bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə89/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   85   86   87   88   89   90   91   92   ...   114
vocabularyy







1636) meeting;













toplantı,  buluşma , karşılaşma










That was such a boring meeting that I didn’t listen to anyone. (O kadar sıkıcı bir toplantıydı ki kimseyi dinlemedim.)



















1637) member;













üye, mensup,eleman










Some of the members were absent. (Üyelerin bazıları yoktu.)



















1638) membership; (isim)










üyelik
















I applied for a membership of a charity. (Bir yardım derneğinin üyeliğine başvurdum.)



















1639) memory;













hafıza, bellek, anı













I have a bad memory for words. (Kelime hafızam kötüdür.)



















1640) mental; (sıfat)













akli,akılsal,  mental, ruhsal










Her problems are mental, not physical. (Onun sorunları akılsal, fiziksel değil.)



















1641) mention;













bahsetmek, söz etmek, dile getirmek







You mentioned in your e-mail that you might come over here. (Yazdığın e postada  buraya gelebileceğinden bahsetmiştin.)



















1642) menu; (isim)













menü,mönü, yemek listesi










May I have the menu, please? (Menüyü alabilir miyim lütfen?)



















1643) mere; (isim, sıfat)










i.; bataklık   s.; mutlak, salt, sade, sırf







Even the  mere thought of it makes me happy. (Onun yalnızca düşüncesi bile beni mutlu ediyor.)



















1644) merely;(zarf)













sadece, yalnızca, salt










He said nothing, merely smiled. (Hiçbir şey söylemedi, yalnızca gülümsedi.)



















1645) mess; (isim, fiil)










i.; dağınıklık, karışıklık   f.; karıştırmak, altüst etmek




The room was in mess. (Oda dağınıklık içindeydi.)






















1646) message; (isim)










ileti, mesaj, bildiri













I sent him a massage to inform him about time of the trip. (Ona, gezinin zamanını bildirmek için bir mesaj attım.)



















1647) metal; (isim, sıfat)










metal, madde  s.; metalik, madeni







The frame is made of mental. (Çerçeve metalden yapılmış.)



















1648) meter; (isim)













metre, ölçü, sayaç













John ran a hundred meters in fifteen seconds. (John, yüz metreyi onbeş saniyede koştu.)



















1649) method;













yöntem, tarz, usul, metot










He developed a new method to solve the problem. (Problemi çözmek için yeni bir metot geliştirdi.)



















1650) Mexican; (isim, sıfat)










i.; meksikalı   s.; meksika, meksika’ya özgü




A mexican reporter wanted to make an interview with me. (Meksikalı bir gazeteci benimle röportaj yapmak istedi.)



















1651) middle;













i.; orta    s.; ortadaki, ara










He called me in the middle of the night. (Beni gecenin ortasında aradı.)



















1652) might;













i.; kuvvet, güç   f.; -ebilirdi, -e bilmek, olası olmak




I thought we might go to funfair on Sunday. (Pazar günü lunaparaka gidebilceğimizi düşünmüştüm.)



















1653) military;













i.; ordu  s.; askeri













Military forces attacked the enemy at dawn. (Askeri kuvvetler, şafak vaktinde düşmana saldırdı.)



















1654) milk; (isim)














Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   85   86   87   88   89   90   91   92   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin