bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə90/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   86   87   88   89   90   91   92   93   ...   114
vocabularyy

süt
















Can you buy a bottle of milk? (Bir şişe süt alabilir misin?)



















1655) million;













milyon
















Millions of people died of black death in Europe. (Milyonlarca insan Avrupa’da vebadan öldü.)



















1656) mind;













f.; önemsemek, ilgilenmek, kulak asmak   i.;akıl, zihin

Her face is still in my mind. (Yüzü hala aklımda.)






















1657) mine; (isim, zamir, fiil)










i.; mayın, maden  zm.;  benimki  f.; mayın  döşemek, maden işletmek

It is smilar to mine. (Bu benimkinin benzeri)






















1658) minister; (isim)










bakan, papaz













The meeting of EU Foreign Ministers is on Monday. (AB Dışişleri Bakanları toplantısı Pazartesi günü.)



















1659) minor; (isim, sıfat)










i.; reşit olmayan kimse   s.; daha küçük, küçük, ufak tefek, reşit olmayan

There may be some minor changes in the plan. (Planda ufak tefek değişiklikler olabilir.)



















1660) minority; (isim)










azınlık, reşit olmama










There is a French- speaking minority in the west of the country. (Ülkenin batısında Fransızca konuşan bir azınlık var.)



















1661) minute;













dakika, an , tutanak   s.; önemsiz, ufak tefek




The exam will be finished in five minutes. (Sınav 5 dakika sonra bitecek.)



















1662) miracle; (isim)










mucize
















It is miracle that nobody was killed in the car crash. (Araba kazasında kimsenin ölmemesi bir mucize.)



















1663) mirror; (isim, fiil)










i.; ayna   f.; aksettirmek, yasıtmak







She looked at herself in the mirror. (Aynada kendine baktı.)



















1664) miss;













f.; özlemek, isabet etmemek, ıskalamak, kaçırmak    i.; ıskalama, evlenmemiş bayan

He misses his old days. (Eski günlerini özlüyor.)






















1665) missile; (isim)













merak, atılan şey, mermi, kurşun, füze







Missile attack on the capital is  resuming. (Başkente füze saldırısı devam ediyor.)



















1666) mission;













misyon, görev, amaç










He accomplished his mission in the army. (Ordudaki görevini tamamladı.)



















1667) mistake; (isim, fiil)










i.; yanlış, hata, yanlışlık, yanılgı   f.; yanlış anlamak, yanılmak

Don’t worry, we all make mistakes. (Endişelenme, hepimiz hata yapabiliriz.)



















1668) mix; (fiil, isim)










f.; karıştırmak, katmak   i.; karışım







If you mix yellow and blue, you get green. (Sarı ve maviyi karıştırırsan yeşil elde edersin.)



















1669) mixture; (isim)










karışım, karıştırma













Add the butter to the mixture and beat well. (Karışımın içine yağı ekle ve iyice karıştır.)



















1670) mm ; (isim)













milimetre













Use wood of at least 20 mm thickness. (En az yirmi mm kalınlığında tahta kullan.)



















1671) mode; (isim)













kip, mod, moda,usul, biçim, üslup







Change your mode of communication. (İletişim biçimini değiştir.)



















1672) model;













i.; model, manken, kalıp   f.; mankenlik yapmak, biçimlendirmek, kalıbını çıkarmak

She used to want to be a model. (Önceden manken olmak isterdi.)



















1673) moderate; (sıfat, fiil)










s.; ılımlı, ölçülü, orta dereceli   f.; ılımlaştırmak, hafifletmek


Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   86   87   88   89   90   91   92   93   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin