bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə91/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   87   88   89   90   91   92   93   94   ...   114
vocabularyy

Cook over a  moderate heat. (Orta ateşte pişir.)






















1674) modern;













modern, çağdaş, muasır










Stress is a major problem of our modern life. (Stres, modern hayatımızın önemli bir sorunudur.)



















1675) modest; (sıfat)










mütevazi, alçakgönüllü, sade, gösterişsiz







She is very modest about her success. (Başarısı konusunda çok alçakgönüllüdür.)



















1676) mom; (isim)













anne
















Where is my mom? (Annem nerede?)

























1677) moment;













an, lahza, esna













That moment was the happiest moment of my life. (O an, hayatımın en mutlu anıydı.)



















1678) money;













para, ücret













I’ve got no money left. (Hiç param kalmadı.)






















1679) monitor; (fiil, isim)










f.; izlemek, gözlemek    i.; gözlem, monitör




Each patient’s progress is closely monitored. (Her hastanın gelişimi yakından gözleniyor.)



















1680) month; (isim)













ay
















She earns $2000 a month. (Ayda 2000 dolar kazanıyor.)





































1681) mood; (isim)













ruh hali, ruhsal durum










He is in a bad mood today. (Onun bugün ruh hali kötü.)



















1682) moon; (isim)













ay, uydu
















How many moons does Jupiter have? (Jüpiter’in kaç tane uydusu var?)



















1683) moral; (isim, sıfat)










i.; değer, kıssadan hisse, alınacak ders    s.; ahlaki, manevi, erdemli

They live according to their traditional moral values. (Onlar, geleneksel ahlaki değerlerine göre yaşarlar.)



















1684) more; (sıfat, zarf)










s.; daha fazla, daha çok   zf.; daha







More and more people are getting  cancer in early ages. (Gitgide daha fazla insan erken yaşlarda kansere yakalanıyor.)



















1685) moreover; (zarf)










dahası, üstelik, ayrıca










I lost a lot money, moreover it was a waste of time. (Bir sürü paramı kaybettim, dahası zaman kaybıydı.)



















1686) morning; (isim)










sabah
















Every morning I drink a cup of coffee. (Her sabah bir fincan kahve içerim.)



















1687) mortgage; (isim)










ipotek, rehin (gayrimenkul)










Our monthly mortgage payment is 2.000 dollars. (Aylık ipotek ödememiz 2000 dolar.)



















1688) most; (sıfat, isim)










s.; en, en çok, en fazla  i.; çoğu










I spend most money on clothes. (En çok parayı kıyafetlere harcarım.)



















1689) mostly; (zarf)













çoğunlukla, çoğu zaman, daha çok







This are of Africa is mostly desert. (Afrika’nın bu alanı çoğunlukla çöl.)



















1690) mother; (isim)










anne, ana













His mother was a nurse but she is retired now. (Annesi hemşireyi ama şuan emekli oldu.)



















1691) motion; (isim)










hareket, devinim













Rub the cream in with a circular motion. (Kremayı dairesel hareketlerle sür.)

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   87   88   89   90   91   92   93   94   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin