bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə79/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   114
vocabularyy




1461) keep; (fiil)













tutmak, saklamak, ilerlemek, sürdürmek,devam etmek, göz kulak olmak

She always  keeps her room clean. (Odasını her zaman temiz tutar.)



















1462) key; (isim, fiil)










i.; anahtar, kilit, tuş f .; kilitlemek







Where did you put the car keys? (Araba anahtarlarını nereye koydun?)



















1463) kick; (fiil, isim)










f.; tekmelemek, ayak ile vurmak   i.; tekme, çifte




The baby kicked for the first time. (Bebek ilk kez tekme attı.)



















1464) kid; (isim)













çocuk, velet, oğlak













How are the kids? (Çocuklar nasıl?)

























1465) kill; (fiil, isim)













f.; öldürmek, cinayet işlemek, canını almak   i.; öldürme

Five people were killed in the crash. (Çarpışmada beş kişi öldü.)



















1466) killer; (isim)













katil, öldüren













Police has hunted his killer. (Polis, onun katilini yakaladı.)



















1467) killing; (isim)













öldürme, cinayet, katletme










He is one of the perpetrators of the mass killing. (O, toplu öldürmenin faillerinden biri.)



















1468) kind; (isim, sıfat)










i.; çeşit, cins, tip   s.; nazik, kibar, cömert







He likes listening different kind of music. (Farklı müzik türlerini dinlemeyi sever.)



















1469) king; (isim)













kral
















Lion is known as the king of forest. (Aslan, ormanın kralı olarak bilinir.)



















1470) kiss; (fiil, isim)










f.; öpmek, öpüşmek  i.; öpücük







She kisses her mother everynight and wishes  goodnight. (Her gece annesini öper ve iyi geceler diler.)



















1471) kitchen; (isim)










mutfak
















She is preparing meal in the kitchen. (O, mutfakta yemek hazırlıyor.)



















1472) knee; (isim)













diz, dirsek













I injured my knee when I fell. (Düştüğümde dizimi yaraladım.)



















1473) knife; (isim, fiil)










i.; bıçak, çakı  f.; bıçaklamak, arkadan vurmak




Clean the knives and forkS, please. (Bıçakları ve çatalları temizle lütfen.)



















1474) knock; (fiil, isim)










kapı çalmak, vurmak   i.; vuruş










He knocked three times and came in. (Kapıyı üç kez çaldı ve içeri girdi.)



















1475) know; (fiil)













bilmek, tanımak













Do you know the address where he lives? (Onun yaşadığı adresi biliyor musun?)



















1476) knowledge; (isim)










bilgi, ilim, bilim













He has a wide knowledge of music. (Geniş bir müzik bilgisi var.)

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin