Cennet : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 3,33 Mb.
səhifə22/36
tarix29.03.2017
ölçüsü3,33 Mb.
#12849
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   36



Türkçe Transcript (*)

Cennâtu ‘adnin yedḣulûnehâ tecrî min tahtihâ-l-enhâr(u)(s) lehum fîhâ mâ yeşâûn(e)(c) keżâlike yeczi(A)llâhu-lmuttekîn(e)

Ali Bulaç Meali

Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.

Edip Yüksel Meali

İçlerinden ırmaklar akan Adn cennet (bahçe) lerine girerler. Orada her diledikleri şeyi bulurlar. ALLAH erdemlileri işte böyle ödüllendirir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır.

Süleyman Ateş Meali

Altlarından ırmaklar akan adn cennetlerine girerler. Orada onlar için diledikleri her şey vardır. İşte Allah, korunanları böyle mükafatlandırır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Adn cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir.

Yusuf Ali (English)

Gardens of Eternity which they will enter: beneath them flow (pleasant) rivers: they will have therein all that they wish: thus doth Allah reward the righteous,-

M. Pickthall (English)

Gardens of Eden which they enter, underneath which rivers flow, wherein they have what they will. Thus Allah repayeth those who ward off (evil).

Nahl Suresi
32


الَّذِينَ تَتَوَفَّاهُمُ

canlarını aldıklarına



الْمَلَائِكَةُ

melekler


طَيِّبِينَۙ

iyi insanlar olarak



يَقُولُونَ

derler


سَلَامٌ

selam


عَلَيْكُمُ

size


ادْخُلُوا

girin


الْجَنَّةَ

cennete


بِمَا

karşılık


كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

yaptıklarınıza











Türkçe Transcript (*)

Elleżîne teteveffâhumu-lmelâ-iketu tayyibîne() yekûlûne selâmun ‘aleykumu-dḣulû-lcennete bimâ kuntum ta’melûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: 'Selam size' derler. 'Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.'

Edip Yüksel Meali

İyi durumdayken melekler canlarını almaya geldiklerinde, "Selam size olsun. Yaptıklarınızın karşılığı olarak cennete giriniz," derler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. "Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e..." derler.

Süleyman Ateş Meali

Melekler, iyi insanlar olarak canlarını aldığı kimselere de: "Selam size, yaptıklarınıza karşılık cennete girin!" derler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Melekler, canlarını temiz insanlar olarak aldıklarına şöyle derler: "Selam size, yapıp ettiklerinize karşılık olarak girin cennete!"

Yusuf Ali (English)

(Namely) those whose lives the angels take in a state(2055) of purity, saying (to them), "Peace be on you; enter ye the Garden, because of (the good) which ye did (in the world)." *

M. Pickthall (English)

Those whom the angels cause to die (when they are) good They say: Peace be unto you! Enter the Garden because of what ye used to do.

Nebe’ Suresi
31


إِنَّ

şüphesiz


لِلْمُتَّقِينَ

muttakiler için vardır



مَفَازًا

başarı ödülü





Türkçe Transcript (*)

İnne lilmuttekîne mefâzâ(n)

Ali Bulaç Meali

Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır.

Edip Yüksel Meali

Erdemliler için kurtuluş vardır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var.

Süleyman Ateş Meali

Korunanlar için de başarı ödülü vardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır.

Yusuf Ali (English)

Verily for the Righteous there will be a fulfilment of (the heart´s) desires;(5904) *

M. Pickthall (English)

Lo! for the duteous is achievement

Nebe’ Suresi
32


حَدَائِقَ

bahçeler


وَأَعْنَابًا

ve bağlar





Türkçe Transcript (*)

Hadâ-ika ve a’nâbâ(n)

Ali Bulaç Meali

Nice bahçeler ve üzüm bağları.

Edip Yüksel Meali

Bağlar, bahçeler...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bahçeler var, bağlar var.

Süleyman Ateş Meali

Bahçeler, bağlar,

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sulak bahçeler, bağlar, üzümler,

Yusuf Ali (English)

Gardens enclosed, and Grapevines;(5905) *

M. Pickthall (English)

Gardens enclosed and vineyards,

Nebe’ Suresi
33


وَكَوَاعِبَ

ve göğüsleri tomurcuklanmış



أَتْرَابًا

yaşıt kızlar





Türkçe Transcript (*)

Ve kevâ’ibe etrâbâ(n)

Ali Bulaç Meali

Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

Edip Yüksel Meali

Genç ve yaşıt eşler...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.

Süleyman Ateş Meali

Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,

Yusuf Ali (English)

Companions of Equal Age;(5906) *

M. Pickthall (English)

And maidens for companions,

Nebe’ Suresi
34


وَكَأْسًا

ve kadeh(ler)



دِهَاقًا

dolu




Türkçe Transcript (*)

Ve ke/sen dihâkâ(n)

Ali Bulaç Meali

Dopdolu kadehler.

Edip Yüksel Meali

Dolu kadehler...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Dopdolu kadehler var.

Süleyman Ateş Meali

Ve dolu kadeh(ler).

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dopdolu kadehler vardır.

Yusuf Ali (English)

And a cup full (To the Brim).(5907) *

M. Pickthall (English)

And a full cup.

Nebe’ Suresi
35


لَا يَسْمَعُونَ

işitmezler



فِيهَا

orada


لَغْوًا

boş söz


وَلَا كِذَّابًا

ne de yalan





Türkçe Transcript (*)

Lâ yesme’ûne fîhâ laġven velâ kiżżâbâ(n)

Ali Bulaç Meali

İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan.

Edip Yüksel Meali

Orada ne bir boş söz ne de bir yalan işitmezler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.

Süleyman Ateş Meali

Orada ne boş söz ne de yalan işitirler;

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Orada ne bir boş söz duyarlar ne de bir yalan.

Yusuf Ali (English)

No vanity shall they hear therein, nor Untruth:- (5908) *

M. Pickthall (English)

There hear they never vain discourse, nor lying

Nebe’ Suresi
36


جَزَاءً

bir karşılık



مِنْ رَبِّكَ

Rabbinden



عَطَاءً

bir bağış olarak



حِسَابًا

yeterli




Türkçe Transcript (*)

Cezâen min rabbike ‘atâen hisâbâ(n)

Ali Bulaç Meali

Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).

Edip Yüksel Meali

Rabbinden bir karşılık; hesaplanmış bir armağandır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Bunlar) Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir).

Süleyman Ateş Meali

Rabbinden bir karşılık, yeterli bir bağış olarak.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbinden bir ödül, tam kıvamında bir bağış.

Yusuf Ali (English)

Recompense from thy Lord, a gift, (amply) sufficient- (5909) *

M. Pickthall (English)

Requital from thy Lord a gift in payment

Nebe’ Suresi
37


رَبِّ

Rabbi


السَّمَاوَاتِ

göklerin


وَالْأَرْضِ

ve yerin


وَمَا

ve bulunanların



بَيْنَهُمَا

ikisi arasında



الرَّحْمَٰنِۖ

çok merhametli



لَا يَمْلِكُونَ

güçleri yetmez



مِنْهُ

O'nun huzurunda



خِطَابًا

konuşamaya














Türkçe Transcript (*)

Rabbi-ssemâvâti vel-ardi vemâ beynehumâ-rrahmân(i)(s) lâ yemlikûne minhu ḣitâbâ(n)

Ali Bulaç Meali

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O'na hitap etmeye güç yetiremezler.

Edip Yüksel Meali

Göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, Rahman'dır. Hiç bir davada O'na hitap edemezler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rahmân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.

Süleyman Ateş Meali

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, çok merhametli (Rab). O'nun (izni olmadan) huzurunda konuşamazlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman'dır. O'nun huzurunda söze cüret edemezler.

Yusuf Ali (English)

(From) the Lord of the heavens and the earth, and all between, (Allah) Most Gracious: None shall have power to argue with Him.(5910) *

M. Pickthall (English)

Lord of the heavens and the earth, and (all) that is between them, the Beneficent; with Whom none can converse.

Nebe’ Suresi
38


يَوْمَ

o gün


يَقُومُ

dururlar


الرُّوحُ

Ruh


وَالْمَلَائِكَةُ

ve melekler



صَفًّاۖ

sıra sıra



لَا يَتَكَلَّمُونَ

konuşamaz



إِلَّا

dışındakiler



مَنْ أَذِنَ

izin verdiği



لَهُ

O'nun


الرَّحْمَٰنُ

Rahman'ın



وَقَالَ

ve o da söyler



صَوَابًا

doğruyu




















Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin