TÜRKÇENİN OĞUZ SAHASININ İKİ VATAN ŞAİRİ: BAHTİYAR VAHAPZADE VE
ABDÜLFETTAH RAUF’UN “VATAN” TEMALI ŞİİRLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI
BİR İNCELEME
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
125
Hangi vatan için kaybetmiş, o, dün
Kendi bacağını.
O vatan hani?
Neden şu hâlinde tutmaz elinden
Vatan unuttu mu, öz evlâdını?
O asker gidende ‘Hakkım’demişti.
Aldandı, bu derdi ne bileydi o?
Vatan çağrışına o gitmemişti,
Ülke çağrışının askeriydi o.
Vatan toprağını koruyan asker,
Şeref abidesi, şan heykelidir.
Özge toprağında can koyan asker,
Döşde yad medalı, dilenmelidir.”
53
Şair burada “vatan-ülke” ayrımını ortaya koyar. İkinci Dünya
Savaşı’nda Sovyetler için cepheye giden asker, şaire göre “vatan” için değil
resmî olarak bağlı olduğu “Sovyet ülkesi” için savaşa gitmek zorunda
kalmıştır. Çünkü gerçek vatan için savaşa giden asker şan ve şeref abidesidir.
Ancak başka toprak için canını ortaya koyan asker, yabancı madalyayı
göğsüne takarak dilenir. Çünkü uğrunda savaştığı “yad”, onu unutmuştur.
B. Vahapzade’nin “vatan” temalı şiirlerinde vatan kaygısının bir
başka boyutu da “ana dili” üzerinedir. Hatta şaire bu hassasiyetinden dolayı
değişik araştırmalarda “ana dili şairi” unvanı da verilir. Şaire göre, vatan
sevgisi, ana dili sevgisi ile bağlantılıdır. Ana dilini kullanmayanlara vatan
çöreği helal olmaz:
“Ey öz doğma dilində danışmağı ar bilən
Fasonlu ədabazlar,
Qəlbinizi oxşamır qoşmalar, telli sazlar.
Bunlar qoy mənim olsun,
Ancaq Vətən çörəyi,
Bir də ana ürəyi
sizlərə qənim olsun!” (Ana dili)
53
Aynı yerde, s. 131-132.
|