Yıllık olarak önlenebilir tıbbi hatalardan dolayı yaklaşık 44.000-98.000 kişi yaşamını yitiriyor.
Hatalı sonuçlar tıbbi hatanın en önemli nedenlerinden biridir.
Bu nedenle, doğru laboratuvar test sonuçları günümüzde tıbbi hataların azaltılmasında çok önemli role sahiptir.
Kohn Linda T, Corrigan Janet M, Donaldson Molla S. To err is human: building a safer health system. Washington, DC: Committee on Quality of Health Care in America. Institute of Medicine. National Academy Press; 2000.
Serum indeksleri (SI) olarak da bilinir.
Serum indeksleri (SI) olarak da bilinir.
Bir çok laboratuvar testini etkileyerek yanlış tıbbi karara yol açabilen en yaygın hata nedenidir.
Bir çok laboratuvar testini etkileyerek yanlış tıbbi karara yol açabilen en yaygın hata nedenidir.
Uzun yıllardır bilinmesine rağmen son yıllarda laboratuvarların modernizasyonu ve uluslararası tanımlar yapılması (C56-A) konuya yeni yaklaşımlar sağlamıştır
SI’ın:
SI’ın:
İnterferans mekanizmaları,
Kullanım amaçları,
Otomatize sistemlerde çalışılması,
SI pozitif nümunelerin yönetimi ve raporlanması konularını tanımlamıştır.
Eritrositlerin (lökosit, trombosit, endotel), yapı bütünlüğünü kaybedip başta Hb olmak üzere muhteva ettiği tüm materyalin içinde bulunduğu plazmaya geçmesidir.
Eritrositlerin (lökosit, trombosit, endotel), yapı bütünlüğünü kaybedip başta Hb olmak üzere muhteva ettiği tüm materyalin içinde bulunduğu plazmaya geçmesidir.
HI değeri plazmada <2, serumda < 5 olmalı,
Serumda serbest Hb düzeyi yaklaşık 20-30 mg/dL (0.2-0.3 g/L) üzerinde gözle görülür duruma gelir.
Hb’ den kaynaklanan spektral interferans
Hb’ den kaynaklanan spektral interferans
Kimyasal interferans
Eritrosit içinde plazmaya göre daha yüksek miktarda bulunan bileşenlerden (LDH, K, Mg) dolayı yalancı pozitif hata oluşur
Dilüsyon etkisi ile (Na) yalancı negatif hata oluşturur.
Hb’in moleküllerinin pseudoperoksidaz aktivitesi vardır. Bir çok enzim testi oksidazları kullanır ve hidrojenperoksit üretir (glukoz, ürik asit, kolesterol, TG), bu testleri negatif etkiler.
Eritrositlerden salınan adenilat kinaz CK ve CK-MB aktivitelerini interfere eder.
3. Eritrosit içinde plazmaya göre daha yüksek miktarda bulunan bileşenlerden dolayı yalancı pozitif hata verir.
3. Eritrosit içinde plazmaya göre daha yüksek miktarda bulunan bileşenlerden dolayı yalancı pozitif hata verir.
LDH ; 160
AST ; 40
K+ ; 25
PO4= ; 20
Mg++; 3
kat eritrositlerde yüksektir.
Eritrositlerin demir içeriği de oldukça yüksektir. Fakat, demirin Hb’e ve transferine afiniteleri farklıdır. Mevcut kullanılan reaktiflerle Hb-Fe ayrılamaz ve bu nedenle artış çok bariz değildir.
Hb’e bağlı protein miktarı hafif artabilir.
4. Dilüsyon etkisi ile yalancı negatif etki oluşturur. (Albumin, ALP, T.Bilirubin, CI-, GGT, Glukoz, Na+)
4. Dilüsyon etkisi ile yalancı negatif etki oluşturur. (Albumin, ALP, T.Bilirubin, CI-, GGT, Glukoz, Na+)
Eritrosit, lökosit ve trombositlerden salgılanan hücre içi ve tromboplastik maddeler başlıca interferans nedenidir,
PT de uzama,
APTT de kısalma,
fibrinojende azalma izlenir.
TG’den zengin Lipoprotein partikülleri (ŞM, ŞMr, VLDL ve IDLü) turbitide yaparak ışığı kırar; Böylece kolorimetrik ve nefelometrik ölçüm yöntemleri bariz etkilenir.
TG’den zengin Lipoprotein partikülleri (ŞM, ŞMr, VLDL ve IDLü) turbitide yaparak ışığı kırar; Böylece kolorimetrik ve nefelometrik ölçüm yöntemleri bariz etkilenir.
Lipoprotein partikülü hacmi kadar plazmadaki suyun yerini alır,
Ölçülecek molekülün hidrofobik veya hidrofilik oluşuna göre etkilenebilir.
Kimyasal; oksidaz-peroksidaz reak. İle çalışan testleri (Glu, Kolesterol, TRG, Kre, Ürik asid) etkileyebilir. Bilirubin , Hidrojen peroksitle reaksiyona girerek beklenenden daha düşük sonuç ortaya çıkarır.
Bilirubin Albumin boyası ile de reaksiyon verir.
Güçlü asidik ortamda konjuge bilirubin UV ışığı etkiler ve fosfomolibdat metodla çalışan Fosfat ölçümünü interfere eder.
Cihaz seçimi,
Cihaz seçimi,
(multilayer slide)
Küvet, dedektör, metod)
Örnek Körü
Kinetik Ölçümler
Bikromatik analiz
Dilüsyon
In vitro (damar dışı): (% 97-98)
In vitro (damar dışı): (% 97-98)
Genellikle örnek alırken, hazırlarken, transfer ederken ve saklarken gerçekleşir:
In vivo hemoliz tüm hemolizlerin yaklaşık % 2-3 oluşturur. Fakat in vivo hemolizlerin üçte biri klinik tanı almamıştır. Bunların yaklaşık % 44 ünün laboratuvar uyarısıyla klinik tanıya gidildiği belirlenmiş (Carraro et al. Clin Chem 2006: 46;306-7)
In vivo hemoliz tüm hemolizlerin yaklaşık % 2-3 oluşturur. Fakat in vivo hemolizlerin üçte biri klinik tanı almamıştır. Bunların yaklaşık % 44 ünün laboratuvar uyarısıyla klinik tanıya gidildiği belirlenmiş (Carraro et al. Clin Chem 2006: 46;306-7)
Laboratuvar in vivo hemoliz açısından klinisyeni uyarmalıdır.
Hastanın diğer nümunelerinde de hemoliz varsa in vivo hemoliz ihtimali daha da güçlenir.