291
Olgu Sunumu
Case Report
DOI: 10.4274/turkderm.61214
www.turkderm.org.tr
A case of black hairy tongue responding to oral nystatin and vitamin B
complex treatment
Oral nistatin ve B vitamin kompleksi tedavisine yanıt
veren siyah kıllı dil olgusu
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniği, Ankara, Türkiye
Ömer Kutlu, Pınar Özdemir, Tuba Betül Karadeniz, Güler Vahaboğlu, Hatice Meral Ekşioğlu
Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Dr. Ömer Kutlu, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniği, Ankara, Türkiye
Tel.: +90 545 771 36 83 E-posta: omerkutlu22@gmail.com
Geliş Tarihi/Received: 18.08.2015
Kabul Tarihi/Accepted: 05.10.2015
Türkderm-Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi Dergisi, Galenos Yayınevi tarafından basılmıştır.
Turkderm-Archives of the Turkish Dermatology and Venerology, published by Galenos Publishing.
Black hairy tongue, also known as lingua villosa nigra, is characterized by desquamation defects on the dorsal side of the tongue with reactive
hypertrophy of the filiform papillae. Although the etiology of the disease is unknown, conditions such as smoking, alcohol and candidal
infection are accused. In this study, a case of black hairy tongue which is considered to occur due to poor oral hygiene and candidal infection
is presented.
Keywords: Candida, nystatin, black hairy tongue
Lingua villosa nigra olarak da bilinen siyah kıllı dil (SKD) dilin dorsal yüzündeki deskuamasyon defekti ile beraber filiform papillaların reaktif
hipertrofisiyle karakterizedir. Hastalığın etiyopatogenezi tam olarak bilinmese de sigara, alkol kandidal enfeksiyon gibi durumlar etiyolojide
suçlanmaktadır. Bu çalışmada, kötü ağız hijyeni ve kandidal enfeksiyona bağlı olduğu düşünülen SKD olgusu sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kandida,
nistatin, siyah kıllı dil
Summary
Öz
Giriş
Lingua villosa nigra olarak da bilinen siyah kıllı dil
(SKD) ilk olarak 1557’de Amatus Lusinatus tarafından
tanımlanmıştır
1,2
.
Hastalık,
dilin
dorsal
yüzündeki
deskuamasyon defekti ile beraber filiform papillaların reaktif
hipertrofisiyle karakterizedir. Dildeki kıllı görünüm, filiform
papillaların artmış keratinizasyonu ile ilişkilidir
3
. Hastalığın
etyopatogenezi tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte
kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımı, ağız temizliğinde
sodyum peroksit gibi oksidan ajanların uygulanması, sistemik
birtakım ilaçların alınması ve kandidal enfeksiyon suçlanan
faktörler arasında yer almaktadır
4-6
. Bu bildiride, kötü ağız
hijyeni ve kandidal enfeksiyona bağlı olduğu düşünülen SKD
olgusu sunulmaktadır.
Olgu Sunumu
Elli iki yaşında, erkek hasta, polikliniğimize son 1 yıldır dilin
arka, üst kısmındaki kahverengi renk değişikliği şikayetiyle
başvurdu. Sigara içme ve yakın zamanda antibiyotik kullanma
öyküsü olmayan hastanın özgeçmişinde hipotiroidi ve gastrit
vardı. İlaç olarak sodyum aljinat ve tiroid hormonu replasman
tedavisi alan hastanın soygeçmişi ve fizik muayenesi normaldi.
Hastanın dermatolojik muayenesinde ağız hijyeni kötü, dilin
posterior, dorsal yüzeyinde ise filiform papillalarda hipertrofi
mevcuttu. Ayrıca dilde kahverengi renk değişikliği vardı (Resim
1). Hastanın dil dorsal yüzeyinin nativ incelemesinde, C.
albicans’a bağlı psödomiçelyumlar görüldü. Rutin hematolojik
ve biyokimyasal testleri normal olan hastanın hepatit ve HIV
serolojileri negatifti. Bu bulgularla, hastaya oral kandidiyazis
ve SKD teşhisi konularak, dilin dorsal yüzeyini günde 2-3 kez
fırçalaması önerildi. Buna ek olarak oral nistatin ve B vitamin
Turkderm - Arch Turk Dermatol Venerology 2015;49:291-3
www.turkderm.org.tr
292
kompleksi reçete edildi. Hastanın 1 ay sonraki kontrolünde dildeki renk
değişikliğinin önemli ölçüde kaybolduğu gözlendi (Resim 2).
Tartışma
SKD, dil dorsal yüzeyinin anormal kalınlaşması ile karakterize benign
bir hastalıktır. Çoğunlukla asemptomatik olmakla beraber bulantı,
ağız kokusu ve ağızda tat değişikliği nadir de olsa görülebilmektedir
5
.
Türk toplumunda SKD’nin görülme sıklığı %23,7 (erkeklerde %17,8,
kadınlarda %5,9) gibi oldukça yüksek bir orana sahiptir
7
. Coğrafik
dağılım hastalığın prevalansı ile ilişkili olabilecek niteliktedir. Örneğin
Amerikan okul çağı toplumunda oldukça nadir görülen bu durum
Kuzey Avrupa ülkelerinde %8,4’e ulaşabilmektedir
8
. SKD, hastamızda
olduğu gibi daha çok erişkin dönemde görülse de 2 yaşında görülen
olgular da literatürde bulunmaktadır
9
.
Hastalığın etiyopatogenezi tam olarak bilinmemektedir. Bununla
birlikte doksisiklin, rifampisin, linezolid, olanzapin, steroid gibi
sistemik ilaçların kullanılması, ağız hijyeninin kötü olması, kandidal
enfeksiyonun varlığı, aşırı sigara ve alkol kullanımı etiyolojide suçlanan
faktörler arasında yer almaktadır
4-6,10
. Hastalığın Türk toplumundaki
cinsiyet dağılımı, sigaranın etiyolojide oldukça önemli bir ajan
olduğunu gösterebilir.
Normal dilin dorsal yüzünde, özellikle 1/3 posterior kısmında çok
sayıda filiform papilla bulunmaktadır. SKD’de ise filiform papillalarda
keratin salgısının arttığı buna karşılık deskuamasyon hızının azaldığı
görülmektedir
10,11
. Bu patolojik değişim dil renginin farklı olmasına
yol açar. Her ne kadar hastalık için klasik renk değişikliği siyah olarak
bilinse de sarı, yeşil veya olgumuzdaki gibi kahverengi renk değişikliği
de gözlenebilmektedir
12
. Filiform papilla üzerindeki keratinize bantların,
dildeki kıllı görünümü oluşturduğu elektron mikroskobu ile yapılan
incelemelerde gösterilmiştir.
SKD, prognozu iyi seyirli bir hastalıktır. Etiyolojide suçlanan ajanların
uzaklaştırılması tedavinin temelini oluşturmaktadır. Dil dorsumunun
günlük fırçalanması, %40 üre ve %1’lik violet de gentione solüsyonlarının
uygulanması, vitamin B kompleksleri, topikal triamsinolon asetat
kullanılması mevcut tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır
10
.
Günlük %0,1 veya %0,025 tretinoin ile etkilenmiş alanın fırçalanması
ve beş dakika sonra durulanması da öneriler arasında yer almaktadır
13
.
Hastamıza günde 3 kez olmak üzere dil dorsumunu fırçalaması önerildi.
Ayrıca kandidal enfeksiyon için oral nistatin tedavisi ve B vitamin
kompleksi verildi. Bir ay sonraki kontrolünde dildeki renk değişikliğinin
tama yakın geçtiği görüldü. Özellikle 2 haftalık oral nistatin tedavisi
sonrası renk değişikliğinin önemli ölçüde kaybolması, oral kandidal
enfeksiyonların etiyolojide önemli ölçüde rol oynadığını gösterebilir.
Sonuç
SKD, özellikle Türk toplumunda sık görülen bir durum olup kötü ağız
hijyeni, sigara ve alkol kullanımı, oral kandidal enfeksiyonlar ve çeşitli
ilaçlarla ilişkili olabilmektedir. Benign bir hastalık olan SKD’nin tedavisi,
çoğu zaman altta yatan nedenin ortadan kaldırılması ve ağız hijyeni ile
sağlanmaktadır.
Yazarlık Katkıları
Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen hastadan bilgilendirilmiş onam
formu alınmıştır. Konsept: Ömer Kutlu, Pınar Özdemir, Hatice Meral
Ekşioğlu, Dizayn: Ömer Kutlu, Hatice Meral Ekşioğlu, Veri Toplama veya
İşleme: Ömer Kutlu, Hatice Meral Ekşioğlu, Analiz veya Yorumlama:
Ömer Kutlu, Güler Vahaboğlu, Hatice Meral Ekşioğlu, Literatür Arama:
Ömer Kutlu, Pınar Özdemir, Tuba Betül Karadeniz, Yazan: Ömer Kutlu,
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında
olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir. Çıkar Çatışması: Yazarlar
bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir.
Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal
destek alınmamıştır.
Kaynaklar
1. Lawoyin D, Brown R: Drug-induced black hairy tongue: diagnosis and
management challenges. Dent Today 2008;27:60, 62-3; quiz 93, 58.
2. Waggoner W, Volpe A: Lingua villosa nigra: A review of black hairy tongue.
J Oral Med 1967;22:18-21.
3. Allen CM, Camisa C: Oral disease. Dermatology. Ed. Bolognia JL, Jorizzo JL,
Rapini RP. 2’nci Baskı. New York, Mosby Elsevier, 2008;1037-57.
4. Tamam L, Annagur BB: Black hairy tongue associated with olanzapine
treatment: A case report. Mt Sinai J Med 2006;73:891-4.
5. Vano-Galvan S, Jaen P: Black hairy tongue. Clev Clin J Med 2008;75:847-8.
6. Refaat M, Hyle E, Malhorta R, Seidman D, Dey B: Linezolid-induced lingua
villosanigra. Am J Med 2008;121:e1.
7. Avcu N, Kanli A: The prevalence of tongue lesions in 5150 Turkish dental
outpatients. Oral Dis 2003;9:188-95.
Turkderm - Arch Turk Dermatol Venerology
2015;49:291-3
Kutlu ve ark.
Siyah kıllı dil
Resim 1. Dilin posterior, dorsal yüzeyinde filiform papillalarda hipertrofi
ve kahverengi renk değişikliği
Resim 2. Hastanın tedavi sonrası durumu
293
www.turkderm.org.tr
8. Kullaa-Mikkonen A, Mikkonen M, Kotilainen R: Prevalence of different
morphologic forms of the human tongue in young Finns. Oral Surg Oral
Med Oral Pathol 1982;53:152-6.
9. Poulopoulos AK, Antoniades DZ, Epivatianos A, Grivea IN, Syrogiannopoulos
GA: Black hairy tongue in a 2-month-old infant. J Pediatr Child Health
2008;44:377-9.
10. Pigatto PD, Spadari F, Meroni L, Guzzi G: Black hairy tongue associated
with long-term oral erythromycin use. J Eur Acad Dermatol Venereol
2008;22:1269-70.
11. Manabe M, Lim HW, Winzer M, Loomis CA: Architectural organization of
filiform papillae in normal and black hairy tongue epithelium: Dissection of
differentiation pathways in a complex human epithelium according to their
patterns of keratin expression. Arch Dermatol 1999;135:177-81.
12. Thompson DF, Kessler TL: Drug-Induced black hairy tongue. Pharmacotherapy
2010;30:585-93.
13. Langtry J, Carr M, Steele M, Ive F: Topical Tretinoin: a new treatment for
black hairy tongue (Lingua Villosa Nigra). Clin Exp Dermatol 1992;17:163-4.
Turkderm - Arch Turk Dermatol Venerology
2015;49:291-3
Kutlu ve ark.
Siyah kıllı dil