Tablo-22.1: Araştırma gruplarında major depresyon eştanısı
Major depresyon
Var
Yok
Hasta grubu
n
(%)
n
(%)
Dental fobisi olan
32
42,1
44
57,9
Dental fobisi olmayan
14
16,9
69
83,1
p<0,001
Tablo-22.2: Araştırma gruplarında major depresyon eştanısı
Major depresyon
Cinsiyet
Var
n (%)
Yok
n (%)
Dental fobisi olan
4 26,7 11 73,3
Erkek
Dental fobisi
olmayan
4 10 36 90
Dental fobisi olan
28 45,9 33 54,1
Kadın
Dental fobisi
olmayan
10 23,3 33 76,7
Erkek tabakası için p>0,05
Kadın tabakası için p:0,018
Tablo.23: Araştırma gruplarında distimi eştanısı
Distimi
Var
Yok
Hasta grubu
n
(%)
n
(%)
Dental fobisi olan
2
2,6
74
97,4
Dental fobisi olmayan
1
1,2
82
98,8
p>0,05
70
7.11: Araştırma gruplarında depresyon ve anksiyete düzeyleri
Araştırma gruplarında HAD ölçeği ile hasta ve kontrol grupları arasında depresyon ve
anksiyete düzeyleri karşılaştırıldı. Anksiyete alt ölçeği için 1, 3, 5, 7, 9, 11 ve 13.
maddeler, depresyon alt ölçeği için 2, 4, 6, 8, 10, 12 ve 14. maddelerin puanları
toplandı (Tablo-24). HAD ölçeğinde ki sorulara tek tek bakıldığında 2, 4, 6, 7, 8, 9,
10, 12, 13 ve 14. sorularda hasta ve kontrol grupları arasında anlamlı bir farklılık
bulunmadı. HAD ölçeği 1, 3, 5 ve 11. sorularda ise anlamlı bir fark bulundu
(Tablo-25). İstatistiksel olarak farklı anlamlılık bulunan soruların hepsi anksiyete alt
ölçeği ile ilgiliydi. Dental fobisi olan hastalar HAD ölçeğinin anksiyete alt ölçeğinden
anlamlı olarak daha fazla puan aldı.
83
76
1
N =
özgül fobi-dis
yok
var
Missing
H
A
D
D
E
P
R
20
10
0
-10
Grafik 1. HAD ölçeği depresyon puanlarının kontrol ve hasta gruplarına göre
dağılımının kutu(box-plot) grafiği.
71
83
76
1
N =
özgül fobi-dis
yok
var
Missing
H
A
D
A
N
K
S
30
20
10
0
-10
Grafik 2. HAD ölçeği anksiyete puanlarının kontrol ve hasta gruplarına göre
dağılımının kutu(box-plot) grafiği.
Tablo-24: Araştırma gruplarında depresyon ve anksiyete düzeyleri
KONTROL VE DENTAL FOBİSİ OLAN HASTA
GRUBUNUN DEPRESYON VE ANKSİYETE
DÜZEYLERİ
Depresyon değerleri
Anksiyete değerleri
Hasta grubu
Xort ±SD
Ortanca
(min-max)
Xort± SD
Ortanca
(min-max)
Dental fobisi olan (76)
6.31±4.62
7.00
(0.00-16.00)
7.86±5.62 8.00
(0.00-21.00)
Dental fobisi olmayan (83)
4.59±4.01
4.00
(0.00-15.00)
5.03±3.94 4.00
(0.00-14.00)
Anksiyete puanları için p: 0,002
Depresyon puanları için p: 0,021
72
Dental fobisi olan hastaların HAD ölçeğinin depresyon alt ölçeğinden aldığı ortalama
puan 6.31±4.62, anksiyete alt ölçeğinden aldığı puan ise 7.86±5.62 olarak bulundu.
Dental fobisi olmayan kontrol grubunda ise depresyon alt ölçeğinden aldığı ortalama
puan 4.59±4.01, anksiyete alt ölçeğinden aldığı puan ise 5.03±3.94 olarak bulundu
(Tablo-24).
Araştırma gruplarında HAD anksiyete ve depresyon puanları açısından karşılaştırma
yapıldığında; Dental fobisi olan hasta grubunun depresyon ve anksiyete puanları
dental fobisi olmayan kontrol grubuna göre fazlaydı fakat depresyon alt ölçeği için
istatistiksel olarak düşük anlamlılık bulunmuştur (p:0,021), anksiyete alt ölçeği için ise
yüksek anlamlı farklılık bulunmuştur (p:0,002).
Tablo-25: HAD- 1. soru: Kendimi gergin, “patlayacak gibi” hissediyorum.
HAD-1
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
22 28,9
30 39,5
13 17,1
11 14,5
Dental fobisi olmayan
30 36,1
42 50,6
11 13,3
P:0,003
Tablo-26: HAD- 2. soru: Eskiden zevk aldığım şeylerden hala zevk alıyorum.
HAD-2
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
27 35,5
33 43,4
8 10,5
8 10,5
Dental fobisi olmayan
41 49,4
26 31,3
10 12,0
6 7,2
p>0,05
73
Tablo-27: HAD- 3. soru : Sanki kötü bir şey olacakmış gibi korkuya kapılıyorum.
HAD-3
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
25 32,9
24 31,6
19 25
8 10,5
Dental fobisi olmayan
44 53,0
23 27,7
14 18,1
1 1,2
P:0,012
Tablo-28: HAD- 4. soru: Gülebiliyorum ve olayların komik tarafını görebiliyorum
HAD-4
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
35 46,1
30 39,5
8 10,5
3 3,9
Dental fobisi olmayan
52 36,1
18 50,6
7 13,3
6 0,6
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
Tablo-29: HAD- 5. soru: Aklımdan endişe verici düşünceler geçiyor.
HAD-5
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
24 31,6
25 32,9
15 19,7
12 15,8
Dental fobisi olmayan
42 50,6
32 38,6
4 4,8
5 6,0
p:0,002
74
Tablo-30: HAD- 6. soru: kendimi neşeli hissediyorum.
HAD-6
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
27 35,5
31 40,8
15 19,7
3 3,9
Dental fobisi olmayan
44 53,0
33 39,8
5 6,0
1 1,2
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
Tablo-31: HAD- 7. soru: Rahat rahat oturabiliyorum ve kendimi gevşek
hissediyorum.
HAD-7
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
22 28,9
23 30,3
29 38,2
2 2,6
Dental fobisi olmayan
37 44,6
19 22,9
24 28,9
3 3,6
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
Tablo-32: HAD- 8. soru : Kendimi sanki durgunlaşmış gibi hissediyorum.
HAD-8
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
20 26,3
30 39,5
19 25,0
7 9,2
Dental fobisi olmayan
30 36,1
40 48,2
10 12,0
3 3,6
p>0,05
75
Tablo-33: HAD- 9. soru: Sanki içim pır pır ediyormuş gibi tedirginliğe
kapılıyorum.
HAD-9
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
25 32,9
32 42,1
17 22,4
2 2,6
Dental fobisi olmayan
37 44,6
38 45,8
6 7,2
2 2,4
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
Tablo-34: HAD- 10. soru: Dış görünüşüme ilgimi kaybettim.
HAD-10
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
27 35,5
25 32,9
19 25,0
15 6,6
Dental fobisi olmayan
45 54,2
20 24,1
11 13,3
7 8,4
p>0,05
Tablo-35: HAD- 11. soru: Kendimi sanki hep bir şey yapmak zorundaymışım
gibi huzursuz hissediyorum.
HAD-11
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
23 30,3
20 26,3
21 27,6
12 15,8
Dental fobisi olmayan
38 45,8
31 37,3
11 13,3
3 3,6
P:0,003
76
Tablo-36: HAD- 12. soru: Olacakları zevkle bekliyorum.
HAD-12
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
34 44,7
25 32,9
15 19,7
2 2,6
Dental fobisi olmayan
52 62,7
18 21,7
11 13,3
2 2,4
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
Tablo-37: HAD- 13. soru: Aniden panik duygusuna kapılıyorum.
HAD-13
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
25 32,9
34 44,7
130 13,2
7 9,2
Dental fobisi olmayan
43 51,8
32 38,6
7 8,4
1 1,2
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
Tablo-38: HAD- 14. soru: İyi bir kitap, televizyon ya da radyo programından
zevk alabiliyorum.
HAD-14
Hasta grubu
,00
n (%)
1,00
n (%)
2,00
n (%)
3,00
n (%)
Dental fobisi olan
32 42,1
36 47,4
6 7,9
2 2,6
Dental fobisi olmayan
56 67,5
15 18,1
8 9,6
4 4,8
Örneklem grubu istatistiksel ölçüm için yeterli değil.
77
8. TARTIŞMA ve SONUÇ
Gerek hastalar gerekse diş hekimleri açısından büyük bir problem
oluşturmasına rağmen dental anksiyete ve dental fobi Türkiye’de üzerinde yeterince
durulan bir konu olmamıştır. Bu konudaki çalışma sayısı hayli yetersizdir
(50,77,78,79). Bu eksiklikten yola çıkarak, dental anksiyete hakkındaki bilimsel
verilere dayalı tartışmalara başlangıç oluşturabilecek bir çalışma uygulanması
planlanmıştır. Bu çalışma ile Bahçelievler ağız ve diş sağlığı merkezine başvuran
yetişkin hastaların dental anksiyete düzeylerinin ve dental fobinin değerlendirilmesi,
anksiyete etiyolojisinde rol oynayan faktörlerin değerlendirilmesi ve eştanı olarak
diğer anksiyete bozukluklarının varlığının araştırılması amaçlanmıştır.
Dental fobi sıklığı:
Dental fobi geçmişten günümüze uzanan ve gelecekte de hastaların diş
tedavisinden faydalanmalarına engel teşkil edeceği düşünülen bir olgudur. Yapılan
çalışmalarda dental fobinin %4-16 arasında değiştiği bildirilmiştir (42,68,69).
Türkiye’de dental fobiye ilişkin önceki çalışmalarda tanısal düzeyde
değerlendirmeden çok psikolojik ölçek verileri düzeyinde çalışılmıştır. Bu anlamda
çalışmamız tanı düzeyinde değerlendirilen ilk çalışmadır. Hasta grubunun ağız ve diş
sağlığı merkezine başvuran kişilerden oluşturulması ve şiddetli dental fobisi olduğu
için tedavi için başvurmayan ya da randevularını iptal eden kişilerin çalışmada
değerlendirilememesi bu çalışmanın kısıtlılıklarından biridir.
Yaptığımız çalışmada ağız ve diş sağlığı merkezine başvuran 600 hastanın her
birine sosyodemografik veri formları ve DFS verildi. Çalışmamızda DFS’den 55 ve
üzeri puan alan hasta sayısı 82 (%13,7) olarak bulundu. 518 (%86,3) hasta ise
DFS’den 54 ve altı puan aldı. Fırat D. ve arkadaşlarının ( 2006) yılında yaptığı bir
çalışmada genel popülasyonda 115 kişinin 39’unda (%21,3) DFS puanlarının 55 ve
üzerinde olduğu bildirildi.
78
Dr. Zeliha Aslı Uğur’un 2005 yılında yaptığı uzmanlık tezi ile ilgili çalışmasında
fakülteye başvuran 500 kişinin dental anksiyete düzeyi incelenmiş ve DAS’a göre
çalışma gurubunun %25,2’si diş tedavisi nedeniyle orta, %9,4’ünün ise yüksek
düzeyde anksiyete duyduğunu bildirmiştir.
Bizim çalışmamızda DFS ile dental anksiyetesi yüksek olan grup belirlendi. Bu
hastalara çalışmayı yapan psikiyatrist tarafından SCID-I uygulandı ve hastaların
76(%12,4)’ünde dental fobi tanısı kondu. Ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda dental
anksiyete düzeyleri belirlenmiş fakat tanı koydurucu klinik görüşme çizelgeleri
kullanılmamıştır. Türkiye’de yapılan daha önceki çalışmalarda tanısal aygıtlardan
ziyade psikolojik ölçekler kullanılmıştır.
Oosterink ve arkadaşlarının 2009 yılında DSM-IV-TR kullanarak yaptıkları bir
çalışmada Hollanda’da dental anksiyete oranının %24,3, dental fobi oranının ise
%3,7 olarak bulunduğunu bildirdiler (89). Bizim çalışmamızda dental anksiyete oranı
daha düşük, dental fobi oranı ise daha yüksek bulunmuştur.
Dental fobi ve cinsiyet:
Bir çok çalışmada dental fobi kadınlarda erkeklere oranla daha sık olarak
bildirilmiştir (54,59,90,91,92,93). Bizim çalışmamızda da benzer şekilde dental fobi
kadınlarda yüksek bulundu. Dental fobi tanısı alan 76 hastanın 61’i kadın (%80.3),
15’i erkekti (%19,7) (Tablo-3).
Hittner ve Hemmo’nun 2009 yılında yaptıkları çalışma sonucunda; düşük gelirli
kişilerde, yaşlılarda ve kadınlarda dental anksiyetenin belirgin olarak yüksek
olduğunu bildirmiştir (94). Özgül fobiler kadınlarda erkeklere göre daha fazla
bulunur(20). Bizim çalışmamızda da bir özgül fobi alt tipi olan dental fobi kadınlarda
yüksek bulundu. Kadınlarda dental anksiyete düzeyinin daha yüksek olmasının
nedeni biyolojik yapıyla açıklanabileceği gibi, kadınların duygularını erkeklere göre
daha rahat ve istekli bir şekilde açıklayabilmeleri, erkeklerin de daha dayanıklı ve
korkusuz olmaları gerektiği gibi bir önyargıdan kaynaklanıyor olabilir.
79
Dental fobi ve yaş:
Çalışmamızda dental fobi ile yaş arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
saptanmamıştır. Bu sonuç Tunç ve arkadaşlarının çalışması ile uyumludur.
Çalışmamızda dental fobisi olanların yaş ortalaması 36,00±9,91, dental fobisi
olmayan kişilerin ise 38,00±11,00 (Tablo-4). İki grup arasında yaş dağılımı
bakımından anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). Tunç ve arkadaşlarının (2005)
genel popülasyondan 442 kişiyi kapsayan dental anksiyete araştırmalarında dental
fobik bireylerin yaş ortalamasının 38.0±11.2, dental fobik olmayan bireylerin ise
34.7±6.9 olduğu bildirilmiştir (90).
Ay ZY ve arkadaşlarının 2005 yılında yaptığı bir çalışmada dental anksiyete
düzeyi ile yaş arasında istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç bulunmamış ancak 50
yaş ve üzerinde dental anksiyetenin azaldığı, 20 yaş ve altında ise biraz daha fazla
olduğu yönünde sonuçlar bildirmişlerdir (94). Bizim çalışmamıza katılan bireyler
yaşlarına göre (18-35), (36-45), (46-55) ve (56-65) olmak üzere dört alt grubunda
incelenmiştir. Çalışmamızda 45 yaş ve altında dental fobi daha fazlaydı. 45 yaş
üstünde ise dental fobi oranı daha düşük bulundu. Bu durumun diş hekimi ile
karşılaşma sayısının artmış olmasına ve diğer sağlık sorunlarının artmasıyla birlikte
dental anksiyete düzeyinin azalmasına bağlanabilir. Kumar ve arkadaşlarının yaptığı
bir başka çalışmada ise kadın ve yaşlılarda anksiyetenin daha yüksek olduğu, erkek
ve genç olanlarda ise dental anksiyetenin daha düşük olduğunu bildirmişlerdir (96).
Araştırmacılar dental anksiyete ve yaş ilişkisi hakkında bir yorum yapmamışlardır
Dental fobi ve medeni durum:
Dental fobisi olan hastaların 61’i (80,3) evli, 12’si (%15,8) bekar, 1’i (%1,3) dul,
2’si (%2,6) boşanmıştı. Fobik olmayan deneklerin ise 67’si (%80,7) evli, 14’ü (%16,9)
bekar, 2’si (%2,4) dul idi (Tablo-5). Çalışmamızda hastaların medeni durumları ile
dental fobi arasında bir ilişki saptanmadı. Literetürde dental fobisi olan hastaların
medeni durumları hakkında yapılmış bir çalışma bilgisine ulaşılamadı. Ülkemizde
yapılan ulusal ölçekli bir çalışmada dul ve boşanmışlarda, bekar ve evlilere göre
daha fazla özgül fobi olduğu bulunmuştur (22).
80
Dental fobi ve eğitim düzeyi:
Çaılşmamızda hastaların 4’ü (%5,3) okur-yazar, 37’si (%48,7) ilköğretim, 22’si
(28,9) lise, 4’ü (%5,3) yüksekokul, 9’u (%11,8) üniversite mezunu idi. Dental fobisi
olmayan bireylerin ise 6’sı (%7,2) okur-yazar, 42’si (%50,6) ilköğretim, 14’ü (%16,9)
lise, 7’si (%8,4) yüksekokul, 14’ü (%16,9) üniversite mezunu idi (Tablo-6). Eğitim
düzeyi ile dental fobi arasında bir ilişki saptanmamıştır.
Bazı araştırmacılara göre; eğitimin, dental anksiyete düzeyi üzerinde etkili bir
faktör olduğu ve eğitim düzeyi düşük olan gruplarda kaygı duyma oranının yüksek
olduğu bildirilmiştir (51,53). Fırat D. ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada dental
anksiyete düzeyi ile eğitim düzeyi arasında negatif korelasyon olduğunu bildirmiş,
dental anksiyete ve eğitim arasındaki ilişki hakkında bir yorum yapmamışlardır (50).
Stabholz ve Peretz; Eğitim düzeyi yüksek kişilerin stresli durumlarla başa çıkma
yeteneklerinin daha kolay geliştiğini bildirmişlerdir (51). Bunun yanında, eğitim düzeyi
ve
dental
anksiyete
arasında
ilişki
belirlenemeyen
araştırmalar
da
bulunmaktadır(58,59).
Ay Z. ve arkadaşlarının Süleyman Demirel Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine ilk
defa başvuran 930 hastaya modifiye dental korku ölçeği vererek anksiyete
düzeylerini incelediği çalışmada kişilerin öğrenim durumu değerlendirildiğinde genel
anksiyete, özgül anksiyete, katastrofik anksiyete alt gruplarında farklı öğrenim
düzeylerine
göre
anlamlı
farklılık
bulunmazken,
güvensizlik
anksiyetesi
incelendiğinde en yüksek anksiyete düzeyi orta öğretim grubunda görülmüş ve en
düşük olan ilköğretim grubu, orta öğretim ve yüksek öğretim gruplarından anlamlı
farklılık göstermiştir (94). Hastaların ağız sağlıkları konusunda hekimden “kötü haber
duyma endişesi” eğitim düzeyi arttıkça artıyor olabilir, ayrıca diş hekimine güven
duygusunun eğitim düzeyi ile ilgili olarak da eğitim düzeyi arttıkça diş hekimine güven
azalıyor olabilir şeklinde yorumlamışlardır.
81
Dental fobi ve ekonomik durum:
Araştırmaya katılan deneklerin kendi bildirimlerine göre ekonomik düzeyleri;
dental fobisi olan grubun 8’inde (%10,5) kötü, 49’unda (%64,5) orta, 18’inde (%23,7)
iyi, 1 (1,3) kişide çok iyi olarak bulunmuştur. Karşılaştırma grubunda ise 7’si (8,4)
kötü, 58’i (%69,9) orta, 18’i (%21,7) iyi olarak bildirmiştir (Tablo-7). Ekonomik
düzeyinin çok iyi olduğunu bildiren olmamıştır. Literatürde sıklıkla sosyoekonomik
düzeyin dental fobi gelişmesinde önemli bir etki göstermediği yönünde yayınlar
bulunmaktadır (50,92,97). Bizim çalışmamızda bulunan sonuçlar da literatürle
uyumludur.
Dostları ilə paylaş: |