bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə20/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   114
vocabularyy





368) cabin; (isim, fiil)










i.; kabin , kulübe, kamara , pilot kabini      f.; kabin veya kamarada taşımak

He built a cabin near the sea. (Denizin yakınında bir kulübe inşa etti.)



















369) cabinet; (isim)













kabine, bakanlar kurulu ,kabin, çekmeceli dolap , raflı dolap, küçük özel oda

The cabinet minister hasn’t decided the meeting date yet. (Kabine bakanı toplantı gününe henüz karar vermedi.)



















370) cable; (isim, fiil)










i.; kablo, telgraf hattı, telgraf, tel     f.; telgraf çekmek, tel çekmek, kablo döşemek

The electricity is recieved through the cable. (Elektrik kablodan alınır.)



















371) cake; (isim, fiil)










i.; kek, pasta, yaş pasta         f.; kalıplaşmak, katılaşmak

I loved my birthday cake! (Doğum günü pastama bayıdım.!)



















372) calculate; (fiil)













hesaplamak, hesap etmek, tahmin etmek, zannetmek, planlamak, tasarlamak

You will need to calculate how much time this works will take. (Bu işin ne kadar zaman alacağını hesaplaman gerekecek.)



















373) call; (fiil, isim)













f.; aramak, çağırmak, isimlendirmek , seslenmek , ilan etmek, davet etmek, telefonla aramak   i.; çağrı, çağırma , telefonda konuşma, karar, celp

Call the ambulance in case of an emergency. (Acil durumda ambulansı arayın.)



















374) camera; (isim)













kamera, fotoğraf makinesi










All photos are in my camera. (Bütün fotoğraflar kameramda.)



















375) camp; (isim, fiil)










i.; kamp, kamp sahası, ordugah, karargah    f.; kamp yapmak, kamp kurmaka

I will go to a summer camp with my friends. (Arkadaşlarımla yaz kampına gideceğim.)



















376) campaign; (isim, fiil)










i.; kampanya, mücadele, sefer   f.; kampanya yapmak, mücadele etmek, sefere çıkmak

This is a campaign against racism. (Bu ırkçılığa karşı bir kampanya.)



















377) campus; (isim)













kampüs, yerleşke













The campus is full of trees and flowers. (Kampüs ağaçlar ve çiçeklerle dolu.)



















378) can; (fiil, iism)













f.; yapabilmek, -ebilmek , edebilmek    i.; teneke kutu, konserve kutusu ,hapishane

She told she can play the guitar well. (İyi gitar çalabildiğini söyledi.)



















379) Canadian; (isim, sıfat)










i.; kanadalı  s.; kanada ile ilgi ve kanada’ya özgü




She is in love with a Canadian actor. (Kanadalı bir oyuncuya aşık.)



















380) cancer; (isim, sıfat)










i.; kanser , kötü şey, yengeç burcu     s.; kanserli




The cancer has spread the whole entrails. (Kanser tüm iç organlarına yayılmış.)



















381) candidate; (isim)










aday, talip, namzet













The candidates will be selected according to their ranking. (Adaylar puan sıralamalarına göre seçilecek.)



















382) cap; (isim, fiil)













i.; kep, takke ,başlık, kapak     f.; başlık geçirmek, kapatmak

She was wearing a big black cap. (Büyük siyah bir başlık takıyordu. )



















383) capability; (isim)










yetenek, kabiliyet,













She has the capability to do this job. (Onun bu işi başarabilecek kapasitesi var.)



















384) capable; (sıfat)













yetenekli, kabiliyetli, becerikli







She’s a very capable architect. (Çok yetenekli bir mimardır.)



















385) capacity; (isim)













kapasite, yeterlik/ehliyet, hacim, alış kabiliyeti, güç, görev

The car has a fuel tank with capacity of 25 litres. (Arabanın 25 litrelik yakıt deposu kapasitesi var.)



















386) capital; (isim)













sermaye,anamal, başkent, büyük harf







Paris is the capital of France. (Paris Fransa’nın başkentidir.)



















387) captain; (isim, fiil)










i.; kaptan, yüzbaşı , albay, başkomiser   f.; kaptanlık etmek, yönetmek , kumanda etmek

She was the captain of the volleyball team at school. (Okulda voleybol takımının kaptanıydı.)



















Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin