Türkçesi: Hilmi Ziya Ülken



Yüklə 1,19 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə44/119
tarix17.05.2022
ölçüsü1,19 Mb.
#58305
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   119
Etika - Spinoza

intuition  =  Anschauun
  kelimesini  “kavrayış”  şek­
linde  de  karşılamak  kabil  değildir,  çünkü  bu  son  kelime 
concept,  concepticm
  karşılığı  yerleşmiş 
bulunmaktadır.  Yukarda  işaret  ettiğimiz  sakıncasına  rağmen,  “sezgi"  kelimesini  kullanmak  zorun­
dayız. 
Intuition'un
 karşıtı discursion’dur.


ZİHİN GÜCÜ VEYA İNSANIN HÜRLÜĞÜ ÜZERİNE 
289
Önerme XXXVIII
Ruh  özü  bilgiden  ibarettir  (önerme  11,  bölüm  II);  öyle  ise  ruh  ne 
kadar  çok  şeyi,  ikinci  ve  üçüncü  bilgi  cinsi  ile  bilecek  olursa,  kendisinin 
o  kadar  büyük  bir  kısmı  kaybolmadan  kalır  (önerme  23  ve  29)  ve  bunun 
sonucu  olarak  (önceki  önerme)  kendisinin  büyük  bir  kısmı  tabiatımıza 
karşıt olmayan duygulanışlara tutulmuş (önerme 30, bölüm IV) yani kötü 
değildir.  Öyle  ise  Ruh  ne  kadar  çok  şeyi  ikinci  ve  üçüncü  bilgi  cinsi  ile 
bilirse,  kendi  kendisinin  sağlam  kalan  kısmı  o  kadar  büyüktür  ve  bunun 
sonucu olarak o, duygulanışların o kadar az etkisinde kalır.
Scolie
Önerme  39,  bölüm  IV’ün  scolie’sinde  dokunmuş  olduğum  ve  beşinci 
bölümde  açıklamayı  vaat  etmiş  olduğum  noktayı  bu  suretle  biliyoruz; 
demek  istiyorum  ki  Ruhta  açık  ve  seçik  bilgi  ve  bunun  sonucu  olarak 
Tanrı sevgisi ne kadar fazla ise, ölüm o kadar az zararlıdır. Bundan başka, 
üçüncü bilgi cinsinden (önerme 27) elde edilebilen en yüksek memnunluk 
doğduğu  için,  buradan  anlaşılıyor  ki,  insan  Ruhu  göstermiş  olduğumuz 
gibi  Bedenle  birlikte  kendiliğinden  mahvolacak  kısmı  kalacak  kısmına 
göre  önemsiz  bir  tabiatta  olabilir  (önerme  21).  Fakat  bu  yukarıdaki  ko­
nuya daha geniş olarak biraz sonra geleceğiz.
Önerme XXXIX
Her  kimin  pek  çok  sayıda  yetileri  olan  bir  Bedeni  varsa,  onun  ruhu­
nun en yüksek kısmı ezelidir.
Kanıtlama
Her kim pek çok sayıda şeyleri yapma yetisinde olan bir Bedene sahip­
se,  o kimse kötü olan  (önerme 38, bölüm IV) yani tabiatımıza aykırı olan 
duygulanışların  (önerme  30,  bölüm  IV)  pek  az  hükmü  altında  kalır  ve 
böylece (önerme 10) onda zihin için geçerliği olan bir düzene göre Bede­
nin  duygulanışlarını  düzenlemek  ve  zincirlemek  gücü  vardır  ve  bunun 
sonucu  olarak  da  bütün  Beden  duygulanışları  (önerme  14)  Tanrı  fikrine 
bağlanırlar;  buradan  da  (önerme  15)  Ruhun  en  büyük  kısmını  kaplaması 
ya  da  kurması  gereken  (önerme  16)  Tanrıya  karşı  sevgi  ile  duygulanmış 
olacaktır  ve  bunun  sonucu  olarak  da  onun  (önerme  33)  en  büyük  kısmı 
ezeli olan bir Ruhu vardır.


290 ETİKA
Scolie
İnsan bedenlerinin çok büyük sayıda yetileri olduğu için, şurası şüp­
hesizdir  ki,  kendilerine  ve  Tanrıya  ait  büyük  bir  bilgiye  sahip,  en  büyük 
kısmı  ya  da  başlıca  kısmı  ezeli  olan  ve  böyle  olduğu  için  artık  ölümden 
korkmayan  ruhlara  bağlı  olacak  bir  tabiatta  olabilirler.  Fakat  bu  ciheti 
daha açık bilmek  için, burada bizim sürekli bir değişme içinde yaşadığı­
mıza, iyiye veya kötüye doğru değiştiğimize göre bize mutlu ya da mutsuz 
denildiğini  göz  önüne  almamız  gerekir.  Çocuklukta,  ya  da  genç  yaşta 
kadavra haline geçene mutsuz denir ve tersine, bütün hayat boyunu sağ­
lam bir bedende sağlam bir ruhla geçirebilen kimseye de mutlu denir. Ve 
gerçekten her kim, bir çocuk ya da delikanlı olarak pek yüksek bir dere­
cede dış nedenlere bağlı pek az sayıda yetilere sahip ise, kendi başına göz 
önüne  alınınca  onda  ne  kendisinin  ne  Tanrının  ne  de  şeylerin  şuuruna 
sahip  olmayan, bunların  bilgisinden yoksun olan  bir ruh vardır.  Öyle ise 
bu  hayatta  biz  her  şeyden  önce,  çocukluk  bedeninin,  kendi  tabiatının 
ona verdiği pek çok sayıda yetilere sahip ve en yüksek dereceden kendi­
sinin,  Tanrının ve şeylerin şuuruna ulaşmış bir Ruhla ilgili başka bir Be­
denle değişmesi için çabalar yaparız ve bu o suretle olur ki onun hafızası­
na ve hayal gücüne ait olan her şey, önceki önermenin scolie’sinde söyle­
miş olduğum gibi, zihne göre hemen önemsiz olsun.
Önerme XL
Her şey, ne kadar çok yetkinliği varsa, o derecede etkindir ve o kadar 
az  da  edilgindir;  buna  karşılık  bir  şey  ne  kadar  etkin  ise,  o  kadar  yetkin 
ve olgundur.
Kanıtlama
Bir şey ne kadar yetkin ise, onun o kadar çok gerçekliği vardır (tanım 
6,  bölüm  II);  ve  bunun  sonucu  olarak  (önerme  3,  bölüm  III,  scolie’si  ile 
birlikte) o kadar çok etkin ve o kadar az edilgindir; kanıtlama buna karşılık 
olan  düzende  aynı  tarzda  yapılır.  Bundan  dolayı,  ona  karşılık  olarak,  bir 
şey ne kadar yetkin ise o kadar çok etkindir.
Önerme Sonucu
Buradan şu sonuç çıkar ki, Ruhun kalacak kısmı ne kadar küçük veya 
büyük olursa olsun, ötekinden daha yetkindir. Çünkü Ruhun ezeli kısmı


ZİHİN GÜCÜ VEYA İNSANIN HÜRLÜĞÜ ÜZERİNE 
2 9 1
(önerme 23 ve 29), bizim etkin denmemize sebep biricik kısım olan Zihin­
dir (önerme 3, bölüm III); tersine olarak, mahvolduğunu göstermiş oldu­
ğumuz kısım, bizim edilgin dediğimiz biricik kısım olan asıl hayal gücüdür 
(önerme  3,  bölüm  III  ve  duygulanışların  genel  tanımı);  ve  böylece  ister 
küçük ister büyük olsun birincisi İkinciden daha yetkindir.
Scolie
İşte  Bedenin  varlığı  ile  münasebeti  dışında  göz  önüne  alınması  bakı­
mından, Ruh konusunda göstermeye kalkmış olduğum şey budur; bu söy­
lediklerimizle ve aynı zamanda  önerme  21, bölüm I ve daha başkalarıyla 
görülüyor ki Ruhumuz bilmesi bakımından, öyle bir ezeli Düşünme tarzı­
dır ki, başka bir ezeli düşünme tarzı ile, o da buna karşılık başka bir düşün­
me  tarzı  ile  sona  erer  ve  hepsi  Tanrıdaki  ezeli  ve  sonsuz  Zihni  meydana 
getirecek surette sonsuzca bu böyle gider.
Önerme XLI
Ruhumuzun ezeli olduğunu bildiğimiz zaman dahi, Ahlak ve Din, ve 
mutlak  olarak  söylenince,  dördüncü  bölümde  Ruh  metinliği  ve  yüksek 
gönüllülüğe  ait  olarak  göstermiş  olduğumuz  her  şey,  bizim  için  şeylerin 
ilki, birincisi olmaktan geri kalmaz.
Kanıtlama
Erdemin ya da doğru bir hayat gidişinin (conduite) ilk ve biricik ilkesi 
(önerme  22’nin  önerme  sonucu  ve  önerme  24,  bölüm  IV)  bize  faydalı 
olanın  aranmasıdır.  Halbuki,  Aklın  faydalı  olarak  emrettiği  şeyi  gerek­
tirmek  için,  yalnızca  bu  beşinci  bölümde  bilinen  Ruhun  ezeliliğini  hiç 
göz önüne almadık. Her ne kadar biz bu sırada ruhumuzun ezeli olduğu­
nu bilmiyorsak da, ruh metinliği ve yüksek gönüllülüğe nispet edildiğini 
gösterdiğimiz şeyi bizim için şeylerin ilki, olarak kabul edeceğiz.
Scolie
Halkın  ortak  kanısı
9
  bundan  çok  farklı  görünüyor.  Çok  kimse  ger­
çekten,  şehvet  duygularına  boyun  eğmelerine  yol  verildiği  derecede  hür 
olduklarını ve tanrısal kanunun emirlerine göre yaşamayı kabul ettikleri
9) 

Yüklə 1,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin