Yani bir yemek tarifi gibi, uygulamaya konulmadığı zaman bir anlam ifade etmezler. Bir yemek tarifi hiçbir zaman yemeğin kendisi değildir. DNA'lardaki bu şifreler ancak m-RNA'lar vasıtasıyla sitoplâzmaya çıkarılarak deşifre edilebilirler. Bu şifrelerin, RNA yapısına aktarılmasına transkripsiyon denir. Transkripsiyonda DNA bir şablon vazifesi görürken, m-RNA onun negatif bir kopyasını oluşturur. m-RNA, sonra çekirdeği terk ederek sitoplâzmaya çıkar. Sitoplâzmaya çıkan şifrenin protein sentezinde kullanılmasına da translasyon denir. Translasyonda m-RNA'da kayıtlı olan şifre, ribozomlar tarafından okunur. Ribozom m-RNA üzerinde ilerleyerek şifreleri okurken, okunan bu şifreye uygun amino asidi taşıyan t-RNA'ların getirdikleri amino asitleri sırayla birbirine bağlayarak protein sentezi yapılmış olur (13. Şekil).
Yani bir yemek tarifi gibi, uygulamaya konulmadığı zaman bir anlam ifade etmezler. Bir yemek tarifi hiçbir zaman yemeğin kendisi değildir. DNA'lardaki bu şifreler ancak m-RNA'lar vasıtasıyla sitoplâzmaya çıkarılarak deşifre edilebilirler. Bu şifrelerin, RNA yapısına aktarılmasına transkripsiyon denir. Transkripsiyonda DNA bir şablon vazifesi görürken, m-RNA onun negatif bir kopyasını oluşturur. m-RNA, sonra çekirdeği terk ederek sitoplâzmaya çıkar. Sitoplâzmaya çıkan şifrenin protein sentezinde kullanılmasına da translasyon denir. Translasyonda m-RNA'da kayıtlı olan şifre, ribozomlar tarafından okunur. Ribozom m-RNA üzerinde ilerleyerek şifreleri okurken, okunan bu şifreye uygun amino asidi taşıyan t-RNA'ların getirdikleri amino asitleri sırayla birbirine bağlayarak protein sentezi yapılmış olur (13. Şekil).
Hayatın temel yapı taşı olan hücre, bir bütün olarak vücudun tüm faaliyetlerini basitleştirilmiş bir şekilde taklit eder. Kendi zarından içeriye gıda alır, enzimler arayıcılığıyla bu gıdaları sindirir. Çalışmak ve ısınmak için enerji tüketir. Çoğu hücreler, atıklarını boşaltma ve kendilerinin bazı küçük yaralarını iyileştirme kabiliyetine sahiptir.Kimileri yer de değiştirebilirler.Vücudun ihtiyacı olduğu takdirde, kendi benzerlerini üretirler. Ayrıca bütün hücreler, canlılığın tipik ve belirli özelliklerini ortaya koyarlar. Buna göre hücreler;
Hayatın temel yapı taşı olan hücre, bir bütün olarak vücudun tüm faaliyetlerini basitleştirilmiş bir şekilde taklit eder. Kendi zarından içeriye gıda alır, enzimler arayıcılığıyla bu gıdaları sindirir. Çalışmak ve ısınmak için enerji tüketir. Çoğu hücreler, atıklarını boşaltma ve kendilerinin bazı küçük yaralarını iyileştirme kabiliyetine sahiptir.Kimileri yer de değiştirebilirler.Vücudun ihtiyacı olduğu takdirde, kendi benzerlerini üretirler. Ayrıca bütün hücreler, canlılığın tipik ve belirli özelliklerini ortaya koyarlar. Buna göre hücreler;
1) Uyarılabilirler : Her bir hücre, dış etkenlerle (hormonal, kimyasal, elektriksel, termik vb.) ve iç etkenlerle (glikojen yapımı ve yıkımı vb.) uyarılabilirler.
1) Uyarılabilirler : Her bir hücre, dış etkenlerle (hormonal, kimyasal, elektriksel, termik vb.) ve iç etkenlerle (glikojen yapımı ve yıkımı vb.) uyarılabilirler.
2) Metabolizma ve enerji değişimi yapabilirler: Hücreler, O2, basit moleküllü yapı taşları ve gıda maddeleri alırlar. Bunları çeşitli işlemlerden geçirirler. CO2, H20 ve metabolizma artıkları gibi atıkları dışarıya verirler. Hücrelerin bu özel faaliyetleri enerji tüketimiyle ilgilidir.
3) Hareket edebilirler:İleri derecede gelişmiş canlılardaki bazı hücreler, yalancı ayaklar (uzantılar) oluşturarak hareket edebilir. Bu uzantıları yardımıyla fagositoz da yapabilirler. Bazıları amiboid hareketlerle, bazıları da sitoplazmalarındaki dalgalanmalarla yer değiştirebilirler. Örneğin, sperma hücreleri hareketli kuyruklarıyla hareket ederler.
3) Hareket edebilirler: İleri derecede gelişmiş canlılardaki bazı hücreler, yalancı ayaklar (uzantılar) oluşturarak hareket edebilir. Bu uzantıları yardımıyla fagositoz da yapabilirler. Bazıları amiboid hareketlerle, bazıları da sitoplazmalarındaki dalgalanmalarla yer değiştirebilirler. Örneğin, sperma hücreleri hareketli kuyruklarıyla hareket ederler.
4) Gelişebilirler: Hücrelerin bölünebilmesi için, belirli bir gelişme dönemini tamamlamaları gerekmektedir. Bu gelişme dönemi hücreden hücreye değişiklik gösterir. Hücrelerin ömürleri karşılaştırıldığında da büyük farklılıklar olduğu görülür. Örneğin, bağırsak epitel hücrelerinin canlılık süreleri 36-48 saatken eritrositlerin (alyuvar) canlılık süreleri 4 aya kadar çıkar. Sinir hücreleriyse çok daha uzun yıllar canlılıklarını korurlar. Kalp kası ve sinir hücrelerinin yenilenme yetenekleri yoktur. Buna karşılık yüzeyel deri hücreleri için, sürekli olarak fizyolojik yenilenme (rejenerasyon) söz konusudur.
4) Gelişebilirler: Hücrelerin bölünebilmesi için, belirli bir gelişme dönemini tamamlamaları gerekmektedir. Bu gelişme dönemi hücreden hücreye değişiklik gösterir. Hücrelerin ömürleri karşılaştırıldığında da büyük farklılıklar olduğu görülür. Örneğin, bağırsak epitel hücrelerinin canlılık süreleri 36-48 saatken eritrositlerin (alyuvar) canlılık süreleri 4 aya kadar çıkar. Sinir hücreleriyse çok daha uzun yıllar canlılıklarını korurlar. Kalp kası ve sinir hücrelerinin yenilenme yetenekleri yoktur. Buna karşılık yüzeyel deri hücreleri için, sürekli olarak fizyolojik yenilenme (rejenerasyon) söz konusudur.
5) Çoğalabilirler: Hücreler, bölünerek çoğalırlar. Bir canlının büyüyüp gelişmesi de onu oluşturan hücrelerin bölünerek çoğalmasıyla olur. Bölünme, sitoplâzma ve çekirdekte beraberce gerçekleşir. Bir hücrenin bölünebilmesi için yeterli büyüklüğe ulaşması gerekir.