bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə82/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   114
vocabularyy








I broke my left arm. (Sol kolum kırıldı.)

























1516) leg; (isim)













bacak, ayak, mobilya ayağı










A dog bit his leg. (Bacağını bir köpek ısırdı.)






















1517) legacy; (isim)













miras
















He  left his nephew a small legacy. (O, yeğenine küçük bir miras bıraktı.)



















1518) legal; (sıfat)













yasal, meşru, kanuni, tüzel










Drug use is not legal in most of the countries. (Uyuşturucu kullanımı çoğu ülkede yasal değil.)



















1519) legend; (isim)













efsane, mit, masal













Have you heard about the legend of King Arthur? (Kral Arthur efsanesini hiç duydun mu?)



















1520) legislation; (isim)










yasa, tüzük, kanunlar, mevzuat, yasama







The legislation is still in draft form. (Yasa hala taslak halinde.)



















1521) legitimate; (fiil, sıfat)










f.; meşrulaştırmak, yasallaştırmak   s.; meşru, kanuni

According to law, this is quite legitmate. (Yasalara göre bu gayet meşru.)



















1522) lemon; (isim, sıfat)










i.; limon  s.; limonlu













I like lemon in salad. (Salatada limonu severim.)






















1523) length; (isim)













uzunluk, boy, süre













Meter is a measure of length. (Metre, bir uzunluk ölçüsüdür.)



















1524) less; (sıfat, isim)










s.; daha az, eksik    i.; eksi, daha az şey







She has less money than her sister. (Kardeşinden daha az parası var.)



















1525) lesson; (isim)













ders
















Our first lesson on Monday is English. (Pazartesi günü ilk dersimiz İngilizce.)



















1526) let; (fiil)













izin vermek, müsaade etmek,










His parents won’t let him go abroad. (Anne babası yurtdışına gitmesine izin vermeyecek.)



















1527) letter; (isim)













mektup, harf













They used write letter each other. (Eskiden birbirlerine mektup yazarlardı.)



















1528) level; (isim, fiil)










düzey, seviye    f.; düzeltmek, dengelemek




My speaking level is weak but I can write well. (Konuşma düzeyim zayıf ancak iyi yazabilirim)



















1529) liberal; (isim, sıfat)










i.; liberal görüşlü   s.; özgür, liberal







The Liberal Party has won the elections. (Liberal parti seçimleri kazandı.)



















1530) library; (isim)













kütüphane, kitaplık













I borrowed a book from the school library. (Okul kütüphanesinden kitap ödünç aldım.)



















1531) license; (fiil, isim)










f.; ruhsat vermek, yetki vermek, izin vermek   i.; lisans, ruhsat,ehliyet, evlenme  cüzdanı

This license is no longer valid. (Bu lisans artık geçerli değil)



















1532) lie; (fiil, isim)













yalan söylemek, uzanmak    i.; yalan, yatış




The cat is lying by the fire. (Kedi, ateşin yanında uzanıyor.)



















1533) life; (isim)













hayat, yaşam, ömür, can










The time is short between life and death. ( Yaşamla ölüm arasında kısa bir zaman var.)





Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin