16
Yeni Symposium Dergisi, Cilt 53, Sayı 1, 2015 / New Symposium Journal, Volume 53, Number 1, 2015 - www.yenisymposium.com
Erişkinde Asperger Sendromu ve Bipolar Bozukluk
Birlikteliği: Bir Olgu Sunumu
Hamiyet İpek Toz
1
, Nur Öztürk
2
, Ürün Özer
3
, Güliz Özgen
4
1
Asist. Dr., Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bölümü, İstanbul-Türkiye
2
Asist. Dr.,
3
Uzm. Dr.,
4
Doç. Dr., Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Psikiyatri Bölümü, İstanbul-Türkiye
ÖZET:
Asperger Sendromu sosyal iletişim bozukluğu, basmakalıp davranışlar ve
dar ilgi alanları ile karakterize olup, yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı
altında sınıflandırılmaktadır. Klasik çocukluk otizminden, dil gelişiminde
ve bilişsel yetilerde gerilik olmamasıyla ayrılır. Genellikle çocukluk çağında
tanı konulmakla birlikte, Asperger Sendromu’nun fark edilme yaşı otizme
göre daha geç olabilmektedir. Bu durumun nedenlerinden biri de Asperger
Sendromlu hastalarda eştanılı psikiyatrik bozuklukların sık görülmesidir.
Bipolar bozukluğun otizm spektrum bozuklukları içinde en çok Asperger
Sendromu ile ilişkili olduğu ileri sürülmektedir.
Bu yazıda, daha önce obsesif kompülsif bozukluk, dikkat eksikliği hipe-
raktivite bozukluğu, bipolar bozukluk gibi farklı tanılarla izlenen, depresif
belirtileri nedeniyle kliniğimize yatırıldığı sırada detaylı öykü alınması ve
aile görüşmeleri ile Asperger Sendromu ve bipolar bozukluk eştanısı konu-
lan 22 yaşında bir erkek olgu sunulmuştur. Olgu, eşlik eden diğer tanılar
nedeniyle altta yatan Asperger Sendromu tanısının yıllarca atlanabileceğini
göstermesi açısından önem taşımaktadır.
Anahtar sözcükler: otizm, asperger sendromu, bipolar bozukluk
New Yeni Symposium 2015;53:16-9
ABS TRACT:
Asperger syndrome and bipolar disorder comorbidity in
an adult: a case report
Asperger’s Syndrome is characterized by social communication disorder,
stereotypic behaviors and narrow fields of interest, and classified in
pervasive developmental disorders. It is separated from the classic
childhood autism by the absence of delay in language development and
cognitive skills. Although it is diagnosed generally in childhood, it can be
noticed at a later age compared to autism. One reason for this, is that in
patients with Asperger’s Syndrome comorbid psychiatric conditions are
common. Bipolar disorder is suggested to be mostly related with Asperger’s
Syndrome in all autism spectrum disorders.
Herein, we present a 22 year old male case, who has been previously
followed with different diagnoses such as obsessive-compulsive disorder,
attention deficit hyperactivity disorder and bipolar disorder, hospitalized
to our clinic due to depressive symptoms and diagnosed with Asperger’s
Syndrome and comorbid bipolar disorder through detailed history-taking
and family interviews. The case is important because, it demonstrates that
due to other comorbid diagnoses, the underlying Asperger’s Syndrome may
be overlooked for years.
Key words: autism, asperger syndrome, bipolar disorder
New Yeni Symposium 2015;53:16-9
DOI: 10.5455/NYS.20150203023154
Olgu Sunumu / Case Report
GİRİŞ
Asperger Sendromu (AS), DSM-IV’te yaygın gelişim-
sel bozukluklar başlığı altında değerlendirilmektedir. AS
sosyal iletişim bozukluğu, basmakalıp davranışlar ve dar
ilgi alanları ile karakterize olup, klasik çocukluk otizmin-
den, dil gelişiminde ve bilişsel yetilerde gerilik olmama-
sıyla ayrılır.
1
Genellikle çocukluk çağında tanı konulmakla birlikte
AS’nin fark edilme yaşı otizme göre daha geç olabilmekte-
dir. AS tanısının erişkinlik dönemine kadar geciktiği
olgular da bildirilmiştir. Bu durumun nedenlerinden biri
de AS’li hastalarda eştanılı psikiyatrik bozuklukların sık
görülmesidir. Ghaziuddin ve arkadaşlarının çalışmasın-
da, AS’de eştanılı psikiyatrik bozukluk oranı %65 olarak
bildirilmiştir.
2
Bu yazıda, daha önce obsesif kompülsif bozukluk, dik-
kat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bipolar bozukluk
gibi farklı tanılarla izlenen, depresif belirtileri nedeniyle
kliniğimize yatırıldığı sırada detaylı öykü alınması ve aile
Ya zış ma Ad re si / Add ress rep rint re qu ests to: Ürün Özer,
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Bölümü, İstanbul-Türkiye
Telefon / Phone: +90-505-458-9115 E-posta / E-mail: urunozer@gmail.com
Geliş tarihi / Date of receipt: 01 Aralık 2014 / December 01, 2014
Kabul tarihi / Date of acceptance: 3 Şubat 2015 / February 03, 2015
17
Yeni Symposium Dergisi, Cilt 53, Sayı 1, 2015 / New Symposium Journal, Volume 53, Number 1, 2015 - www.yenisymposium.com
Toz Hİ, Öztürk N, Özer Ü, Özgen G
görüşmeleri ile AS ve bipolar bozukluk eştanısı konulan
22 yaşında bir olgu sunulmuştur. Olgu, eşlik eden diğer
tanılar nedeniyle altta yatan AS tanısının yıllarca atlanabi-
leceğini göstermesi açısından önem taşımaktadır.
OLGU
22 yaşında, üniversite öğrencisi erkek hasta, hakaret
ve tehdit etme suçu nedeniyle müşahade amaçlı adli psi-
kiyatri polikliniğinden kliniğimize yatırıldı. İlk psikiyat-
rik değerlendirmesinde bilinç açık, koopere ve oryante
idi. Yaşından büyük ve obez görünümlü olan hastanın
konuşma hızı ve miktarı normaldi. Affektif katılımın az
olduğu, monoton bir ses tonuyla, disprozodik konuşma
dikkati çekiyordu. Duygudurum depresif, duygulanımı
uygunsuzdu. Algı muayenesi normaldi. Değersizlik
düşünceleri ve anhedoni tarifliyordu. İştah artışı ve uyku
düzensizliği mevcuttu. Psikotik belirtileri yoktu. Duygu-
sal yakınlık hissettiği okul arkadaşının kendisine karşılık
vermemesi üzerine, çeşitli sosyal ağlarda o arkadaşına
hakaret etmesi ve tehditlerde bulunması nedeniyle yatı-
rıldığını ifade ediyordu. Genel tıbbi durum hikayesinde,
hipertansiyon, diabetes mellitus ve hipotiroidisi mevcut-
tu ve bu nedenle verapamil-trandolapril 240/4 mg/gün/
p.o., metformin 2 gr/gün/p.o. ve levotiroksin sodyum 50
mcg/gün/p.o. kullanmaktaydı. Başvuru sırasında kullan-
makta olduğu diğer ilaçları ise topiramat 200 mg/gün/
p.o., lityum 600mg/gün/p.o., amisülpirid 400 mg/gün/
p.o. ve duloksetin 30 mg/gün/p.o. idi.
Anneden alınan çocukluk ve ergenlik yıllarına dair
hikayesinde bazı özellikler dikkat çekmekteydi. Yürüme
ve konuşması zamanında idi. Anne, oğlunun 5-6 yaşında
iken yaşıtlarından “farklı” olduğunu gözlemlemişti. Hasta
ilkokul döneminde oynanan toplu oyunlara katılmıyor ve
arkadaş edinmede zorlanıyordu. O dönemde, dokundu-
ğu bir noktaya yeniden dokunma davranışı (hasta dokun-
duğu bir noktaya tekrar dokunmak zorunda hissettiğini
ve bu davranışın kendisini rahatlatmadığını, hatta bunu
engelleyemediği için üzüldüğünü belirtmiştir) üzerine ilk
defa çocuk psikiyatrisine getirilmiş ve ilaçsız olarak takip
edilmişti.
Lise dönemine kadar bu yakınmaları dalgalanmalarla
devam etmişti. Hastanın ortaöğretim yıllarında elektrik-
elektronik konularına karşı abartılı ilgisi dikkat çekmek-
teydi. Lisede yatılı okulda kalmaya başlayan hastanın tek-
rarlayıcı dokunma davranışlarında artış olmuştu. Arka-
daş çevresi tarafından hastanın “tuhaf” davranışları ve
farklı konuşma tarzı ile dalga geçilmekte idi. Bu durum
hastanın kendi ifadesiyle dönem dönem içe kapanmasına
yol açmıştı. Aynı zamanda derslerine olan ilgisini etkile-
miş ve bu nedenle ders başarısında düşme ortaya çıkmıştı.
Hasta lise dönemini, “depresyon dönemi” olarak tarif
etmekteydi. İşlevselliği önemli ölçüde bozulan hasta yine
de yüksek bir puanla elektronik ve haberleşme bölümünü
kazanmıştı. Üniversite yıllarında babaannesi ile yaşayan
hasta, bir tartışma sonrası babaannesini darp etmesi üze-
rine 21 yaşındayken özel bir kliniğe yatırılmış atipik psi-
koz ve obsesif kompulsif bozukluk tanısı ile takip edilmiş-
ti. Bir ay sonra benzer yakınmalar ile bir yatışı daha
olmuştu. Bir yıl sonra 15’er gün arayla ilaç içmek ve insü-
lin uygulamak suretiyle iki kez intihar girişiminde bulu-
nan hasta, devam eden intihar düşünceleri nedeniyle has-
tanemize yatırılmıştı. Yatış öncesi antidepresan kullanımı
yoktu. O dönemde yapılan muayenesinde, konuşma hızı
ve miktarı artmış, duygudurumu irritabl, psikomotor
aktivite ve libido artışı olduğu görülerek Bipolar bozuk-
luk, karma epizod tanısıyla takip edilmişti. Aripiprazol 30
mg/gün/p.o. tedavisine lityum 600 mg/gün/p.o. eklenin-
ce hasta remisyona girmişti.
Hastanın servimizde kaldığı dönem boyunca iletişimi
kısıtlı idi, doktoru ile kısa görüşmeler yapan hasta zaman
zaman hemşire ve doktorlara bilek güreşi yapmayı teklif
etmek gibi tuhaf iletişime geçme davranışları sergiliyor-
du. Uzak doğu sporlarına olan yoğun ilgisinden söz edi-
yordu. Sosyal medyadaki videolarında elektronik aletler
ya da aşırı kilolu insanların da güçlü olabileceği hakkında
dakikalarca ve durmaksızın konuşmakta idi. Üniversite
arkadaşlarının kendisi ile alay ettiklerinden ama kendisi-
nin bunu anlayamadığından bahsediyordu. Duyguların
konuşulduğu bir görüşmede, temel duyguları ayırabili-
yor, fakat “şefkat ve sevgi” gibi benzer duyguları ayırmak-
ta güçlük çekiyordu. İnsanların kendisine gösterdikleri
tepkileri anlayamadığından söz ediyor ve anlaşılamadı-
ğından yakınıyordu. Hasta kendindeki “tuhaflığın” far-
kında olduğunu söylüyordu. Hastaya, çocukluk ve ergen-
lik dönemi de göz önünde bulundurularak AS ve Bipolar
18
Yeni Symposium Dergisi, Cilt 53, Sayı 1, 2015 / New Symposium Journal, Volume 53, Number 1, 2015 - www.yenisymposium.com
Erişkinde asperger sendromu ve bipolar bozukluk birlikteliği: Bir olgu sunumu
bozukluk, depresif epizod tanısı kondu. Tedavisi topira-
mat 200 mg/gün/p.o.’in yanı sıra, aripiprazol 15 mg/gün/
p.o. olarak düzenlendi. Hasta yatışının 13. gününde has-
tanemiz adli psikiyatri kliniğine nakledildi.
TARTIŞMA
Otizm hayatın erken döneminde başlayan ve yaşam
boyu süren, sosyal ilişkiler, iletişim, davranışsal ve bilişsel
gelişimde gecikme ve sapmalarla giden nörogelişimsel bir
bozukluktur.
1
AS ise dil ve bilişsel alanlarda bozulma
olmaksızın sosyal becerilerde güçlükler, basmakalıp dav-
ranışlar, dar ilgi alanı ile karakterizedir. DSM-IV’te yay-
gın gelişimsel bozukluklar başlığı altında bulunan AS,
DSM-5 ile birlikte “Otizm Spektrum Bozukluğu” başlığı
altında verilmiştir.
3
AS’nin kronik gidişli olduğu ve çekirdek belirtilerinin
hayat boyu devam ettiği göz önünde bulundurulduğun-
da, erişkin popülasyonda da bu hastalığın yaygınlığının
benzer olması beklenebilir ancak bu alanda yapılmış
çalışmalar kısıtlıdır. Erişkin psikiyatri hastalarında yapı-
lan bir çalışmada AS oranı %1,4 olarak saptanmıştır.
4
AS tanısı, sıklıkla erken çocukluk ve ergenlik döne-
minde konuluyor olsa da, literatürde erişkin dönemde
tanı konmuş olan olgular da bildirilmiştir. Bu durumun
nedenleri şu şekilde sıralanabilir: Otizm spektrum bozuk-
luğundaki diğer tablolar ile kıyaslandığında, AS’de bilişsel
becerilerin yüksek olması geç başvuruya sebep olabilir.
Hastalığın çocukluk dönemindeki göze çarpan belirtileri-
nin erişkin dönemde silikleşmesi, erişkin AS’li vakalara
farklı tanı konulmasıyla sonuçlanabilir. Bir diğer neden,
eşlik eden psikiyatrik durumların varlığının AS tablosunu
gölgeleyebilmesidir. Ghaziuddin ve arkadaşlarının çalış-
masında, AS’de eştanılı psikiyatrik bozukluk oranı %65
olarak bildirilmiştir. En sık görülen eştanılar dikkat eksik-
liği hiperaktivite bozukluğu, duygudurum ve anksiyete
bozuklukları olarak belirtilmiştir.
2
Literatürde AS ile Bipolar bozukluk ilişkisi üzerine
yapılmış çalışmalar mevcuttur. Delong ve arkadaşlarının
bir çalışmasında, Bipolar bozukluğun otizm spektrum
bozuklukları içinde en çok AS ile ilişkili olduğunu göste-
rilmiştir.
5
Başka bir çalışmada, otizm tanısı olan olguların
aile üyelerinde Bipolar bozukluk görülme oranı %4,2 ola-
rak (genel popülasyonun 5 katı), AS tanılı olguların aile
üyelerinde ise %6,1 olarak saptanmıştır. AS tanısı olanla-
rın aile üyelerinde Bipolar bozukluk görülme oranının
daha da yüksek olması, bu iki durumun etiyolojik olarak
bağlantılı olabileceğini akla getirmektedir.
6
Olgumuzda, hastanın lise döneminden itibaren başla-
yan depresyon dönemleri ve hospitalizasyon gerektiren
ciddi intihar girişimleri, zaman zaman alevlenen takıntı-
ları, süreğen antisosyal nitelikte davranışları, psikopato-
lojilerinin zemininde hep var olan AS tanısını gölgelemiş-
tir. Bu sendromun yerine eştanı olarak görülebilecek
bozuklukların öne çıkmasının yanı sıra, aslında AS’ye
özgü olan tekrarlayıcı davranışlar, sosyal güçlükler, affek-
tif katılımda azalma gibi belirtiler de farklı değerlendirile-
rek hasta, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu,
obsesif kompulsif bozukluk, atipik psikoz, major depres-
yon, bipolar bozukluk gibi farklı tanılarla takip edilmiştir.
Hastanın tekrarlayıcı dokunma davranışı geçmişte kom-
pülsiyon olarak değerlendirilmiş olup, detaylı öykü alın-
masıyla bu davranışa ilişkin bir obsesyon tanımlanma-
mıştır. Hastanın istemli olarak sergilediği bu davranış
otizm spektrum bozukluğuna özgü basmakalıp davranış
olarak kabul edilmiştir. Hastanın AS’ye bağlı iletişim zor-
lukları ve kısıtlı sosyal becerileri nedeniyle yaşadığı olum-
suz yaşam olayları, eşlik eden duygudurum dönemlerinin
ortaya çıkmasını kolaylaştırmakta, zaten kısıtlı olan sos-
yal becerileri depresyon dönemlerinde daha da gerile-
mekte ve sosyal izolasyonunu arttırmaktadır.
AS’li bireyler diğer otizm bozukluklarının tersine sos-
yal ilişkiler kurmaya isteklidirler ancak bu konudaki
yetersizlikleri, arkadaş çevrelerinden gelen ötelemeler ve
reddedilmeler bu bireylerin öz güvenini sarsmaktadır.
AS’li ergen ve genç erişkinler arasında yapılan bir çalış-
mada AS’li bireylerin sosyal zorluk ve yetersizliklerinin
farkında oldukları bildirilmiştir.
7
AS’de hastalığa yönelik
içgörünün incelendiği bir çalışmada ise yazarlar, içgörü
düzeyi yüksek olan bireylerin yaşanılan sosyal negatif
durumları kendilerine atfettiklerini ve bunun özsaygıda
azalmaya katkıda bulanabileceğini belirtmişlerdir.
8
AS’li bireylerde karşı cinsle duygusal yakınlık kurma
çabaları sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanır. Bazen bu redde-
dilme, antisosyal davranışlara yol açabilir. AS’de sosyal ve
romantik işlevselliğin incelendiği bir çalışmada AS’li
19
Yeni Symposium Dergisi, Cilt 53, Sayı 1, 2015 / New Symposium Journal, Volume 53, Number 1, 2015 - www.yenisymposium.com
Toz Hİ, Öztürk N, Özer Ü, Özgen G
bireylerin daha az romantik ilişki yaşadıkları ve akran iliş-
kilerindeki başarının romantik işlevsellikte belirleyici
olduğu ifade edilmiştir. Çalışmanın diğer bir bulgusu ise,
AS’li bireylerin kontrol grubuna göre daha yüksek oranda
sarkıntılığa varabilecek uygunsuz kur yapma davranışı
sergilemeleridir.
9
Zihinselleştirme problemleri nedeniyle AS’li bireyler-
de, sosyal ilişkilerdeki davranış ve işaretleri anlamada
güçlüğün yanı sıra, çözüm üretme becerisinde de yeter-
sizlik bildirilmiştir.
10
Sosyal açıdan yaşadıkları engeller,
AS’li bireyleri çevrelerinin bakışlarına daha hassas hale
getirir ve bu bireylerde agresyona dönüşebilir.
11
Olgumu-
zun da, AS’ye özgü tuhaflıkları ve iletişim sıkıntıları ile lise
döneminden itibaren başlayan izolasyonu, zaman zaman
agresyona dönüşmüş, üniversite arkadaşlarına yönelik
hakaret ve tehdit suçu nedeniyle mahkeme kararıyla hos-
pitalizasyonuna yol açmıştır.
Hastanın son yatışında, çocukluk ve ergenlik dönemi
hikayesi ve sosyal yaşamdaki problemleri farklı kaynak-
lardan detaylı olarak öğrenilmiş ve var olan duygudurum
bozukluğuna ek olarak AS tanısı konmuştur. Hasta ile
AS’ye ilişkin içgörü ve empati geliştirmeye yönelik görüş-
meler yapıldığında çevresindeki bireylerin kendisine ver-
diği tepkileri yorumlamakta güçlük çektiğini belirtmiştir.
Bu yazı, eştanılar nedeni ile geç tanı konmuş erişkin
dönem bir AS olgusunun adli bir süreçle sonlanan öykü-
sünü betimlemesi nedeniyle önem taşımaktadır. AS,
çocuk ve ergen psikiyatrisi pratiğinde sıkça akla gelmekle
birlikte, erişkin dönemde başka psikiyatrik bozukluklara
eşlik eden bir bozukluk olduğundan tanı konulabilmesi
için çocukluk ve ergenlik dönemlerindeki ipuçlarının
yakalanması gerekir. AS’de zihinselleştirme ve sosyal biliş
becerilerinin müdahale ve eğitim programları ile geliştiri-
lebileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
10,12
AS
tanısının atlanması tedavi etkilemesinin yanı sıra hasta-
nın yaşam kalitesinde ve işlevselliğinde anlamlı değişiklik
sağlayabilecek özel eğitim, psikososyal programlar gibi
olanaklardan yararlanmasını da olanaksız kılmaktadır.
Bu nedenle erişkin dönem AS olgularının atlanmaması
adına çocukluk ve ergenlik dönemi gelişimsel süreçleri-
nin detaylı ve farklı kaynaklardan değerlendirilmesi
gereklidir.
KAYNAKLAR
1. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of
Mental Disorders Text Revision DSM IV–TR 4th Ed. 2000; Washington,
DC: American Psychiatric Association 2000; p 80-84.
2. Ghaziuddin M, Weidmer-Mikhail E, Ghaziuddin N. Comorbidity of
Asperger syndrome: a preliminary report. J Intell Disabil Res 1998; 42:
279-283.
3. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of
Mental Disorders Text Revision DSM-5 5th Ed. 2013; Washington, DC:
American Psychiatric Association 2013; p 50-59.
4. Nylander L, Gillberg C. Screening for autism spectrum disorders in adult
psychiatric out-patients: a preliminary report. Acta Psychiatr Scand 2001;
103:428–434.
5. Delong GR, Nohria C. Psychiatric Family History and Neurological
Disease in Autistic Spectrum Disorders. Dev Med Child Neurol 1994;
36(5): 441-48.
6. Delong GR, Dwyer JT. Correlation of family history with specific autistic
subgroups: Asperger’s syndrome, and bipolar affective disease. J Autism
Dev Disord 1988; 18: 593-600.
7. Cederlund M, Hagberg B, Gilberg C. Asperger syndrome in adolescent
and young adult males. Interview, self - and parent assessment of social,
emotional and cognitive problems. Res Dev Disabil 2010; 31(2): 287-98.
8. Didehbani N, Shad MU, Kandalaft MR, Allen TT, Tamminga CA,
Krawczyk DC ve ark. Brief report: Insight into illness and social
attributional style in Asperger’s syndrome. J Autism Dev Disord 2012;
42(12): 2754-60.
9. Stokes M, Newton N, Kaur A. Stalking, and social and romantic
functioning among adolescents and adults with autism spectrum disorder.
J Autism Dev Disord 2007; 37(10): 1969-86.
10. Channon S, Crawford S, Orlowska D, Parikh N, Thoma P. Mentalising
and social problem solving in adults with Asperger’s syndrome. Cogn
Neuropsychiatry 2014; 19(2): 149-63.
11. Tantam D. Psychological disorder in adolescents and adults with Asperger
syndrome. Autism 2000; 4(1): 47-62.
12. Stichter JP, Herzog MJ, Visovsky K, Schmidt C, Randolph J, Schultz T ve
ark. Social competence intervention for youth with Asperger Syndrome
and high-functioning autism: an initial investigation. J Autism Dev
Disord 2010; 40(9): 1067-79.
Dostları ilə paylaş: |