bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə62/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   114
vocabularyy




1141) gain; (isim, fiil)










i.; kazanç, kar, kazanım   f.; kazanmak, kar  etmek, elde etmek

Our company has gained profit. (Şirketimiz kar elde etti.)



















1142) galaxy; (isim)













galaksi, gökada













Our galaxy has many planets. (Galaksimizde birçok gezegen var.)



















1143) gallery; (isim)













galeri, üst balkon, sergi, geçit, koridor







I have bought two paintings from the gallery. (Galeriden iki adet tablo aldım.)



















1144) game; (isim)













oyun, maç, kumar













They are training hard for the big game. (Büyük antrenman için sıkı antrenman yapıyorlar.)



















1145) gang; (isim, fiil)










i.; çete, sürü, takım, ekip    f.; işbirliği yapmak




The police has arrested the drug gang. (Polis uyuşturucu çetesini göz altına aldı.)



















1146) gap; (isim)













boşluk, aralık, fark













Generation gap is a big problem between parents and their children. (Kuşak farkı ebeveynler ve çocuklar arasında büyük bir problem.)



















1147) garage; (isim, fiil)










i.; garaj, tamirhane , benzin istasyonu    f.; garaja çekmek

Our garage has place for ten cars. (Garajımızda on araba için yer var.)



















1148) garden; (isim, fiil)










i.; bahçe, park   f.; bahçede çalışmak, bahçe işiyle uğraşmak

The children are playing in the garden. (Çocuklar, bahçede oynuyorlar.)



















1149) garlic; (isim)













sarımsak
















I dont love the smell of garlic. (Sarımsak kokusunu sevmiyorum.)



















1150) gas; (isim, fiil)













i.; benzin, gaz , petrol    f.; benzin almak, gazlamak




Hydrogen and oxygen are both known gases. (Hidrojen ve oksijen ikisi de bilinen gazlardır.)



















1151) gate; (isim)













kapı, geçit, giriş kapısı










Use the main gate to leave your belongings. (Eşyalarını bırakmak için ana kapıyı kullan.)



















1152) gather; (fiil)













toplamak, bir araya getirmek










A large crowd gathered in the garden. (Büyük bir kalabalık bahçede toplandı.)



















1153) gay; (isim, sıfat)










i.; gey, eşcinsel, homoseksüel   s.; keyifli, hoppa




You should respect gay people. (Eşcinsel insanlara saygı duymalısın.)



















1154)gaze; (fiil, isim)










f.; dik dik bakmak, gözünü dikmek   i.; dik bakış, gözünü dikme

He gazed at me for five minutes. (Beş dakika boyunca bana dik dik baktı.)



















1155) gear; (isim, fiil)










i.; vites, dişli, donanım   f.; vites değiştirmek , oturtmak

Careless use of the car may damage the gear. (Dikkatsiz araba kullanımı dişliye zarar verebilir.)



















1156) gender;  (isim)










cinsiyet, cins













Gender discrimination is really a big problem. (Cinsiyet ayrımı gerçekten büyük bir sorun.)



















1157) gene; (isim)













gen
















I can sing well, it is in my genes. (Güzel şarkı söyleyebiliyorum, bu benim genlerimde var.)



















1158) general; (sıfat, isim)










s.; genel, umumi   i.; general, komutan







The general opinion is that the performance was successful. ( Genel görüş, performansın başarılı olduğu yönünde.)



















1159) generally; (zarf)










genel olarak













I don’t generally  watch TV. (Genel olarak televizyon izlemem.)



















Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin