Cennet : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 3,33 Mb.
səhifə21/36
tarix29.03.2017
ölçüsü3,33 Mb.
#12849
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   36



Türkçe Transcript(*)

Vemâ ursilû ‘aleyhim hâfizîn(e)

Ali Bulaç Meali

Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Edip Yüksel Meali

Oysa onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

Süleyman Ateş Meali

Oysa kendileri, onların üzerine bekçi gönderilmemişlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Oysaki kendileri, inananlar üzerine bekçi gönderilmemişti.

Yusuf Ali (English)

But they had not been sent as keepers over them!(6028) *

M. Pickthall (English)

Yet they were not sent as guardians over them.

Mutaffifîn Suresi
34


فَالْيَوْمَ

işte bugün



الَّذِينَ آمَنُوا

inananlar



مِنَ الْكُفَّارِ

kafirlere



يَضْحَكُونَ

gülerler




Türkçe Transcript (*)

Felyevme-lleżîne âmenû mine-lkuffâri yadhakûn(e)

Ali Bulaç Meali

Artık bugün, iman edenler, kafir olanlara gülmektedirler.

Edip Yüksel Meali

Bugün de inananlar inkarcılara güler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte bugün de inananlar kâfirlere gülecek.

Süleyman Ateş Meali

İşte bugün de inananlar kafirlerin üstüne gülerler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bugün, iman sahipleri, küfre batmışlara gülüyorlar.

Yusuf Ali (English)

But on this Day the Believers will laugh at the Unbelievers:(6029) *

M. Pickthall (English)

This day it is those who believe who have the laugh of disbelievers,

Mutaffifîn Suresi
35


عَلَى

üzerinde


الْأَرَائِكِ

divanlar


يَنْظُرُونَ

(oturup) bakarlar





Türkçe Transcript (*)

‘Alâ-l-erâ-iki yenzurûn(e)

Ali Bulaç Meali

Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle.

Edip Yüksel Meali

Koltuklar üzerinde bakarlar:

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

Süleyman Ateş Meali

Divanlar üzerinde (oturup) bakarlar:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.

Yusuf Ali (English)

On Thrones (of Dignity) they will command (a sight) (of all things).(6030) *

M. Pickthall (English)

On high couches, gazing.

Mutaffifîn Suresi
36


هَلْ ثُوِّبَ

cezalandılar mı?



الْكُفَّارُ

kafirler


مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ

yaptıklarıyle





Türkçe Transcript (*)

Hel śuvvibe-lkuffâru mâ kânû yef’alûn(e)

Ali Bulaç Meali

Nasıl, kafir olanlar, işlediklerinin 'feci karşılığını gördüler mi?'

Edip Yüksel Meali

İnkarcılar yaptıklarıyla cezalandılar mı diye.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Nasıl, kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?

Süleyman Ateş Meali

Kafirler, yaptıklarıyle cezalandılar mı? diye.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nankör kâfirler, yapmış olduklarıyla ödüllendirildiler mi?

Yusuf Ali (English)

Will not the Unbelievers have been paid back for what they did?

M. Pickthall (English)

Are not the disbelievers paid for what they used to do?

Mü’minûn Suresi
8


وَالَّذِينَ هُمْ

ve onlar


لِأَمَانَاتِهِمْ

emanetlerine



وَعَهْدِهِمْ

ve ahidlerine



رَاعُونَ

özen gösterirler





Türkçe Transcript (*)

Velleżîne hum li-emânâtihim ve’ahdihim râ’ûn(e)

Ali Bulaç Meali

(Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir.

Edip Yüksel Meali

Onlar ki kendilerine emanet edilen şeylere dikkat ederler. Verdikleri sözleri de yerine getirirler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,

Süleyman Ateş Meali

Ve o(mü'min)ler emanetlerine ve ahidlerine özen gösterirler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır.

Yusuf Ali (English)

Those who faithfully observe their trusts and their covenants;(2869) *

M. Pickthall (English)

And who are shepherds of thee pledge and their covenant,

Mü’minûn Suresi
9


وَالَّذِينَ هُمْ

ve onlar


عَلَىٰ صَلَوَاتِهِمْ

namazlarını



يُحَافِظُونَ

korurlar




Türkçe Transcript (*)

Velleżîne hum ‘alâ salevâtihim yuhâfizûn(e)

Ali Bulaç Meali

Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.

Edip Yüksel Meali

Onlar ki namazlarını düzenli olarak gözetirler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler,

Süleyman Ateş Meali

Onlar namazlarını (vakitlerinde kılarak) korurlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Namazlarını/dualarını korumaya devam ederler onlar.

Yusuf Ali (English)

And who (strictly) guard(2870) their prayers;- *

M. Pickthall (English)

And who pay heed to their prayers.

Mü’minûn Suresi
10


أُولَٰئِكَ

işte


هُمُ

onlardır


الْوَارِثُونَ

varis olacaklar





Türkçe Transcript (*)

Ulâ-ike humu-lvâriśûn(e)

Ali Bulaç Meali

İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır.

Edip Yüksel Meali

İşte varis olacaklar onlardır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte asıl onlar varislerdir.

Süleyman Ateş Meali

İşte varis olacaklar onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bunlardır mirasçı olanlar;

Yusuf Ali (English)

These will be the heirs,(2871) *

M. Pickthall (English)

These are the heirs

Mü’minûn Suresi
11


الَّذِينَ يَرِثُونَ

varis olacaklar



الْفِرْدَوْسَ

Firdevs'e



هُمْ

onlar


فِيهَا

orada


خَالِدُونَ

ebedi kalacaklardır





Türkçe Transcript (*)

Elleżîne yeriśûne-lfirdevse hum fîhâ ḣâlidûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ki onlar Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır; içinde ebedi olarak kalacaklardır.

Edip Yüksel Meali

Cennete mirasçı olacak ve orada ebedi kalacaklar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalırlar.

Süleyman Ateş Meali

Onlar (en yüksek cennet olan) Firdevs'e varis olacaklar, orada ebedi kalacaklardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sürekli kalırlar.

Yusuf Ali (English)

Who will inherit Paradise: they will dwell therein (for ever).

M. Pickthall (English)

Who will inherit Paradise: There they will abide.

Nahl Suresi
30


وَقِيلَ

dendi


لِلَّذِينَ اتَّقَوْا

korunanlara da



مَاذَا أَنْزَلَ

ne indirdi?



رَبُّكُمْۚ

Rabbiniz


قَالُوا

dediler


خَيْرًاۗ

hayr


لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا

güzel iş yapanlara



فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا

bu dünyada



حَسَنَةٌۚ

güzellik vardır



وَلَدَارُ

yurdu ise



الْآخِرَةِ

ahiret


خَيْرٌۚ

daha hayırlıdır



وَلَنِعْمَ

ne güzeldir



دَارُ

yurdu


الْمُتَّقِينَ

korunanların














Türkçe Transcript (*)

Vekîle lilleżîne-ttekav mâżâ enzele rabbukum(c)kâlû ḣayrâ(an)(k) lilleżîne ahsenû fî hâżihi-ddunyâ hasene(tun)(c) veledâru-l-âḣirati ḣayr(un)(c) veleni’me dâru-lmuttekîn(e)

Ali Bulaç Meali

(Allah'tan) Sakınanlara: 'Rabbiniz ne indirdi?' dendiğinde, 'Hayır' dediler. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir.

Edip Yüksel Meali

Erdemlilere, "Rabbiniz ne indirdi," denir. "İyilik," diye karşılık verirler. Bu dünyada güzel davrananlar için güzellik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Erdemlilerin yurdu ne de iyidir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Kötülüklerden sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada güzel amel işleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'tan korkanların yurdu ne güzeldir!

Süleyman Ateş Meali

(Allah'ın azabından) korunanlara da: "Rabbiniz ne indirdi?" dendi. "Hayır (indirdi)." dediler. Bu dünyada güzel iş yapanlara güzellik vardır, (onlar için) ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Korunanların yurdu ne güzeldir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Korunup sakınanlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Hayır indirdi." Bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Âhiret yurdu elbette ki daha hayırlıdır. Gerçekten ne güzelmiş takva sahiplerinin yurdu!

Yusuf Ali (English)

To the righteous (when) it is said, "What is it that your Lord(2053) has revealed?" they say, "All that is good." To those who do good, there is good in this world, and the Home of the Hereafter is even better(2054) and excellent indeed is the Home of the righteous,- *

M. Pickthall (English)

And it is said unto those who ward off (evil): What hath your Lord revealed? They say Good: For those who do good in this world there is a good (reward) and the home of the Hereafter will be better. Pleasant indeed will be the home of those who ward off (evil).

Nahl Suresi
31


جَنَّاتُ

cennetlerine



عَدْنٍ

adn


يَدْخُلُونَهَا

girerler


تَجْرِي

akan


مِنْ تَحْتِهَا

altlarından



الْأَنْهَارُۖ

ırmaklar


لَهُمْ

onlar için vardır



فِيهَا

orada


مَا يَشَاءُونَۚ

diledikleri her şey



كَذَٰلِكَ

işte böyle



يَجْزِي

mükafatlandırır



اللَّهُ

Allah


الْمُتَّقِينَ

korunanları


















Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin