıkarılması  sonrasında 

hemokültürler  negatifleşse  bile  antimikotik  tedavi  gereklidir;  çünkü  tedavi  edilmemiş 

KBKA   olgularında  endoftalmit  (%15)  komplikasyonu  meydana  gelir.  C.albicans, 

C.parapsilosis  ve  diğer  Candida  cinsi  mayalarla  oluşan  KB   sıklığı  artmaktadır. 

Mortalite  kateter  dışı  kandidemilere  göre  %20  daha  yüksektir.  Nötropenik  olmayan 

hastada  kateter  çıkarılmalıdır;  amfoterisin  B  0.5-1.0  mg/kg/gün  veya  flukonazol  400-

800 mg/gün verilir. C.glabrata ve C.krusei flukonazole dirençli olduğundan amfoterisin 

B  kullanılmalıdır.  Komplike  olmamış  olgularda  tedavi  süresi  10-14  gün,  komplike 

durumda  daha  uzundur.  Nötropenik  hastada  kateter  çekilmeksizin  (çünkü  kandidemi 

kaynağı genellikle sindirim sistemidir) amfoterisin B 1 mg/kg  verilir. Ateş 72 saatten 

fazla  sürerse  veya  septik  durumlarda  kateter  çıkarılır.  Kandida  retiniti  için  göz  dibi 

muayenesi  gereklidir.  Kateter  çıkarılmasından  iki  gün  sonrasında  tedaviye  rağmen 

kandidemi  devam  ediyorsa  endokardit  için  ekokardiyografi,  santral  ven  trombozu 

olasılığı için venografi ve gereken diğer tetkikler yapılmalıdır (31,67).  

 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

32 


KORUNMA 

 

       Kateter  takılırken  ve  yerindeyken  alınan  önlemler  sayesinde  katetere  bağlı 



infeksiyon  ve bakteriyemi/sepsis, önemli oranda azaltılabilir (1,2,4,28,45,46). KB  ile 

bağlantılı  risk faktörleri korunmada  dikkate  alınmalıdır.  Korunmada değişik  önlemler 

alınmalıdır. Kateterleri endikasyon durumunda uygulamak, kateter takma ve infüzyon 

tedavisi  ekibi  kurma,  maksimum  koruma  önlemleri  (el  yıkama,  steril  eldiven 

kullanmak, büyük steril örtü, steril elbise, maske ve kep), kateter tipi ve uygulama yeri 

için uygun seçenekleri kullanmak, kateter lümenini antibiyotikle yıkamak, antiseptikli 

veya  antibiyotikli  kateter  kullanmak,  tünelleme  bu  önlemler  arasındadır.  Korunmayla 

ilişkili önemli kurallar tablo VIII'de belirtilmiştir (1,3,7,10,68,69). 



Kateter Endikasyon Halinde Takılmalıdır  

   Genel  olarak  kateter  endikasyonları;  venöz  giriş  yetersizliği,  uzun  süreli  total 

parenteral beslenme veya kemoterapi gereksinimi, venöz sklerozan madde uygulanması 

ve acil durumlardır. Gereksiz kateter uygulanması yanlışına girilmemeli ve gereksinim 

ortadan kalkar kalkmaz en kısa sürede kateterler çıkarılmalıdır (70). 

Hastanelerde Kateter Takma Ekibi Kurulmalıdır  

       Kateterler,  eğitimli  özel  bir  ekip  tarafından  takılmalı  ve  bakımı  bu  ekibin 

elemanlarınca  yapılmalıdır.  Kateter  takma  ve  izleme  ekibinin  uyacağı,  gerektikçe 

güncelleştirilen  yazılı  kurallar  oluşturulmalıdır.  Her  kademede  olayı  takip  edecek  bir 

ekip  yokluğunda  ise  ilgili  sağlık  personeli  düzenli  aralarla  eğitilmelidir.  Hastalar, 

kateter bakımı, el yıkama konusunda sözlü ve yazılı olarak eğitilmelidir. Son 20 yılda 

yapılmış  çalışmaların  tümü,  aseptik  teknik  standardizasyonu  ve  bu  konuda  verilen 

eğitimleri takiben infeksiyon riskinde azalma olduğunu, kateter takılması ve bakımının 

tecrübeli  olmayan  kişiler  tarafından  yapılmasının  kateter  kolonizasyonu  ve  KBKA  

riskini  arttırabileceğini  göstermiştir  (71).  Sağlık  çalışanlarına  infeksiyon  kontrolü  ve 

SVK konularında verilen bir günlük eğitimin, infeksiyon oranınını %73 azalttığı (1000 

SVK  gününde  3.3’ten  2.4’e)  bildirilmiştir  (72).  Eğitimli  kateter  ekibinin,  KB ’ye  ait 

komplikasyonlar  ve  maliyet  üzerinde  tartışmasız  olumlu  etkisi  olduğu  gösterilmiştir. 

Ek  olarak,  hemşire  sayısının  kritik  bir  seviye  altına  inmesi  ile  infeksiyon  riski 

artmaktadır.  YBÜ’lerde hemşire/hasta  oranının  1/1’den 1/2’ye  çıkarılmasının  KBKA  

için bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir (44). 



 

33 


Tablo VIII. D K infeksiyonlarının önlenmesi için genel kurallar   

 



  Kateter endikasyon durumunda, eğitimli kateter ekibi tarafından takılmalıdır.  

  Kateter takılmadan önce uygulama alanı klorheksidin glukonat veya povidon-iyot 



gibi antiseptiklerle temizlenmelidir; aseton gibi organik çözücüler kateter uygulama 

öncesi deriye sürülmemelidir.  

  Çok lümenli kateterler zorunluluk olmadıkça kullanılmamalıdır. 



  ≥30 gün kateter gereksinimi halinde tünelli veya implant kateterler tercih edilir.  

  Parenteral  besleme  gerektiren  hastalarda  çok  lümenli  kateterlerin  bir  lümeni  bu 



amaçla kullanılır.  

  Kateter  yeri  seçiminde  mekanik  ve  infeksiyoz  komplikasyon  riski  dikkate 



alınmalıdır  (juguler  veya  femoral  bölge  yerine  subklavian  bölge  tercih  edilmeli, 

subklavian kateter yerine periferik yerleşimli kateter kullanılmalıdır).  

  Kateter  bağlantılı  bakteriyemi/sepsis  riski  olan  ve  kısa  süreli  <10  gün)  kateter 



kullanılacak durumlarda, antibiyotikli veya antiseptikli kateterler tercih edilebilir.  

  Kateter takılması sonrasında düzenli pansuman yapılmalı, pansuman için iyi kalite 



steril gazlı bez veya transparan örtüler kullanılmalıdır  

  Kateter giriş yerine lokal antibiyotik kremler uygulanmamalıdır.  



  Kateter çıkartılması veya değiştirilmesi anında, pansuman kirlenince veya ıslanınca, 

kanama olmuşsa, pansuman değiştirilmelidir.  

  SVK takılmış hastalara kateterden düzenli antikoagülan verilmelidir. 



  Hemodiyaliz  için  SVK  uygulanmış  hastalarda,  burun  da  S.  aureus  taşıyıcılığının 

azaltılması, kateter ilişkili infeksiyonları azaltmaktadır. 

  Çalışmayan  kateterler  kılavuz  tel  aracılığıyla  değiştirilebilir  (kateter  infeksiyon 



tanısı konmuşsa kılavuz telle kateter değişimi önerilmez)  

  Damar içi uygulama setleri 72 saatten önce değiştirilmez; ama  



  Kan,  kan  ürünleri,  lipid  solüsyonları  uygulanması  halinde  ilgili  setleri  uygulama 

sonrasında veya 24 saatte bir değiştirilmelidir  

  Kateter  takılmasından  önce  veya  bakım  sırasında  rutin  antibiyotik  profilaksisi 



önerilmez 

 

 

34 


Kateter Takma Esnasında Gerekli Koruyucu Önlemler Alınmalıdır  

       Kateter  takma  esnasında  maksimum  bariyer  ve  asepsi  önlemleri  alınmalıdır. 

Özellikle  SVK  takarken,  asepsi  kurallarına  (uzun  kollu  steril  gömlek,  maske,  kep, 

büyük steril örtü, steril eldiven) ileri düzeyde dikkat edilmelidir. En önemli nokta olan 

deri antisepsisinde %2'lik klorheksidin, %10 povidon iyodin ve %70 alkole göre daha 

etkilidir.  Povidon  iyodin  3  dk  süreyle  uygulanmalı  ve  kurumaya  bırakılmalıdır. 

Sonrasında alkol kullanılması tahrişi önler. Deri antisepsisinden sonra giriş yeri palpe 

edilmemelidir  (steril alanda  palpe edilebilir).  Kateter  takılması  veya  çıkarılması,  giriş 

yerinin  günlük  muayenesi,  pansuman  öncesi  ve  sonrasında  asepsi  kurallarına 

uyulmalıdır (69,73).  



Yüklə 0,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin