Cevap:
Hamd, Allah'adır. Söz konusu edilen bu şeylerin hepsi ilim ve iman
ehilinin ittifakıyla yalan ve uydurmadır.
Ne Ali (r.a.). ne başka bir sahabi cinlerle savaşmış değildir.
Cinlerle bir başkası da savaşmış değiller. Ne Bi'r-u Zati'l-Alem'de.
ne başka bir yerde.
Cinlerle savaştığına dair hadis, ilim ehlinin ittifakıyla uydurulmuş
mevzu bir hadistir. Rasululah (s.a.-v.) döneminde Ali (r.a.),
ellzbin veya otuzbin kişilik bir orduyla savaşmış değildir. Katıldığı
savaşların hiçbirinde düşman ordusu bu sayıya ulaşmamıştır. Artık
nerede kaldı böyle bir orduyla yalnız başına savaşmış olması,
Rasului/ah'la (s.a.v.) birlikte katıldığı savaşların sayısı dokuz olup
bunlar: Bedir, UTıud, Hendek, ttayber, Mekke'nin fethi, Huneyn ve
başkalarıdır.
Müşriklerin sayısının en çok olduğu savaş, Ahzab yani Hendek
savaşıdır. Bu savaşta müşrikler Medine'yi kuşatma altında
tutuyorlardı. Bu savaşta ne düşman, ne de Müslümanların tümü
savaşıyordu. Her iki taraftan az sayıda kişi savaşıyordu. Bu
savaşta
AJi,
Amrb.
Abduvudd
ei-Amiri'yi
Öldürmüştür.
Mübarezeye çıktığında karşısında sadece bir kişi vardı, iki kişi
128
[128]
İbn-i Teymiyye, Ashab,ı Kiram, Tevhid yayınları: 103.
77
değil.
Hayber fethinde Merhab'îa aralarında geçene gelince, sahih bir
rivayette RasuluİIah'ın fs.a.v.) şöyle buyurduğu sabittir;
"Sancağı, Allah ve Rasulünü seven, Allah ve Rasu-lü'nün de
kendisini sevdiği birine vereceğim. Allah, fethi bu kişinin eli üzere
müyesser kılacaktır.
129[129]
Rasuluüah (s.a.v.) daha sonra sancağı Ali'ye (r.a.) vermiştir.
Jiayber savaşı müteaddid günler devam etmiş ve bazı kaleleri
Ali'nin (r.a.) eü üzere fethedilmiştir.
Bir rivayette Merhab'i Ali (r.a.), başka bir rivayete göre ise
Muhammed b. Mesleme Öldürmüştür, Aslında Merhab isminde iki
ayrı zatın bulunduğu ve tabirinin, bunlardan birini öldürmüş
olacağı da muhtemeldir. Merhab-m öldürülmesi de normal bir
şekilde olmuştur. Ali (r.a.) ne onu, ne de atını ikiye bölmüştür.
Kılıcı yere de geçmemiştir. Ne Ali'ye (r.a.). ne başka birine gökten
kılıç inmiş değildir. Ordunun geçmesi için Ali'nin (r.a.) elini köprü
gibi uzattığı, kapıyı söktüğünde Hayber surlarının sallandığı,
burçlarının yıkıldığı gibi hususlar da uydurmadır. Hayber. bir şehir
de değildi, kaleleri birbirinden ayrı birkaç kale ve çiftlikleri olan bir
yerdi.
Rivayet edilen, kendisinin kale kapısını söktüğü ve raüs-lümanlann
kaleye girdiği şeklindedir. Mancınıkla kalenin içine atıldığı meselesi
de yalandır. Aslında savaşlarda Ali (r.a.) ve başkaları hakkında
söylenen bu tür şeylerin hepsi mübalağa ve uydurmadır. Bunlara
bir çok yalan ilave edilmiştir. Tıpkı Antere ve başka kahramanlara
isnad edilen yalanlar gibi. Rasululah'ın (s.a.v.) vefatından sonra
Ali'nin (r.a.) katıldığı savaşların toplamı üç olup bunlar: Cemel,
Sıf-fin ve Nehrevan savaşlarıdır. AUahu a'lem.
İbnTeymiye'ye soruldu:
Ali'nin (r.a.) Bi"r denilen yerde cinlerle savaştığını, on iki bin
kişiyle savaşıp onlan yendiğini söyleyen hakkında ne dersiniz?
İbn Teymiye'nin cevabı:
Sahabeden hiçbiri; ne Ali (r.a.), ne bir başkası yalnız başına ne on
iki bin, ne de on bin kişiyle savaşmıştır. Hatta Ra-sulullah'la
(s.a.v.) savaşan müşriklerin en çok olduğu savaş Hendek
savaşıdır ve bu savaşta sayıları bu sayıya yakındı. Bu savaşta Ali
(r.a.) sadece bir kişiyi öldürmüştür ki bu zat. Amr b. Abdivudd el-
Amiri idi.
İnsanlardan hiç kimse: ne Ali, ne bir başkası cinlerle
savaşmamıştır. Bilakis o, öyle bir savaşa girmiş olmaktan
129
[129]
Buharı', FadaiJu Ashahrn-Nehi: 9; Müslim, F?dai: 35-36.
78
Sahabenin peşinden giden cinler, müşrik cinlerle savaşıyorlardı ve
sahabenin kendileriyle savaşmalarına ihtiyaçları yoktu.
İbn Teymiye'ye soruldu:
Fatıma'nm (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)'a giderek:
"Ey Allah'ın Rasuİu! Cuma gecesi hariç Ali tüm geceleri ibadetle
geçirir. Sadece Cuma gecesi vitir namazını kıldıktan sonra fecre
kadar uyur" dediği, bunun üzerine Peygamber'in;
"Allah, Ali'nin ruhunu her Cuma gecesi göğe yükseltir ve fecre
kadar onun ruhu gökte teşbih eder" buyurduğu doğru mudur?
Ayrıca Ali (r.a,):
"Göklerin yollanın benden sorun, çünkü ben göklerin yollarım,
yerin yollarından daha iyi bilirim" demiş midir?
İbn Teymiye'nin cevabı;
Ali (r.a.) hakkında rivayet edilen hadis, tamamen uydurmadır.
İlim ehlinden kimse böyle bir hadis nakletmiş değildir.
"Göklerin yollarını benden sorun..." sözüne gelince, bu sözü
söylemiştir. Ancak o, bu sözüyle fiziki anlamda bir rehberlik
kasdetmiş. Allah'a yaklaştıran saiih amelleri kas-detmiştir. Allahu
a'Iem.
İbn Teymiye'ye soruldu;
Ali (r.a.) b. Ebi Talib'in Enl-i Beyt'ten olmadığını, kendisine salat
getirelemeyeceğini ve ona salat getirmenin bidat olduğunu
söyleyen biri hakkında ne dersiniz?
İbn Teymiye'nin cevabı;
Ali. b. Ebi Talib'in Ehl-İ Beyt'ten oluşu. müsJümanlar arasında
ihtilafsız bir konudur. Hatta bu mesele müslümaniar nezdinde o
kadar açıktır ki, delil getirmeye bile ihtiyaç yoktur. Hem Ehl-i
Beyt'in ve Rasulullah'dan (s.a.v.) sonra Haşimoğullarrnın en
faziletlisidir. Rasulullah'm (s.a.v.), abasını Ali, Patıma, Hasan ve
Hüseyin'in üzerlerine tutup;
"Allah'ım, bunlar Ehl-i Beyt'imdir, onlardan ricsi (kötülüğü) gider
ve onları tertemiz kıl.
130[130]
buyurduğu sabittir.
Yalnız ona salat getirmeye gelince, bu. Rasulullah'tan (s.a.v.)
başka yalnızca birine salat getirmenin, mesela: 'Allah'ım, Ömer'e
ya da Ali'ye Salat et' demenin caiz olup olmadığı meselesine girer
ki, alimler arasında ihtilaflı bir konudur.
Malik. Şafii ve Hanbelilerden bir gruba göre Rasulullah'tan (s.a.v.)
başka birine yalnız başına salat getirilmez. Nitekim İbn Abbas'ın:
"Rasulullah (s.a.v.) dışında birine salat getirmenin yakışık aldığını
bilmiyorum" dediği rivayet edilmiştir.
130
[130]
Tirmizi.Meınıkfb: 60 Alımed, 1/331
79
İmam Ahmed ve ashabının çoğunluğuna göre ise. bunda bir
sakınca yoktur. Çünkü Ali b. Ebu Talib. Ömer b. Hat-tab'a: "Allah
sana salat etsin" demiştir. Bu görüş daha sahih ve evladır.
Ne var ki. sahabeden ve peygamber'in akrabalarından sadece Ali
(r.a.) veya bir başkasına ona özelmiş gibi salat getirip onun
dışında kimseye getirmemek, onu Peygam-ber'e (s.a.v.)
benzetmek olacağından, bidat'tir.
131[131]
Dostları ilə paylaş: |